• Sonuç bulunamadı

1.2. DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN TEORİK ÇERÇEVESİ VE

1.2.1. Doğrudan Yabancı Yatırımların Teorik Çerçevesi

1.2.1.3 Eklektik Paradigma (OLİ Paradigması)

Ekonomik faaliyetlerini tek bir ülkede gerçekleştiren işletmelerle karşılaştırıldığında, birden çok ülkede üretim yapan işletmeler bazı ek maliyetlere de katlanmak zorundadır. Bu ek maliyetler nedeniyle rakipler karşısında üretimi sürdürebilmek için daha ileri teknoloji, ölçek ekonomileri gibi bazı avantajların sağlanması gerekliliğini öne süren Hymer çok uluslu işletmeler açısından teoriye ilk katkıyı yapanlardan sayılmaktadır. Ancak, Dunning; çok uluslu bir işletmenin doğrudan yabancı yatırım yapma sürecindeki gerekli koşulları kapsamlı bir şekilde inceleyerek Hymer’in tezini geliştirmiştir; kendinden önceki çalışmaları da bir araya getirerek kapsamlı (eklektik) bir teori yaratmıştır. Bu nedenle, doğrudan yabancı yatırım teorileri arasında kapsamı en geniş olan teori sayılmaktadır46. Teoriye göre, doğrudan yabancı yatırım sürecindeki etkenler üç önemli kısımda incelenmiş, bir firmanın kendi ülkesi dışındaki bir ülkede yatırım yapma kararı mülkiyet avantajı, bölgesel (konumsal) avantaj ve içselleştirme avantajı olarak sınıflandırılmıştır. Dunning bu ayrımı yaparken Buckley ve Casson’un içselleştirme avantajından faydalandığını da belirtmektedir.47 Literatürde Eklektik Paradigmaya içerdiği sınıflandırmadan dolayı OLİ Paradigması da denmektedir. Dunning’e göre Eklektik Paradigma kapsamındaki yatırımın üç önemli bileşeni aşağıda, Tablo-2’de yer almaktadır.

45 Liansheng, ss.35-36

46

Dunning, J. H., “The Eclectic (OLI) Paradigm of International Production: Past, Present and Future”, International Journal of Economics of Business, Vol. 8, No 2, 2001, pp.173-190, ss. 174- 175.

Tablo 2:Dunning’e Göre Yatırımın Üç Önemli Bileşeni Mülkiyet Avantajları

(Tek bir ülkede faaliyet gösteren firmalar için içsel)

Bölgesel (Konumsal) Avantajlar

(Üretim yerini belirleyen)

İçsel Avantajlar (Eksik rekabet piyasalarında düzenlenen) Firma büyüklüğü, Teknoloji ve marka, Yönetim ve organizasyon sistemi,

Atıl kapasiteye erişim, Birlikte arz ekonomileri, Pazara ve bilgiye daha iyi erişim,

Risk çeşitlendirme gibi uluslar arası avantajlar

Girdi ve pazar dağılımı, Girdi ve emek maliyeti ile ülkeler arasındaki nakliye maliyeti,

Hükümet müdahalesi ve politikaları,

Hukuki ve ticari yapı, Dil, kültür ve gümrük

Araştırma, müzakere ve izleme maliyetlerinde azalma,

Mülkiyet hakkı uygulama maliyetlerinde azalma, Fiyat farklılaştırması yapma, Ürünün korunması, Gümrük vergilerinden kaçınma

Kaynak: J. Jones, C. Wren, Foreign Direct Investment and the Regional Economy, Ashgate Publishing Ltd. 2006, s.36

