• Sonuç bulunamadı

KURAMSAL ÇERÇEVE

5- Genital Dönem

2.3.3 Psiko-sosyal Kuram ve Erik Erikson

Freud‟un kuramına karĢıt olarak, geliĢimde cinsellik yerine toplumsal ve bunların geliĢimi üzerindeki etkileri üzerinde durmuĢtur. KiĢisel ve sosyal geliĢimi, birey toplumla ve diğerleri ile bütüncül yaĢadığını ifade etmiĢtir. Bu bağlamda, Erik Erikson (1902-1994) kuramını, doğumdan ölüme kadar, tüm yaĢam boyunca biçimlendirmiĢtir.

Erikson‟un kiĢisel ve sosyal geliĢim kuramının her döneminde atlatılması gereken bir çatıĢma bulunmaktadır. Bu çatıĢmaların atlatılması sağlıklı bir kiĢilik kazanmada önem taĢımaktadır. Bir evrede yaĢanan çatıĢmanın baĢarılı olarak geçilmesi, sonra gelen evre için temel oluĢturmaktadır. Fakat bir dönemdeki baĢka bir deyiĢle yaĢanan krizin tam olarak çözümlenmemiĢ olması kiĢiyi o döneme takılı bırakmakta, yaĢamının ileriki dönemlerinde bu kriz devam etmekte ve çözümleninceye kadar problem olmaktadır.

KiĢisel ve sosyal geliĢim kuramı sekiz ayrı dönem ve çatıĢmadan oluĢmaktadır. Ġlk üç dönem birincil olarak ebeveynler ve diğer aile üyeleri ile etkileĢim söz konusu iken 4. Dönem (ÇalıĢkanlığa KarĢı AĢağılık Duygusu) ve 5. Dönem (Kimliğe KarĢı Rol KarmaĢası) için okul önemli bir etken olarak görülmektedir.

1. (0-1 Yaş) Bebeklik Dönemi (Güvene Karşı Güvensizlik)

Doğumdan 1 yaĢına kadar süren bu dönemde bebeklerin ihtiyaçlarının giderilmesi, anne ya da bakım veren yetiĢkine bağlıdır. Kritik öneme sahip bu

15

iliĢkide bebeğin temel gereksinimlerinin, sevgi, huzur dolu bir etkileĢim ortamında ve zamanında karĢılanması ile güven duygusu oluĢmaktadır. Eğer bebek, kendini sevilmeye değer buluyor ise buna cevap vermek için gerekli benlik temelini oluĢturmaktadır. Tersi bir durumda, davranıĢ ve kiĢilik problemleri olan ve uyumsuz bir birey oldukları gözlenmektedir (Senemoğlu, 2013).

2. (1-3 Yaş) Küçük Çocukluk Dönemi (Özerkliğe Karşı Kuşku ve Utanç) Bu dönemde çocuk, kendi baĢına yürümeye, beslenmeye ve konuĢmaya baĢlamaktadır. Özerkliğe doğru geliĢen bu beceriler ile çevrelerini kendi baĢına keĢfetmeye çalıĢan çocuklar, her Ģeyi tanımak için büyük çaba sarf etmektedir. Bu dönemde, benlik geliĢiminin bir parçası olan “benim” sözcüğünü çok sık kullanmaktadırlar. Aynı zamanda kendi benliğine sahip çıkarken “inatçı”, “saldırgan”, “bencil” olma gibi özellikler sergilemektedirler.

Çevresinde bulunan diğer kiĢilerle, özellikle anne ve baba ile çatıĢmalar yaĢamaktadırlar. ÇatıĢma; tuvalet eğitimi, beslenme ve uyku gibi etkinliklerde yaĢanmaktadır. Özerklik duygusu da bu dönemde geliĢmektedir. Ancak, bu duygunun geliĢime ve kiĢilik geliĢime verĢlen katkı, anne-babaların onlara sağladığı fırsatlar ve rehberlikleri ilgilidir.

Anne ve baba tutumlarında otorite ve güç savaĢı hakim olduğunda, çocukları kendilerine itaat ettirme çabalarına girdiklerinde, çocuklar kendilerinden emin olamamakta, kendilerini yetersiz hissetmektedirler ve kuĢku duyma geliĢir ya da bunlardan dolayı utanç duygusu geliĢebilmektedir (Atay, 2005).

3. (3-6 Yaş) Oyun Dönemi (Girişkenliğe Karşı Suçluluk)

GiriĢkenliğe karĢı suçluluk duyma 3-6 yaĢları arasını kapsamaktadır. Bu dönemde çocuğun baĢarılı stratejiler üretebilmesi, akılcı, anlaĢılabilir ve kabul gören giriĢimcilik davranıĢlarının pekiĢtirilmesi ile tamamlanmaktadır.

