• Sonuç bulunamadı

Plinius’un Pontus-Bithynia Eyaleti’ne Gönderilmesi Özelinde curator re

1.2 Curator rei publicae Kimdir? Ne Zaman Ortaya Çıkmıştır? Görevleri, Atanma

2.1.1 Pontus-Bithynia Eyaleti

2.1.1.1 Plinius’un Pontus-Bithynia Eyaleti’ne Gönderilmesi Özelinde curator re

İlgili bölümde İmparator Traianus tarafından Pontus-Bithynia Eyaleti’ne vali olarak atanan Plinius’un söz konusu eyalete hangi sebeplerle gönderildiği, eyalette ne tür problemlerle karşılaştığı ve bu sorunlara ne tür çözümler geliştirdiğine ilişkin bilgiler açıklanmıştır. Ana kaynak olarak Plinius’un Epistulae X. kitabı esas alınmıştır. Söz konusu mektuplar hem Plinius’un valilik süresi boyunca eyalet kentlerinde yerine getirdiği faaliyetleri hem de İS. 2. yüzyılda Pontus-Bithynia Eyaleti’nin idari, ekonomik ve askeri durumu açısından oldukça önemli bilgiler aktarmaktadır.

Gaius Plinius Caecilius Secundus İS. 61/62 yılında Comum’da doğmuştur110

. Babası Lucius Caecilius Cilo’yu İS. 76 yılında kaybettikten sonra Yaşlı Plinius (Plinius Maior) adıyla bilinen dayısı Gaius Plinius Secundus tarafından evlat edinilerek Roma’ya getirilmiştir. Ancak Plinius, İS. 78/79 yılında Vesuvius Yanardağı’nın patlamasında dayısını kaybetmiştir. Dayısı C. Plinius Secundus ile aynı ismi taşıdığından ayırt edilebilmesi için Plinius, Plinius Minor ya da Plinius Iunior (Genç Plinius) olarak adlandırılmıştır111

. Genç Plinius, Roma’da ünlü rhetor’lar Niketes Sacerdos ve Quintilianus’tan dersler almıştır ve aldığı rhetorica ve hukuk eğitiminden sonra memuriyet hayatına başlamıştır.

Plinius cursus honorum’una decemviri stlitibus iudicandis olarak başlamıştır ve kariyerine Suriye’deki bir lejyonda tribunus militum (İS. 82) olarak devam etmiştir. Daha sonra bunları quaestor (İS. 88-90); tribunus plebis (İS. 92); praetor (İS. 93/94); praefectus

aerarii militaris; praefectus aerarii Saturni; consul suffectus (İS. 100); augur (İS. 103); curator alvei Tiberis et riparum et cloacarum urbis; legatus Augusti pro praetore Ponti et Bithyniae gibi önemli görevler takip etmiştir112.

Bilindiği üzere Plinius’un Pontus-Bithynia Eyaleti’ne Traianus tarafından İS. 109 ya da 111 yıllarında113

legatus Augusti pro praetore olarak atanması114 istisnai bir durum olarak

110 Plinius (epist. VI. 20), Vesuvius Yanardağı’nın patlaması sırasında kendisinin on yedi yaşında olduğunu belirtmektedir.

111

Bu konu üzerine ayrıca bkz. Sherwin-White 1966, 70.

112 Plinius’un cursus honorum’una ilişkin ayrıca bkz. ILS 2927 (=CIL V, 5262); Rémy 1989, 45-47; Alföldy 1999, 221.

113 Sherwin-White (1966, 81), Traianus’un İS. 103 yılından sonra 6. kez consul olduğu 112 yılında Plinius imparatora herhangi bir kutlama mesajı göndermediği için Plinius’un valilik görevini İS. 109-111 yıllarında yaptığını ileri sürmektedir. Bununla birlikte Plinius’un bu görevini İS. 111-113 yılları arasında üstlendiği de düşünülmektedir. Bkz. Dürüşken – Özbayoğlu 1999, 10; Wesenberg 1990, 1024. Ayrıca krş. Oktan 2011, 166.

