• Sonuç bulunamadı

PLATON FELSEFESİNDE DİN

2. GENEL OLARAK DİN SİYASET İLİŞKİSİ

1.3. PLATON FELSEFESİNDE DİN

Eski Yunanlıların din ve Tanrı anlayışı politeist ve henoteist bir görünüm arzetmekteydi. Bu dönemde çeşitli Tanrılar, tanrıçalar ve tanrılar nesli söz konusudur. Bu Tanrılara örnek olarak Apollon, Prometheus, Hermes, Hera, Artemis, Athena, gibi Tanrılarla, ana tanrıça Kybele, toprağın ya da buğdayın tanrıçası Demeteri sayabiliriz. Yunan’lılarda Tanrılar tabiatla ve tabiattaki olaylarla iç içe idi. Varlık sistemindeki her varlık bir Tanrı ile ifade ediliyordu. Göğün tanrısı, yerin tanrısı, suyun, ateşin, fırtınanın, selin vb tanrıları farklı farklı idi. Ayrıca insani duygular da tanrılara yüklenmiş bir şekildeydi. İnsanlardaki sevgi, aşk, nefret, ölüm vb. duyguların da tanrıları vardı. Bütün bu duygular tanrısal bir gücün etkisi altında idi. İnsanların kaderi, hayatları Tanrılarla iç içe idi. Din basit bir yapısal görünüme sahipti. Dini yapılarda çeşitlilik vardı, ritüeller ise sade ve basitti. İnsanların Tanrılara karşı gösterdikleri kutlamalar da sade ve basitti.262

Yunanlılarda ilkbaharın gelmesi törenlerle kutlanır ve dinsel bir özellik taşırdı. Şubat ayında kutlanan Çiçek Şöleni bu tür törenlerdendir. Atina kent devletlerini felaketlere karşı koruduğuna inanılan Pharmacos ayinleri düzenlenirdi. Halkın tanrılara karşı saygısının bir ifadesi olan bu ayinlerde çeşitli yiyecekler yenir ve tanrılara kurbanlar sunulurdu. Kutsal bir yönü olduğu kabul edilen ayinlerde şarap içilir, çeşitli oyunlar sergilenir, şiir vb. yarışmalar yapılırdı. Bütün bu törenler, Poseidon ve Delphoi vb. tapınaklarda düzenlenirdi. Günümüzde her dört yılda bir düzenlenen olimpiyat oyunlarına da temel teşkil eden oyunlar bu tapınaklarda

262

Russel, Bertrand, a.g.e., s.111-125; Sinanoğlu, Nüshet Haşim, Grek ve Roman Mitolojisi

Mitolojosi, Ankara, 1931, s.14-18; Sowerby, Robin, Yunan Kültür Tarihi, Çev. Özgür Umut Hoşafcı, İstanbul, 2012, s.74-85; Pierre, Vidal-Naquet, Homeros’un Dünyası, Çev. Devrim Çetinkasap, İstanbul, 2012, s.61-74.

düzenlenirdi. Oyunları kazananların hem insanların yanında hem de tanrıların yanında iyi bir yere sahip olduğu düşünülür, oyunları kazananlar ödüllendirilir ve başlarına çelenkler takılırdı.263

Yunan tanrılarının insanlarla iç içe olma durumunu bize aktaran eserler Homeros’un İlyada ve Odysseia adlı eserleridir. Bu iki eser, tanrıları, tanrıların duygularını, insanı, insanın tanrılar karşısındaki yazgısını ve tanrılara karşı verdiği varoluş mücadelesini anlatan önemli eserlerdir.264 Eliade, Yunanlıların tanrılarla olan ilişkilerini “ dünyada dolaşıp duran bu Tanrılar belalı bir sır olduğundan ne pahasına olursa olsun onları kazanmak, onları topluma alıştırmak gerekiyordu. Onlara erkeğin ve kadının güzel ve açık biçimini vermek onları insanlaştırma ve uygarlaştırmanın en iyi yoluydu. Ayrıca onlar tanrılara görkemli tapınaklar dikerler; içlerine de tanrıların tasvirini koyar ve onları açık havada gönendirirler”265 ifadesi ile tasvir etmiştir.

