• Sonuç bulunamadı

3.7. Öğretmenin Etkilenme Durumu

3.7.1. Duygusal Açıdan Etkilenme

3.7.1.2. Psikolojik Olarak Etkilenen

3.7.1.4. Sinirlenen (3)

3.7.1.5. Duygusal açıdan etkilenmeyen öğretmenler (3)

3.7.1.1. Üzülen Öğretmenler

Öğretmenlerin dokuzu (Nevin, Murat, Aysun, Özlem, Seval, Hande, ġenay, Talat, Hülya) bu durumda üzüldüklerini dile getirmiĢlerdir. Nevin öğretmen “Şimdi

yapılması gereken şeyler var ama bu çocuk onları yapamıyacak. O anlamda kendimi kötü hissediyorum. Iıı ... bu çocuk tenefüslere çıkamıyor yani ailesi her tenefüste yanında olamıyo. Güzel havalarda ben elimden geldiğince çıkartıp hava aldırmaya çalışıyorum. Yani beni kötü etkiliyor açıkçası. Yani başka türlü olsaydı keşke.” gibi

ifadelerle öğrencisinin yapamadığı Ģeyler adına üzüldüğünü belirtmiĢtir.

Murat öğretmen “Iıı hiç bi şekilde dersine girmeyip te gördüğü zaman onlara

sarılabildiği, işte onlara hal hatır sorabildiği veya elindeki simitini paylaşabildiği öğretmen arkadaşlarım var. Bütün arkadaşlarıyla ıı elindeki bi çubuk krakerini paylaşabildiği arkadaşları var. Bu davranışları çok güzel... Iı beni duygusal olarak onu o şekilde görmek üzüyor.” gibi öğrencisinin sosyal etkileĢimi ve paylaĢımını

gördüğünde duygusal olarak etkilendiğini belirten ifadeler kullanmıĢtır.

Sınıfında iki özel gereksinimli öğrenci olan Aysun öğretmen bu durumdan yoğun olarak etkilendiğini Ģu Ģekilde dile getirmektedir: “Duygusal olarak özellikle ıı

168

kas erimesi olan öğrencinin bu kadar hızlı seyreden bi hastalığı ve doktor bana bi ıı yazı göndermiş. Onun da aynı şekilde doktorundan bi bilgilendirme yazısı istemiştim, ıı hayatının daha yaşayacağı çok kısa bir süre olduğunu, 11 yaşını geçebileceğini zannetmediğini, ıı sınfta çok fazla da yormamamı tavsiye etmiş. Şimdi düşünebiliyo musunuz çocuk gözünüzün önünde eriyo.” Aysun öğretmen sözlerine Ģu Ģekilde devam

etmektedir: “İlk sınıfta siz buna kıyafet giydiriyosunuz, Nasrettin Hoca‟yı oynatıyosunuz

okuma bayramında. O zamanlar da topallıyo ama bi şekilde siz onu sahneye çıkartıyosunuz. Sonra tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kalıyo. Sonra bi eliyle destek olarak parmak kaldırıyo. Şimdi omuriliği kaybetmek üzereymiş, dengede duramıyomuş, kalça kemiklerinin üzerinde oturamıyomuş. Bu psikolojik olarak gerçekten çok etkiliyo. Yani bazen aklıma geliyo hani düşünemiyorum sınıfta bi şey olsa ıı çocuğun iç organları iflas etse, kalbi dursa ya da bir rahatsızlık geçirse naparım acaba? Ya da bi gün annesi telefon etse „biz kaybettik‟ dese acaba nolur? Ben bunu nasıl açıklarım öğrencilerime? Bi de bayan olmaktan kaynaklanan bi şey galiba acaba benim çocuğumda böyle bi şey olur mu?” Aysun öğretmen bu öğrencisine yönelik

hislerini Ģu Ģekilde tamamlamaktadır: “Bu çok dayanılmaz bi şey”

Hande öğretmen “Ben onu çok seviyorum bu kendimi sorgulamaya başladım, bu

çocuğa ben yeterli olmuyorum çünkü. Hiç bi şekilde yeterli değilim ben bu çocuğa ve onun hep ıı göz ardı ettiğimi düşünüyorum ben” Ģeklinde görüĢ bildirirken, Özlem

öğretmen öğrencisinin adına “çok üzüldüğünü”, bu konuda kendisinin “yetersiz olduğunu” düĢündüğünü ifade etmiĢtir. Talat öğretmen de aynı düĢüncelerle görüĢlerini Ģu Ģekilde ifade etmektedir: “Şimdi ben çocuğa bi şey veremiyorum. Bu yönden

üzülüyorum. Aynı şekilde diğer çocuklar için de üzülüyorum. O çünkü dersi böldüğü zaman, onlara ııı yeteri kadar faydalı olmadığımı düşünüyorum. İki türlü üzüntü giriyor işin içine.”