kabul edilir. Zira bu eyalet Plinius öncesinde senato eyaleti statüsünde iken Traianus tarafından bir süreliğine imparator eyaleti haline getirilmiştir. Plinius imparator tarafından eyalette var olan problemleri çözmek; özellikle de oradaki kentlerin hesap denetimlerini yapmak ve mali sıkıntılarını gidermek amacıyla115 eyalete gönderilmiştir116. Esas olarak Plinius’un imparator tarafından atanması curator rei publicae sisteminin eyalet idaresinde yaygınlaşmasına ve bunun gerekliliğinin iyi bir şekilde anlaşılmasına imkân veren oldukça önemli bir örnektir. Aslında Plinius’un görev tanımının doğrudan curator rei publicae olarak yapıldığını gösteren bir delil yoktur. Bununla birlikte valilik görevi için kendisinin seçilmiş olması manidardır. Zira Plinius daha çok mali konularda uzman bir kişidir. Büyük ihtimalle kendisi praefectus aerarii militaris ve praefectus aerarii Saturni117 olarak mali konularla bağlantılı önceki görevlerinden dolayı imparator tarafından özellikle seçilip118

Bithynia’ya gönderilmiş olmalıdır. B. Levick, Plinius’un eyalete gönderiliş sebeplerini 1) idari yetersizlik; 2) yasalara uyulmaması; 3) kentlerin aşırı para harcamaları ve özel kişilerin servetlerini memleketleri dışında harcamaları olarak göstermektedir119

.

Zengin eyalet kentleri120 gerek Plinius’tan önce görev yapmış Romalı valilerin kötü yönetimleri121

yüzünden, gerekse kent halklarının birbirleriyle giriştikleri ateşli rekabet

114 Comum’da (Günümüzde Kuzey İtalya’daki Como kenti) bulunmuş Plinius’a ait yazıt: legat(us) pro pr(aetore) provinciae Pon[ti et Bithyniae pro]consulari potesta[te] in eam provinciam e[x senatus consulto ab] Imp(eratore) Caesar(e) Nerva Traiano Aug(usto) German[ico Dacico p(atre) p(atriae) missus]: “Pontus et Bithynia eyaletinin

legatus pro praetore’si, senatus kararı ile aynı eyalette proconsul yetkisiyle (görevlendirilmiş), pater patria,

Imperator Caesar Nerva Traianus Augustus Germanicus Dacicus tarafından gönderildi” (Alföldy 1999, 234; Eck 2010, 301-310). Hispellum’da bulunmuş yazıtı ise şöyledir: ex s(enatus) c(onsulto) pro[consulari potestate

legatus pr(o) pr(aetore) provinciae Ponti] et Bithyniae et legatus [in eam ab Imp(eratore) Caes(are) Nerva Traiano Aug(usto) missus]: “Senatus kararı ile proconsul yetkisiyle (görevlendirilmiş), Pontus et Bithynia

eyaletinin legatus pro praetore’si ve aynı eyalete Imperator Caesar Nerva Traianus Augustus tarafından elçi olarak gönderildi” (Alföldy 1999, 234).

115 Plin. epist. X. 32. Meminerimus idcirco te in istam provinciam missum, quoniam multa in ea emendanda

apparuerint.

116

Magie 1950, 602; Mitchell 1993, 203; Lintott 1993, 152; Griffin 2007, 118 vdd; Oktan 2011, 166. 117 ILS 2927 (=CIL V, 5262).

118 Plin. epist. X. 18. 2: Nam et tu dabis operam, ut manifestum sit illis electum te esse, qui ad eosdem mei loco

mittereris.

119 Levick 1979, 119-120.

120 Bithynia kentlerinin ekonomik durumuna ilişkin bkz. Storey 1998, 58; Bekker-Nielsen 2008, 70-72. Bithynia- Pontus’un zenginlikleri ve doğal kaynakları için ayrıca bkz. Weimert 1984, 21-135; Marek 2003, 160-178.

sonucunda özellikle mali açıdan büyük sorunlarla karşılaşmışlardır. Kentlerde yasalar ihlal edilmiş, yöneticiler ya da halktan özel kişiler kamu hazinesinden gelişigüzel harcamalar yapmışlar ve kamu hazinesi boşalma noktasına gelmiştir. Kentlerin böylesi bir savurganlık içinde olmaları onları ciddi derecede mali sıkıntı içine sokmuştur. Bu yüzden de Traianus ekonomik açıdan önlem almak için kentlerin gelir ve giderlerinin denetlenmesini ve harcamaların ölçüyü aşmayacak derecede kısıtlanmasını buyurmuştur. Bu nedenle Plinius hiç vakit kaybetmeden hesap denetim işlerine koyulmuştur.

