• Sonuç bulunamadı

3.3. Fiziki KoĢullar

3.3.3. Ġlin Fiziki KoĢulları

AraĢtırmaya katılan altı öğretmen [Ufuk (Van), Nevin (Tekirdağ-Çerkezköy- Kapaklı), Aysun (Giresun-ġebinkarahisar), Sevda (Van-Özalp), Gönül (Bitlis), Pınar (Isparta)] yaĢadıkları ilin/ilçenin fiziki koĢullarının yetersizliğine iliĢkin görüĢ bildirmiĢtir. Ufuk öğretmen görev yaptığı ili “dünyadan uzak” olarak nitelendirerek, bu nedenle “bi Ģeyler” yapamadığını ifade etmektedir. Nevin öğretmen “Ama işte dediğim

gibi aileyi de yönlendirdik, gereken rapor da alındı ama bize şöyle bi şey geldi. Bu tarz bi özel eğitim kurumu, bu tarz bi eğitimi her yerde yapamıyo sadece İstanbul‟da Ankara‟da dediler. Iıı bu çocuk Kapaklı beldesinde Tekirdağ‟ın nasıl eğitimli olacak, nasıl tedavisini olacak?” Ģeklindeki ifadesiyle görev yaptığı ilçenin koĢullarının

zorluğunu aktarmaktadır. Aysun öğretmen de yaĢadığı bölgedeki ulaĢım koĢullarının zorluğunu Ģu Ģekilde dile getirmektedir: “Iıı kendi ilim ve ilçem için konuşursam

oldukça yetersiz. Iı bölgemiz için konuşursak ıı ulaşım sorunumuz olduğundan dolayı bu tarz öğrencileri uygun okullara göndermekte bile oldukça zorluk çekiyoruz.”

Gönül öğretmen “Şimdi bizim okulumuz da biraz sapa düşüyor. Bitlis‟in merkez

olarak gözüküyo ama, Bitlis‟in Saray diye bi mahallesinde en eski mahallesinde, dağın tepesi, kimse oraya gelmek te istemiyo zaten.” ifadeleriyle çalıĢtığı ilde imkânların “çok

çok sınırlı” olduğunu belirtmektedir.

Sevda öğretmen ise içinde bulunduğu koĢulları Ģu Ģekilde dile getirmektedir:

110

olanağım olmuyor ya da işte dersimin bir saatimi özel olarak onlara ayırayım, onların imkânlarına yönelik etkinlik yapayım veya onlara özel plan yapayım gibi diye bi ııı imkânım olmuyo. Hem sınıf kalabalık, hem çocuklar anlama problemi yaşıyor. Aslında doğunun öğrencilerinin hepsi kaynaştırma öğrencisi gibi bir şey oluyor. Çünkü dil problemi var.” Görsel materyallere ihtiyaç duyduğunu dile getiren Sevda öğretmen “Ama doğuda da o imkânlar yok” demektedir. Sevda öğretmen öğrencilerinin “doğuda

olmanın Ģansızlığını” yaĢadıklarını, insanların “sınırlarına göre Ģans sahibi olduklarını” belirterek “Yani Van‟da doğan bir kız çocuğuyla bir İzmir‟de doğan kız çocuğu

arasında çok çok fark oluyo ve bu kaynaştırma öğrencisi için de aynı geçerliliğe sahiptir.” Ģeklinde görüĢlerini bildirmektedir. Kendi yaĢadığı zorlukları ise “Ya bu konuda donanımlı olmam lazım. Ee bunun için öncelikle de ııı araştırma yapmam için internetim problem bi defa benim orda. İnternet yok. Ben ilk defa geçen işte kaynaştırma öğrencileri hakkında okulda bilgi edinemiyorum. Okuldaki internet gidiyor, geliyor. Merkeze indiğim an baktım.” Ģeklinde anlatan Sevda öğretmen görev

yaptığı okulda internete ulaĢsa bile elektrik kesildiği için kullanamadığından ya da internetin yavaĢ çalıĢtığından ve telefonların da çekmediği bir yer olduğundan yakınmaktadır.