Mülkiyet Avantajı, (Ownership Advantages – O): Çok uluslu işletmenin sahip olduğu işletmeye özgü fikri sınai mülkiyet hakları, teknolojik üstünlükleri, organizasyon ve yönetim sistemi, sahip olduğu ticari markalar, dağıtım kanalları, bilgi ve finans kaynaklarına erişmede üstünlük sağlanması, işletmenin ölçek büyüklüğü sayesinde elde ettiği ucuz girdi sağlama ve ölçek ekonomilerden yararlanabilme imkanı olmakta ve ev sahibi ülke işletmelerine karşı avantaj sağlamaktadır. Bölgesel (Konumsal) Avantaj, (Location Advantages – L): Doğrudan yabancı yatırımın hangi ülkede yapılacağını belirleyen avantajlardır. Faktör maliyetleri ve verimliliği, ev sahibi ülke ve merkez ülke arasındaki uzaklık, pazar büyüklüğü, doğal kaynakların bolluğu, gümrük tarifeleri, ev sahibi ülkenin bölgedeki önemi, bir bölgesel ekonomik bütünleşmeye üyeliği, altyapı yeterliliği, yatırım teşvikleri, sosyal ve kültürel benzerlikler,sosyolojik yapı ve yabancı sermayeye yönelik sahip olunan yargılar, yatırım projesinin gerçekleştirilme sürecindeki bölgesel etkenler olarak sayılabilir. İçselleştirme Avantajı (Internalisation Advantages – I): Çok uluslu işletmenin mülkiyet avantajı nedeniyle elinde bulundurduğu varlıklarını lisans verme, franchise anlaşması yapma gibi yöntemlerle ev sahibi ülke işletmelerine kullandırmak yerine, kendi kuracağı yeni yatırım ile ev sahibi piyasasında faaliyet göstermeyi tercih etmesinde etkili olan etkenleri içermektedir.48 İçselleştirme avantajına göre, işletmenin doğrudan yabancı yatırım yapması, bu becerilerini satması, kiralaması veya lisanslamasından daha karlı

48 Candemir, Cilt-1, s.26

olmalıdır. Dunning’e göre, ev sahibi ülkede bulunan rakipler karşısında daha fazla mülkiyet avantajına sahip olan bir işletmenin, bu avantajların kullanımını dışsallaştırmak yerine içselleştirmeyi tercih etmesi daha çok teşvik edilmektedir. Ayrıca bu avantajların varlığı ev sahibi ülkede işletme lehine daha da çok hizmet ediyorsa, bu durumda doğrudan yabancı yatırım ihtimali daha da yüksek olmaktadır. Tablo 3: İşletmelerin Uluslararasılaşma Stratejileri (Mülkiyet Avantajı Veri İken)

(L) Konumsal Avantaj (-) (L) Konumsal Avantaj (+) (İ) İçselleştirme Avantajı (-) (1) İhracat (3) Lisans Anlaşması (İ) İçselleştirme Avantajı (+) (2) Dağıtım İşletmesi (4) Doğrudan yabancı

yatırım

Kaynak: Z. Tuğrul Göver,, “Hazine Müsteşarlığı, Doğrudan Yabancı Yatırımların Uluslararası Ticarete Etkileri: Türkiye Değerlendirmesi”, Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü - Ekonomik

Araştırmalar, Başbakanlık, Temmuz, 2005, s.5

Dunning çalışmasında, mülkiyet avantajının söz konusu olduğu bir durumda diğer avantajların varlığına göre işletmenin alacağı kararları incelemiştir. Yukarıdaki Tablo-3’te görüleceği üzere, işletmelerin uluslararasılaşma stratejileri faktörlerin varlığına göre dört türde gerçekleştirilmektedir. Eğer işletme açısından ev sahibi ülkede sadece mülkiyet avantajı söz konusuysa, çok uluslu işletme ihracat (1) yapmayı tercih eder. Mülkiyet avantajı yanında İçselleştirme avantajının da bulunduğu bir durumda, işletme doğrudan yatırım olarak değerlendirilmeyen, ev sahibi ülkede üretim tesisi kurmadan, ürünlerin ev sahibi ülkede satışını, pazarlamasını, dağıtımını gerçekleştireceği bir dağıtım işletmesi (2) kurar. Mülkiyet avantajı ile birlikte Konumsal avantajın da bulunduğu bir ev sahibi ülkede , çok uluslu şirket lisans anlaşması (3) gerçekleştirmektedir. Üç avantajın da bulunduğu bir durumda ise, çok uluslu işletme ev sahibi ülkede doğrudan yabancı yatırım (4) gerçekleştirmeyi tercih etmektedir. Böylece örneğin, ev sahibi ülke işletmeleri ile lisans anlaşması yapmanın farklı bir hukuki ve idari yapıya daha kolay uyum sağlama, piyasaya giriş maliyetlerini düşük tutma gibi avantajları olmasına rağmen; çok uluslu işletmeler tarafından lisans yoluyla kullandırılan teknolojinin, taraflar arasında uyuşmazlık olduğunda lisans alan işletme tarafından taklit edilebilme riski, lisans anlaşmasına konu olan teknolojinin veya know-how’un nitelikli işgücü

tarafından kullanılması gerekliliği gibi etkenler nedeniyle doğrudan yabancı yatırım, lisans verme yöntemine göre tercih edilebilmektedir49.