• Sonuç bulunamadı

2. PSĠKOLOJĠK SÖZLEġME

2.2. Psikolojik SözleĢmenin Kavramsal Çerçevesi

2.2.4. Psikolojik SözleĢme Türleri

Literatürde psikolojik sözleşmenin içeriksel açıdan incelenmesine yönelik birçok çalışma bulunmasına karşın, doğrudan psikolojik sözleşme türlerinin belirlenmesine yönelik araştırmalar çok az sayıdadır. Psikolojik sözleşme türlerinin belirlenmesi konusunda en geniş kabul gören sınıflandırma Rosseau

yaklaşımdır (Arnold, 1996; Millward ve Hopkins, 1998; Morrison ve Robinson, 1997; Raja vd., 2004; Rousseau, 1990; Rousseau ve McLean-Parks, 1993).

Mcneill (1985) sözleşmeleri işlemsel ve ilişkisel sözleşmeler olarak bir sürekliliğin iki ucuna yerleşmiş iki sözleşme türü ile açıklamıştır. Bu yaklaşıma dayanarak Rosseau (1990) bir iş ilişkisinde psikolojik sözleşmeleri birbirlerinden odak, zaman, biçim, içerik ve denge olmak üzere farklı boyutlarda başkalaşan işlemsel ve ilişkisel olmak üzere iki temel gruba ayırmıştır.

Odak, istihdam ilişkilerindeki ödüllerin ekonomik ya da ilişkisel olma boyutunu; zaman, ilişkilerde algılanan zaman sınırının sınırlı ya da açık uçlu olma boyutunu; biçim, performans gereklerinin neler olduğunun derecesini; içerik, çalışanın işe olan katkısının sınırlı ya da sınırsız olma boyutunu; denge, algılanan ilişkilerin geleceğin sunacağı değişimler karşısında durağan ya da dinamik olma boyutunu ifade etmektedir.

2.2.4.1. ĠĢlemsel (Transactional) SözleĢmeler

İşlemsel sözleşmeler özünde, istihdam ilişkisinde yer alan tarafların somut olan maddi yükümlülükleri ile ilgilidir. İşlemsel sözleşmede iş gören örgütün iyi bir vatandaşı olmaktan çok, elde edeceği kişisel yararlara ve finansal çıkarlara odaklanmış durumdadır (Rousseau and McLean Parks, 1993). Bu bağlamda, işlemsel sözleşmede birey elde edeceği yararlar karşılığında iş gereklerini ve sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmektedir (Millward ve Brewerton, 1998).

İşlemsel sözleşmelerin iki temel boyutu bulunmaktadır. Birincisi, çalışanın yükümlülükleri az sayıda, sınırlı ve iyi tanımlanmış olmasıdır. İkincisi ise sözleşmenin kısa dönemli oluşudur (Dabos ve Rousseau, 2004).

İşlemsel sözleşmeler ne zaman sona ereceği belirli olan bir tarih içerebilmekte, dönemlik ya da iki-üç yıllık işlerde geliştirilebilmektedir. İşlemsel sözleşmelerdeki sözleşme maddeleri yeniden tartışma ve uzlaşmayı gerektirmeyecek kadar açık ve net belirlenmiş maddelerden oluşmaktadır (Jim,2009:13).

Millward ve Brewerton (1998) işlemsel sözleşmeleri karakterize eden özellikleri şu şekilde sıralamışlardır:

 İşlemsel Yönelim: Finansal kazançlara odaklanma ve iş gerekleri ile sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirme

 Uzun Dönem Gelecek: Örgütü uzun dönem işveren olarak görmeme

 Ekstra uzaklığın Olmaması: İş gereklerinin dışında bir şey yapmaya gönüllü olmama, işe katılımda eksiklik.

İşlemsel sözleşmede karşılıklı maddeler açık ve anlaşılır olmakla birlikte, bireyin örgüte katkısı ancak bu maddeleri yerine getirmek ile sınırlı olmaktadır. Yani birey örgüte fazladan katkı sağlamak için herhangi bir çaba harcamamakta, var olan becerileri ile yalnızca üzerine düşen görevleri yerine getirme eğiliminde olmaktadır (Rousseau and McLean Parks, 1993).

