B. FURKÂN VE RĠSALET
6. Peygamber En büyük Cihadı Yapandır
ٍةَيْرَك ِّ ُكُ ٖفِ اَيْثَؼَبَل اٌَْئ ِش ْوَلَو
﴿ اًري ٖذَه
٥١
﴾
“Eğer dileseydik, her Ģehre bir uyarıcı gönderirdik.”386
﴿ اًيرٖبَن اًداَ ِجِ َِٖب ْ ُهُ ْدُِاَجَو َنيٖرِف َافْلا ِع ِطُث َلًَف
٥٢
﴾
“Öyleyse, sakın o inkârcılara boyun eğme ve onlara karĢı (bu Kur‟ân ile) büyük bir cihat yap.”387
385 Kutup, Seyyid, Fî zilâli’l-Kur’ân, X, 535-536. 386 Furkan, 25/51.
“Cihad-ı kebir” tamlaması üç farklı anlam örgüsünü içinde barındırır diyen Mevdudi, Ģunları dile getirir:
1. Ġslâm mesajı için, her türlü fedakârlığı yapmak. 2. Bu mesaj için, tüm imkân ve kaynakları harcamak.
3. Ġslam‟ın mesajını yaymak adına, her türlü kaynağı aktif hale geçirip Ġslâm‟ın muarızlarıyla mücadele ve mücahede etmek. Bu mücahede, yerine göre bazen sözle, bazen yazıyla, imkân dâhilinde maddiyatla, bazen de hayatını ortaya koyarak yapılan “cihad”ı içine alır. 388
Allah, Rasulullah (s.a.v.)'e bu ayetlerde Ģunu ifade etmiĢtir: Her bölgeye ya da her Ģehre bir elçi göndermeye gücüm yeter. Fakat elçilik görevini sadece sana veriyorum. Ve seni herkese üstün kılıyorum. Buna karĢılık sen de hakikati örtenlere itaat etme, boyun eğme, her isteklerine eyvallah etme ve onlara karĢı büyük bir cihat
ortaya koy. 389
Zuhayli ise Ģöyle der: Allah, her memlekete insanları cehennem azabıyla korkutacak bir nezir göndermek isteseydi bunu elbette yapardı. Fakat Allah
Peygamberimizi, insanlara ve cinlere ve bütün yeryüzü halkına göndermiĢtir.390
Bununla ilgili olarak Allah Ģöyle buyurdu: “Ümmü'l-Kuraya (bütün kentlerin ana
merkezi olan Mekke'ye) ve etrafında bulunan kimseleri uyarman için (seni gönderdik).”391
“De ki: Ey insanlar! Ben Allah'ın hepinize gönderdiği elçisiyim.” 392
Konuyla ilgili Efendimiz de Ģöyle buyurmuĢtur: “Diğer peygamberler, kendi
kavimlerine hususi olarak gönderilmiĢtir. Fakat ben bütün insanlara peygamber olarak gönderildim.” 393
“Eğer dileseydik her beldeye bir uyarıcı gönderirdik.” Ayetiyle ilgili Kurtubî ise
Ģunları söyler: Allah, peygamberin yükünün hafiflemesi için yağmuru yaydığı gibi
388 Mevdûdî, Tefhîmu’l-Kur’ân, III, 594. 389 Râzî, Mefâtîhu’l-Gayb, XXIV, 99. 390 Zuhaylî, Vehbe, Tefsîrü’l-Münîr, X, 91. 391 ġûra, 42/7.
392 A'raf, 7/158.
393 Buhârî, “Teyemmüm”, 1; “Salat”, 56; Müslim, “Mesacid”, 3; Nesai, “Gusul”, 36; Darimi, “Salat” , 111.
peygamberlik görevi için her beldeye bir elçi göndere bilirdi ama böyle yapmadı.
