• Sonuç bulunamadı

1.5. Poetikanın Kavramsal Çerçevesi

2.2.1. Yeni Şair Tipi

2.2.1.2. Rehber Şair

Tanzimat şairi sosyal fayda prensibine yeni şiir anlayışı içerisinde önemli bir yer ayırdığı için, şaire de toplumu yönlendirecek rehber rolünü biçmiştir. Şair, toplumda göz önünde olan ve yazdıkları ile insanları etkileme gücüne sahip olan kişidir. Bu yüzden şairin, toplumsal duyarlılığı göz önünde bulundurması ve bu duyarlılığın gerektirdiği şekilde davranması gerekmektedir.

“Şâir demek ehl-i dil demekse,

Hoş meşreb ü mu’tedil demekse, Lâyık mı ola o rind-i kâmil”

(Namık Kemal, 1304: 5)

Namık Kemal, yukarıdaki mısralarda şairin rind olmasını eleştirir. Bu eleştiri Divan şairine yapılmış bir eleştiridir. O, şairin rindane bir tavırla gönül ehli olamayacağını ifade eder. Rindlik, Divan şairinin kendisini özdeşleştirdiği tiptir. Divan şiirinde rind, hikmete ve hakikate önem veren, dinî konulara hassas ama dünyevi meselelere karşı umursamaz bir tavır takınan, para, mal, şöhret gibi şeyleri

umursamayan, dine karşı hoşgörülü tiplerdir (Durmaz, 2005: 58). Yeni şair ise etrafında olup bitenden haberdar olan, dünyevi meselelere karşı kayıtsız kalmayan ve sosyal konulara dair görüşü olan rehber kişi olmalıdır.

Namık Kemal, Divan şiirini eleştirirken, müstehcen olduğunu düşündüğü teşbihlerden hareketle şairin toplumun ahlakını bozacak işler yapmaktan kaçınması gerektiğine vurgu yapar. Ayrıca vatan temalı şiirler yazarak ve mektuplarında hem Recâîzâde hem de Abdülhak Hâmid Tarhan’a bu yönde şiirler yazma konusunda telkinlerde bulunarak şairin, toplumun yönlendirilmesinde etkin rol oynaması gerektiğini ifade eder. Namık Kemal, Osmanlı’nın eski günlerine dönebilmesi için toplumdaki tahrip olmuş duyguların tamir edilmesi gerektiğine inanır (Namık Kemal, 2013b: 175). Aynı zamanda duyguları tamir edecek ve toplumu eski günlerine geri dönme fikrine sevk edecek kişi de şairdir.

Ziya Paşa’nın Harâbât adlı manzum poetikasında yer alan,

“Bir şâire müntehâ-yı maksad

Bir şîşe şarâb ve bir semen-hadd” (Ziya Paşa, 1993: 59)

beyti Divan edebiyatında olduğu gibi şairi rindane olarak tarif eder. Namık Kemal ise Tahrib-i Harâbât adlı makalesinde bu beyte karşı çıkar. Ziya Paşa’nın şairi kalender meşrepli olarak tasvir etmesini kabul etmez: “Bu meşreb-i kalenderâne ve mezheb-i atâlet-perverânenin hangi cemiyet-i mütemeddine içinde bekâsı câiz olabilir?” (Namık Kemal, 1304: 44). Ardından şairlerin bu şekilde anılmasına tepki olarak Harâbât’ta bizzat Ziya Paşa’nın adlarını zikrettiği şairleri sayarak bu şairlere karşı “ömürlerini (semen-hadd) karşısında şarab şişesi önünde mi geçirdiler? Bu mülâhaza-i devletlerine baktıkça, birkaç kelimeyi bir yere getirip de efâ’îl ve tefâ’îl usûlüne tevfîk edebîlmekte mâlik olduğum iktidâr-ı cüz’iyyeden dolayı kendi kendimden nefret edeceğim geliyor” (Namık Kemal, 1304: 44) diyerek tepkisini ifade eder. Şairi, Ziya Paşa’nın, şarap şişesi ve semen-hadd karşısında tasvir etmesi Namık Kemal’e göre şaire karşı yapılmış bir aşağılamadır. Namık Kemal, şairi toplumu bilinçlendirme ve ahlak açısından bir önder olarak gördüğünden dolayı yeni şairin rindane bir tarz benimsemesini kabul etmez.

