• Sonuç bulunamadı

5. SİVİL-ASKER İLİŞKİLERİNDE TEORİ

5.1. Samuel P. Huntington: Ayrım Teorisi

5.1.4. Huntington'ın Eleştirisi

5.1.4.2. Profesyonelliğin Diğer Boyutları

Huntington'ın iddia ettiği ve birçok Batılı ülkenin benimsediği askerin profesyonelliği ve sivil-asker ilişkileri, kurumsal olarak askerin sivil kurumlar ve toplumdan ayrıldığı, askerî kurumların apolitik olduğu varsayımı üzerinden bir sivil-asker ilişkileri modeli ortaya koymaktadır. Bu durum tarihsel gerçekliğe ve modern çağın günlük işleyişine aykırı bir durumdur.114 Ayrıca Huntington'ın iddia ettiği gibi askerin profesyonelliği, onun kendi alanında özerk olmasına bağlı olması, askere has bir alan yaratmaktadır. Bu durum ise demokrasinin sağlamlaşmasının önündeki en büyük engellerden birisidir ve askerin özerkliğine karşı verilecek olan mücadele demokrasinin sağlamlaşması için vazgeçilmez bir durumdur.115 Bu sebeple gerçekçi bir modelin kaynağı olan teori daha dengeli olmalı, profesyonellik kavramını sadece askerî boyut ile değil, politik ve sosyal boyut ile de ele almalıdır. 116 Çünkü sivil-asker ilişkileri profesyonel askerler ile sivil elitler arasında sadece resmi bağlantılar ile değil gayri resmi bağlantılar ile de yürütülür ve bu ilişki politik aktiviteler de içerir. Politik bir aktivitede kullanılan askerlerin, baştan aşağı politikadan ayrı bir kurum olarak düşünülmesi tarihsel gerçekliğe aykırıdır.

İdealist bir yaklaşım ile askerin profesyonelliği Huntington'ın tarif ettiği şekliyle doğru olarak kabul edilebilir. Fakat pratikte bu böyle değildir ve 1980 sonrası, hele ki Soğuk Savaş sonrası bu durum pratikle hiç örtüşmemektedir. Bu yüzden profesyonellik kavramı tekrar tanımlanmalıdır. Yeni bir tanımlamaya duyulan ihtiyacın sebebi sadece politik, ekonomik değil, tehdit ve güvenlikle de alakalı değişen şartlardır.117

5.1.4.2.1. Profesyonelliğin Sosyal Boyutu

Asker ve toplum arasındaki bağlar güçlendiği ve genişlediği için, asker ile toplum arasındaki sınırlar da belirsizleşmektedir.118 Asker sivil hayatın beklentilerinden, değerlerinden ve tavırlarından fazlaca etkilendiği gibi, çok az da olsa, asker de toplumu

114 Sarkesian, Sam C., "Military Professionalism and Civil-Military Relatios In The West", International Science Review, 1981/Cilt:2 (3), s. 283.

115 Serra, 2011, s. 35.

116 Sarkesian, 1981, s. 283.

117 A.g.e., s. 284.

118 A.g.e., s. 287.

43 etkilemektedir. Bu da iki alan arasındaki ayrımı bulanıklaştırmaktadır. Bu bulanıklaşmaya sebep olan faktörler ise yerel ve uluslararası alandaki değişimlerin asker ile toplumda yarattığı etkidir. Askerî hayat artık daha fazla sivil hayata yakınlaşmaktadır.119 Toplumda da kahramanlık ve vatanseverlik duyguları ile eşgüdümlü olan savaş yanlısı tutumdaki azalma ve savaşa karşı bir tavır takınma da askeri demokratik değerlere yakınlaştırmakta ve geleneksel tavırlarından uzaklaştırmaktadır. Bu bulanıklaştırmayı sağlayan en önemli etken ise çatışmanın ve savaşın doğasındaki değişimdir.120

Savaşın değişen doğası profesyonellik kavramı üzerinde de etkili olmuştur.

