• Sonuç bulunamadı

Merkez Bankasının Bağımsızlığı ve Senyoraj İlişkisi

2.5. SENYORAJ VE MERKEZ BANKASININ BAĞIMSIZLIĞI

2.5.2. Merkez Bankasının Bağımsızlığı ve Senyoraj İlişkisi

Hükümetlerin para basımı yoluyla elde ettikleri senyoraj gelirleri, kamu gelirleri toplamı içinde büyük bir oran oluşturmasa da ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre bu oran değişmektedir. Burada ülkelerin Merkez Bankalarının bağımsız olup olmamaları belirleyici olmaktadır. Yüksek enflasyona sahip ülkelerin bağımlı Merkez Bankalarına sahip oldukları gerçeğinden hareketle senyoraj gelirlerinin de Merkez Bankaları fiilen bağımlı bu ülkelerde arttığı gözlenmektedir. Yüksek kamu açıklarının bulunduğu bu tip ülkelerde senyoraj gelirleri devletin vazgeçmek istemediği önemli bir finansman kaynağı olmaktadır.125

Az gelişmiş ülkelerde vergi toplama maliyetleri ve vergiden kaçınma olayları oldukça yüksek olduğu için vergi sistemi etkin bir şekilde çalışmamakta normal vergi gelirleri yerine senyoraj gelirine ağırlık verilmektedir. Bu ise genel fiyat düzeyini yükselterek enflasyona yol açarken para biriminin reel değerini düşürmektedir. Bu düşüş az gelişmiş ülkelerde önemli bir gelir kaynağı olan senyoraj tipinde bir vergiyi oluşturmaktadır.

124 Fischer, Stanley. (1992) “Seignorage and Official Dollarization.” in Nissan Liviaten (ed.)

Proceedings of a Conference on Currency Substitution and Currency Boards, World Bank Discussion Papers, No: 207, Washington

125 Hakkı Soylu, Türkiye’de Senyoraj Gelirleri ve Kamu Açıkları, Ankara: SPK, Yayın No:81,

Enflasyon temelde parasal bir olgudur. Para miktarındaki büyük artış, para dolaşım hızında bir değişiklik olsa bile, ciddi ve sürekli bir enflasyona neden olmasa da, bunun gerçekleşmesini mümkün hale getirmektedir. Hükümetlerin, iktidarlarını sürdürmek uğruna yaptıkları ölçüsüz ve keyfi para basımının enflasyon oluşturması nedeniyle, bu olumsuzluğu engellemek için para basma hakkını sınırlayıcı yasal düzenlemeler gerektiği kabul edilmektedir. Siyasi iktidarın tekrar seçilebilmek amacına dayanan ve toplumun kısa dönemli çıkarlarını hedefleyen ancak uzun dönemli çıkarlara ters düsen popülist politikalar sonuçta, ekonomik krizlerin de kaynağı haline gelmektedir.126 Merkez bankasını emisyon yapabileceği koşullar dışındaki nedenlerle emisyona zorlamak, o ölçüde Merkez bankasını izlediği para politikası hedeflerinden ve özerkliğinden uzaklaştırır.127

Merkez Bankası bağımsızlığıyla ilgili çokça tartışılan başka bir konu da devletin senyoraj hakkıdır. Senyoraj egemenliğin göstergesi olarak Merkez bankalarının devletin taahhüdünü taşıyan para basmasıdır.128 Toplam senyoraj geliri, bankaların mevduatları için tutmak zorunda oldukları zorunlu rezerv karşılığından, mali yatırımcıların portföy davranışlarından ve milli paranın yerine kullanılabilen yakın ikamelerinin ortaya çıkısından ve kullanım derecesinden etkilenmektedir. Ayrıca yüksek enflasyon yaşanan ülkelerde milli paranın hesap birimi, değişim aracı ve servet biriktirme aracı olma fonksiyonları zayıflamakta ve yabancı para kullanımı artmaktadır.

Dolarizasyon olarak tanımlanan bu süreç ve mali piyasaların serbestleşmesi Senyoraj gelirini aşındırmaktadır. Dolarizasyon, yani para ikamesi gerçekleşirken, sermaye giriş çıkışlarının döviz rezervleri ve bu yoldan para arzına etkilerinin yanında para talebinin oluşmasını olumsuz yönde etkileyerek Merkez Bankasının para politikaları ile piyasaları kontrol edebilme imkanlarını daraltmakta ve bundan

126 Oktar, Suat. “Merkez Bankasının Bağımsızlığı ve Düşük Enflasyon Hedefi: Yeni Zelanda

Deneyimi”, Banka ve Ekonomik Yorumlar Dergisi. Yıl:33, Sayı:10, Ekim 1996

127

Ilhan Uludağ, “Merkez Bankası’nın Özerkligi”, Finans Dünyası Dergisi, Sayı:42, Haziran 1993, s:60.

