• Sonuç bulunamadı

3.4. TÜRKİYE’DEKİ VE DÜNYADAKİ ŞİDDET İSTATİSTİKLERİ

3.4.4. Rakamların Dili



Şiddet, taciz, tecavüz, öldürülme vs. aslında sadece Türkiye’de mevcut sorun ve olaylar olmayıp; bütün dünya ilkelerinde yaşanan gerçeklerdir. Dünya genelindeki kadınlar, her zaman ikinci sınıf kategoride görülmektedir. Türkiye’de de kadına yönelik şiddet olayları, son yıllarda artış göstermiştir. Her ne kadar ülkeyi yönetenler artış olmadığını, tam tersine düşüş yaşandığını söyleseler de, istatistiklere baktığımız zaman rakamlar durumun pek de onların dedikleri gibi olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.

Kadın cinayetlerinin en büyük ortak özelliği ise; öldürenlerin erkek kesimi olmasıdır.

 2002 yılı kayıtlarına 66 olarak geçen kadın cinayet sayısı, 2007 yılında 1011 rakamına yükselmiştir.

 “İçişleri Bakanlığı Emniyet ve Jandarma Teşkilatları” ’nın istatistikî verilerine göre; 2001 – 2004 yılları arasında 21268 kadın efradına kötü muamele, 10148 kadın kaçırma, 3800 kadın müstehcen hareket, 3336 kadın ırza geçme, 1803 kadın evlenme vaadi ile aldatılarak kızlık bozma, 1371 kadın da fuhuşa teşvik suçlarının mağdurları olarak kayıtlara geçmişlerdir.

 Tecavüze uğrayanların % 50’si 18 yaş altındadır. Bunlardan sadece % 10’u erkek, gerisi ise kız çocuk olmaktadır.

 Her 4 kız çocuktan 1 tanesi cinsel şiddete uğramaktadır.

 5 – 10 yaşları arasındaki çocukların % 55’i ensest mağdurudur.

 Daha çok 7 – 9 yaşları arasındaki çocuklar cinsel şiddete maruz kalmaktadır.

 Cinsel saldırganların % 75’i tanıdık birisidir.

 Ensest olaylarında faillerin % 50’si öz baba, sırasıyla da amcalar, enişteler, ağabeyler, dedeler ve dayılardır.

 Acil yardım hattını arayan kadınların % 57’si fiziksel şiddete, % 49,9’u cinsel şiddete, % 14,6’sı enseste, % 8,6’sı da tecavüze maruz bırakılmıştır.

 2010 yılının ilk 7 ayında 226 kadın cinayete kurban gitmiştir.

 Aynı dönem içerisinde cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar kapsamında 6423 kadın şiddete maruz kalarak hastanelik olmuş, 722 kadın taciz edilmiş, 478 kadın da tecavüze uğramıştır.

 “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)” verilerine göre; taciz ve tecavüz gibi cinsel saldırı suçlarında son 5 yılda % 30 oranında bir artış meydana gelmiştir.

 Buna göre; 2006’da 489, 2007’de 540, 2008’de 589, 2009’de de 624 kadın cinsel taciz mağduruyken; 2006’da 528, 2007’de 473, 2008’de 577, 2009’de ise 652 kadın tecavüze uğramıştır.

Ocak 2009 yılında yayımlanan “Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet Raporu” ’na göre; en yüksel şiddet oranı Orta Anadolu ve Kuzeydoğu Anadolu Bölgeleri’nde ortaya çıkmıştır. En yüksek oranın sahibi, % 29 ile Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi olmuştur. En düşük oranın sahibi ise; % 9 ile Marmara Bölgesi olarak kaydedilmiştir.

 İlkokul düzeyinde eğitimi olan kadınlarda şiddete maruz kalma oranı % 56 olarak tespit edilirken; lise, üniversite vs. gibi daha yüksek eğitimi olan kadınlarda bu orab

% 32 civarına denk gelmektedir.