Sonuç olarak eski Yunanda, tanrılar ve insanlar bir bütünlük içindedir. Pindaros, eski Yunan’lılardaki yapıyı tanrılar, kahramanlar ve insanlar şeklinde bir sınıflamaya tabi tutmuştur.266 Platon da “Tanrılar, daimonlar, kahramanlar, Hades’te olup bitenler üzerinde nasıl konuşulacağını gördük şimdi sıra insanda” ifadesi ile Pindaros’un sınıflamasının bir benzerini ifade etmiştir.267

Yunan’lıların dininde en önemli Tanrı, Zeus’tur. Zeus tanrıların evrildiği çağlarda çok sayıda evlilik ve cinsel birliktelikte bulunmuştur. Zeus Helenlerin birçok tanrıçasına sahip olmuştur. İnsanın yaratıcı olmamasına rağmen insanlarla iç içedir. O, hem korkulan hem de fayda umulan Tanrı’dır. Yunanlılar yağmur yağarken Tanrı yağıyor ya da Zeus yağıyor derlermiş. Onun bir başka sıfatı “Herkeios” yani kötülülüklere karşı evi koruyan demektir. Ailenin koruyucusu Zeus pater (jupiter) dir. Birçok Yunan kenti Zeus Ksenios ( kazandıran Zeus) ismiyle anılır.268 Sonuç olarak Zeus hem en güçlü hem de iyi ve kendisinden korkulan bir Tanrı’dır.

263

Bonnard, Andre, a.g.e., c.I, s.16-18.

264

Bu konuda geniş bir değerlendirme için bkz. Pierre, Vidal-Naquet, a.g.e.; Burn, Lucilla, Yunan Mitleri, Çev. Nagehan Tokdoğan, Ankara, 2012.

265

Bonnard, Andre, a.g.e., c.I, s.21.

266

Bonnard, Andre, a.g.e., c.II, s.146-156.

267

Platon, Devlet, 392a.

268

Platon Kritias, diyaloğunda ideal kent Atlantis’i betimlemeden önce eski Yunan sitelerini anlattığı bölümlerde yukarıda kısaca ifade ettiğimiz dini yapıya atıfta bulunmuştur. Kritias’ta Tanrılar, Tanrıların mutlu bir şekilde yeryüzünü paylaşmaları, Zeus, Atina Tanrıları, Hepheistos tapınağı, Akropolis vb yapılar ve buradaki şölenlerden bahsetmiştir.269 Bu bölüm Yunanlıların günlük yaşamını olduğu gibi aktaran bölümdür.

Genel olarak Antikçağ Yunan’daki dini anlayış ve yaşantının antropoformik özellik taşımakta olduğu görülür. Acaba Devlet ve Yasalar isimli eserlerinde din ve ona verilen önem nedir? Tanrı-insan ve âlem münasebeti var mıdır? Varsa bunlar nelerdir?

Platon’un Devlet isimli eserinde Tanrı ile ilgili düşüncelerine rastlamak mümkündür. Düşünceleri eski Yunan din anlayışına ve şairlere eleştiri niteliğindedir. Yunan tanrılarına karşı yapmış olduğu eleştirilerinin ilkinde tanrıların doğruluktan ayrılmış oldukları, diğerinde ise tanrıların ahlaken bir çöküş içerisinde oldukları hususlarını göz önünde bulundurmuştur. Devlet isimli eserinde şairlerin tutumunu yermektedir. Onların antropomorfik Tanrı anlayışına karşı çıkan Platon’a göre tanrılarda kötülük bulunmaz. Şairler dine karşı bir tavır sergilemişledir. Ona göre tanrılar ancak iyi şeylerin sebebidir.270

Platon, Devlet isimli eserinin birçok yerinde Zeus’a atıfta bulunur. Söylemlerinin Tanrı katında da doğru olduğunu ifade eder. Karşısındaki muhatabını ikna etmede Tanrıları sözüne şahit tutarak düşüncesini dile getirmiş olması bu eserinde kullandığı güçlü bir metodudur. Onun tanrılardan bahsetmesi bir kabul olup, Devlet isimli eserinde eski Yunan’daki dinin yaşanılması anlamında bir din anlayışından bahsedilemez. Yunan Tanrılarını anar ancak onlara yüklenen sıfatları yadsır. O halde devlette hiç mi dine yer yoktur ya da farklı nitelikler mi taşımaktadır?