Muallim Nâci’nin tasavvurundaki şair, insanlara rehber olmalıdır. Şair; “insanlara numune-i sefalet göstermeyecek, ders-i ulviyet verecek, ahlak-ı milliyeyi tehzibe çalışacak, mensup olduğu milletin günden güne âlî olduğunu görmek isteyecek,

dünyanın bir saadet-abad kesilmesi arzusunda bulunacak, hâliyle, lisanıyla, kalemiyle bu maksadı tervice say’ edecek, hâsılı şair muhyi-i fezail, mümît-i rezail olmak fikrinden hiçbir vakitte hâlî kalmayacak” (Muallim Nâci-Beşir Fuad, 2012: 77-78). Nâci’nin tasavvur ettiği şair ile Namık Kemal’in şair için çizdiği portre birbirine uymaktadır.

Abdülhak Hâmid Tarhan, Ziya Paşa adlı şiirinde şairi över. Ziya Paşa’yı yeni şair tipi için örnek gösteren Hâmid, aynı zamanda şiirin değişiminde de Ziya Paşa’nın büyük katkısı olduğunu şu dizelerle ifade eder:

“Olanlardan biri sensin müsebbib Cihân-ı şi’rde bir inkılâba”

(Tarhan, 2013: 386)

Divan şiirinin eski gücünü kaybetmesi daha önceki dönemlerde yaşayan şairlerin verdiği eserlerin üzerine çıkacak şairleri de yetiştirememiştir. Tanzimat ile başlayan fikri değişim şairin algısını da değiştirmiştir. “Bundan böyle yetişecek şairlerimiz, fikrî güzellikler ne gibi şeylerden ibaret ise onları bize gösterecek zeminler bularak; fakat batı edebiyatından faydalanma adıyla: Dîvânece sözler mi demektir edebiyat/ Âsâr-ı terakkî diyoruz biz buna heyhât dedirtecek manasız lakırdılar söylemek sevdasında bulunmayarak, milletimize ve devletimize gerçekten hizmet edecekler(dir)” (Muallim Nâci, 1996: 89). Şair için yeni hedef sosyal fayda prensibini ön planda tutmaktır. Divan şairi sanatsal söyleyişin zirvesine çıkmayı ve mutlak varlığa ait görünmeyen noktaları şiir ile göstermeye çalışırken, Tanzimat şairi, toplumun anlayabileceği ve gelişimine katkıda bulunan şiirler peşindedir.

Ahmet Mithat Efendi’nin Muallim Nâci’yi gazetesinden uzaklaştırmasının sebebi de Nâci’nin şairi rindane bir tip olarak anlattığı beyitidir. Muallim Nâci beyitinde

”Gördüğüm rindân-ı aşkın neşe-i çevk-âveri Muktebeatir neşesinden sâgar-i serşârımın”

(Muallim Nâci, 1996: 28)

dizeleri ile bizde şairliğin sarhoşluk olduğunu, şairin elinden kadehi alındığında söz söyleyemeyecek hale geldiğini anlatır. Ahmet Mithat, Tercüman-ı Hakikât gazetesinden

kovduğu damadı Nâci’nin, şiiri, şarap ve kadından ibaret görmesinin bir Şark geleneği olduğunu düşünmektedir.

Yeni şair, Tanzimat şairleri için ilmine güvenilen ve toplumu yönlenedirecek kapasitesi ile kendisine yer edinendir. Divan şairinin sosyal meselelere duyarsız kaldığını düşünen Tanzimat şairleri, yeni şairin en önemli özelliği olarak bu duyarlılığı görürler. İlim konusunda ise özellikle Batı ile olan münasebetlerden dolayı yabancı dil bilmeyi şair için olmazsa olmaz bir yeti olarak tanımlarlar. Tanzimat şairleri, yeni şiirin Divan şiiri kadar etkin olmamasını şairlerin donanımsız olmasına bağlayan eleştirilere karşı çıkarlar ve yeni şairin de Divan şairi kadar donanımlı olduğunu hatta klasik tarzda onlardan daha güzel eserler verebileceğini iddia ederler.

Benzer Belgeler