• Sonuç bulunamadı

5. SİVİL-ASKER İLİŞKİLERİNDE TEORİ

5.3. Çağdaş Sivil-Asker İlişkileri Teorilerin Ana Hatları

5.3.1. Rebecca L. Schiff: Uyum Teorisi

Uyum teorisi asker, politik elitler ve vatandaşlar arasında yapılacak bir işbirliği sonucunda, sivil-asker ilişkilerinin şekillenmesi gerektiğini savunur. Bu üç aktör, askerin toplum içindeki rolünü ve fonksiyonu belirlemek için uyum teorisi kapsamında şu dört hususu dikkate almalıdır: subayların sosyal kompozisyonu, politik karar verme süreci, askere alınma yöntemi ve askerin tarzı.157 Eğer bahsi geçen üç aktör, askerin rolü konusunda -ister sivil asker alanların ayrımı, ister bütünleşmesi veya farklı bir yaklaşım- anlaşırlarsa, askerin politik sisteme müdahale etme olasılığı azalacaktır. 158 Yani uyum teorisine göre sivil ve askerî alanların kesin hatlar ile ayrılması, askerin politik sisteme müdahalesini önlemeye yeterli olmayabilir. Askerin politik sisteme müdahale olasılığını azaltan etmen ise asker, politik elitler ve vatandaşların tek bir sivil-asker ilişkileri modelinde buluşmasına bağlıdır. Asker, politik elitler ve vatandaşlar, askerin rolünü belirlemek ve doğal olarak sivil-asker ilişkilerini biçimlendirmek için, o ulusun köklü tarihsel, kurumsal ve kültürel değerlerini gözetecek ortak bir paydada anlaşmaları gerekmektedir.159

Sivil ve askerî alanların, ayrı alanlar olduğunu savunan teorisyenlerin aksine Schiff'e göre bu ayrım ABD ve onun gibi ulus devletler için geçerli olmakla birlikte, farklı kültür ve tarihsel geçmişe sahip ülkelere, bunu en iyi yöntem olarak ihraç etmek uygun bir sivil-asker ilişkileri modeli sunmamaktadır.160 Schiff'in amacı farklı kültür ve farklı politik sisteme sahip ulusların, Amerikan tarzı sivil-asker ilişkileri modeli olan ayrım teorisinden esinlenmeden, nasıl demokratik sivil-asker ilişkileri modeli geliştirdiğini ortaya koymaktır. Burada önemli olan husus bahsi geçen üç aktörün pozitif ilişkiler içerisinde olması gerektiğidir. Amerikan tarihi ve kültürel yapısı bu ayrıma müsaittir.161 Amerikan liberal politik kültürü ve sivil toplumu bu modeli

157 Schiff, Rebecca L., "Concordance Theory, Targeted Partnership, and Counterinsurgency", Armed Forces & Society, 2012/Cilt:38 (2), s. 323.

158 A.g.e., s. 319.

159 Schiff, 2012, s. 324.

160 Schiff, 1995, s. 8.

161 Schiff, 1995, s. 10.

53 benimseyerek, sivil-asker ilişiklerini demokratik bir düzene oturtmuştur. Fakat farklı bir kültüre bunu ihraç etmek ne kadar doğrudur?

Uyum teorisine göre asker, politik elitler ve yurttaşlar arasında sivil-asker ilişkileri modeli üzerinde bir uyum sağlanırsa, askerin politik sisteme müdahalesi en aza inecektir. Sivil-asker ilişkileri literatürü, sivil kavramına genellikle politik kurumları ve buralardaki politik elitleri dâhil etmektedir. Hâlbuki sivil toplum ve yurttaşlar da sivil kavramı içerisine dâhil edilmelidir. Asker ile birlikte bu üç aktörün uyumlu bir şekilde üzerinde anlaşacakları sivil-asker ilişkileri modeli ile askerin politik sisteme müdahale olasılığını en aza indirmek mümkündür.