Platon Devlet isimli eserinde devletini kurgularken yukarıda belirttiğimiz olgular dışında ne dini yapıdan ne de bir Tanrı kavramından bahsetmektedir. Ancak kurgulanan devletin amacı; iyi, güzel ve doğru değerlerini insan ruhuna yansıtarak en iyi yönetimi oluşturma çabası olduğuna göre, “iyi ve güzel ideası Platon’un

269

Platon, Kritias, 109a-112c.

270

Tanrı’sını ifade edebilir mi” sorusu önemlidir. Platon’un bu ideaları tanımlaması ve tanımlarken bunlara yüklemiş olduğu eksilmeyen, zaman ve mekânda değişmeyen, kendinde ve hep varolan sıfatlarını yüklemesi, şairlerde eleştirdiği, Tanrı’nın sıfatları konusuna açıklık getirecektir. Bu bağlamda iyi ideası O’na göre Tanrı ile özdeştir.271 Platon’da iyi ideasının Tanrı ile özdeş olduğu düşüncesi siyasi nitelik taşımayan eserlerinden çıkarılabilir. Kanatimizce devlette bütüncül olarak bir din ve Tanrı anlayışından söz edebilmek imkânsız görünmektedir.

Platon Devlet isimli eserinde Yunan’lıların günlük hayatlarında yaşadığı dini bize sunmaz. Yani ütopyasında kurguladığı devlet anlayışında din bir kurum olarak karşımıza çıkmaz. Her şey en ince detayına kadar tasarlanmasına rağmen dinden bahsedilmez. Hâlbuki bekçilerin evliliği, onların alacağı müzik eğitimi, beden eğitimi, filozofların alacağı eğitim vb. hususlar en ince ayrıntısına kadar verilmesine rağmen dinden bahsedilmez. Çünkü Platon Devlette sadece yöneticiler ve bekçi sınıfı için bir devlet tasarlamıştır.

Ütopik devlet anlayışını gözden geçirerek kurguladığı Yasalar isimli eserinde din ve dini kurumlar bütün açıklığı ile ortaya çıkmaktadır. Yasalar’da Devlet isimli eserinden farklı olarak din ve dinin temel değerleri geniş bir yer tutar. Devlet isimli eserinde devletin bekasını sağlamak için eğitim ön planda iken; Yasalar’da eğitime, yasalar ve din kurumu da eklemlenmiştir.272 Hatta din bunlardan en önemli kurumdur. Tanrılar, tanrıların varlığına ait deliller, ruh-beden ilişkisi, ahiret yaşamına, tanrısızlığa (ateizme), Eski Yunan tanrılarının kutsallığına, kentteki tapınaklara, tapınak görevlilerine, tapınakta yapılan dini törenlere ve kurban ayinlerine önemli bir yer ayrılmıştır. Hatta Yasalar’ın X. Kitabı sadece din ve dinsizlik konusunu işlemektedir.

Platon’un devlet bağlamında din ve tanrılara bakışı ilk dönem ve son dönem anlayışı içinde farklılık arzetmektedir. O ilk dönem devlet anlayışında din ve onun değer yargılarına yer vermezken son dönem anlayışında din ve dini değerlere mutlak bir dönüş söz konusudur. O halde son dönem devlet algısında din devlette

271

Ağaoğulları, Mehmet Ali, Kent Devletinden İmparatorluğa, Ankara, 2000, s.210-213; Russell, Bertrand, a.g.e., s.241; Zeller, Eduard, Çev.Ahmet Aydoğan, İstanbul, 2001, s.181; Mosca, Gaetano, a.g.e., s.40.

272

kendisine nasıl yer edinmiştir? Tanrı anlayışı nasıldır? Dinin devletle münasebeti nasıldır?