Plinius’un uzman olduğu mali konular hakkında imparatorun iznini almak yerine bulduğu çözüm yolunu bildirerek, genelde bu konular ile ilgili fikrini sorduğu görülmektedir122

. Zira Plinius’a içinden çıkamadığı yabancı olduğu sorunlarda imparatora danışma hakkı bizzat Traianus’un kendisi tarafından verilmiştir123

.

Plinius, Bithynia’ya ulaşana kadar geçirdiği zor yolculuğunun124 ardından görev yerine vardığında ilk iş olarak Prusalılar’ın kamu harcamalarını incelemeye başlamış, kentin gelir ve borçlarını saptamıştır125

. Zira Plinius’un Prusa Kenti’nde tespit ettiği ilk sorunlar özel şahısların çeşitli nedenlerle paraları elinde tutması ve yapılan harcamaların çok azının yasal olmasıdır. Plinius imparatora tespitlerini rapor ederken yaptığı bu denetleme işinin gerekliliğini de vurgulamaktadır. Vali Plinius’un, yine Prusa’da çözüm bulduğu bir diğer problem ise hamam binası ile ilgilidir. Prusa kent sakinleri eski hamam binasının onarılmasını talep etmektedirler. Ancak Plinius eski ve oldukça kötü vaziyette olan hamamın onarılmasının yerine yenisinin yapılmasını önermekte ve imparatorun onayını almak istemektedir. Zira Plinius yeni hamamın yapımı için gerekli parayı özel şahıslardan temin etmeye başladığını ve kent ahalisinin zeytinyağı alımı için hazineden kullanılan parayı hamam binası için harcamaya

121 Eyalet valileri Gaius Iulius Bassus (İS. 102-103) ve Varenus Rufus (İS. 106-107) zimmetlerine para geçirmekle eyalet halkı tarafından suçlanmışlardır. Bu konuya ilişkin ayrıca bkz. Magie 1950, 601-602; Sherwin-White 1966, 527-528; Levick 1979, 125; Brunt 2001, 94; Richardson 2001, 75. Ayrıca bkz. Oktan 2011, 167; Baz 2013, 278.

122 Mali konularda uzman olması sebebiyle böyle konularda imparatora danışmamasına ilişkin bkz. Sherwin- White 1962, 124. Zira Plinius, deneyimsiz olduğu diğer konularda birçok kez imparatorun fikrini sormaktadır ve ondan bazı hususlarda iznini talep etmektedir. Plinius’un imparatora danıştığı konular üzerine ayrıca bkz. Plin.

epist. X. 19, 29, 39, 45, 49, 56, 71, 81, 96, 112, 114, 118.

123 Plin. epist. X. 31. 124 Plin. epist. X. 15 ve 17A.

125 Plin. epist. X. 17A. Nunc rei publicae Prusensium impendia, reditus, debitores excutio; quod ex ipso tractatu

hazır olduklarını belirtmektedir126. Böylece Plinius kentin giderlerinde kısılabilecek bir kalem bulmuş ve buradan para toplamaya başlamıştır. Yani Plinius’un mali sıkıntılar için izlediği çözüm yolu işe yaramaya başlamış görünmektedir. Traianus ise, tedbirli bir şekilde “yeni bir

hamam yapımının Prusalılar’ın mali durumunu zorlamaması koşuluyla bu istekleri yerine getirilebilir” cevabını vermiştir127. Ayrıca zeytinyağı alımı gibi zaruri bir ihtiyaçtan kısıp başka bir masraf için yeni bir vergi yükümlülüğü altına girmemeleri şartını da öne sürmüştür.

Plinius’un mektuplarında Prusa örneğinde olduğu gibi eyaletin diğer bazı kentlerinde de yeni binaların yapımına imar planları çıkarılmadan gelişigüzel başlanılması; eski binaların çeşitli sebeplerle tahrip edilmesi; inşası henüz bitmeden yarım bırakılan tiyatro, gymnasion ve hamam gibi kamu binalarının bakımsızlıktan çürümeye terk edilmeleri eyaletin çözüm bekleyen önemli sorunları olarak karşımıza çıkmaktadır128

.

