• Sonuç bulunamadı

C. FURKÂN VE AHĠRET

4. Günahkarların Durumu

َغَو ْمِِ ِسُفْهَا ٖفِ اوُ َبِْكَخ ْ سا ِدَلَل اَيذبَر ىىرَى ْوَا ُةَكِِىلَمْلا اَيْيَلَػ َلِزْىُا َلْ ْوَل َنََءاَلِل َنوُجْرَي

اًّوُخُغ ْوَخ

﴿ اًيرٖبَن

٢١

“Huzurumuza çıkarılacakları gerçeğini inkâr edenler, “Bize neden melekler gönderilmiyor yahut Rabbimizi görmüyoruz?” diyorlar. Doğrusu onlar, içten içe

kibirleniyor, büyük bir küstahlıkta bulunuyorlardı.”

Taberî, bu ayetle ilgili tefsirinde Ģu yorumu yapar: Allah‟ın huzuruna çıkarılacaklarını inkâr eden Ģirk koĢanlar, “Allah bize Melekleri indirip Muhammed‟in doğru olduğunu söyletse veya rabbimizi açıkça görsek de o bize bunu haber verse” derler. Doğrusu, bu ifadeyi ortaya atanlar, mütekebbirlikte ileri gidenlerin ta kendileridir.489

“Bize kavuĢmayı ümit etmeyenler”in hesap gününü hiç düĢünmeyenler olduğu idda edilmiĢtir. “Bize melekler indirilmeli” ve “Muhammed'in doğru sözlü olduğunu söylemeli” veya “Rabbimizi gözlerimizle görmeli” ve böylelikle onun bize rasûl olduğunu haber vermeli “değil miydi?”, “Niye bütün bunlar böyle olmadı?” diyeceklerdir. Bunun bir benzeri de yüce Allah'ın Ģu buyruğudur: “Dediler ki: “Yerden

bize bir pınar fıĢkırtmadıkça, yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluĢan bir bahçen olup, aralarından Ģarıl Ģarıl ırmaklar akıtmadıkça, yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düĢürmedikçe yahut Allah‟ı ve melekleri karĢımıza getirmedikçe, yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz.” De ki: “Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resûl olarak gönderilen bir beĢerim. 490 Yüce

488 Fussilet 41/30-32.

489 Taberî, Câmiu’l-Beyân, XVII, 465. 490 Ġsra 17/90-93.

Allah Ģöyle buyurmaktadır: “Andolsun ki onlar kendi kendilerine büyüklenip” Yüce Allah'tan olmayacak aĢırı taleplerde bulundukları için “azgınlık yapmakta çok îleri gittiler.” Çünkü melekler ancak ya ölüm esnasında yahutta azabın indirilmesi sırasında görülebilirler.491

Elmalılı Ģu yaklaĢımı sergiler: “Huzurumuza çıkarılacakları gerçeğini inkâr

edenler” demek, hesap gününde yeniden dirilmeye, haĢredilmeye ve ahiret Ģuuruna

inanmadıkları için Allah‟tan çekinmeyenler demektir. Yani bu kimseler, Allah‟la kavuĢmaya yüzü olmayan, Allah‟ın karĢısına çıkacaklarını, cezaya çarptırılacaklarını hiç ümit etmeyen, Allah‟tan korkmaz kimselerdir. Ancak bu düĢüncelerinin kendilerini

aldattığını huzura çıkınca anlayacaklardır.492

Burada da aslında ahirete iman etmek istemeyen müĢriklerin bahanelerini görmekteyiz. Ġman etmek için bizzat melekler gelmeli ya da Allah‟ı açıkça görmeliymiĢler. Bu istekler tamamen kibirlerini ve bu konudaki küstahlıklarını apaçık ortaya koymaktadır.

