• Sonuç bulunamadı

Ordunun Kurumsal Yapısı ve Toplumla Kurduğu İlişkideki Prusya

9. TÜRKİYE'DE SİVİL-ASKER İLİŞKİLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

9.3. Askerin Zihniyeti

9.3.1. Ordunun Kurumsal Yapısı ve Toplumla Kurduğu İlişkideki Prusya

Savaşı'nın çok önemli bir etkisi vardır. Bu savaş sonrası ordunun modernizasyonunda Prusya/Alman ordusu örnek alınmıştır.447 Alman heyetleri Osmanlı ordusunu modern bir ordu hâline getirmek için eğitimden, kurumsal yapıya ve askere alınma sistemine kadar birçok alanda reformlara öncülük etmişlerdir.

Osmanlı ordusu içerisindeki Prusya etkisine daha önceki kısımlarda değinmiştik.

Fakat bu durumun sivil-asker ilişkileri bakımından önemli olan yanı ise, bu Prusya etkisinin sadece orduyu modernize etmekle kalmaması, ordunun kurumsal kültürüne, siyasal hayata bakış açısına ve ordunun toplumla kurduğu ilişki üzerine de etki etmiş olmasıdır.448 Asıl önemli olan husus ise bu etkinin cumhuriyet ordusu üzerine, özellikle

446 Cizre, Ümit, "Problems of Democratic Governance of Civil-Military Relations in Turkey and the European Union Enlargement Zone", European Journal of Political Research, 2004/cilt:43, (1), s. 121.

447 Güvenç, Serhat, "ABD Askeri Yardımı ve Türk Ordusunun Dönüşümü: 1942-1961", Türkiye'de Ordu, Devlet ve Güvenlik Siyaseti, (der. Evren B. Paker, İsmet Akça), (1. Baskı), İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2010, s. 255.

448 Özcan, Gencer, "Türkiye'de Cumhuriyet Dönemi Ordusunda Prusya Etkisi", Türkiye'de Ordu, Devlet ve Güvenlik Siyaseti, (der. Evren B. Paker, İsmet Akça), (1. Baskı), İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2010, s. 175.

120 de ordunun kurumsal kültürüne tesir eden yanıdır ki,449 Cumhuriyet tarihinin birçok noktasında bu etkiyi görmek mümkündür.

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Berlin'de yapılan konferansta Osmanlı İmparatorluğu Balkanlardaki önemli topraklarının bir kısmını kaybetmiştir. Ayrıca Batılı ülkelerin benimsemiş olduğu Osmanlı dış politikasının, Osmanlı'ya yaşama şansı vermeyecek ilke ve politikalardan oluştuğu da gün yüzüne çıkmıştır. Harp sonrası tekrar gündeme gelen ordunun ıslahında Almanya'nın tercih edilmesinde Batılı ülkelerin bu dış politika ilkesi etkili olmuştur. İngiltere, Rusya ve Fransa sahip oldukları dış politika ile Osmanlı'ya yaşama şansı vermezken, Almanya Osmanlı'ya yaşama şansı tanıyan bir ülke olmuş ve Osmanlı ordusunun ıslahında baş aktör konumuna gelmiştir.450

İmparatorluğu parçalamak isteyen İngiltere, Rusya ve Fransa'ya karşı, İmparatorluğun bütünlüğünün taraftarı olan Almanya,451 ulusal birliğini sağlamada bu ülkelere nazaran geç kalmış ve denizaşırı ülkelere bayrağını dikemeyeceğini anlayarak, endüstrileşemeyen ve zengin kaynaklara sahip Osmanlı'ya gözünü dikmiştir.452 Bu sebeple de Almanya'nın 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Osmanlı'ya yönelik dış politikası; Osmanlı İmparatorluğu toprak bütünlüğünün korunması yönünde olmuştur.

Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu'nu 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Almanya'ya yakınlaştıran ve ıslahatlar için yardım istemeye yönelten diğer etkenler ise,

i. II. Abdülhamit'in imparatorluğun geleceği için sarıldığı pan-islamist politikanın Almanya çıkarları ile uyumlu olması,453

ii. Almanya’nın Müslüman topraklarında sömürgeleri olmaması ve

iii. Almanya'nın zayıf demokratik yapısının, diğer Batılı ülkelere nazaran II.

