• Sonuç bulunamadı

1.2. DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN TEORİK ÇERÇEVESİ VE

1.2.2 Doğrudan Yabancı Yatırımların Belirleyicileri

1.2.2.4 Literatür Düzleminde Doğrudan Yabancı Yatırımların Belirleyicileri

1.2.2.4.6 Politik Risk ve İstikrar

Politik risk unsurlarından savaş, terör olayları, sivil itaatsizlik ve isyan hareketleri gibi çeşitli faktörler o ülkedeki risk ve belirsizlik seviyesini yükselteceğinden doğrudan yabancı yatırımcılar açısından olumsuz bir etki yaratmaktadır. Siyasi istikrarsızlıkla birlikte oluşan belirsizlik sonucunda doğrudan yabancı yatırımcı ev sahibi ülkeden çekilebilmektedir. Bu nedenle, çoğu kez yabancı yatırımcılar tarafından yatırımın karar sürecinde üzerinde en fazla durulan konulardan biri ülkenin politik istikrarı olmaktadır. Siyasi istikrar, ülkenin politik yaşamında aşırı dalgalanmaların olmayışını belirtmektedir. Örneğin, gerçekleştirilen yatırımlarının bir süre sonra millileştirilebileceği tehlikesi, doğrudan yabancı yatırımcı açısından caydırıcı bir etki yapmaktadır. Çeşitli çalışmalarda, risk açısından doğrudan yabancı yatırım yapılan ev sahibi ülkenin ulusallaştırma gibi yabancı yatırımcılar için tedirginlik verici gerçek ve potansiyel değişmeleri de politik risk

115 Aykan Candemir, “Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarını Etkileyen Faktörler”, Ege Akademik

Bakış, Cilt: 9,Sayı: 2, 2009, ss.659-675, s.670

içerisinde sayılmaktadır. Devletin gerçekleştirdiği bu uygulama, ya yatırımcının potansiyel karı üzerinde ya da yatırımcının aynı piyasada etkinlik gösteren diğer işletmeler ile arasındaki rekabette birtakım dezavantajlara sahip olmasına neden olmaktadır. Diğer yandan siyasi riskler etki alanı açısından, tüm yabancıları ya da sadece belli endüstrileri ya da kişisel girişimleri etkileyen riskler olarak da sınıflandırılabilmektedir.117 Stratejik endüstrilere ülke vatandaşları tarafından sahip olunması ve belli doğal kaynakların yine ülke tarafından kontrol edilmesi bu risk grubuna örnek verilebilir.

Doğrudan yabancı yatırımların ev sahibi ülkeye gelmesinde etkili olan bir diğer olgu da ev sahibi ülkenin dünya konjonktüründeki kısa ve uzun dönemdeki rolü ve önemidir. Yatırımcılar, yatırım yapacakları ülkelerin gelecek dönemdeki önemini ve pozisyonunu da dikkate almaktadırlar. Ev sahibi ülkeye olan ilginin artması, yeni gelişmeler karşısında sergilediği tutum ve politikalar, ev sahibi ülkenin değişen uluslar arası ve ulusal durumlara karşı tutumları ve dünya konjonktüründe gelecek dönemde alacağı aktif pozisyonlar doğrudan yabancı yatırımcı açısından önemlidir.118

Janicki ve Wunnava tarafından gerçekleştirilen çalışma sonucunda, makro ekonomik ve siyasal istikrar ile belirlenen sağlıklı yatırım ortamının, doğrudan yabancı yatırımları çekmede önemli bir rol oynadığı ifade edilmektedir. Bu çalışmaya göre, ev sahibi ülkenin kredi derecelendirme notunda görülen bir birimlik artış, doğrudan yabancı yatırımlarda 10.315.000 $ artışa neden olmaktadır. Bu nedenle güçlü ve belirsizliğe bağlı risk taşımayan ekonomik ve siyasal bir ortama sahip ülkeler olası kriz ya da borç odeme güçlüğü durumlarından daha az endişe duymakta ve doğrudan yabancı yatırımları çekmekte başarılı olmaktadırlar.119

Politik istikrarın doğrudan yabancı yatırım akımlarını pozitif yönde etkileyeceği teorisinden yola çıkılarak gerçekleştirilen çalışmalara örnek olarak Feils ve Şabac farklı bir model kullanmışlardır. Sermaye bütçeleme analizi kullanılarak kamulaştırma riski ile politik değişikliklerin nakit akımda meydana getireceği etkileri

117

Daim Demircan, Türkiye’de Yabancı Sermaye, İstanbul, Dilek Matbaası, 1971, s.102.

118 Ahmet Zengin, “Türkiye Ekonomisi Açısından Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarına İlişkin

Bir Değerlendirme”, İktisat İşletme ve Finans Dergisi, Yıl: 18, Sayı: 203, Şubat, 2003, s.61.

ve bunun yatırım kararlarına olası etkilerinin incelendiği çalışmada, artan kamulaştırma riskinin nakit akımını azaltacağı ve dolayısıyla yatırımların getirisini azaltacağı, yani doğrudan yabancı yatırımlar ile politik istikrar arasında pozitif bir ilişkinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.120