Savaşın politik sonucunun yanı sıra ekonomik ve sosyal sonuçları da artık profesyonelliğin önemli boyutlarındandır.121 Çünkü savaşlar artık askeri birliklerin savaşından ziyade nükleer caydırıcılık ve düşük yoğunluklu çatışmalar şeklinde vukuu bulmaktadır. Bu da sadece politik sonuçlar değil ekonomik ve sosyal sonuçlar da doğurmaktadır. Günümüzde sadece askerî alana ait bir sorun bulmak neredeyse imkânsızdır. Sorunlar askeri ilgilendirdiği kadar toplumları ve politik iktidarı da ilgilendirmektedir.

Toplumun ve askerin birbiriyle daha fazla etkileşim kurması, modern çatışmanın doğası ve çatışmaya bağlı tehdit algısı ile şekillenen askerî doktrin gibi sebeplerden dolayı sivil-asker ilişkileri daha realist bir tanıma ihtiyaç duymaktadır.122

Tüm tarih boyunca askerlerin misyonu hep savaş kazanmak olmuştur. Fakat savaş kazanmanın metotları yıllar içinde değiştiği için zaferin konsepti, askerin profesyonelliğinin boyutları ve asker ile toplum arasındaki ilişki de değişmiştir.123 Askerin profesyonelliği ile sivil-asker ilişkileri arasında çok yakın bir ilişki mevcuttur.124 Bu sebeple askerin profesyonelliğinin yeniden tanımlanması ile birlikte sivil-asker ilişkilerin pratikteki durumu da yeniden tanımlanabilir ve daha realist teoriler ortaya konulabilir.

119 A.g.e., s. 286.

120 A.g.e., s. 287.

121 A.g.e., s. 289.

122 A.g.e., s. 284.

123 A.g.e., s. 284.

124 A.g.e., s. 285.

44 Toplumdan ayrı, kendi sınırlarına çekilmiş bir ordu düşünmek, modern toplumlar için geçerli bir durum değildir. Çünkü asker, sivil yaşamın beklentilerinden, yeteneklerinden, tutumlarından ve değerlerinden etkilenmektedir.125 Hâl böyle olunca profesyonellik kavramını salt askerî bir boyutla düşünerek gerçeğe uygun bir sivil-asker ilişkileri modeli ortaya koymak imkânsızlaşır.

Meşru ve güvenilir bir ordunun kendi toplumsal kökenlerinden ayrı, toplumun değerlerinden uzak ve toplumdan kopuk olduğu düşünülemez. Toplumu ve askerleri karşılıklı etkileşime iten birçok etmen saymak mümkündür. Bir kere asker, daha önceki zamanlara göre daha fazla ailesi ile birliktedir ve toplumun içerisinde yaşamaktadır. Bu sebeple ayrım teorisi gerçekçi bir yaklaşım sunamamaktadır.

Demokratik devlet tarafından belirlenen demokratik değerler ışığında askerin profesyonelliği; zorun (şiddetin) uygulanması, kontrolü ve organizasyonudur. Bu fonksiyon da eğitimli subay heyeti tarafından yerine getirilir. Bu hâli ile askerin profesyonelliği tek başına onun sivil elitler tarafından kontrolü ve sivillere itaatinden öte, profesyonel ahlak ve etiğin demokratik değerler ile bezenmesini gerekli kılmaktadır.126 Yeni bir profesyonellik kavramı tanımlamak için öncelikle teori/pratik veya ideal/gerçek arasındaki boşluğun azaltılması gereklidir. Bu gereklilik sivil-asker ilişkilerinin demokratik olarak sürdürülebilmesi için çok önemlidir. Sivil-asker ilişkilerini salt askerî elitler ile seçilmişler arasındaki bir ilişki değildir.127 Politik ve sosyal gerçekler, askerin daha birçok kaynak ve grup ile ilişkisi olduğunu ortaya koymakta ve bunlar dikkate alınmadan, gelenekler göz ardı edilerek bir model ortaya koymak çok sağlıklı olmayacaktır.