Pınar öğretmen ise görev yaptığı köyün koĢullarını Ģu Ģekilde anlatmaktadır:

“benim ııı çalıştığım köy biraz merkeze uzak, yolu falan da çok kötü. Çocukları böyle, çok şey olmadıkça şeye getirmiyolar, merkeze getirmiyolar. O yüzden, hani çocuğun dünyası o dağlarla çevrili çukur. Yani başka bi dünyayla tanışmamış. Yani diyorum ya uyarıcı gerçekten o kadar ciddi bi uyarıcı eksikliği var ki…”

Öğretmenlerin fiziki koĢullara yönelik görüĢleri genel olarak değerlendirildiğinde, öğretmenlerin çoğunlukla elveriĢsiz koĢullardan bahsettiği görülmektedir. Buna göre, üç okulda ısınma problemi yaĢandığı, iki okulun okulda su olmaması nedeniyle normal tuvaletlerinin de kullanılamadığı, dört okulun kalabalık olduğu, iki okulda taĢımalı eğitim yapıldığına yönelik bilgilere ulaĢılmıĢtır. Ayrıca öğretmenlerin birkaçı (dört kiĢi) görev yaptıkları bölgede ulaĢım koĢullarının güçlüğünden kaynaklanan sorunlar yaĢadıklarını da belirtmiĢlerdir. Sevda (Van-Özalp), Hande (Batman-Kozluk-Duygulu) ve Gönül (Bitlis) öğretmenlerin ifade ettikleri fiziki

111 yetersizlikler, normal geliĢim gösteren öğrenciler için bile elveriĢli ve sağlıklı değilken kaynaĢtırma öğrencileri için yapılacak düzenlemeler açısından düĢünüldüğünde oldukça endiĢe verici bir tablo çizmektedir.

Buna karĢın, Nevin öğretmenin (Tekirdağ-Çerkezköy-Kapaklı) görev yaptığı okul kaynaĢtırma eğitimine fiziki olarak oldukça uygun olmasına karĢın, var olan düzenlemeler okul yönetiminin “engeline” takılması nedeniyle etkili olarak kullanılamamaktadır. Ortopedik yetersizliği olan bir öğrencisi olan Nevin öğretmen öğrencisinin okuldaki engelli asansörünü bozulmasın diye kapatan okul yönetimi nedeniyle kullanamadığını, satranç odası ya da projeksiyon odasına öğrencisini kucakta taĢıtarak götürdüğünü belirtmektedir. Nevin öğretmen kaynak oda eğitiminin de okulda kaynak oda olduğu halde yine yönetimden kaynaklanan sorunlar nedeniyle etkin olarak yapılamadığını belirtmesi, okul yönetiminin kaynaĢtırma eğitimine bakıĢ açısını göstermekle birlikte, okul yönetiminin konuyla ilgili bilgilendirilmesi gerektiğini düĢündürmektedir.

Ayrıca, özel gereksinimli öğrencilerinin eğitiminde ihtiyaç duyulan materyalleri kendi imkânlarıyla temin etmeye çalıĢan öğretmenlerin çabaları ve ürettikleri çözümler tüm sınıf öğretmenleri tarafından kolaylıkla uygulanabilen, pratik çözümler olarak değerlendirilebilir. Bu öğretmenlerden biri olan Hande öğretmenin okuluna iliĢkin belirttiği tüm elveriĢsiz koĢullara rağmen, özel gereksinimli öğrencisi için sınıfındaki dolabında öğrencisinin materyalleri için bir yer ayırması, yine Pınar öğretmenin benzer bir çaba içinde bulunması “örnek gösterilebilecek” uygulamalardır.

Sınıf öğretmenlerinin fiziki koĢullara iliĢkin belirttikleri önemli sorunlardan bir diğeri de özel gereksinimli öğrencilerinin okul merdivenlerini çıkmakta yaĢadıkları güçlüklerle ilgilidir. Nevin, Nihan ve Halim öğretmenlerin görev yaptıkları okullarda, okul yönetiminin sorunu çözmek amacıyla, bu öğrencilerin bulundukları sınıfları giriĢ katına yerleĢtirmeleri geçici bir çözüm olarak düĢünülse de bu çözümün oldukça yetersiz olduğu göz ardı edilmemelidir. Nitekim Nevin öğretmen laboratuara, projeksiyon ve satranç odasına bu nedenle gidemediklerini, Aysun öğretmen ise öğrencinin tuvalete gidemediği için altının bezlendiğini belirtmiĢtir.