Plinius’un tespit ettiği bu sorunların çözümünde belirlediği yöntem ilk önce kentlerin mali bütçelerini çıkarmak olmuştur. Kentlerin kamu gelir-giderleri ile borçları saptanınca hazineden yapılacak harcamalara ihtiyaçlar doğrultusunda yön vermek daha kolay olacaktır. Bu doğrultuda Plinius bulduğu çözümlerle mali dökümü yapılmadan yapımına başlanan kamu binalarını denetimi altına almaya çalışmıştır129

. Bu yüzden imparatordan kamu binalarının yapıldığı arazilerin incelenmesi için mensor’lar (arazi ölçüm mühendisleri) göndermesini talep etmektedir. Zira Plinius eğer ölçümler dikkatli bir şekilde yapılırsa kamu binalarının yapımıyla ilgilenen sorumlu kişilerden fazladan harcanan paranın geri bile alınabileceğini bildirmektedir130.

Yapımında sorun olan kamu binaları Nikaia, Nikomedeia ve Klaudioupolis gibi büyük kentlerde görülmektedir. Bu sorunlardan biri Plinius’un Traianus’a yazdığı mektubunda ifade ettiği üzere Nikaialılar’ın büyük bir kısmını inşa ettikleri ve gereğinden fazla para harcadıkları tiyatro binasını yarım bırakmalarıdır131. Zira Plinius tiyatronun yapıldığı zeminin nemli toprak ya da kolay parçalanabilir taşlardan oluştuğu için söz konusu yapıda çatlakların meydana geldiğini belirtmektedir. Ayrıca yine Nikaialılar’ın, Plinius’un gelişinden önce yangında harap

126 Plin. epist. X. 23. 127 Plin. epist. X. 24.

128 Dmitriev 2005, 195-196; Ertekin 2013, 515.

129 Sherwin-White 1966; Dürüşken – Özbayoğlu 1999, 14-15. 130 Plin. epist. X. 17B.

olmuş gymnasion’u yeniden onarmaya giriştiklerini ve bu onarım işi için harcanan paranın da boşa gidebileceğini söylemektedir132.

Plinius’un aynı mektubunda yazdığına göre inşasında sorun yaşanan bir diğer yapı ise Klaudioupolisliler’in yapımına başladıkları ve yine zemininde sorun olan hamam binasıdır. Plinius’un aktardığına göre kent bu hamam binasını dağın dibinde çukur bir alan üzerine inşa etmektedir. Dolayısıyla bu yapı, alt zemini hiç uygun olmayan bir yere yapılmaktadır. Bu hamamın yapım masraflarının bir kısmı Traianus’un bağışladığı paralardan bir kısmı da Plinius’un çabalarıyla halktan topladığı paralardan karşılanmaktadır. Plinius böyle kötü bir zeminde yapımına başlanan bina için hem Traianus’un bağışının hem de kendi çabasının boşa gidebilecek olmasından endişe duymaktadır133

.

Plinius’un imparatora ilettiği bir diğer mali sorun ise Nikomedeia ile ilgilidir. Plinius mektubunda kent halkının yapımına başladığı her iki su kemerine hem çok miktarda para harcayarak giriştiğini hem de bu işleri bitirmeden yarım bıraktığını bildirmektedir134

. Bunun neticesinde kent sakinlerinin, kente su temin etmek için yeni bir masraf ile karşı karşıya olduklarını söylemektedir. Plinius, Nikomedeialılar’ın söz konusu su kemerlerine gereğinden fazla para harcadıkları için onların yararına olacak bir çözüm arayışı içindedir. Kente su getirmek için yeni bir su kaynağı keşfettiğini belirtmektedir ve bu iş için imparatorun desteğini istemektedir. Ayrıca bu yapıların yeniden incelenip planlanması için imparatordan Roma’dan bir mimar göndermesini de talep etmektedir. Traianus verdiği cevabında Plinius’un tüm çabasını Nikomedeia’ya su getirmeye harcamasını bildirmektedir. Ayrıca kent halkının her iki su kemerine de yüksek miktarda para harcamasının kimlerin suçu olduğunu tespit etmesi gerektiğini buyurmaktadır135.

