• Sonuç bulunamadı

III. BÖLÜM: RAZGRAT OLAYI ve TÜRK KAMUOYU

3.3. Razgrat Olayı

1933 Nisanında yaşanan “Razgrat Mezarlık Hadisesi” Bulgaristan’da yaşayan ve sayıları yarım milyonun üzerindeki soydaşlarımızı ve Türkiye’de yaşayan tüm vatandaşları derinden sarsmış ve üzmüştür. Türkiye kamuoyu hadisenin üzerine gitmiş ve toplumsal bir tepki gösterilmiştir.

Bilindiği üzere Balkanlar’ı kapsayacak bir birlik kurma çalışmaları yapılmaktaydı. Balkanlarda Bulgaristan ile en iyi ilişkiler içerinde olan ve toprak sorunu olmayan Türkiye, Bulgaristan’ı da Balkan Birliği’ne alarak yaklaşmakta olan II. Dünya Savaşı’nın dışında kalmayı amaçlamıştır.501

Ancak Bulgaristan’ın izlediği revizyonist (Ek- 5) politika nedeniyle bunda başarılı olunamayacaktır.

Türkiye’nin Yunanistan ile birlikte Balkan Antanttı oluşturma çabası Türk- Bulgar ilişkilerini bu dönemde fazlasıyla etkilemiştir. İttifak politikası Türk Dış Politikasını etkileyen en önemli unsurlardan biridir ve güvenlik arayışları Balkan Antantı kurulmasına yol açmıştır. Bu nedenle 1933 yılında Türkiye ile Yunanistan arasında Samimi Anlaşma Misakının502

imzalanması, Türk-Bulgar ilişkilerine olumsuz olarak yansımıştır. Bulgaristan her iki komşusunun böyle bir biçimde anlaşmasını dostane olmayan bir tutum olarak algılamıştır.503

Bu görüşün akside mevcuttur. Örneğin Kaloyon Babef imzalı bir makalede Bulgaristan’ın Balkanlarda ve Avrupa’da cereyan eden hadiselere ve Türk-Yunan anlaşmasına ehemmiyet vermediği ve ilgisiz kaldığı belirtilmektedir. Bulgarların bu önemli durumu

500

Kıel, a. g. m., s. 143.

501 Hikmet Öksüz, “Atatürk Döneminde Balkan Politikası (1923-1938)”, Türkler Ansiklopedisi, c: 16,

Ankara 2002, s. 628.

502 Soysal, a. g. e., s. 443-444. 503

114 kavrayamadıkları ileri sürülmüştür.504

Buna ek olarak, eski Bulgaristan Başvekili Çankof, Zlatanoff imzasıyla yazdığı bir makalede Bulgaristan’ın bir an önce Türkiye ve Yunanistan’la anlaşması gerektiğini yazmıştır.505

Bulgarlar arasında da komplo teorileri üretenler çıkmıştır. P. İgvorsky tarafından Zevat gazetesinde bu tarz bir düşünceye sahip bir yazı yazılmıştır. İgvorsky, “Trakya Meselesinde Yabancı Bir Parmak” başlığıyla yazdığı yazıyla, Bulgar dış politikasını ve Türkiye ile Türklerden özellikle bahsetmiştir.506

Burada Bulgarların, Türkiye’ye karşı güvensizliğini ve Türkiye’nin izlediği barışçı politikalara karşı destek vermeyeceği anlaşılmaktadır.

Bulgaristan bir yandan ekonomik durumunu diğer yandan da dış politikasını dengelemeye çalışmaktaydı. Fakat bir yandan dünya ekonomik bunalımının etkilerinin Bulgaristan’da hissedilmeye devam etmesi, bir yandan da uluslararası alandaki gelişmelerin Bulgar kamuoyunun tepkisini çekmesi Bulgaristan’ı yeni bir kaos ortamına sokmuştur.507

Bulgaristan’ın ekonomik durumu hiçte iç açıcı değildir. Bulgaristan’da mali ve iktisadı buhranın gittikçe şiddetlenmesi üzerine hükümet önemli tedbirler almıştır. Nazırlar ve piskoposların %20, mebusların %15 oranında maaşlarında kesinti yapılacaktır. Bira, şeker ve çimentodan alınan vergilerle gümrük vergileri de artırılmıştır.508

Sofya elçiliğinden gelen bir rapora göre; Bulgaristan’da Ayestefanos Antlaşması’nın yıl dönümü olan 3 Mart tarihinin İstihlas (kurtarılma) Bayramı olarak kabul edildiği bildirilmiştir.509

