• Sonuç bulunamadı

Araştırma Yöntemi ve Bulguları

5.2. KADINA YÖNELİK ŞİDDET – KIRIKKALE ARAŞTIRMASI

5.2.1. Araştırma Yöntemi ve Bulguları



Yapılan bu araştırma, kadınların şiddete maruz kalıp – kalmadıklarına dair bir araştırmadır. Bu doğrultuda Kırıkkale’de yaşayan 160 kadınla çalışmalar yürütülmeye

çalışılmıştır. Çalışmada 160 adet olmak üzere, anket tekniği uygulanmıştır. Aslında ilk başlarda kadınlar, böyle bir çalışmaya katılmayı pek uygun bulmamışlardır. Çünkü konu gereği, şiddete dair bilgi vermekten kaçınmışlardır. Zira şiddet, aile içi bir mesele olarak görülmektedir. Üstelik şiddete uğrasalar dahi, bunun çevrece bilinmesinden çekinmektedirler. Bu doğrultuda kadınlarımızı ikna etmek biraz zor olmuştur. Ancak elde edilen verilerin genel profil yansıttığını düşünmekteyiz. Kırıkkale küçük bir şehir olduğu için, özellikle mahallevari kesimlerde insanların düşünceleri büyük oranda benzerlik taşımaktadır. Bu noktada araştırma bulgularına geçmemiz gerekirde; ulaşılan sonuçlar aşağıdaki gibidir:

Kaş Yaşındasınız?

Sayı Yüzde Geçerli

Yüzde

Birikimli Yüzde

18 - 23 Yaş 20 12,5 12,5 12,5

24 - 29 Yaş 36 22,5 22,5 35,0

30 - 35 Yaş 36 22,5 22,5 57,5

36 - 41 Yaş 20 12,5 12,5 70,0

42 - 47 Yaş 16 10,0 10,0 80,0

48 - 53 Yaş 15 9,4 9,4 89,4

54 - 59 Yaş 6 3,8 3,8 93,1

60 - 65 Yaş 6 3,8 3,8 96,9

66 - 71 Yaş 3 1,9 1,9 98,8

72 - 77 Yaş 2 1,3 1,3 100,0

Toplam 160 100,0 100,0

Araştırmada çeşitli yaş gruplarına yer verilmiştir. 18 yaşından 77 yaşına kadar, geniş bir yelpaze sunulmaya çalışılmıştır. Çünkü kadınların şiddet görme oranları yaşa göre; çok büyük oranda farklılık arz etmektedir. Keza yaşanılan olaylar ve tecrübe denilen kavramların bunda etkisi mevcuttur. Burada genellikle genç kesim üzerine yoğunlaşıldığı dikkat çekmektedir. Çünkü yaşı ilerlemiş bayanlar soruları tam manasıyla anlamakta zorlanabilmektedir. Ayrıca geleneksel bir tarzda yetiştikleri için,

20 – 50 yaş arasındaki kadınlar daha ön planda tutulmuştur. Tabi bu demek değildir ki;

yaşlı kadınlar anket yüzdesine alınmamıştır. Tam tersine onların fikirleri de önemsenmiştir. Sadece bu sayı biraz daha az yer edinmiştir.

Eğitim durumunuz nedir?

Sayı Yüzde Geçerli

Yüzde

Birikimli Yüzde

Okur - Yazar Değil 22 13,8 13,8 13,8

İlkokul 25 15,6 15,7 29,6

Ortaokul 17 10,6 10,7 40,3

Lise 35 21,9 22,0 62,3

Yüksekokul 15 9,4 9,4 71,7

Üniversite 41 25,6 25,8 97,5

Yüksek Lisans 3 1,9 1,9 99,4

Doktora 1 ,6 ,6 100,0

Toplam 159 99,4 100,0

Cevaplanmamış 1 ,6

Toplam 160 100,0

Eğitim durumuna bakıldığı zaman; çoğunlukla dengeli bir dağılım gözlemlenmektedir. Örneğin okur – yazar olmayan kesim kadar, üniversite mezunu kadınlarla da inceleme yapılmaya dikkat edilmiştir. Yine ilkokul, ortaokul ve lise gibi eğitim kurumlarından da yararlanılmıştır. Yalnızca yüksek lisans ve doktora gibi daha üst eğitim düzeyine sahip kadınlarda bir eksiklik hissedilmektedir. Bunda da araştırmanın Kırıkkale’de yapılmasının rolünün büyük olduğu düşünülmektedir.