Traianus’un kamu hazinesinin kötüye kullanılması hususundaki tavrı ise oldukça serttir. Zira Plinius’un mektuplarına verdiği cevaplarda bunu açıkça belirtmiştir ve Plinius’tan imparatorun gözünün kentlerin üzerinde olduğunu onlara bilhassa bildirmesini ve özellikle kamu harcamalarını incelemesini istemiştir136.

132 Plin. epist. X. 39. 133 Plin. epist. X. 39. 134 Plin. epist. X. 37. 135 Plin. epist. X. 38.

136 Plin. epist. X. 18. Provinciales, credo, prospectum sibi a me intellegent. Nam et tu dabis operam, ut

manifestum sit illis electum te esse, qui ad eosdem mei loco mittereris. Rationes autem in primis tibi rerum publicarum excutiendae sunt; nam et esse eas vexatas satis constat.

Şüphesiz, Plinius’un eyaletteki asıl görevi, kentlerin finansal durumunu denetlemektir137. Zira Plinius koloni kenti olan ve daha önce Bithynia’da herhangi bir vali tarafından denetlenmemiş Apameia’nın138

kamu borçlularını, gelir-giderlerini kontrol etmek istediği zaman kent sakinleri ilk başta buna karşı çıkmamışlardır, ancak daha önce herhangi bir vali tarafından böyle bir denetimden geçmediklerini ifade etmişlerdir139. Bunun üzerine Plinius da imparatora başvurarak kentin hesaplarını incelemek için izin istemiştir. Traianus ise verdiği cevabında, Apameia’nın sahip olduğu ayrıcalıkları koruyarak artık kendisinin denetiminden geçeceklerini bildirmiştir140. Traianus’un verdiği bu cevap kendi özerk yönetimine sahip koloni kentlerinin bile kendisinin imparatorluğu döneminde teftişten geçtiklerine örnek gösterilebilir.

Kentlerdeki savurganlık sadece kamu binaları için harcanan paralarla sınırlı değildi. Elçilik gibi görevlerde de benzer savurganlıklar görülebilmekteydi. Plinius, Byzantium kentinin harcamalarını incelerken Traianus’a halkın kararıyla birlikte kendilerinin saygılarını da iletmek için gönderilen elçiye yolluk olarak 12.000 sestertii’in verildiğini öğrenmektedir141

. Bunun üzerine Plinius böylesi bir masrafın kent hazinesi için oldukça yüklü olduğu kanısına varır ve elçinin değil de sadece halk kararının gönderilmesinin yeterli olacağını düşünür. Aynı şekilde Byzantium kentinin Moesia valisine saygılarını sunmak üzere göndermek istediği bir başka elçiye verilecek 3.000 sestertii değerindeki yolluk masrafı da savurganlık olarak değerlendirilmiştir142. Plinius söz konusu elçiliğe harcanacak bu paraların kesilmesi gerektiği düşüncesindedir ve bu görüşlerini imparatora iletmektedir. Plinius burada kentin gereksiz ve fazla harcamalarını kısıtlayıp kamu gelir-giderlerini dengelemek için

137 Macro 1980, 669.

138 Kent, Ionia kentlerinden Kolophon kolonisi olarak ilk önce Myrleia (Günümüzde Mudanya) adıyla kurulmuştur (Plin. nat. hist. V, 148-149; Mela, chorog. I, 88). Daha sonra bu kent Makedonya kralı Philippos V tarafından yıkılıp, Prusias I’e verilmiştir. Prusias I de kenti yeniden inşa etmiş ve eşi Apameia’nın ismini bu kente vermiştir. Apameia, Roma yönetimi tarafından diğer Bithynia kentlerinden ayrı bir yerde tutulmuştur. Bu yüzden İÖ. 44 yılında Caesar, kente colonia Iulia concordia unvanını vermiştir (Harris – Ryde 1980, 873; Macro 1980, 675). Böylece Roma kolonisi olan Apameia, Ius Italicum’a tabi olup Roma’ya haraç ödemekten muaf olmuştur. Coloni kentleri, lex coloniae (koloni yasası) ile yönetilen ve ius Italicum’a tabii kentlerdir. Yani Italia yasası içinde yer alan, özgür, özerk ve mali açıdan geniş ayrıcalıklara sahiptirler (Magie 1950, 36-37). Konuya ilişkin ayrıca bkz. Doğancı 2007, 149-152; Doğancı 2013, 179-180.

