• Sonuç bulunamadı

2.3. Radyo Haberlerinin Özellikleri

2.3.2. Radyo Haberlerinde Gerçeklik

2.3.2.3. Radyo Haberinde Öykülendirme

Radyo kitle iletişimin yazlı hale gelmesinden sonra kitlelerin önceki haberleşme alışkanlığına yani sözlü kültüre geri dönmesine neden olmuştur. Radyonun özellikle haberde bir anlatım tarzı vardır. Bu anlatım tarzı sözlü kültürde olan öykülendirmeyle çok ilintili olmakla beraber kanalın teknolojik özelliklerinden de dolayı öykü haline gelen haber dramaya dönüşemez.

Gerbner’e göre bildiklerimizin çoğunu aslında kişisel olarak yaşadığımız ya da deneyimlerimiz değil, yaşadığımız dünyanın duyduğumuz, gördüğümüz ve anlattığımız öykülerinden oluşur (Aktaran: Poyraz, 2002: 33). Bu manada radyonun toplumların yaşamadığı birçok konu hakkında bilgilendirici olması da radyo haber

bültenlerindeki anlatımın toplumların alışkın oldukları öykülendirmeyle bağlantılı olmasıdır.

Gerbner öykülerle ilgili olarak “Düşündüklerimizin ve yaptıklarımızın çoğunu oluşturan kültürel çevre içinde kendi atmosferimizi yapılandırmamızı sağlar. Öykü anlatma, önceleri bireysel üretimlerden (hand-crafted), ev içi anlatımlardan ve cemiyetlerden esinlenmekteydi. Şimdilerde ise karmaşık bir üretim ve pazarlama süreci gerektiren, çoğunlukla kitlesel üretim ve tüketimlerle karşımıza çıkmaktadır. Kültürel çevremizi canlı ve çekici kılan öykülerin üç temel fonksiyonu vardır: 1) Şeylerin nasıl işlediğini ortaya çıkarmak; 2) Bu şeylerin neler olduğunu tanımlamak; 3) Bunlar hakkında neler yapmamız gerektiğini söylemek (Aktaran: Poyraz, 2002: 34).

Giderek kısalan radyo haberlerinden öyküleme ile ilgili olarak Gerbnerin belirlediği kültürel fonksiyonlardan kısmen şu an ilk ikisinin işlediği söylenebilir. Ancak üçüncüsünün haber bültenlerinden çok radyonun popüler kültür ağırlıklı günlük yayınında cevaplandığı bir durum söz konusudur.

Acıklı tiyatro oyunu, acıklı durum olarak tanımlanabilecek dram için haber ve dram ilişkisi kapsamında tartışmalar sürerken dramla ilgili olarak Poyraz “Dram sözcüğü hareketi imler. Bu hareket, öznesi amacı etkisi olan bir eylemdir. Drama özgü olan, sahnede canlandırılmaya uygun bir eylemle dile ve görüntüye gelir. Oyunun iletmek istediği anlam, bu eylemden çıkar; yaşatmak istediği oyun kişilikleri bu eylem aracılığı ile ortaya çıkar” demektedir (Poyraz,2002: 26).

Öykülendirilen bir haber televizyonda, televizyonun teknolojik avantajı görüntü ile birlikte gerilim, çatışma, şiddet, heyecan, korku, merak gibi unsurlarla haber dramatize edilebilir. Tüm bunlar izleyende bir tiyatro uyunun yarattığı hazzın benzerini uyandırır. Oysaki radyoda öykülendirme içinde bu unsurlardan hemen hiç biri yer almaz ve kısa sürelerde dinleyiciye ulaşan haber dramatize edilemez. Bu yüzden tek düzeyde kalır ve bir takım duyguların yaşanması mümkün olmadığından gerçekliğin kurgusu kontrol dışındadır. Örneğin bir savaş haberinde kişilerin yaşadıkları ile ilgili istenilen gerçekliği sözcüklerle oluşturmak pek de mümkün değildir.