O’na göre devlet düzeninin sağlanmasında yasalar rol alır. Bu nedenle vatandaşlar için ödevler, ödevlerin yerine getirilmemesi neticesi oluşan bir suç ve suçlular grubu ve bunlara verilecek cezayı öngören ayrıntılı bir ceza listesi mevcuttur. Devlette yenilik üretmek, isteyerek ve istemeden adam öldürmek, başkasını yaralamak, devlet malını korumamak vb. birçok konuda suçlar belirlenmiştir. X. Kitapta vurgulanan dini konulardaki suçlara örnek olarak, tapınakları soymak, kutsal yerleri kirletmek, dinsiz olduğunu bildiği kişilere karşı dinsizlik davası açmamak, arınmadan kurban kesmek, anne babaya kötü davranmak, cenazeye ilişkin kurallara uymamak vb. örnekleri sayabiliriz. Cezalar ise hak mahrumiyeti olabildiği gibi, yaşamın sonlandırılması şeklinde de olabilmektedir. Bazı suçların cezası ise o kişiyi tapınaklardan uzaklaştırmak şeklindedir. Mesela anne-babasını döven kişin tapınaklara girişi yasaklanmıştır.273 Bir kişi suçlar içerisinde dine karşı bir suç işlemişse, o kişinin cezası ölümdür.274

Bu noktada Platon’un tarihsel bir çelişki içinde olduğunu ifade etmek gerekir. Atina site devleti, hocası Sokrates’i Tanrılara karşı gelmek, yeni tanrılar edinmek ve gençlerin ahlakını bozmak suçundan, yargılayarak ölüm cezasına çarptırdığında O, bu durumu eleştirmiştir. Ancak kendisi son dönem diyalogunda, devletin de dinsiz olarak gördüğü kişilere ölüm cezası vererek, eleştirdiği insanların konumuna düşmüştür.

Yasalar’da Tanrılara karşı işlenen suçlar ise üçe ayrılmıştır. Bunlar; 1- Tanrılara inanmamak,

2- Tanrılara inanıp, tanrıların insanlarla ilgilenmediğini düşünmek, 3- Tanrıların kurban ve dualarla kolayca kandırılacak varlıklar olduğunu düşünmektir. Platon her üç grup dinsizin de iddialarını Yasalar X. kitabında ele almış, bu iddiaları çürüterek Tanrı’nın varlığını ispata çalışmıştır. O, yasalara uygun

273

Platon, Yasalar, 881d.

274

olarak Tanrının varlığını kabul edip inananlar için herhangi bir tehlikenin söz konusu olmayacağını ifade etmiştir.275

Platon, Tanrı’nın varlığıyla ilgili bir takım deliller kullanmıştır. Bunlardan ilki Teleolojik (nizam) delilidir. O yeryüzü, yıldızlar, güneş ve evren; yılların ve mevsimlerin bir düzen içinde olmasını bize sunmuştur. O’nun bir diğer kanıtı bütün Yunanlıların ve barbarların tarihsel süreçte Tanrıların varlığını kabul etmeleri argümanıdır. Bunu ontolojik bir Tanrı temellendirmesi olarak görmek mümkündür. Bir diğeri kelamcıların hareket delilini andıran kanıtlamasıdır. Tanrısal olan mükemmel hareket, bütün varlıkların değişimi ve sebebi olarak adlandıracağımız ilk harekettir. İlk hareketi karşılayan en iyi şey ise ruhtur ve maddeden öncedir. Ruh maddi olan bütün hareketleri kontrol ederek, her şeyi doğru ve güzel kılacaktır. Ruhun haraket etme gücünü sağlayansa Tanrı’dır.276

Platon Yasalar’da Tanrı’ları kabul etmiş, onları ilk neden olarak görmüştür. Ancak Tanrı anlayışı ilahi dinlerdeki teist Tanrı anlayışından çok uzaktır. Zaten sık sık Politeist anlayışa sahip Yunan Tanrılarına277 atıf yapmış ve onların varlıklarını kabul etmiştir. Platon Tanrı anlayışında bütüncül felsefesi içindeki güzel kavramıyla yakaladığı idealizmden uzaklaşarak, Yasalar’da Yunan Tanrıları ile içe içe olup Politeist yani çok tanrılı bir görünüme sahitir.