139 Plin. epist. X. 47. 140 Plin. epist. X. 48. 141 Plin. epist. X. 43. 142 Plin. epist. X. 43.

uğraşmıştır. Traianus da Plinius’un bu gerekçelerini yerinde bir karar olarak görmüş ve olumlu yönde onaylamıştır143

.

Plinius ayrıca euergetes’lerin elit tabakaya yaptığı dianome144

şeklindeki para dağıtımlarını da mandata’sıyla yasaklamış görünmektedir145. Plinius’un eyalet açısından endişe duyduğu şey eyalette gelenek haline gelmiş olan boule üyelerine ve eşraf tabakadan olmayan çok sayıda kişiye para dağıtma işidir. Plinius bu durumu imparatora şöyle açıklamaktadır: “Toga virilis giyenler ya da evlenenler ya da bir magistratlığa girenler ya da

bir kamu eseri bağışlayanlar, boule’nin tümünü ve de plebs’ten hiç de azımsanmayacak sayıda kişiyi davet ederek bunlara iki ya da bir denarius verme alışkanlığındadırlar. Bunun kutlanıp kutlanmaması gerektiğini ve ne kapsamda (kutlanmasını) düşündüğünü yazmanı rica ediyorum. Zira ben şahsen özellikle gelenekselleşmiş koşullardan dolayı bu davet verme hakkının bahşedilmesi gerektiğini düşündüğüm gibi, 1.000 kişiyi, bazen de daha çok kişiyi davet ettiklerinden onların ölçüyü aşmalarından ve dianome yapıyor görüntüsü içine düşmüş görünmelerinden çekiniyorum146”.

Esasen euergetes’ler tarafından yapılan dianome (para dağıtımı) kentin normal giderlerinden değildir. Bu nedenle Plinius ve İmparator Traianus da eyalette gelenek haline gelmiş olsa da boule’nin tümüne ve plebs’ten de 1000 ya da daha fazla kişiye iki ya da bir

denarius dağıtılmasını dianome’ye dönüşme tehlikesinden dolayı onaylamamaktadır. Zira

Pontus-Bithynia Eyalet kentleri Plinius’un valiliğinden önce oldukça savurgan bir tavır içindedirler147. Bu yüzden Plinius kentlerin böylesi bir düzensizlik içinde olduklarını bildiği için dianome’yi kısıtlamak ve bir nevi önlem almak istemektedir. Traianus da Plinius’a eyalette daimi huzur ve düzgün bir yönetim sağlamak amacıyla oraya gönderildiğini bir kez daha hatırlatmakta ve düzenin sağlanması için gereken her ne varsa Plinius’un inisiyatifine bırakmaktadır148 . 143 Plin. epist. X. 44. 144 LSJ, s. v. διανομή.

145 Plin. epist. X, 116-117; Sherwin-White 1966, 727-728; ayrıca bk. Akdoğu Arca 2016c, 120-122. 146 Plin. epist. X. 116. Krş. Akdoğu Arca 2016c, 120.

147 Plinius’un eyalette karşılaştığı problemler ve bulduğu çözüm yolları için ayrıca bkz. söz konusu aynı bölüm “Plinius’un Pontus-Bithynia Eyaleti’ne Gönderilmesi Özelinde curator rei publicae İhtiyacının Ortaya Çıkma Nedenleri”.

Plinius eyalete geldiğinden beri her zaman kamu gelirlerini toplamak için çaba sarf etmiş ve devletin gelirlerini artırmanın yolunu araştırmıştır. Zira 54. ve 55. mektuplardan devlet gelirlerinin toplandığını ve artık sıranın bu parayı işleterek geliri arttırmak amacıyla Plinius tarafından faizleri düşürme yolunda bir çözüm önerildiğini görüyoruz149

.