112 Alanyazında bu araĢtırmanın bulgularını destekleyecek çeĢitli çalıĢmalara rastlanmıĢtır. Metin, Güleç ve ġahin‟in (2009) yaptıkları çalıĢmada, öğretmenler, sınıflardaki kaynaĢtırılan zihin yetersizliği olan çocuk sayısının fazla olduğunu ve bu durumun öğretmenlerin iĢini daha da zorlaĢtırdığını, bunun yanında sınıftaki toplam öğrenci sayısının fazla olması nedeniyle engelli çocuğun ihtiyaçlarını -bilgileri yeterli olsa bile-karĢılayamadıklarını belirtmiĢlerdir.

Avcıoğlu, Demiray ve Eldeniz Çetin‟in (2005) kaynaĢtırma sınıfına devam eden ortopedik engelli öğrencilerin karĢılaĢtıkları güçlükleri belirledikleri nitel çalıĢmada, ortopedik engelli öğrencilerin okul içinde merdivenleri çıkmak, tuvalete gitmek gibi fiziki yapıdan kaynaklı sorunlar yaĢadıkları belirlenmiĢtir. Bu öğrenciler, sınıf içinde ise tekerlekli sandalyeyle sıraların arasından geçmekte, tekerlekli sandalyeleri masalarına uymadığı için masalarına yanaĢmakta ve sıralara oturmakta güçlük çektiklerini ifade etmiĢlerdir. Benzer bir sonuç Bilen (2007) tarafından yapılan çalıĢmada da elde edilmiĢtir. Söz konusu araĢtırmaya katılan öğretmenler okulların fiziki yapılarının kaynaĢtırmaya uygun olmadığına dair görüĢ bildirmiĢlerdir.

Yılmaz (2004) Konya Selçuklu ilçesinde temel eğitim okullarının ve kaynaĢtırma eğitimi veren okulların mekânsal özelliklerini değerlendirmek amacıyla bir çalıĢma yapmıĢtır. Yapılan değerlendirme sonucunda 11 okulda sadece kaynaĢtırma eğitimi veren iki okul dıĢında özel gereksinimli öğrencilerin eğitimi için uygun ortamların oluĢturulmadığı gözlemlenmiĢtir. KaynaĢtırma eğitimi yapılan iki okulda ise sadece ortopedik yetersizliği olan öğrenciler için düzenlemelerin yapıldığı görme ve iĢitme yetersizliği olan öğrenciler için herhangi bir düzenleme yapılmadığı belirlenmiĢtir.

TaĢ (2007) süreğen hastalığı olan çocuklara sahip ailelerin çocuklarının devam ettiği kaynaĢtırma eğitimi yapan okulların ve sınıfların fiziki koĢullarına iliĢkin olumsuz görüĢ bildirdiklerini belirlemiĢtir. Söz konusu araĢtırmada aileler (%60) sınıfların temizliğinin tam olarak yapılmadığını, okulun mimari yapısından kaynaklanan ve sınıflarda bulunan cisimlerin çok sert maddelerden oluĢmasının çocuklarında en ufak çarpmalarda kanamalara yol açabildiğini söylemiĢlerdir. GörüĢme yapılan ailelerin bir bölümü (%20) de sınıfların çok küçük olduğunu, öğrenci sayılarının çok fazla olması

113 nedeniyle çocuklarının güçlük yaĢadığını, sınıf tahtalarında tebeĢir kullanıldığını, tebeĢir tozlarının çocuklarının hastalıklarını arttırdığını belirtmiĢlerdir. Ayrıca, bu aileler, okullarda çocuklarının hastalandıklarında dinlenmeleri için veya tedavilerini yapabilecekleri sağlık odalarının bulunmadığını, okul yönetimlerinin çocuklarının okula devam etmesi için okulda yapılması gereken fiziki düzenlemeleri yapmadıklarını belirtmiĢlerdir.

Yapılan tüm bu araĢtırmalar birbirini destekler niteliktedir. Bu durum kaynaĢtırma eğitimi alan özel gereksinimli öğrencilerin oldukça zorlayıcı koĢullarda eğitim gördüklerini ortaya koymakta ve ülkemizdeki kaynaĢtırma uygulamalarında okulların ve sınıfların fiziki koĢullarının düzenlenmesine henüz gereken önemin verilmediğini düĢündürmektedir.