Zira Kırıkkale küçük bir ildir ve daha çok geleneksel bir yapıyla şekillenmektedir. İnsanlar aşağı – yukarı aynı görüşü paylaşmaktadırlar. Elbette bu durum bütün ülkede, hatta bütün dünyada görülebilmektedir. Sadece Kırıkkale’ye has olduğu söylenilemez. Ancak büyük kentler ile kıyaslandığı takdirde, bu durumun küçük şehirlerde daha dikkat çekici olmadı doğaldır. Küçük şehirlerde eğitim durumları birbiri ile benzeşmektedir.

Mesleğiniz nedir?

Terzi 3 1,9 1,9 98,8

Tezgâhtar 2 1,3 1,3 100,0

Toplam 160 100,0 100,0

Eğitim durumuna bağlı olarak; mesleklerin de aynı çizgiyi takip ettiğini söyleyebiliriz. Okuma – yazma oranının düşüklüğü sebebiyle kadınlar ev hanımlığıyla öne çıkmaktadırlar. Yine yaşanılan coğrafya ve iş sahasının azlığı gibi gerekçelerle ev hanımlığında bir artış yaşanmaktadır. Memur, esnaf, hemşire, bakıcı anne vs. gibi çeşitli meslek gruplarıyla da irtibat geçilmeye özen gösterilmiştir. Üst düzey diyebileceğimiz doktor, avukat vs. gibi kesimlere ise; çok fazla olmamak kaydıyla yer verilmiştir. Lakin genel profil ev hanımlığı ya da daha düşük gelirli mesleklere yoğunlaşmıştır.

Medeni durumunuz nedir?

Sayı Yüzde Geçerli

Yüzde

Birikimli Yüzde

Evli 94 58,8 59,1 59,1

Nişanlı - Sözlü 17 10,6 10,7 69,8

Bekar 37 23,1 23,3 93,1

Dul 11 6,9 6,9 100,0

Toplam 159 99,4 100,0

Cevaplanmamış 1 ,6

Toplam 160 100,0

Araştırmada en fazla evli kadınlar yer almaktadır. Bu sırayı bekârlar, nişanlılar ve sözlüler ile dullar takip etmektedir. Çünkü meslek sahibi olamayan kadınlar evliliğe yönelmektedirler. Hem aile, hem de çevre etkisiyle evliliği tercih etmektedirler. Zaten bekâr kadınların pek çoğunun yaşının küçük olduğu görülmektedir.

Burada belki dul kadınlar dikkat çekebilir. Onların eşlerinin vefat ettiğini söyleyebiliriz. Çünkü Kırıkkale gibi küçük bir şehirde boşanmak hoş karşılanmamaktadır. Üstelik dul kalmış bayanların yaşları daha ileridedir. Onlar da

yetiştirildikleri çevre dolayısıyla kadınların alttan almalarının gerektiğine inanmaktadırlar. Ya da şiddet deyince, illa ki eşlerden şiddet görmek anlamı çıkmamalıdır. İnsanlar anne ve babalarından, çocuklarından, hatta komşularından dahi şiddet görebilmektedirler.

Evliyseniz; kaç yıldır evlisiniz?

Sayı Yüzde Geçerli Yüzde Birikimli Yüzde

2 - 8 Yıl 26 16,3 27,1 27,1

9 – 15 Yıl 19 11,9 19,8 46,9

16 - 22 Yıl 14 8,8 14,6 61,5

23 - 29 Yıl 16 10,0 16,7 78,1

30 - 36 Yıl 9 5,6 9,4 87,5

37 - 43 Yıl 4 2,5 4,2 91,7

44 - 50 Yıl 6 3,8 6,3 97,9

51 - 57 Yıl 1 ,6 1,0 99,0

58 ve Üstü 1 ,6 1,0 100,0

Toplam 96 60,0 100,0

Cevaplanmamış 64 40,0

Toplam 160 100,0

Ne kadar süredir evli oldukları sorulduğunda, yine farklı cevaplar alınmıştır. 2 yılından 58 yılına kadar, evlilik müessesini sürdüren veya sürdürmekte olan çift bulunmaktadır. Kolay kolay hiçbir kadın evliliğini bitirmeyi göze alamamaktadır.

Ekonomik bağımsızlığın yoksunluğu, kadın olarak tek başına yaşamanın zorluğu ve ailenin sahip çıkmaması gibi faktörler bu kararda etkilidir.