Uyum Teorisi iki amaca hizmet etmektedir. Bunlardan ilki, asker, politik elitler ve toplum arasındaki ilişkiyi etkileyen kurumsal ve kültürel şartları/koşulları açıklamaktır.

Diğeri ise eğer bu üç aktör uyum teorisinin ortaya koyduğu dört gösterge üzerinde aynı fikirde uzlaşırsa, yerel siyasete askeri müdahale olasılığının en aza ineceğini tahmin etmektir.162 Uyum Teorisi, üç aktör arasında diyalog ve uzlaşma ile aynı hedef ve değerlerin paylaşılmasına odaklanırken, Huntington'ın Ayrım Teorisi asker üzerindeki sivil kontrole odaklanmaktadır. Bu manada uyum teorisi şu amacı başarmaya çalışır:

askerin siyasete müdahalesini azaltan etmen Batı tarzı kurumsal ayrımdan ziyade o ulusun sahip olduğu kurumsal ve tarihsel koşulların oluşturduğu kurumsal ayrım, birleşim veya alternatif bir oluşumdur.163

Yukarıda bahsettiğimiz ve üç aktörün sivil-asker ilişkilerini belirlerken üzerinde durması gereken dört husus asker, politik elitler ve toplum arasında bir uyum olup olmadığının göstergeleridir. Bu hususlar arasındaki uyum ne kadar fazla ise sivil-asker ilişkileri bağlamında o kadar pozitif ilerleme mevcuttur ve askerin politik sisteme müdahale olasılığı azalmaktadır. Bu hususlara kısaca değinmenin faydalı olacağını değerlendiriyoruz.

Subay heyetinin yapısı/kompozisyonu: Modern ordular kendilerini askerliğe adamış, askerliği bir kariyer olarak gören, silahlı kuvvetlerin günlük işleyişinden ve geniş kurumsal yapısından sorumlu subay heyetlerine, yani profesyonel askerlere

162 Schiff, Rebecca L., "From Military Professionalism To Coup D'etat: Concordance Theory in India and Pakistan", Advances in Military Sociology: Essays in Honor of Charles C. Moskos, Part B, (ed. Guiuseppe Caforio), Emerald Group Publishing Limited, Birleşik Krallık 2009, s. 366.

163 A.g.e., s. 367.

54 sahiptirler. Bu profesyonel subay heyetleri, ordu içindeki diğer rütbelerdeki askerlerden farklı olarak ordu-toplum ve ordu-hükümet arasındaki kritik bağlantıyı sağlamaktadırlar.164 Subay heyetinin kompozisyonu ile o ulusu oluşturan toplumun kompozisyonu ne kadar birbirine yakınlaşırsa bu iki aktör arasındaki uyum da, o kadar fazla olacaktır. Tüm modern ordularda subayların belli bir kompozisyonu mevcuttur.

Demokratik uluslarda, subay heyeti toplumdaki tüm sınıf ve katmanların kompozisyonundan oluşmakla birlikte, bu bir zorunluluk değildir.165 Kültürel ve tarihsel kaynak subay kompozisyonun nasıl olması gerektiği üzerinde anlaşılmasında önemli bir rol oynar. Subay heyetinin toplumsal kompozisyonundaki değişim ise ister istemez bir baskı gruba olarak ordunun rolünde de bir değişime sebebiyet verecektir.166 Bu sebeple subay heyetinin kompozisyonu sivil-asker ilişkilerinde önemli bir etkendir.