İstihdam ilişkisinde işlemsel sözleşme söz konusu olduğunda birey örgütü uzun dönem işveren olarak görmemekte, sözleşme belirli bir zaman dilimini kapsayan bir değişim unsuru olarak görülmektedir (Dabos ve Rousseau, 2004). Diğer yandan işlemsel sözleşmeler ilişkinin sürdürdülmesinden çok işin yapılmasını ön planda tutan iş odaklı yaklaşımın benimsendiği (Tsui vd., 1997) ve içeriği zamanla değişime açık olmayan sabit sözleşmelerdir (Cavanough ve Noe, 1999; McleanParks ve Kidder, 1994; Peel ve Inkson, 2000).

Ekonomik kaynakların değişimi esasına dayanan işlemsel sözleşmelerin söz konusu olduğu istihdam ilişkisinde “para önce gelir” anlayışının hakim olması (Millward ve Brewerton, 2000), bu tür ilişkilerin düşük işgören bağlılığı ve yabancılaşma ile sonuçlanmasına neden olmaktadır (McLean Parks ve Kidder, 1994).

Smithson ve Lewis (2000)‟e göre genç yaştaki işgörenler, ileri yaştakilere göre daha yaygın olarak işlemsel sözleşmeyi kabul etmektedirler. Genç işgörenlerde çok yönlü kariyer anlayışı ve kendi kariyerlerini yönetme konusundaki tutumları, işlemsel sözleşmeye daha yatkın olmalarında etkili olabilmektedir (Hall, 1998).

Özetle çalışanların sorumluluklarının katı bir biçimde tanımlandığı inancına sahip olduğu ve iş ilişkisini sadece kısa dönemli ekonomik şartların yerine getirilmesi olarak gördüğü ilişki türünde işlemsel sözleşmenin varlığından söz edilebilmektedir (Robinson ve Rosseau, 1994).

2.2.4.2. ĠliĢkisel (Relational) SözleĢmeler

İlişkisel sözleşmeler taraflar arasındaki ilişkide ekonomik takasın ötesinde, daha çok sosyal ve duygusal unsurların değiş-tokuşu ile ilgilidir (Rosseau, 1995; Aselage ve Eisenberger, 2003). İlişkisel sözleşmelerde ortak çıkarlar ön planda tutulmakta ve işveren ve işgören arasındaki ilişki en önemli değişken olarak ortaya çıkmaktadır (McLeanParks & Kidder, 1994).

İlişkisel sözleşmelerde, devam eden iş güvencesi, destekleyici eğitim ve gelişme olanakları karşılığında iş görenin sadakat, bağlılık ve katılım göstermesi beklenmektedir. İlişkisel sözleşmeye sahip olan çalışanın örgüte karşı yoğun bir sadakat ve güven duyması muhtemeldir (Kissler, 1994). Bunun yanında, bu tür çalışanların örgüte karşı saygı göstermesi ve destek olması beklenmektedir.

İlişkisel sözleşmeye sahip çalışanlar, örgütsel etkililiğin sağlanmasında işin gerektirdiği ekstra performans rollerini de yerine getirme eğilimindedir (Yin ve Xu, 2008). Bu bağlamda ilişkisel sözleşmeleri karakterize eden özellikler şu şekilde sıralanabilmektedir (Millward ve Brewerton, 1998);

 Duygusal Yakınlık, Benzerlik: Örgütün bir üyesi olduğunu hissetme, örgüt hedefleriyle bütünleşme

