• Sonuç bulunamadı

1.2. DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN TEORİK ÇERÇEVESİ VE

1.2.2 Doğrudan Yabancı Yatırımların Belirleyicileri

1.2.2.4 Literatür Düzleminde Doğrudan Yabancı Yatırımların Belirleyicileri

1.2.2.4.7 İstihdam ve İşgücü Maliyeti

İşgücü, sermaye ve teknolojinin aksine düşük mobiliteye sahip bir üretim

faktörüdür. Bu nedenle, doğrudan yabancı yatırımcı, sermaye ve teknoloji gibi faktörleri, emeğin ucuz olduğu yerlere transfer ederek üretim maliyetlerini azaltma yoluna gidebilmektedir. Bununla birlikte, teknolojik ilerlemeler sonucunda eğitim düzeyi daha yüksek ve uzmanlaşmış işgücü ihtiyacı artmakta, üretim sürecinde işgücü maliyetlerinin payı genel maliyetler içerisinde azalmaktadır.126

Ucuz işgücünün doğrudan yabancı yatırımları çekmede etkili olduğunu kabul eden görüşlerin yanı sıra, bu faktörün aslında etkili olmadığını savunan görüşler de bulunmaktadır. Bu konuda genel kabul gören görüş, ucuz işgücünün doğrudan yabancı yatırımlar için çekici bir belirleyici olduğu yönündedir. Fakat esasında bu çekicilik yabancı yatırımın yapıldığı sektöre ve yatırımın türüne göre değişiklik göstermekte, işgücü ön planda ya da etkisiz eleman olabilmektedir.

Çeşitli çalışmalardan örnek olarak, Flamm (1984), Schneider ve Frey (1985), Culem (1988), Shamsuddin (1994) ve Pistoeri (2000) daha yüksek ücret düzeylerinin doğrudan yabancı yatırımcıları caydırdığını, daha yüksek ücretler ile doğrudan yabancı yatırım miktarı arasında negatif yönlü ilişkinin bulunduğunu saptamışlardır.127 Tsai, 1983-86 döneminde ucuz işgücüne yönelik etkili bir ilişki saptamışken, 1975-78 döneminde bu ilişkinin zayıfladığını bulmuştur.128 Kurtaran’ın çalışmasında işçilik maliyetleri beklentinin aksine pozitif işareti çıkmıştır. (İşçilik maliyetlerinin göstergesi olarak ücret endeksi kullanılmıştır.) Analiz sonucuna göre, ücretlerin yükselmesi yatırımlar üzerinde olumsuz bir etki yaratmamıştır.129

Wheeler ve Mody, 1982-88 yılları arası 42 adet ülkedeki Amerikan menşeili çok uluslu şirketlere ait imalat ve elektronik sektöründeki yatırımları inceledikleri

126 Dunning, s.23

127 Fırat Şimşek, “Türkiye’de Doğrudan Yabancı Yatırımların Tarihsel Gelişimi ve Türkiye

Ekonomisi Üzerine Etkisinin Büyüme Bazlı Analizi (1980-2009)”, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı, İstanbul, 2010, s.31

128 Pan-Long Tsai, “Determinants of Foreign Direct Investment and Its Impact on Economic Growth”,

The Journal of Development Studies, Vol. 19, No. 1, June, 1994, ss.137-163

çalışmada değişkenler işgücü maliyeti, piyasa büyüklüğü, doğrudan yabancı yatırımlar seviyesi, altyapı olarak belirlenmiş; doğrudan yabancı yatırımlar üzerinde ücretlerin etkisini anlamlı ve pozitif yönde bulurken, imalat sanayi açısından daha zayıf bir pozitif etki elde etmişlerdir.130 Bunun bir nedeni de, bölgesel belirleyici olarak piyasa büyüklüğünün ulusal gelirdeki artış ile işgücü maliyetlerini azaltıcı etki yaratmasıdır.

Lucas 1961-87 döneminde yedi Güneydoğu Asya ülkesini incelediği çalışmasında, uzun dönem fiyat esneklikleri yardımıyla doğrudan yabancı yatırımların fiyat ve maliyetlere duyarlı olduğunu analiz etmiştir.131 Beş değişken kullanılarak yabancı sermaye talebinin incelediği zaman serisi analizi sonucunda, ücretlere göre hesaplanan doğrudan yabancı yatırımların esnekliği %90 güven aralığında negatif işaretli çıkarken, ihracat fiyatlarına göre hesaplanan esneklik ise altı ülkede pozitif çıkmıştır.