Ortalama 25 – 30 yıldır insanlar evliliklerini devam ettirmektedirler. 2 – 3 yıl diyen kesim, zaten yaşı genç olan kesimi kapsamaktadır. Yani insanlar evliliklerini her halükarda ayakta tutmaya çalışmaktadırlar. Dayak da yeseler, maddi baskı da görseler buna katlanmayı ya mecburiyetten ya da korkudan kabul etmektedirler. Çünkü bunu bir

Ataerkil yapıda böyle yetişmişlerdir. Her ne olursa olsun; boşanmamak gerekmektedir. Geleneksel toplumlara göre; boşanmak çok büyük bir suçtur. Daha doğrusu, kadın açısından… Bu nedenle boşanmaktan kaçınmaktadırlar. Mutsuz dahi olsalar; evliliklerini devam ettirmektedirler. Çünkü başka şansları yoktur. Toplumsal baskı gereği, buna mecburdurlar. Kendi özgür iradeleri ellerinden alınmıştır. Boyun eğmeye mahkûm edilmişlerdir.

Nasıl evlendiniz?

Sayı Yüzde Geçerli Yüzde

Birikimli Yüzde

Severek 28 17,5 28,0 28,0

Görücü Usulü 72 45,0 72,0 100,0

Toplam 100 62,5 100,0

Cevaplanmamış 60 37,5

Toplam 160 100,0

Evliliğin nasıl gerçekleştiğine dikkat çekmek gerekirse; % 45 gibi büyük bir kesimin görücü usulüne bağlı kaldığı görülmektedir. Severek evlenenler ise; daha eğitimli ve meslek sahibi gruptan oluşmaktadır. Özellikle yaşı daha büyük bayanlarda görücü usulü tartışılmaz bir konudur. Çünkü onlar öyle görmüşlerdir.

Kendilerinin söz hakları yoktur. Fikirlerini beyan edemezler. Buna itiraz da etmezler zaten. Anne – babaları ne derse; onu kabul ederler. Daha doğrusu, sadece babaları… Bu durum günümüzde yavaş yavaş değişmeye başlamıştır. Yoksa gelin ve damadın birbirlerini düğünden önce görmedikleri bir dönemden geçmişizdir.

Şimdi böyle bir durumdan elbette söz edemeyiz. Fakat anne – babaların kızlarının erkek arkadaşlarını onaylayacakları bir dönemde de değiliz. Tabi toplumdan topluma, kişiden kişiye bakış açıları değişebilir. Ama bizim yaptığımız araştırmanın Kırıkkale’yi göz önüne aldığı unutulmamalıdır. Birbirlerini severek evlenenlerin bile çekinceleri vardır.

Çocuğunuz var mı? Varsa kaç tane?

Sayı Yüzde Geçerli Yüzde Birikimli Yüzde

1 17 10,6 17,9 17,9

2 32 20,0 33,7 51,6

3 21 13,1 22,1 73,7

4 7 4,4 7,4 81,1

5 9 5,6 9,5 90,5

6 6 3,8 6,3 96,8

7 2 1,3 2,1 98,9

8 1 ,6 1,1 100,0

Toplam 95 59,4 100,0

Cevaplanmamış 65 40,6

Toplam 160 100,0

Evli olanların yoğun olarak 3 – 4 tane çocukları bulunmaktadır. Hatta bu sayı 7’ye 8’e kadar da yükselmektedir. Bunda geleneksel yapının şekillendirici olduğu düşünülmektedir. Aile deyince, çocuk olmazsa olmazların başında gelmektedir. Ki bunda şaşılacak bir durum da yoktur. Fakat çocuk sayısının fazlalığı noktasına bakmak gerekmektedir.

Kırıkkale gibi küçük kentlerde hala erkek çocuk modası gözlemlenmektedir.

İnsanlar erkek çocukları olana kadar, durmak ve bıkmak bilmeden çocuk sahibi olmaya çalışmaktadırlar. Bu durum ancak yeni nesil ile yavaş yavaş aşılmaya başlanılmıştır.

Yoksa erkek çocukları olsa dahi, eskinin gelenek – görenekleri ile yetişenler çok sayıda çocuğun gerekliliğine inanmaktadırlar. Kalabalık aile iyidir, yaşlanınca bize bakarlar umuduyla…

Burada yine geleneksel yapının izlerini görebilmek mümkündür. Fazla çocuk, mutluluk olarak algılanmaktadır. Tabi kısmen doğru da sayılabilir. Ama eğer o çocuklara bakabileceksek… Yoksa sadece çocuk sahibi olmak, bir fayda getirmemektedir. Önemli olan; onları iyi bir şekilde yetiştirebilmektir. Ki hem