Önemli cemiyet mensupları, emekli askerler ve Bulgar basının büyük bir kısmı bu düşünceye sahiptirler. 26 Mart 1933 tarihinde Bulgaristan’ın muhtelif şehirlerinde gerçekleşen askeri merasimler hakkında da ayrıntılı bilgiler Hariciye Nezaretine gönderilmiştir.510

Bulgaristan’da çıkmakta olan Trakya gazetesinin 23 Şubat, 2,9 ve 16 Mart nüshalarında; Bulgaristan’ın Adalar Denizi’ne inmesi, Trakya Komitasının vaziyeti

504 BCA, 030.0.010.000.000.241.626.27 505 BCA, 030.10.000.000.241.627.14 506 BCA, 030.10.000.000.241.629.5 507 Dayıoğlu, a. g. e., s. 218. 508 BCA, 030.0.010.000.000.241.626.14 509 BCA, 030.10.000.000.241.627.4 510 BCA, 030.10.000.000.241.627.22

115

ve Trakya’nın kazanılması yolunda Bulgar halkını tahrik edici yazılar yazılmıştır.511

Türkiye Cumhuriyeti hükümeti Bulgaristan basını sürekli takip etmekteydi. Kendisi için zararlı olan yayınların yurda sokulmasına izin vermemiştir. Arap harfleriyle yazılan Dostluk gazetesini aleyhimizde zararlı yazılar yazdığı için yurda sokulmasını yasaklamıştır.512

Ayrıca Nataneil Nazizof isimli kişi tarafından Bulgaristan Razgrat’ta çıkarılan Şahidülhakayik adlı risalenin, baştan aşağıya misyonerliğe ve Türkleri Protestanlığa teşvik edici propaganda yaptığından memlekete sokulması yasak edilmiştir.513

Bu iki kararnameyi de Reisicumhur Mustafa Kemal Paşa ve İcra Vekilleri heyetinin tamamı imzalanmıştır.

Bulgaristan’da Muşanov önderliğinde oluşturulan blok, iki seneden az bir zamanda halkın itimadını kaybedecek düzeye gelmiştir. Son bir değişikliğe maruz kalan Bulgar kabinesinin, Nasyonal Liberal Fırkasına mensup sabık adliye nazırı Verbanoff’un Sobranya’da istediği nazırlıklar boş bırakılmıştı. Hükümette bulunan Çiftçi nazırların nezaret değiştirmek istemeleri ile başlayan hükümet buhranı, boş bırakılan yerlere atanmalarıyla son bulmuştur. Bulgar kabinesi aşağıdaki son şekliyle oluşmaktadır:

*Başvekil ve Hariciye Nazırı: M. Muşanov (Demokrat) *Dâhiliye Nazırı: Mi. Girginoff (Demokrat)

*Maarif Nazırı: Dr. Boyacıyev (Liberal) *Maliye Nazırı: M. İstefanoff (Demokrat)

*Harbiye Nazırı: General Kissof (Fırkalar dışından)

*Ticaret Sanayi ve Mesai Nazırı: Mi. Çiçef (Çiftçi)Ziraat Nazırı: Mi. Muraviyeff (Çiftçi)514

Razgrat Olayının yaşandığı sırada Bulgar hükümeti bu şekilde görev dağılıma sahipti.

511 BCA, 030.10.000.000.241.627.13 512 BCA, 030.0.18.01.02.33.6.003 513 BCA, 030.0.18.01.02.37.48.007 514 BCA, 030.010.000.000.241.626.10 S.1-4.

116

14-15 Nisan Cuma gecesi, Hz. İsa’nın öldüğü gece, karanlıkta Razgrat Türk Mezarlığı’na yerli Bulgarlar tarafından pek çirkin bir saldırı yapıldığı öğrenilmiştir.515

Bu tarihin 16 Nisan,516 17 Nisan517 veya 20 Nisan olduğunu yazanlar olsa da, arşiv belgesinden ulaştığımız bilgiler neticesinde ve olayı bizzat yaşayan gazeteci Necmeddin Deliorman’ın verdiği 14 Nisan518

tarihi doğrudur. Bu tarihin net olarak tespit edilmesi önemlidir. Bu olayın tarihini net olarak yazmayanlar genel bir ifadeyle Nisan ayını belirtmektedirler.519

Şehir ile istasyon arasında bulunan 70 dekar ve asırlık Türk Mezarlığı tahrip edilmiştir. 14 Nisan akşamı Bulgar zabitlerinin kumandasına verilen mitralyözlü askerler silahlarını mezarlığın dört köşesine yerleştirmişlerdir. Türk düşmanı şövenist Bulgar gençleri; balyozları, baltaları ve kürekleri ile mezar kazıcılığına koyulmuşlardır. Kaymakam Vazelof’un emriyle Bulgar jandarmaları mezarlığa gidecek yolların geçit yerlerini tutmuşlardır. Türk camilerine haç takılmasını öteden beri toplantılarda telkin eden Papaz Hubançef adamlarını göndermiş ve hain faaliyetlerine başlamışlardır.520