Efendimizin derecesinin yükselmesi için bütün görevleri kendisinde topladı.394
Hz. Peygamber (s.a.v.)‟den önce Allah Ģartların gereği her Ģehre bir elçi göndermiĢtir. Efendimizden önce iletiĢim ve ulaĢım imkânları azdı. ġartların kısıtlı olmasından dolayı gönderilecek bir tek elçinin tüm yeryüzüne vahyi ulaĢtırması imkânsızdı. Fakat daha sonraki kuĢaklarda çeĢitli Ģekillerde iletiĢim ve ulaĢım imkânları zuhur edince, artık her Ģehre ayrı bir elçi gönderme dönemi kapandı ve dünya hayatının
sonuna kadar bütün halkları Allah'a çağıracak son elçi çağı baĢladı.395
Allah'ın her bölgeye bir uyarıcı elçi göndermesi durumunda, bu elçilerin her biri kendi bölgesindeki insanlarla uğraĢması, mücahede etmesi gerekirdi. Fakat Allah Efendimizi bütün insanlığa gönderdiği için, her bölgede ayrı ayrı yapılacak olan bütün
bu cihadlar Hz. Rasulullah (s.a.v.)'in uhdesinde toplanmıĢtır. Dolayısıyla
peygamberimizin cihadı büyük olacaktır. Bu sebeple de ona, “Bütün beldelere birden
nezir olman sebebi ile onlarla her türlü cihadı kendinde toplayan büyük bir cihadla cihad et.” denilmiĢtir. 396
“O halde kâfirlere, seni davet ettikleri ilahlarına tabi olmak hususunda itaat
etme ve onlara karĢı onunla büyük bir cihad yap.” Bu ayeti Ġbn Abbas, Kur'ân ile cihad
et diye, açıklamıĢtır. Bu ayeti kılıç ile cihad et, diye yorumlayanlar da olmuĢtur. Ancak bu yorum isabetli değildir. Zira Furkân sûresi Mekkî bir sûredir ve savaĢ emrinden önce nazil olmuĢtur. “Büyük bir cihad”dan maksat, kesintisiz ve durağan olmayan bir tarzda
cihad etmektir. 397
Anadolunun yetiĢtirdiği güzide müfessirlerden olan Elmalılı, bu cihadın Kur‟an ile olması gerektiğini vurgular. Kâfirlere itaat etmeyerek, bu Kur‟ân ile her türlü imkânını kullanarak, emsalsiz bir cihad yap. Bu sûre Mekkî olduğu için, daha öldürme emri verilmeden önce olan bu büyük cihad emri, her cihadın baĢı olan bir cihaddır. DüĢünmeli ki, bu ne büyük bir emirdir. Bununla emrolunan Peygamber‟in elinde Kur'ân'dan baĢka bir silah yok iken, Ġlahi Kelam, o büyük cihadı yapmaya yeterli
gelmiĢtir. Mekke'den baĢlayan bu cihad, bütün cihana yayılmıĢtır.398
394 Kurtubî, el-Câmi’, XV, 449.
395 Yıldırım, Celal, Ġlmin Işığında Tefsir, VIII, 4323. 396 Râzî, Mefâtîhu’l-Gayb, XXIV, 99.
397 Kurtubî, el-Câmi’, XV, 450.
Cihad, yüksek bir ahlakla ortaya konulmalıdır diyen Yıldırım, konu ile ilgili Ģunları söyler: Hz. Peygamber (s.a.v.) bütün insanlığa gönderilen son nebi olarak tek baĢına Ģirk ve inkârla mücadele ederek, cihadın en büyüğünü ve en verimlisini ortaya
koymuĢtur.399
Furkân olan Kur'ân, ilgili âyetle cihadı emrederken, mü'minlere Ģu gerçeği fısıldamaktadır. Ġnkâr edenlere itaat edilmemeli, küfrün önde gidenlerinin peĢinden gidilmemelidir. Sağlam bir imândan, derin bir ilimden, keskin bir akıldan, parlak bir düĢünceden yükselen aĢk ve heyecanla -günün Ģartlarına ve metoduna göre- cihad vardır.
Ġman edenler, Kur‟an‟da bu ayet ve benzerleri ile hakkın yüceliği ve dinin yalnız Allah‟ın olması için O‟nun yolunda cihada davet edilir.“Fitne kalmayıp, yalnız Allahın
dini ortada kalana kadar onlarla savaĢın.”400
“Allah yolunda savaĢ, sen ancak
kendinden sorumlusun, inananları teĢvik et.”401
“Sen kafirlere uyma, onlara karĢı olanca gücünle savaĢ.” 402
“Ey peygamber kafirlerle ve münafıklarla savaĢ onlara karĢı sert davran.” 403
Cihat büyük bir ibadettir. Ġslam görünüĢte insanların çekineceği zor bir davranıĢ olan cihadı o kadar temizleyip o kadar güzel ve kusursuz hale getirdi ki ibadetlerin en güzellerinden biri halini almıĢtır. Cihat, sistem sayesinde zayıf ve güçsüz insanları, zalimlerin elinden kurtarma Ģeklini almıĢtır. Cihat, daima fitne ve fesadın hâkim olduğu insanların huzur içinde yaĢayamadığı yıllarda, fitneyi ortadan kaldırıp huzuru hâkim
kılmak için yapılmıĢtır.404
Önemli bir mesaj yüklenen insanların görevlerinin tehlikelerini de yüklenmeleri kaçınılmazdır. Yalanlamalara ve bu uğurda eziyetlere katlanmaları gerekir. Bir insanı doğru olduğuna inandığı bir Ģeyde diğer insanların onu yalanlaması nefse ağır gelen bir Ģeydir. Ama bu peygamberliğin sorumluluklarından bir bölümdür. O mesajı taĢıyan