16

Oyun, bu dönemde çocuğun en temel uğraĢıdır. Oyunlarında ve günlük yaĢantısında merak, suçluluk ve kaygı geliĢmektedir. Vicdan duygusu geliĢmeye baĢlamaktadır. Bu dönemde dil, oldukça etkin kullanılmaktadır. Çocuklar farklılığı ve cinsiyet özelliklerini bilmektedir.

Anne ve baba tutumları ile cesaretlendirilen çocuk giriĢkenlik duygusu kazanırken, kısıtlayıcı ve denetleyici tutum engellenme ve suçluluk duygusunun geliĢimine neden olmaktadır (ġ. Yapıcı ve M. Yapıcı, 2005).

4. (6-12 Yaş) İlkokul Dönemi (Çalışkanlığa Karşı Aşağılık Duygusu)

ÇalıĢkanlığa karĢı aĢağılık duygusu 9–12 yaĢlar arasını kapsamaktadır. Bu dönemde, akademik öz güven geliĢmektedir. Okuma ve yazma, matematik, araç kullanımı gibi temel geliĢimsel beceriler geliĢmektedir. Ġlkokul döneminde öğretmenler ve aileler çok etkin bir rol oynamaktadır.

Bu dönem çocuklar, yetiĢkinler yerine akran etkileĢimine ihtiyaç duymaktadır ve diğer çocuklarla kendini karĢılaĢtırıp kendisinin çalıĢkan olup olmadığına sorgulamaktadır. Çocuklar, baĢarı duygusu elde etmeye gereksinim duymaktadır. Ebeveynler ve öğretmenler çocukların çabalarını ve baĢarılı yönlerini överlerse çalıĢkanlık duygusu geliĢirken, eleĢtirilirse aĢağılık duygusu geliĢecektir (Atay, 2005).

5. (12-18 Yaş) Ergenlik Dönemi (Kimliğe Karşı Rol Karmaşası)

Kimliğe KarĢı Rol KarmaĢası 12-18 yaĢ arasını kapsamaktadır. Bu dönemde çocuk ergenlik döneminde olduğu için fiziksel ve cinsel olgunlaĢma hızlı geliĢmektedir. Ergen kendine “ben kimim” sorusunu sorar ve cevap vermeye çalıĢırken rol karmaĢası yaĢar ve özdeĢim kurmaya çalıĢacaktır. ÖzdeĢim kuramadığı, yani kimlik sıkıntısı yaĢadığında, rol karmaĢası yaĢamaktadırlar. Ayrıca

17

kimlik geliĢimi ile yetiĢkinlik yönelimlerinin temelleri oluĢmakta ve geleceğe iliĢkin hedefler belirlenmektedir (Slavin, 2017).

6. (18-30 Yaş) Genç Yetişkinlik Dönemi (Yakınlığa Karşı Yalıtılmışlık) Genç yetiĢkinlik dönemi 18–30 yaĢları arasını kapsamaktadır. Bu dönemde bireyin kendi değerleri oluĢmuĢtur ve toplumda yer edinmeye baĢlamıĢtır. Önceki dönemi baĢarıyla atlatmıĢ olan ve kimlik kazanan genç yetiĢkin, karĢılıklı iliĢkilerde yakınlık kurabilecektir ve iĢ deneyimlerinde baĢarılı olabilecektir. Rol karmaĢıklığı çözümlenemediğinde, birey kendi kimlik geliĢimiyle ilgili problem yaĢadığı için karĢılıklı iliĢkilerde içe kapanık davranıĢlar sergileyecek ve yalnızlık hissetmesine neden olacaktır (Senemoğlu, 2013).

7. (30-60 Yaş) Yetişkinlik Dönemi (Üretkenliğe Karşı Durgunluk)

Bireyin tüm üretkenliğini kapsayan bir dönemdir. Bu dönemde doyuma ulaĢma duygusu önemlidir. Birey iĢinde atılımlar yaparak, üreterek, evinde çocuk yetiĢtirerek topluma faydalı bir kiĢilik ortaya koymaktadır. Bu doyumu yaĢayamayan bireyler durgunluk ve anlamsızlık duygusu ile yaĢamaktadır (Slavin, 2017).

8. (60 ve Üzeri Yaş) Yaşlılık Dönemi (Bütünlüğe Karşı Umutsuzluk)

Bireyin bu döneme kadarki yaĢamını değerlendirdiği bir süreçtir. Eğer önceki dönemlerde anlamlı ve doyumlu bir yaĢamı varsa, dönemlerde karĢılaĢtığı problemleri atlatmıĢtır. Ancak ölüm kavramı, emeklilik psikolojisi ile umutsuzluk ve çaresizlik duygusu yaĢanmaktır (Atay, 2005).