Abdülhamit'in istibdadına karşı tehlike oluşturmayacak olması şeklinde sıralanabilir.454

449 A.g.e., s. 177.

450 Ortaylı, 2016b, s. 50-51.

451 A.g.e., s. 54.

452 A.g.e., s. 19.

453 A.g.e., s. 178.

454 A.g.e., s. 76.

121 Tabi umudu Almanya'da gören sadece padişah değil, imparatorluk içinde birbirinden farklı birçok çevre de Alman dostluğundan yana tavır takınmıştır. İttihat ve Terakki Cemiyeti de bu çevrelerden sadece bir tanesidir.455

19. yüzyıl sonlarında Prusya ordusunun dünya üzerindeki başarıları, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası orduyu güçlendirmek isteyen II. Abdülhamit'i Almanlardan orduyu modernize etmeleri için yardım istemeye yöneltmiştir. Bu manada Albay Otto August Kaehler başkanlığındaki Alman heyeti 1882 yılında ülkeye gelmiş, daha sonra Kaehler'in vefat etmesi ile General Colmar Freiherr von der Goltz heyet başkanlığına getirilmiştir.456 Bu değişim başta eğitim sistemi, yani Harp Okulu olmak üzere tüm orduda, hatta Prusyalılar tarafından başarıyla kullanılan yurttaş-asker rolü üzerinden de toplumda hissedilmiştir. Goltz Paşa, Alman Heyet başkanlığının yanı sıra Erkan-ı Harbiye-i Umumiye vekili ve Ordu müfettişi olarak İstanbul'a davet edilmiş olup, 1895'e kadar İstanbul'da kalmıştır. Goltz Paşa özellikle askerî eğitim sistemini önemli ölçüde yeniden örgütlemiştir.457 Etkili bir uzman ve öğretmen olan Goltz Paşa, özellikle genç subayların eğitiminde çok etkin rol oynamış, onlar üzerinde bir Alman hayranlığı yaratmıştır.458 Bu manada Goltz Paşa, Harp Okulu'nda okutulmak üzere 4000 sayfadan fazla Türkçe broşür ve kitap yayınlatmıştır.459

İttihat ve Terakki Cemiyeti 1908 İhtilâlı ile birlikte iktidarda söz sahibi olmaya başlayınca, Prusya ordusunun çok önemli bir özelliği olan ve cumhuriyet tarihi boyunca, hatta günümüzde de, etkilerini gördüğümüz yurttaş-ordu, millet-i müsellaha (silahlanmış halk) olgusu İttihatçılar tarafından benimsenmiştir.460 Bu ihtilâl, Prusya modeli ile eğitim almış ve Prusya'da eğitimlerini tamamlamış subay heyetinin başa geçmesine olanak sağlarken, ordudaki Prusya etkisinin de artmasına sebebiyet vermiştir.461 1909 yılından sonra doğrudan Prusyalı subaylar tarafından emir komuta edilen birliklerin sayısında gözlemlenen artış462 bunun bir sonucudur. Mahmut Şevket

455 A.g.e., s. 81.

456 Özcan, 2010, s. 179.

457 Hale, 2014, s. 65.

458 Ortaylı, 2016b, s. 111

459 Wallach, Jehuda, Bir Askerî Yardımın Anatomisi (Türkiye'de Prusya-Alman Askerî Heyetleri 1835-1919), çev. Fahri Çeliker, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1977, s.37'den aktaran Ortaylı, İlber, Osmanlı İmparatorluğu'nda Alman Nüfusu, (15. Baskı), Timaş Yayınları, İstanbul 2016, s. 111.

460 Özcan, 2010, s. 179.