Baskıcı yönetimler ve özgür olmayan siyasî ortamlar, genellikle ekonomik kuralların da baskı altında kalmasına yol açtığından risk unsurunu artırmakta ve yabancı yatırım kararları üzerinde caydırıcı rol oynamaktadır. Bu öngörü ile hareket eden Karagöz, çalışmasında politik risk ve ekonomik yapı üzerinde etkili olduğunu düşünülen yapıların etkisini ölçmek üzere çeşitli kukla değişkenler kullanmıştır. Politik risk faktörünün etkisini hesaba katmak üzere Freedom House121 tarafından yayınlanan sivil özgürlükler endeksinden yararlanmıştır. Ancak, analiz sonucunda politik risk değişkeni ve çeşitli önemli olayları temsil ettiği düşünülen kukla değişkenler doğrudan yabancı yatırımlar üzerinde etkili görünmemişlerdir. Aynı

şekilde Tu ve Schive’de Çin’in Tayvan bölgesi için yaptıkları çalışmalarında politik

istikrarın doğrudan yabancı yatırımları pozitif yönde etkilediğini fakat anlamsız olduğunu bulmuşlar, zaman içinde değişen koşullar ve yatırımcıların görüşleri sonucunda politik istikrarın artık çok da önemli bir değişken olmadığını belirtmişlerdir.122

Schneider ve Frey’in doğrudan yabancı yatırımların ekonomik ve politik belirleyicileri konulu çalışmaları 1976, 1979 ve 1980 yılları için yapılmıştır.123 Çalışma 54 gelişmekte olan ülkeyi kapsamakta ve çalışmada dört ayrı model kullanılmaktadır. Bu modeller politik, ekonomik, birleştirilmiş ve politik-ekonomik olarak sınıflandırılmıştır. Analizler sonucunda doğrudan yatırımları açıklamada en önemli değişkenlerin kişi başına GSMH ve ödemeler dengesi değişkeni olduğu belirlenmiştir.

120 Feils, D. J. ve F. M. Şabac, “The Impact of Political Risk on the Foreign Direct Investment

Decision: A Capital Budgeting Analysis”, The Engineering Economist, Vol. 45, No. 2, 2000.

121 Kurum bu endeksi bütün ülkeler için 1972 yılından beri yayınlamaktadır. 1 – 7 arasında değerlerin

yer aldığı bir skala ile politik ve sivil özgürlüklerin ayrı ayrı derecelendirildiği endekste, 1 değeri tam özgür bir ortamı, 7’ye doğru artan değerler ise özgürlüklerin giderek azaldığı bir yapıyı ifade etmektedir.

122 Tu ve Schive, s.9.

123 Friedrich Schneider ve Bruno, S. Frey, “Economic and Political Determinants of Foreign Direct

Kaya ve Yılmaz, askeri müdahale dönemleri, siyasal istikrar, asgari ücretteki değişmeler, sanayi sektörünün GSMH’daki payı, enflasyon oranı, reel döviz kuru değişmeleri, uluslararası net rezervler, grevlerle kaybolan işgünü sayısı, ve kişi başına GSMH miktarı olmak üzere yedi ekonomik değişken kullanmıştır.124 Tahmin sonucuna göre kişi başına GSMH ve asgari ücretteki değişmelerin doğrudan yatırımları belirleyen en önemli faktör olduğunu ortaya koymuştur.

Kurtaran 1980-2006 yılları arasında yabancı yatırım kararlarında belirleyici olan ekonomik ve politik faktörleri Türkiye açısından incelediği çalışmasında, dış ticaret açığını, kişi başına düşen GSYİH’yı, işçilik maliyetlerinin etkisini ölçmek için reel ücret endeksindeki değişim oranını, politik risk göstergesi olarak seçimlerin olduğu dönemi gösteren kukla değişkeni, çifte vergileme anlaşmalarını ve yatırım teşviklerini değişkenler olarak almıştır.125 Genel seçimlerin yatırımlar üzerindeki etkisi incelendiğinde, seçimlerin duyarlılık katsayısının negatif olduğu görülmektedir. Yabancı yatırımcılar, yatırım yapacakları ülkedeki politik istikrara önem vermektedirler. Seçimlerin etkisi dış ticaret açığından bile daha fazla yabancı yatırımcılar üzerinde etkili olmaktadır. Bu sonuçlara göre dış ticaret açığı -%11,1 oranında doğrudan yabancı yatırımlar üzerinde negatif etkide bulunurken, seçimlerin etkisi -%16,4 olmaktadır.

Türkiye açısından yapılan çalışmalarda da genel olarak siyasi süreç ve politik istikrarsızlık nedeniyle doğrudan yabancı yatırım çekmede başarısız olduğu belirtilmektedir. 1980 ve 19990 sonrasında çok sayıda siyasi parti ve kurulan koalisyonlar nedeniyle oyların dağılması, koalisyon hükümetleri ve siyasi istikrarsızlık nedeniyle yabancı yatırımcı gelecekte istikrarlı bir ortam sağlanamayacağı endişesiyle yatırım yapmaktan kaçınmıştır. 3 Kasım 2002 seçimleri sonrasında tek bir partinin iktidar olması ve sonrasında da iktidarda kalmayı sürdürmesi nedeniyle ülkede siyasi açıdan istikrar sağlanacağı inancı ve yabancı yatırım konusunda hükümetin izlediği politikalar ve yeni getirilen düzenlemeler ise doğrudan yabancı yatırım girişlerini arttırmıştır.

124 V. Kaya, ve Ö. Yılmaz,“Türkiye’de Doğrudan Yatırımın Belirleyicileri”, Atatürk Üniversitesi

İİBF Dergisi, Cilt: 17 Sayı:3-4, 2003, ss. 39-56.