Genel olarak değerlendirildiğinde, üç öğretmenin özel gereksinimli öğrencilerinin durumundan dolayı, beĢ öğretmenin kendilerini yetersiz hissettiklerinden dolayı üzüldüklerini belirttikleri, bir öğretmenin ise öğrencisinin ilgisizliğinden dolayı üzüldüğünü belirttiği görülmektedir.

169

3.7.1.2. Psikolojik Olarak Etkilenen

BeĢ öğretmen (Seval, Gönül, Serdar, Pınar, Aysun) özel gereksinimli öğrencilerinin durumlarından psikolojik olarak etkilendiklerini belirtmiĢtir. Seval öğretmen özel gereksinimli öğrencisinin okulda olmadığı günlerde kendini daha “rahat” hissettiğini belirterek, öğrencisi için “olması bir dert, olmaması bir dert” ifadesini kullanmıĢtır.

Gönül öğretmen öğrencisi için “Her şey onun için dert. Benim psikolojimi alt üst

etti. Bu öğrenci benim tamamiyle ilkelerimin hepsini değiştirmeme sebep oldu. Bazen arada çıldırasım geliyor yani çoğu zaman.” gibi ifadeler kullanarak duygularını net bir

Ģekilde ifade etmektedir. Serdar öğretmen de özel gereksinimli öğrencisinin durumundan “duygusal olarak etkilendiğini” ve bu yüzden “stres yaĢadığını” belirtmektedir.

Pınar öğretmen duygularını Ģu Ģekilde ifade etmektedir:“Belki onlarla ııı

uğraştığım kadar, çok iyi hatırlıyorum o zaman oğlumu emziriyorum, yani kaç defa onun stresinden böyle göğsümde süt durdu. O kadar çok sıkıyorum ki kendimi, stres oluyorum. Hani bağırmamak. Çünkü onların ııı şeyi de fark ettim, böyle duygusal olarak gelişimleri de çok yaşıtlarıyla uygun olmadığı için kızdığında, cezalandırdığında veya vurduğunda çocuk hemen ııı kendini kapıyo. Yani artık seninle iletişime girmek istemiyo. Iı ona herhangi bi şey yapmamak için böyle kendimi tutuyorum, şey yapıyorum falan… Iıı yani yordular ama ortada bi ürün çıkmadı. Hani keşke çıksaydı, o zaman ben daha mutlu olacaktım.”

Aysun öğretmen albino hastası olan öğrencisinin kendisini nasıl etkilendiğini Ģu sözlerle dile getirmektedir: “Bu çok dayanılmaz bi şey. Diğeri kız, albino hastalarının

genel özelliğiymiş çok erken ergenliğe girerler. Iı daha yeni ergenliğe geçti. Bütün sınıfımdakilerden daha uzun boylu, göğüsler belirginleşmeye başladı, kalça kemeri oturmaya başladı. Yani annesinin yerine koyuyorum, çocuğu hazırlamıştık daha önceden yavrum kendi başına gitmiş pedini almış, kullanmış, nasıl kullanacağını anlatmıştık çünkü daha önce ona ve bana söyleyememiş. Hâlbuki o gün yazılısı var, söylese ben bi ayarlama yapardım. Psikolojik olarak gerçekten çok büyük bi ağırlık.”

170 Sınıfında iki özel gereksinimli öğrencisi olan Aysun öğretmen görüĢme sırasında bir üçüncü öğrenciden ve bu üç öğrencinin kendisini nasıl etkilediğinden de Ģu Ģekilde bahsetmektedir: “Diğer öğretmenler bazında bakarsak açık konuşmak gerekirse ıı bu

tarz öğrenciler hiç de tercih edilen öğrenciler değil ve ıı sanki “aman ben uğraşıcama al sen uğraş.‟ denmiş gibi ıı bir sınfta iki tane olması da gerçekten … Çünkü bunlar tek değil bunlar raporu olanlar. Bir tane de doğuştan makatı olmayan var son.. Daha sonra ameliyatla bağırsak kalın bağırsak yerleştirilmiş olan bi tane var. O apayrı bi sorun, ııı bunlar var. Üç tane birden bi sınıfın içerisinde neyi cümle bile kurarken tedirgin oluyorum acaba onları rencide edicek bi şey söylemiş olabilir miyim diye. Gerçekten çok ağır.”