399 Yıldırım, Celal, Ġlmin Işığında Tefsir, VIII, 4325. 400 Bakara 2/193.
401 Nisa 4/84. 402 Furkan 25/52. 403 Tahrim 66/9.
404 Mevlana ġiblî Numanî, Son Peygamber Hz. Muhammed, Terc., Yusuf Karaca, Ġz Yayıncılık, Ġstanbul, 2002, s. 373- 374.
insanlar, dayanacak, yoluna devam edecek sabredip sürekli tekrar edecek dönüp baĢtan
alacaklardır. Bıkıp usanmadan büyük cihadı ortaya koyacaklardır.405
Öyleyse Ey Nebi, sakın o inkâr edenlere itaat etme, Allah‟ın buyruklarına tutun ve inkârcılara karĢı bu Kur'an ile büyük bir cihat hamlesi baĢlat. Ġslam‟ın hayata hâkim kılınıp yaĢanması için bütün her Ģeyini ortaya koy; elinden gelen her Ģeyi bu yolda harca; kâfirler ile hayatın her alanında Kuran'a vahye dayalı olarak her cephede Ġslam düĢmanları ile savaĢ; dille, elle, malla, canla baĢla bütün gücünü ortaya koyarak cihad et. 406
Uğruna herĢeyin feda edildiği bu büyük cihadın, Kur‟an ile yapılmasının istenmesi çok önemlidir. Çünkü bu kitap insan üzerinde sonsuz etkiye ve güce sahiptir. Kur‟an bu etki ile insanların kalplerinde büyük ve derin sarsıntılar meydana getirir. Adeta insanı her Ģeyiyle kuĢatır ve insanı uzun süre etkisi altında bırakır. KureyĢ kabilesinin önde gelenleri, kitlelere “Bu Kur‟ân‟ı dinlemeyin; gürültü yapın, belki
böylece onu bastırırsınız” 407derlerdi. Bu sözler, Kur‟an‟ın yüreklerde yaptığı
sarsıntının ifadesinden baĢka bir Ģey değildir. Çünkü KureyĢ‟in seçkinleri, halk kitlelerinin gece ile sabah arasında Rasûlullah (s.a.v.)‟in okuduğu bir-iki ayetin veya bir-iki sûrenin etkisinde kalarak, adeta büyülendiklerini görüyorlardı. Ruhların ona doğru aktığının, kalplerin ona eğilimli olduğunun farkındaydılar. KureyĢ Kabilesinin ileri gelenleri, bağlılarına, taraftarlarına bunları söylerken, kendileri bu Kur‟ân‟ın etkisinden kurtulabilmiĢ değildiler. Eğer onlar, ruhlarının derinliklerinde bu korkunun neden olduğu sarsıntıyı hissetmiĢ olmasaydılar, bu emri vermezlerdi, bu uyarıyı toplum içinde bu kadar yaygınlaĢtırmazlardı. Hiç kuĢkusuz onların bu sözleri, Kur‟ân‟ın
insanlar üzerindeki derin etkisini, en güzel Ģekilde ifade etmektedir.408
Ayrıca bu büyük cihad ortaya konurken Ģu husus da akıldan çıkarılmamalıdır. Kur‟an-ı Kerim, mücahitleri Allah yolunda cihad etmeye, dünya servet ve egemenliğini elde etmek için teĢvik etmemiĢtir. Bunun tam aksine Allah yolunda cihadın meyvelerinin söz konusu edildiği her seferinde sadece Allah'ın rızası ve Allah katında
yüksek bir makama nail olmak için bu cihadın yapılması dile getirilmiĢtir.409
405 HaĢimi, M.Ali, Kur’an’da Resulullah, Terc. Nureddin Yıldız, Risale Yay., Ġstanbul, 1987, s. 38. 406 Kısa, Mahmut, Kısa Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Meali, Armağan Kitaplar, Konya, 2012, s. 345. 407 Fussilet 41/26.
408 Kutup, Seyyid, Fî zilâli’l-Kur’ân, X, 549.