Dramanın radyoda sözle yakalanmaması ayrıntıyla alakalıdır. Haber sunucusu aynı bir roman yazarı gibi anlatılan olayı dramatize etmek için fazlasıyla ayrıntı

vermek zorundadır. Radyo tarafından dramatize edilemeyen haber için radyonun olayların algılanmasında ki etkisi dinleyicinin hayal gücünü kullanışı ile alakadır. Yani anlatıcı (roman yazarı ya da sunucu) tam olarak istenilen kurgusal gerçekliği görüntü olmaksızın yakalamak için dinleyici veya okuyucunun hayal dünyasına yön vermek durumundadır.

Romandaki kurgu ve dramatik gösterim ile ilgili olarak Esslin şöyle der:

“ Romancının uzun bir zaman diliminde aktarmak zorunda olduğu bir sürü bil- giyi, dramatik gösterim yönetmeni tek bir anda, istenilen görüntüdeki bir aktrisi sahneye sokarak aktarabilir. Roman okuyucusu, diğer bilgiler, birr birer, satır satır eklenirken, her bilgiyi aklında tutmak resmin tamamını zihninde kur- mak zorunda olduğu halde, dramatik bir gösterimin seyircisi bu bilgilen tek bir imaj halinde ve daha çabuk duygusal bir tepkiyle algılar. Romancının çizgisel, parça parça aktardığı bilgiler oyunculun zihninde bir resim teşkil etmeden önce, o okuyucunun şuurundan geçmek zorundadır. Oysa dramatik bir gösterimin izleyicisi, izlenimlerin çoğu şuur eşiğinin altında kalsa da, resmi hemen o ânda edinecektir (Esslin, 2001: 28).

Çok benzer bir durum radyo ve radyo haberi içinde geçerlidir. Sözcükler teker teker kişilerin zihinlerinde resimlere dönüşür. Ve bu resimlerin istenilen şekilde oluşturulması ayrıntıya dayanır. Ayrıntı verilse bile anındalıktan uzak olacağı için dramatik bir hava yakalanamaz ve zaten kısıtlı haber sürelerinde ise bu ayrıntı aktarılamamaktadır. Bu yüzden radyo haberleri dramatik bir ifade taşımaz.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

TÜRKĐYE’DE ÖZEL RADYO ĐSTASYONLARININ HABERE YAKLAŞIMI 3.1. Günümüzde Türkiye’de Radyo Haberciliği

Radyo yayıncılığının günümüzde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de popüler müzik ağırlıklı bir anlayışı benimsemesi ile radyolarda genel olarak söze dayalı yayınlar azalmıştır. Söze dayalı yayınlar içinde yer alan; radyo tiyatroları, eğitici yayınlar, haber programları ve bültenleri, popüler müzik karşısında eskiye nazaran ciddi şekilde süresel olarak yaşamaktadırlar. Hatta eğitici programlar ve radyo tiyatroları artık Türkiye’de çok az kanal tarafından yapılmaktadır. TRT bu tarz yayınlarına özellikle Radyo 1 den devam ederken özel radyolarında çok az bir kısmı eğitici yayın ya da radyo tiyatrosu yayınlamaktadır. Son yıllarda dikkat çeken diğer bir unsur da söze dayalı yayın yapan özel radyoların Türkiye’de dini yayın içerikli radyolar olmasıdır. Bu radyolarda dini konularda hatta ideolojik boyutu ile yayın yapılırken kimi radyolar dini içerikli radyo tiyatrolarına yer vermektedir. Ancak bu radyolar ulusal yayın yapan radyo istasyonları arasında sayısal olarak azdır.