 Mesleki Gelişim: Eğitim, gelişme ve kişisel gelişim fırsatları

 Adalet: Adil ödül algısı

İlişkisel sözleşmede işlemsel sözleşmenin aksine sözleşme maddeleri örtük ve subjektiftir. Bununla birlikte işveren ve çalışan açısından yatırım önemlidir. Yani işveren çalışanına yeteneklerini geliştirme ve çeşitlendirme olanakları sağlamakta, iş gören de bunun karşılığında örgüte bağlılık göstermekte ve uzun dönem sorunsuz çalışma eğilimde olmaktadır (Rosseau, 1995). Bu bilgilere dayanarak; işlemsel sözleşmenin istihdam ilişkisinin somut ve maddi yönünü; ilişkisel sözleşmenin ise ilişkinin sosyal ve duygusal yönünü temsil ettiği

söylenebilmektedir. Böylece işlemsel sözleşme daha durağan ve genel bir yapıya sahip iken, ilişkisel sözleşme daha subjektif ve değişken olabilmektedir (Robinson, Kraatz ve Rousseau 1994).

Psikolojik sözleşmelerin işlemsel ve ilişkisel olarak sınıflandırılması sonrasında, Rosseau (1995) değişen örgüt koşullarını dikkate alarak bu sınıflandırmaya “geçişsel” ve “dengeli” olarak iki sözleşme türü daha eklemiştir. 2.2.4.3. GeçiĢsel (Transitional) SözleĢmeler

Geçişsel sözleşmeler örgütün çevresel şartlarından dolayı oldukça hızlı değişen ve hiçbir garantinin söz konusu olmadığı sözleşme türlerini ifade etmektedir. Geçişsel sözleşmeler genellikle işgören tarafından istihdamın sürekliliği konusunda bir bağlılığın olmadığı ve bunun karşılığında da işveren tarafından her hangi bir teşvik sunulmadığı durumlarda ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda geçişsel sözleşme bir psikolojik sözleşme türü olmaktan çok, taraflar arasında kırılma noktasını ifade eden bilişsel bir durum olarak ortaya çıkmaktadır (Millward ve Hopkins, 1998). Geçişsel sözleşmelerin yarattığı bilişsel durum genellikle şirketin el değiştirmesi, şirket birleşmeleri ve küçülme gibi belirsizliğin arttığı dönemlerde daha sık görülmektedir.

2.2.4.4. Dengeli (Balanced) SözleĢmeler

Dengeli sözleşme türü; işlemsel ve ilişkisel sözleşme özelliklerinin benzersiz olarak bir araya gelmesi ile oluşmakta ve günümüz örgütleri tarafından en çok arzu edilen sözleşme türü olarak ortaya çıkmaktadır (Rosseau, 1995). Dengeli sözleşmeler, karşılıklı ilişkilere ve zamana göre şekillenen, açık uçlu uzun dönemli ilişkileri temel alan sözleşmelerdir. Bu tür sözleşmelerin söz konusu olduğu durumda, işgören işin gereklerine uygun şekilde yeteneklerini geliştirme çabası göstermektedir ve kariyer gelişimi ve yükselme imkanları da yetenek ve performansa dayalı olarak gerçekleşmektedir. Bu durumda işgören ve örgüt tarafından karşılıklı sunulan katkılar dengelenmektedir (Millward ve Hopkins, 1998).

İşlemsel sözleşme ve ilişkisel sözleşme unsurları tüm istihdam sözleşmelerinin temel bileşenlerini oluşturmakta ve bir skalanın iki ucunu temsil

açıklanmasında karşıt unsurlar olarak değil, birlikte yer alan yapılar olarak ortaya çıkmaktadır. Yani bireyin psikolojik sözleşmesinin bir bölümü işlemsel sözleşme maddelerini içermekte iken, diğer bir bölümü de ilişkisel sözleşme maddelerini içermektedir.

Ayrıca bireylerin kişilik özellikleri ve kültürel değerler, aynı iş koşullarında çalışan işgörenlerin birbirlerinden farklı istihdam ilişkileri kurmalarına neden olmaktadır (Zhao ve Chen, 2008: 290). Böylece kişinin psikolojik sözleşmesinde hangi yönün ağır bastığının belirlenmesi mümkün olmakta ve psikolojik sözleşmenin mübadele yönü derinlemesine açıklanabilmektedir (Millward and Herriot, 2000; Robinson, Kraatz ve Rousseau 1994).