Yasalarda kurguladığı devletinde ibadetlerin yerine getirildiği tapınaklar da özel bir öneme sahiptir. 5040 vatandaştan oluşan devlet 12 parçaya ayrılmıştır. Her parçanın merkezine tapınaklar inşa edilip Akropolis adını alır. On iki parçadan her birine bir tanrı ismi verilerek bu merkezler kutsanmalıdır.278 Yine devletin görev organlarının seçimi (37 kişilik yasa konseyi, 360 kişilik halk meclisi, ordu komutanı, kent merkezi yöneticileri, kızları eğiten görevliler, yasları koruyan gece konseyi, rahip ve rahibeler) tapınaklarda yapılmaktadır. Ayrıca seçilen bu kişilerin dindar olması ve Tanrılar üzerine yemin etmesi gerekmektedir. Ayrıca köylerdeki

275

Platon, a.g.e., 881b-e, 907d-910e.

276

Platon, a.g.e., 866b, 899ab.

277

Platon, a.g.e, 906b, 907ab, 908b; Gilson Etienne, Tanrı ve Felsefe, Çev. Mehmet Aydın, İzmir, 1986, s.29-30.

278

çocukların eğitimleri tapınaklarda yapılacak, çocukları eğitecek görevli her gün tapınağa giderek çocukları kontrol edecektirler.279

Platon devlette, sınırları çizilen dinin dışında bireyin özgürce yaşadığı dindarlığı asla tasvip etmez. O, bu durumu devlet için tehlikeli bulur. Dindarlık devletin çizdiği sınırlar içinde olmalıdır. Onda bireysel ibadetler, özel tapınma ve özel tapınaklar yasaklanmıştır. “Hiç kimsenin evinde bir tapınma yeri olmasın; biri aklından kurban kesmeyi geçirdiği zaman, bunun için kamu tapınaklarına gitsin, kurbanlarını bunları kutsamakla yükümlü rahip ve rahibelere teslim etsin” ve “hiç kimse evinde tanrılara tapınak kuramaz… Resmi törenler dışında törenler yaptığı anlaşılan kişiler bekçilere haber verilsin… özel tapınak devlet tapınağına taşınsın”280 ifadeleri ile özel tapınak ve özel ibadete karşı tutum sergilemiştir. İbadetler devletin belirlediği rahib ve rahibelerce yapılmalıdır.

Platon’a göre tapınaklarda görevlendirilecek rahip ve rahibeler önemlidir. Bu kişiler insanların dini inançlarını gerçekleştirmelerinde insanlara yardımcı olmaktadırlar. Rahip soyundan gelen rahiplerin dışındaki rahiplerin bir kısmı kurayla bir kısmı da seçimle işbaşı yapmakta olup, görevleri ise bir yılla sınırlı olmaktadır. Rahip seçilecek kişinin beden ve ruhça sağlam olmasına dikkat edilmekte olup, ailesinin tanrılara karşı suç işleyip işlemediği vb. konular araştırılmaktadır. Rahiplerin başına ise rahipleri kontrol edecek yorumcular getirilmekte olup birinci sınıf tapınaklarda üç yorumcu, ikinci sınıf tapınaklarda iki yorumcu, üçüncü sınıf tapınaklarda ise bir yorumcu görev alabilmektedir.281

Platon Yasalar’da kurduğu devlet yapısını korumak için ayrıca 10 kişilik “Gece Konseyi”ni kurar. Kurulan bu konseyin amacı halkın kanunlara ve dine uygun yaşamasını sağlamak ve denetlemektir. Konseyin üyeleri, din adamları ve bilge kişilerdir. Konseyde görevlendirilecek üyelerinin vasıfları da iyi eğitim almış olmaları, yasalara uymaları ve dindar olmalarıdır. Çünkü Platon’a göre en iyi

279

Platon, a.g.e., 753bc, 760b-e,794b,c.

280

Platon, a.g.e., 909d,e- 910b,c.

281

bilgilerden birisi Tanrı bilgisini araştıran teolojidir. Bu amaçla konseye seçileceklerin Tanrı’nın varlığı için her türlü kanıtı getirecek kimselerden olması gerekir.282

Platon Devlet isimli eserinde din ve dinin kurumlarına yer vermezken son dönem eseri olan Yasalar’da dine ve onun kurumlarına özel bir önem vererek dini, devlette eğitimle beraber ön plana çıkarmıştır.

1.4.

PLATON FELSEFESİNDE DİN-SİYASET İLİŞKİSİNİN