Sivil-asker ilişkilerini demokratikleştirmek için yapılan yanlışlardan birisi de, askerî kurumsal yapının, Batı'yı örnek alarak şekillendirilebileceği varsayımıdır.128 Fakat kendi toplumsal yapısı, kendi tarihi ve değerlerinden ayrı olarak sivil-asker ilişkilerini düşünmek, gerçekçi bir model sunamamaktadır. Bu sebeple askerin profesyonelliğinin sosyal boyutu, yani askerin toplumla kurmuş olduğu ilişki, gerçekçi bir sivil-asker ilişkileri modeli yaratabilmek için her daim göz önüne alınması gereken

125 A.g.e., s. 285.

126 A.g.e., s. 290-291.

127 A.g.e., s. 297.

128 A.g.e., s. 295.

45 bir husustur. Unutulmamalıdır ki asker de kendi toplumunun içinden çıkmakta ve ne kadar kendi toplumuna uzaklaşırsa, o kadar siyasal sürece müdahale olasılığı artmaktadır.

5.1.4.2.2. Profesyonelliğin Politik Boyutu

Modern dünyada bir problemi saf askerî bir problem olarak tanımlamak çok zordur. 129 Bu sebeple de sivil alan ile askerî alan arasına sınır çekmek çok zordur.

Modern dünyada artık siyasî ile askerî arasındaki sınır gittikçe bulanıklaşmaktadır. Hâl böyle olunca da Huntington'ın tanımladığı şekilde askerin profesyonelliği tanımlanamamakta ve Huntington'ın ifade ettiği profesyonellik ile sivil kontrol arasındaki ilişki pratikte uygulanamamaktadır. Örneğin günümüzde nerdeyse tüm devletlerde askerler ile asker olmayan parlamenterler arasında özellikle askerî bütçe üzerinden resmi ve resmi olmayan ilişki ağına sahip politik bir sistem kurulmuştur. Bu sistem her iki kesiminin de kendi alanına girmese de, diğerinin alanı hakkında bilgi sahibi olmasını gerekli kılmaktadır. Özellikle askerî bütçelerin belirlenmesinde parlamenterlerin askerî konulara hâkim olmaları gerekmekte ve bu şekilde bütçenin belirlenmesinde seçilmişlerin kontrolü sağlanabilmektedir. Aynı şekilde askerler de kendi ihtiyaçlarının karşılanması konusunda parlamenterleri etkileyebilmek için politik sistemin işleyişini kavramalı ve para kaynaklarına erişmek için politik sisteme demokratik girdiler sunabilmelidir.130

Gerçekte asker, diğer özelliklerinin yanı sıra politik bir kurumdur ve politik sürece çeşitli resmi ve resmi olmayan kanallar vasıtası ile erişir ve hatta o süreci etkilemeye çalışır.131 Politik bilgi, ilgi ve politik duyarlılık; politikaya müdahale ve partizan tercihler ile aynı şey değildir. Askerin profesyonelliğinin politik boyutunun demokratik olarak geliştirilmesinin en önemli aracı ise eğitim ve gerçek şartlara uygun sivil-asker ilişkileri modeli ile mümkündür.132 Nasıl demokratik değerlerle bezenmiş eğitim sisteminden yoksun askerler demokrasilere tehdit ise, politik süreçlerin tamamen

129 A.g.e., s. 287.

130 A.g.e., s. 285.

131 A.g.e., s. 293.

132 A.g.e., s. 293.

46 dışında var olan asker hayal etmekte, bir o kadar demokratik değerlerin korunması ve sağlıklı bir sivil-asker ilişkileri için yetersizdir.

Bu bilgiler ışında, Huntington'ın fikirleri ile hayat bulan objektif sivil kontrol, sivil-asker ilişkilerindeki önemini muhafaza ederken, değişen tehdit ve görev tanımı ile birlikte Morris Janowitz'in fikirlerinde hayat bulan asker ve sivil değerlerin yakınlaşması da gerçekleşmektedir.133 Artık askerin profesyonelliği sadece kendi alanında özerk ve askerî alana sıkışmış bir asker tanımı ile özdeşleşmemektedir.

Askerin profesyonelliği şiddet yönetiminin ötesinde, askerin toplumla ve politik süreçle nasıl bir ilişki kurduğunun da bir göstergesidir.