Akşam kulüplerinde içtimaa eden bu müfrit milliyetperverlerin yapacakları işi evvelden tasarladıkları, evlerinden kazma ve küreklerle gelerek toplanarak grup halinde mezarlığa gittikleri tespit edilmiştir. Mezarlığın önce tel örgüsü kesilerek kabristana girmişler, ilk olarak kabristan bekçisinin evini yakmışlardır. Bu harekete müteakip iki yüz Bulgar’ın mezarlığa dağılarak ellerindeki balta, kazma ve küreklerle mezar taşlarını kırıp geçirdikleri, mezarların tahrip edildiği, hatta ölülerden birkaçının mezardan çıkarıldığı elçilik raporuyla belirtilmiştir.521

Türkiye’nin Sofya elçisinin değerlendirmesine göre; son aylarda Bulgar milli duygusu çok beslenmektedir. Bulgarların milli duygusunu tahrik etmek mutlaka Türk düşmanlığı demektir. Faşistlerin, Yugoslavcaların ve Hitlercilerin bu ülkedeki faaliyetleriyle hep Bulgar milli ruhunu beslemekteler. Kışkırtılan Bulgar gençler mutlak surette kendilerine kolay hedef olan Türkleri seçmektedirler. Elçi devamla,

515 BCA, 030.10.000.000.241.627.26, Necmeddin Deliorman, a. g. e., s. 38. 516 Tevfik Çavdar, Türkiye’nin Demokrasi Tarihi, Ankara 1995, s. 366. 517

Cumhuriyet Ansiklopedisi 1923-1940, İstanbul 1998, s. 209. Tezel, a. g. e., s. 39.

518 Necmeddin Deliorman, a. g. e., s. 38. 519 Yılmaz, a. g. m., s. 204.

520 Necmeddin Deliorman, a. g. e., s. 38. 521

117

bu gibi hakaret ve tecavüzler tevali (uzayıp gitmek, devam etmek) edecektir. Her ne pahasına olursa olsun bu milyona yakın yurttaşımızın bir an evvel Trakya veya Anadolu’ya nakledilmesinin zaruret halini aldığını bildirilmiştir.522

Bulgaristan Türklerinin durumu 1933 yılı itibari ile hiçte iyi değildir. Siyasi haklar şöyle dursun, olayların yaşandığı günlerde Türkler için can emniyeti dahi tehlikeye girmiştir. Türklere yapılan haksızlıklar, baskılar ve kötü muameleler cezasız kalmaktadır. Pomakların Bulgar neslinden gelen Müslümanlar oldukları gerekçesiyle haklarına tecavüz edilmekte ve Hıristiyan yapılmaya çalışılmaktadır. Bulgar yetki memurlarına hiçbir ülkede olmayan, vergi kanunu yetkileri verilerek Müslümanların mallarına yönelik saldırılar yapılmaktadır. Çingene ve Pomaklardan Türklüğe geçişler yaşanmakta ve bu kişilerin uğradığı zulümler neticesinde Türkiye’ye kabulleri yaşanmaktadır.523

Çingeneler ayrı tutulursa yarım milyondan az olmayan Bulgaristan’daki ırkdaşlarımızın bireysel hakları olmadığı gibi cemaat haklarına gelince, o da Bulgarların duyduğu güvensizlik nedeniyle Bulgar hükümeti tarafından kullandırılmamaktadır. Pomakları tanımamaktadırlar. Göç hakkını Müslüman Türklere kullandırmamaya özen gösterilmektedir.524

Razgrat Olayı’nın Türkiye’de duyulmasından önce, 16 Nisan’da Mustafa Kemal Paşa, yeni Bulgar Sefiri M. Antonov’u Çankaya Köşkünde kabul etmiştir. Mustafa Kemal Paşa: “Milletlerimizin birbirlerine yürekten duygularla yaklaşmaları menfaatlerine en uygun olanıdır”525

demiştir. Daha sonra yabancı gazetelere demeçler veren Antonov: “İki tarafın iyi niyeti sayesinde hiçbir itilafın kalmayacağını ve Türk dostluğunun muhafazası yolunda çalışacağını” ifade etmiştir.526

Bu iyi niyetli ifadelerin kullanıldığı sırada yaşlanan bu olay tam anlamıyla sürpriz olmuştur.

522 a. g. a., s. 1. 523 BAC, 030.10.000.000.241.629.15. s. 1. 524 a. g. a., s. 2. 525 Vakit, 16 Nisan 1933, s. 1. 526 BCA, 030.10.000.000.241.627.17.

118