 Boşanma artışları Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde % 40, Doğu Anadolu Bölgesi’nde % 36, Ege Bölgesi’nde ise % 20 olarak açıklanmıştır. (Dinçer Demirel, 08.03.2011)

3.4.5. 2011 Yılı = Kâbus Yılı



“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu”, 2011 yılında kadına yönelik cinayet ve şiddetin rakamlarını açıkladı. 2011 yılında 160 kadın eşleri, sevgilileri, babaları ve en yakınındaki erkekler tarafından öldürüldü. Kadınların % 66’sı aile içinde katlediliyor. Devlet kendine başvurarak koruma isteyen kadınların % 73’ünü korumadı.

2011 yılında en az, 610 kadın cinsel tacize maruz kaldı. 179 kadın tecavüze uğradı.

2011 yılı kadınlar için parlak bir yıl olmadı. Kadınlar yine şiddeti ve ölümü gördü. “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu” ’nun açıkladığı rakamlara göre;

bu yıl 160 kadın cinayete kurban gitti. Verilere göre; öldürülen her iki kadından biri kendi hayatına dair bir karar vermek istediği için öldürüldü. Kadınların % 41’i ayrılmak ya da boşanmak istedikleri için, % 32’si kıskançlık sebebiyle, %16’sı da karşılarındaki erkeği reddettikleri için öldürüldü.

Bu rakamların resmi rakamlar olmadığını söyleyen platform sözcüsü Tuğba Gümüş ise; şu sözleri sarf etti: “Platform olarak 6 aydır devletin birçok kurumuna başvuruda bulunduk. Kadına yönelik şiddet hakkında veri almak istedik. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden Adalet Bakanlığı’na, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan Cumhurbaşkanı’na kadar devletin hiçbir kurumu bize kendi ülkesinde öldürülen kadınlar hakkında bilgi vermedi, veremedi. Bizler kendi verilerimizi araştırarak bu sonuçlara ulaştık. Bu sonuçlar 2008 - 2012 yılları arasındaki zaman diliminde kadınlara yönelik şiddeti gösteriyor.” dedi.

Bu verilere göre; kadınların % 88’i en yakınları ya da tanıdıkları erkekler tarafından öldürülüyor. Hukuk ve semavi dinler boşanmayı kabul ederken bu coğrafyadaki erkekler boşanmayı kabul etmiyor. Kocası ya da eski kocası tarafından öldürülen kadınların oranı da, % 47 olarak belirlendi. Verilerde dikkat çeken başka bir nokta ise; kocası ya da eski kocası tarafından öldürülen kadınların oranı 2009 yılından 2010 yılına kadar % 193 arttı.

Kadınların % 66’sı aile içerisinde öldürülüyor. Kadınların % 71’i kocaları tarafından katledilirken; krizin baş gösterdiği 2008 yılından 2010 yılına kadar kadınların kriz ve işsizlik sebebiyle öldürülmesindeki artış oranı % 175 oldu. Öldürülen kadınların maddi durumlarına bakıldığı zaman; fakir, orta ve alt sınıftan olma kadınların oranı % 55,5 olarak tespit edildi. Fakir, orta ve alt sınıftan olan kadınların 2009 yılından 2010 yılına kadar katledilme oranları da, % 100 arttı. Kadınların öldürülme sebeplerinden bir diğeri ise; erkeğin bir isteğini yerine getirmemek denildi. İşte bu durum; öldürülen her 5 kadından 1 tanesinin ölüm sebebidir.

Öldürülen kadınların % 14’ünün işkence gördüğü de, istatistiklerde yer alıyor.

Öldürülen kadınların % 21’inin neden öldürüldüğü, % 12’sinin kim tarafından

öldürüldüğü, % 48’inin koruma talep edip etmediği, % 13’ünün de nasıl öldürüldüğü bilinmiyor. (Meltem Günay, 2011) Kısacası; kadınlar bir şekilse kurbandırlar. Öyle ya da böyle, şiddetin hedefi haline gelmişlerdir.