Söze dayalı yayın anlayışının yerini popüler müziğin ya da kültür endüstrisi ürünlerinin alması Türkiye’de 1990’lı yıllarda başlayan radyo yayıncılığındaki ticarileşme ile ilgilidir. Radyo haberciliği ise bu süreçte, eğitici yayınlar ya da radyo tiyatroları gibi radyo istasyonlarının tam olarak yüz çevirdiği bir tür olmasa da genel anlamda nicelik ve nitelik olarak ciddi değişiklikler göstermiştir. Bu değişikliklerin başında haber bültenlerinin sayısının ve süresinin özellikle özel radyolarda ciddi şekilde azalarak haberlerin radyolardan artık sadece spot başlıklar halinde sunulması gösterilebilir. Günümüzde özellikle ulusal ve bölgesel radyoların genelinde haber süresi ortalaması iki dakika, bülten sayıları ortalaması ise beştir. Bu süre gündemi yoğun bir ülke olan Türkiye için geçmişe nazaran son derece azken dünyadan gelişmelerle beraber, spor haberleri, hava durumu gibi yan unsurlar da çoğu zaman bu sürenin içindedir. Kimi özel ulusal ve bölgesel radyolarda ise haber bülteni yoktur. Yerel radyolarda ise artık yapım ücretleri ve eleman giderlerinden dolayı haber bülten ya da programları yapılmamaktadır.

Haber bülteni olan radyo istasyonlarında haber merkezi yapılanması ise radyo haberciliğinin Türkiye’deki şeklini ortaya koymaktadır. Haber merkezlerindeki genel görünüm radyolarda artık sadece bir veya iki kişinin haber merkezlerinde çalıştığını ve bu kişilerin hem haberin hazırlanması hem de sunulması aşamalarında yer almalarıdır. Editör sunuculuk olarak dile getirilen bu uygulama ile radyolar haber merkezlerinde çalışan kişilerin aylık masraflarını minimumda kapatırlar. Büyük medya gruplarında ise durum biraz daha farklıdır. Televizyon ya da internet yayıncılığı da yapan gruplar haber merkezlerinde daha fazla kişi çalıştırırken, haber merkezi yapılanmaları ise radyoya yönelik olmaktan uzak olup televizyon ve internet haberciliği adına yapılanmıştır. Bu tür gruplar haber merkezlerinde editörler ve sunucular dışında muhabir de çalıştırırlar. Ancak haber merkezlerinin bu büyük gruplarda daha geniş olmasının nedeni radyo haberciliği yapmaktan çok diğer kanallar için haber hazırlamakla alakalıdır.

Haber merkezleri olan ve haber yayınlayan radyolar için haber kaynakları ajanslar, internet ve kimi zaman da televizyondur. Özellikle son dönemde radyo haberciliği için en büyük gelişme internetin çok sık kullanılan bir kaynak olmasıdır. Đnternetteki haber siteleri günümüzde radyoların birçoğu için en önemli haber kaynağıdır.

Radyo haberciliği ile ilgili diğer bir gelişme ise kimi kuruluşların, radyolar için haber bülteni paketleri satmaya başlamasıdır. Bu kuruluşlardan bazıları ulusal veya bölgesel radyo istasyonları ile de çalışmaktadır. Maliyet açısından bir radyonun haber merkezi kurması ya da haber merkezini çalıştırmaya uğraşmasından çok daha ucuza gelen bu uygulamadan günümüzde yerel radyoların bazıları da faydalanmaktadır. Bu tarz kurumların hazırladıkları paket haber bültenleri ortalama 2 dakika olup radyo istasyonlarında en fazla gün içinde altı kez yayınlanabilmektedir. Bu uygulamanın radyo haberciliği adına olumlu olduğu ise söylenemez. Genellikle internet haberlerine dayanan bültenler tek ya da birkaç kuruluştan tüm Türkiye’ye radyolar tarafından yayılmakta ve kalite de tek elden çıkması nedeniyle düşmektedir. Bu uygulamanın yaygınlaşması durumunda radyoların birçoğunun gelecek yıllarda haber merkezlerini kapatarak paket haber almaya başlaması, maliyet açısından da muhtemeldir. Çünkü tek bir haber merkezi ve sınırlı çalışanı olan bu tarz kuruluşlar birçok radyoya düşük maliyetli hizmet sunmakta ve kar amacı güden radyo

istasyonları içinde haber merkezleri adına harcanan eleman ücreti, ajanslara ödenen aylık ücretler ve donanım ücretleri düşünüldüğünde bu kuruluşlar hem kar etmekte hem de günümüz koşullarında haber merkezi ücretlerinden kısmak isteyen radyolara bir avantaj sunmaktadır. Ancak bu, tarihi sürecinde değişen radyo haberciliği için sonun başlangıcıdır.