Plinius eyalet kentleri arasında genel bir denge politikası izlemek istemektedir. Traianus’un daha önceki zamanlarda olduğu gibi geleneğe uygun olarak Byzantium’a bir lejyon centurio’su göndermiş olduğu Plinius ile yazışmalarından öğrenilmektedir. Plinius imparatordan, Byzantium’a verilmiş bu ayrıcalığın aynısını acaba Iuliopolisliler için de bahşedip bahşetmeyeceği hususunu düşünmesini rica etmektedir150

. Ancak Plinius Iuliopolis’in çok küçük bir kent olduğu halde oldukça fazla (maxima) yükümlülüklere (onera) katlandığını ve maruz kaldığı zarar-ziyan oranında da güçsüzleştiğini bildirmektedir. Plinius’a göre Iuliopolis’e her ne sağlanacaksa bu bütün eyalete yararlı olacaktır. Zira Iuliopolis Bithynia’nın doğu tarafından giriş kısmındadır ve bu kent üzerinden yolculuk eden pek çok kişiye bir geçiş yolu sağlamaktadır. Traianus verdiği cevabında Byzantium kentinin stratejik öneminden ve dört bir taraftan buraya akın eden kalabalık yüzünden önceki dönemlerin geleneğine uygun olarak bir lejyon centurio birliğini savunmaya yardımcı olması için göndermeye devam edileceğini belirtmektedir. Bununla birlikte “Eğer Iuliopolisliler’e aynı şekilde yardıma koşmayı düşünsek, bununla kendimizi sıkıntıya sokmuş olacağız. Zira aynı şeyi talep eden birçok kent o (centurio) kalabalığıyla daha güçsüz hale gelecektir” ifadesini de kullanmıştır151

. Traianus’un bu tutumundan kentte bulunan askeri birliklerin bunu kaldıracak durumda olmayan kentlere yük getireceğini düşündüğü anlaşılmaktadır. Bununla birlikte Plinius’un imparatora yazdığı mektubunda belirttiği “ağır yükümlülükler’den” tam olarak neyi kastettiği anlaşılamamaktadır.

Plinius’un mektuplarından Bithynia ve Pontus kısımlarından oluşan eyaletin finansal ve yapı sorunlarının daha çok batı kısmındaki kentlerde yani Bithynia’da olduğu anlaşılmaktadır. Acaba Plinius eyaletin doğusunda da kentlerin hesaplarını ve bazı yapı faaliyetlerini denetlemiş midir? Zira mektuplarda Pontos halkında aşırı bir savurganlık dikkati çekmemektedir. Bu nedenle Pontos’daki sorunların olasılıkla Bithynia’daki kadar çözülemeyecek boyutlarda olmadığı sonucuna varılabilir.

149 Plin. epist. X. 54-55. 150 Plin. epist. X. 77. 151 Plin. epist. X. 78.

Örneğin Plinius, Amastris (Amasra) kentinin ortasından geçen bir su kanalının hem çok pis koktuğunu hem de kentin güzelliği açısından kötü bir görüntü oluşturduğunu bildirmektedir. Böyle bir yerin kent halkının sağlığına zarar verebileceğinden bu su kanalının örtülmesi gerektiğini söylemektedir. Bu yüzden buranın temizlenmesi için harcanacak parayı da kendi çabalarıyla kent halkından toplamıştır ve imparatordan izin istemektedir152

. Burada da anlaşılan eğer bir bina ya da onarım yapılacaksa masraflarını kentliler karşılayacak olsalar bile imparatora danışılmakta ve onun onayı alınmaktadır.

Miletoslular tarafından koloni kenti olarak kurulan Sinope’de ise iyi ve bol suyun eksikliği problemi vardır. Bunun üzerine Plinius kente su getirmek için gerekli araştırmayı ve incelemeyi yapıp imparatoru bu konu hakkında bilgilendirmektedir. Plinius’un, bu kentte de suyolu yapımı için gerekli parayı Amastris örneğinde olduğu gibi yerel halktan topladığı ve imparatorun iznini aldığı görülmektedir153. Traianus’un verdiği cevaptan kent ekonomisi için yine temkinli davrandığı anlaşılmaktadır. Zira imparator eğer Sinope kenti bu yapıyı kendi imkânlarıyla gerçekleştirebilecekse ve mali kaynakları temin ettiyse suyolunun yapılmasına