Uruguay eski Başkanı Josè Mujica'ya bu durumu şöyle ifade etmektedir:

Bir darbeci birliğe karşı yegâne güvence bu kurumun üyelerinin, tıpkı halk içinde olduğu gibi, farlı politik kimliklere sahip olmasıdır. Toplumdaki farklı siyasi fikirler, subayların aklına girmezse, o zaman iş localara kalır.167

Politik karar alma süreci: Bu süreç askerin ihtiyaç ve ödeneklerinin belirlendiği bütçe, materyal, askerî kuvvetlerin büyüklüğü gibi politik kanalları ifade etmektedir.168 Bu hususlar parlamentolarda, komisyonlarda veya kabinede belirlenmektedir. Asker bazı hükümetsel mekanizmalar sayesinde, bu ihtiyaçlarına cevap almaya çalışmaktadır.

Askerin ihtiyaçları ile işadamları ve endüstri sektörünün de ilişkisi söz konusudur. Bu husus ise, yurttaşları politik karar alma sürecine dâhil eden bir etmendir. Sonuçta askerin ihtiyaç ve gereklilikleri doğrultusunda politik elitler, asker ve toplumdan sürece dâhil olanlar ilgili hususlarda politik kararın alınmasında anlaşırlar.

Askere alınma yöntemi: Askere alınma yöntemlerini zorlayıcı/yaptırımsal ve inandırıcı/ikna edici olarak ikiye ayırabiliriz. Bunlardan hangisine göre asker temin edileceği, yine üç aktör arasındaki uyum sonucunda ortaya konmalıdır. Zorunlu

164 Schiff, 1995, s. 14.

165 Schiff, 2009, s. 369.

166 Kışlalı, Ahmet T., "Türk Ordusunun Toplumsal Kökeni Üzerinde Bir Araştırma", Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 1974/ Cilt: 29 (2), s. 89.

167 Danza, Andrès, Tulbovitz, Ernesto, İktidarda Bir Kara Koyun Saraysız Başkan Josè Mujica, (çev.

Ali Tuncer), (8. Baskı), Tekin Yayınevi, İstanbul 2015, s.67.

168 Schiff, 1995, s. 14.

55 askerliğin olduğu uluslarda, bu uyumun sıklılıkla olmadığı görülmektedir. Fakat askere yazılma hususunu yurttaşların vicdanına bırakarak, onların inançları doğrultusunda, bu hususta gönüllü olmalarını sağlayacak bir sistem daha uyumlu bir ilişki ortaya çıkarmaktadır.169

Askerin tarzı/stili: Askerin tarzı aslında onun nasıl görüldüğüdür. Çünkü içsel ve zihinsel düşüncelerin bir göstergesi olarak tarz, o tabakanın fikirlerini ortaya koymaktadır.170 Askerin tarzı, silahlı kuvvetler içindeki beşerî ve kültürel unsurları ifade etmektedir. Bu da çoğunlukla askerî gelenek ve sembollerle ilişkili tarihsel gelişimin bir parçasıdır.171Askerin tarzı onun sosyal sınırlarını da gösteren bir etkendir.

Toplumdan kendisini soyutluyor mu, toplumla iç içe mi, yoksa diğer elitlerle arasına keskin çizgiler mi çiziyor, bunlar askerin tarzının bir ürünüdür. Aynı zamanda üniformalar, geçit törenleri, yürüyüşler ve diğer semboller de askerin tarzını yansıtan etmenlerdir. Askerin tarzını yansıtan bu etmenler ile asker ve diğer aktörler arasındaki uyumu gözlemleyebiliriz.

Batılı ülkelerin sivil demokrasi tarihini yaşamayan uluslar veya kendi kültürleri ile batılı değerleri harmanlayarak politik bir sistem geliştiren uluslar, Amerikan tarzı sivil-asker alanların ayrımını savunan bir çerçevede sivil-sivil-asker ilişkileri modeliyle büyük bir olasılıkla başarı sağlayamayacaktırlar.172 Uyum teorisi, bir modeli diğer ulustan ihraç etmeyi savunmanın ötesinde, her ulusun kendi kültür ve tarihiyle özdeşleşmiş asker, politik elit ve toplumun üzerinde mutabakata vardığı bir modelin, askerin politik sisteme müdahalesini en aza indireceğini savunmaktadır.