461 A.g.e., s. 180.

462 A.g.e., s. 181.

122 Paşa'nın 1908 İhtilâlı sonrası öğretmeni Goltz Paşa'ya "sadık öğrencilerinizin Osmanlı Hükümetini, meşum istibdadına son vermeğe ve Anayasayı kabul etmeğe mecbur ettiğini" bildirmesi, bu konuda kayda değerdir.463

Goltz Paşa, Osmanlı askerî eğitim sisteminde köklü değişikler yapmış ve bu değişiklikler sayesinde yeni bir kuşağın vücut bulmasına vesile olmuştur. Kurtuluş Savaşı'nı gerçekleştiren birçok komutan Goltz Paşa'nın kendisinden veya Prusya ekolünü benimsemiş öğretmenlerden etkilenmiştir. Ali Fuat Cebesoy, İsmet İnönü, Kazım Karabekir ve Mustafa Kemal Atatürk Prusya etkisi ile yetişmiş komutan ve devlet adamlarıdır.464 Özellikle Goltz Paşa'nın öğrencilerinden olan ve Harp Akademisinde de öğretmen olarak görev yapan Pertev Paşa'nın bu yeni kuşak üzerindeki etkisi büyüktür.

1913 yılı ise Prusya/Alman ekolünün başat konuma geldiği, orduda bu ekole sahip olmayanların, yani alaylıların tasfiye edildiği ve Prusya/Alman ekolü eğitim sisteminden yetişmiş ve bu ekolden etkilenmiş yeni bir kuşağın rütbeleri ile orantılı olmayan görevlere geldiği bir yıldır.465

Goltz Paşa'nın ordu ve komutanlar üzerindeki etkisi sadece askerî konular ile sınırlı kalmamıştır. Özellikle yayımlanmasından çok kısa süre sonra Türkçeye de çevrilen Goltz Paşa'nın ünlü yapıtı Millet-i Müsellaha, bu yeni nesil kuşağın siyasete ve topluma bakış açısında önemli etkileri olmuştur. Goltz Paşa'nın yurttaş ile ulus kurgusundan etkilenen bu nesil, devleti önceleyen ve devlet gereksinimlerini ön plâna çıkaran bir ideolojik yaklaşım benimsemişlerdir. Bu ideoloji yurttaş ve ulus kurgulamalarında da etkili olmuştur.466 Yurt savunması sadece askerlerin görevi değil tüm ulusun görevidir anlayışı467 Goltz Paşa'nın kitabı ve fikirleri ile hayat bulan Prusya ordularına has bir özellik olup, cumhuriyetin temellerinde de hayat bulmuş, günümüze kadar da etkisini göstermiştir. Topyekûn savaşın bir gereği olarak tüm toplumu militarize eden bu yaklaşım, cumhuriyet tarihi boyunca etkisini göstermiştir.

463 A.g.e., s. 180.

464 Özcan, 2010, s. 187-188.

465 Güvenç, 2010, s. 256.

466 Özcan, 2010, s. 208.

467 A.g.e., s. 211.

123 Türk ordusunu modern anlamda geliştirmek ve diğer ordular ile yarışabilecek bir hâle getirmek için 19. yüzyıl sonlarında başlayan ve 20. yüzyılda İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin başa gelmesi ile doruğa ulaşan Prusya etkisi, sadece askerlerin meslekleri üzerinde etkili olmamıştır. Toplum ile ordu, savaş ile barış, yurttaş ile asker arasındaki farkı neredeyse ortadan kaldırarak468 toplumu şekillendirmiş, dolayısıyla da siyaset kurumuna tesir etmiştir. Aslında Osmanlı İmparatorluğu'na gelen Alman heyetleri ile birlikte imparatorluk topraklarında Alman kültürü tam manasıyla yer etmemiştir, fakat özellikle Alman otoritaryanizmi ve militarizmi hayranlık duygusu olarak zihinlerde yer etmiştir.469 Özellikle padişah II. Abdülhamit tarafından Alman otoritaryanizminin ordudaki siyasallaşmanın önüne geçeceğini düşünmüştür.470

Askerlerin toplumla olan ilişkilerini düzenleme konusunda da Prusya etkisi görülmektedir. Millet-i Müsellaha yani silahlanmış millet desturu ile toplumun, ordu tarzında örgütlenmesi erken cumhuriyet döneminde toplum ile ordu arasındaki ilişkinin en önemli yanı olmuştur. Ayrıca ordunun kurumsal kimliğinde yıllarca kalıcı izler bırakmış ve askerlerin toplumla olan ilişkilerini düzenlenmelerinde önemli bir husus olmuştur.471