Janicki ve Wunnava tarafından yapılan çalışmaya göre işçilik maliyeti ile doğrudan yabancı yatırımlar arasında pozitif korelasyon buluşmuş, imalat sektöründe ana ülke ile ev sahibi ülke arasında yıllık ücrette görülen 1 $ ‘lik değişme, doğrudan yabancı yatırımlar üzerinde 17.278 $’lik bir değişime yol açtığı sonucuna ulaşılmıştır. Böylece ucuz işgücü maliyeti, özellikle ücret düzeyinin yüksek olduğu ve işletmelere üretimlerini kaynakların bol ve ucuz olduğu yerlere taşıyarak maliyetlerini düşürmeyi hedefledikleri ülkelerin başlıca ilgi alanını oluşturmaktadır.132

İşgücü ücretlerinin üretim maliyetleri içerisindeki payının azalması

durumunda düşük ücretler doğrudan yabancı yatırımcı için etkili bir belirleyici olmamaktadır. Bir çok endüstride toplam üretim maliyetleri içerisinde yeterliliği düşük seviyede olan işgücünün payı, yirmi yıl öncesine nazaran %25 düzeyinden %10-%5 düzeyine kadar gerilemiştir. Teknolojik gelişmelerle birlikte yetersiz işgücünün toplamdaki payının daha da düştüğü görülmektedir. Bu nedenle, düşük

130 David Wheeler ve A. Mody, ”International Investment Location Decisions, the Case of U.S.

Firms”, Journal of International Economics, Vol. 33, 1992, pp. 57-76

131 Robert, E. Lucas, “On the Determinants of Foreign Direct Investment: Evidence from East and

Southeast Asia”, World Development, Vol. 21, No. 3, 1993, pp. 391-406, ss. 400-401

ücret seviyesinin doğrudan yabancı yatırımcılar açısından önemi giderek azalmaktadır.133

Eklenebilecek bir diğer husus olarak, ucuz işgücünün doğrudan yabancı yatırımcı açısından belirleyici olabilmesi için sadece ucuz olması değil, aynı zamanda verimliliği de önem taşımaktadır. Bu nedenle, ucuz işgücünün, verimliliğin düşük olduğu yerlerde ucuz olacağı şeklinde bir yargı da bulunmaktadır. Ayrıca, ev sahibi ülke tarafından ucuz işgücünün doğrudan yabancı yatırımları çekmede öncü faktör olarak belirlenmesi çeşitli konulardan sakıncalı olmaktadır. Örneğin, ev sahibi ülkeye düşük ücret varlığı nedeniyle gelen yabancı sermaye, bu ülkeden daha düşük ücretlere sahip diğer ülkelere de kolaylıkla kayabilir. Ayrıca, ucuz işgücünün ön plana çıkartılması, hükümetlerin doğrudan yabancı yatırımları ülkeye çekmelerindeki esas amaçlar ile çatışmalara ve çelişkilere de neden olabilmektedir. Ülkenin dışarıdan gelecek yatırımlarla geliştirilmesi ve kalkınmanın sağlanması açısından istenen doğrudan yabancı yatırımların, ev sahibi ülkeye yaptıkları yatırım sonucunda ülkede istihdamın sağlanması, teknolojik ve teknik yeniliklerin getirilmesi, yaşam standartlarının yükselmesi gibi gelişmelere yol açacaklardır. Ülkede yaşayan insanlar bu gelişmeler sonucunda daha yüksek gelir düzeyleri arzulayacaklar, ancak yabancı sermayenin ülkeye geliş nedeni düşük ücretler olduğu için bu istekleri çelişkiye yol açacaktır. Bu nedenle de ucuz işgücü dolayısıyla gelen yabancı sermaye ve daha yüksek kişi başına düşen gelir arasında seçim yapmak gerekecektir. Ayrıca yabancı sermayenin daha düşük ücret düzeyli ülkelere kaçışını engellemek için çalışanların ücretleri yükseltmek yerine düşürülemeyeceği için bu durum sürdürülebilir bir yöntem olamayacaktır.

Çeşitli çalışmaların sonuçları incelendiğinde, Bevan ve Estrin, Coughlin vd., Cheng ve Kwan, birim emek maliyeti veya ücret ile doğrudan yabancı yatırımlar arasında negatif bir ilişki bulmuştur. Bunun yanında Chakrabarti çalışmasında imalat sanayi cari ücretlerini kullanarak hem negatif hem de pozitif ilişki bulmuş ama negatif bir ilişkinin daha muhtemel olduğunu belirtmiştir. Singh ve Jun çalışmalarında reel kazanç endeksini kullanarak negatif ve anlamlı bir ilişki

133 Philip Kotler, S. Jatusrpitak, S. Maesincee, Ulusların Pazarlanması, Çev. A. Buğdaycı, Türkiye İş

bulmuşlardır. Loree ve Guisinger ile Kravis ve Lipsey çalışmalarında anlamlı bir ilişki bulamamışlardır. Fung vd. ise ücretler için bölgedeki ortalama ücret ile bölgedeki ortalama ücretin ülkedeki ortalama ücrete oranı olmak üzere iki değişken kullanmış ve ilki için negatif ama anlamsız, ikincisi için de pozitif ve anlamlı (ama anlamsıza çok yakın) bir ilişki bulmuşlardır. Diğer bir ilginç sonuç da Tu ve Schive’in çalışmasının sonucunda ortaya çıkmıştır. Çalışmada düşük ücret ile doğrudan yabancı yatırımlar arasında negatif bir ilişki bulunmuştur ki bu da insan sermayesini ön planda tutan doğrudan yabancı yatırımları gösteren çalışmalardandır.