128 Gülten Kazgan, Küreselleşme ve Ulus-Devlet Yeni Ekonomik Düzen, 1.Baskı(Genişletilmiş

dolayı Merkez Bankasının para üzerinde hakimiyet kurmasına engel olmaktadır;129 faiz haddi ve döviz kuru ülkenin büyüme ve istikrar hedeflerine göre değil, sermayenin uluslararası kâr beklentilerine göre giriş/çıkışları tarafından ayarlanmaktadır. Devlet para miktarının büyüklüğünü ve bununla yakından bağlantılı faiz haddi ve döviz kuru gibi fiyatları vatandaşlarının yaşamını, refahını gözeterek ayarlama gücünü büyük bir oranda yitirmektedir. Milli paranın kullanılmadığı bir ortamda enflasyonla mücadele etmek çok zordur. Para ikamesi yabancı bir ülkeye yardım etme, dışarıya karşılığı olmayan gelir aktarma anlamına gelmektedir. Bir ülkede halkın elinde ve kasasında hiçbir getirisi olmayan dövizleri tutması, yabancı ülkelere faizsiz kredi sağlanması gibi bir sonuç ortaya çıkarmaktadır.

Birçok ülke yasalarla Merkez Bankası’nın ne zaman, ne kadar ve nasıl emisyon yapabileceğini belirlemiştir. Merkez bankaları ekonomiye gerekli likiditeyi sağlarken ne ekonomiyi ve piyasayı para darlığı içinde bırakarak durgunluğa ve iflaslara sebep olması ne de aşırı likidite oluşturarak ekonomik istikrarı ve gelişmeyi olumsuz etkilemesi gerekir. Gerçek bağımsızlık, para basmaktan kaçınmak kadar, gerektiğinde para basmaktan korkmamayı da içerir.130 Gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş bir sermaye piyasasının yokluğu ve dış borçlanma imkanının sınırlı olduğu durumda, kalkınma harcamalarının finansmanı kısmen veya tamamen Merkez Bankası’nın para basımıyla karşılanır. Merkez Bankası’nın para basması Hazine’ye açılan “Kısa Vadeli Avans” karşılığı gerçekleşmektedir. Hazine’nin yıl içerisindeki gelir ve giderleri arasındaki geçici mevsimsel parasal açıkları kapatmak için kullanılan bu avansın kamu gelirleri tahsil edildikçe geri ödenmesi gerekmektedir. Kapatılmayan avans miktarında kamu harcamaları açıktan finanse edilmiş olur.Hükümetin bütçe açığını karşılamak için Merkez Bankası’ndan borçlandığı ve daha sonra bu borcu geri ödemediği karşılıksız finansman durumunda emisyon hacmi artarak enflasyon oluşur.131 Merkez Bankası kısa vadeli avans dışında reeskont kredileri vererek de ekonomideki para miktarının genişlemesine ve emisyona yol

129 Muhammed Akdis, Para Politikalarının Ekonomik İstikrar Üzerindeki Etkinliği ve Türkiye, Afyon:

Afyon Kocatepe Üniversitesi I.I.B.F. Yayınları, No:2, 1996, s:133.

130

Mahfi Egilmez ve Ercan Kumcu, Ekonomi Politikası, 5.b., İstanbul:Remzi Kitabevi, Mayıs 2004, s:.69.

131 Hakkı Soylu, Türkiye’de Senyoraj Gelirleri ve Kamu Açıkları, Ankara: SPK, Yayın No:81,

açar. Gereğinden fazla emisyona gidilmesi ekonomik ve mali dengeleri bozucu etkiler yapar. Birçok sebebi olmakla birlikte, enflasyon, genellikle para miktarındaki artıştan kaynaklanır. Ancak, para miktarındaki her artış fiyatlar genel seviyesini artırarak enflasyona sebep olmaz. Çünkü para miktarındaki artış milli gelirde yeterli bir artışla massedilirse fiyatlar artmayabilir. Bundan dolayı emisyon GSMH’ deki artış oranına paralel bir şekilde, diğer temel ekonomik göstergele ve ekonominin yerel yapısı da dikkate alınarak arttırılmalıdır.132 Para arzının yüzde oranı gibi bir oranda artırılmasını kabul eden sabit kurallar, enflasyonist eğilimi ortadan kaldırmakla birlikte üretimin istikrarını bozmaktadır. Bu durumda, enflasyonun düşmesinin üretimde istikrarsızlığın ortaya çıkması veya var olan istikrarsızlığın artması seklinde bir maliyeti olmaktadır.133

2.6. MERKEZ BANKASININ BAĞIMSIZLIĞI VE MAKRO EKONOMİK