﴿ ا ًروُجْحَم اًرْجِح َنوُلوُلَيَو َين ٖمِرْجُمْلِل ٍذِئَمْوَي ىى ْشُُب َلْ َةَكِِىلَمْلا َن ْو َرَي َمْوَي

٢٢

“Melekleri gördükleri gün, iĢte o gün, günahkârlara hiç de sevindirici haberler verilmeyecek! Yasak yasak! diyecekler.”493

“Hicran” sözlükte bir insanın, bir baĢkasından bedenen, lisanla, kalple ayrılması ya da onu bu yollardan biri ile bırakması, terk etmesi demektir. “Hıcr” haram kılınarak men edilmiĢ yasaklanmıĢ Ģey anlamında kullanılır. Eskiden bir adam korktuğu biriyle karĢılaĢtığında “hicran mahcura” derdi. Bundan dolayı Yüce Allah burada kafirlerin meleklerle karĢılaĢtıklarında kendilerine faydasının olacağı zannıyla böyle diyeceklerini söylemiĢtir. 494

Taberî Ģu tespitte bulunur: O gün, suçlulara müjde yoktur. Melekler, suçlulara

“Size bugün müjde yasaktır yasak.” derler. Kıyamet gerçekleĢirken veya ölüm suçluları

yakaldığında bu mücrimler melekleri gördükleri zaman, artık o gün mücrimler için hiç

491 Kurtubî, el-Câmi’, XV, 393.

492 Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, VI, 62. 493 Furkan 25/22.

iyi bir durum söz konusu değildir ve melekler o suçlulara: “Bugün sizin iyi bir Ģeyle

müjdelenmeniz size kesin olarak haram kılınmıĢtır.” diyeceklerdir.495

Günahkârların bu durumu, mü'minlerin durumu gibi değildir diyen Ġbn Kesîr yorumuna Ģöyle devam eder: Müminler, iyiliklerle, güzellikler ve hayırlarla

müjdeleneceklerdir.496

Bu konuyla ilgili Yüce Allah der ki: «Muhakkak ki Rabbımız

Allah'tır, deyip sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerlerine melekler iner, onlara: Korkmayın, Üzülmeyin, size va'dolunan cennetle sevinin, derler. Biz dünya hayatında da, âhirette de sizin dostlannızız. Burada canlarınızın çektiği Ģeyler size de dir. Ve burada size umduğunuz her Ģey var. Gafur, Rahîm olanın ikramı olarak.» 497

Ahirette cehennemliklere söylenecek sözlerden bahseden bu ayet farklı Ģekillerde yorumlanmıĢtır. Kelbî söyle der: “Bunlar cennetin kapılarında bulunan

melekler olup, mü'minleri cennetle müjdelerken, müĢriklere de “Burası size yasaktır yasak!” derler. Atiyye'de Ģöyle demiĢtir: “Kıyamet gününde, melekler mü'minleri sevinçli haberlerle karıĢlarlar. ĠĢte tam o sırada kâfirler bunu görünce, meleklere, “Bize de sevinçli haberler verin” derler. Bunun üzerine de melekler, “Size yasaktır yasak” derler. Hasan el-Basri ise bu konuda Ģöyle demiĢtir. “Buna göre kâfirler, Kıyamet günü kendilerini korkutan o Ģeyi görüp müĢahede ettiklerinde, bundan Allah‟a sığınırız derler. Bunun üzerine de melekler, “Bu gün Ģerrinden korunulamaz” derler.498

Ġbn Kesir de, “hicran mahcûran” sözünün meleklerin inkâr edenlere söyleyeceği bir ifade olduğu yorumunu yapar. Bununla, “mağfiret ve cennetle

müjdelenmek, takva sahiplerine verilen müjde size haramdır, yasaktır. Bugün size kurtuluĢ haramdır.” anlamı kastedilmiĢtir.499

Bir zaman gelecek, o mütekebbir ve azgın inkârcılar “Bize gelmeliydiler” dedikleri melekleri görecekler. Fakat artık o zaman iĢ iĢten geçmiĢ olacak; ısrarla inkâr ettikleri ahirette kendileri için hiçbir iyi haber duyamayacaklar; inanmadıkları bu gerçekle karĢılaĢınca bütün güzel Ģeylerin kendilerine yasak olduğunu, ahiret nimetlerinden, ebedi kurtuluĢtan mahrum kaldıklarını anlayacaklar, bunu kendi dilleriyle itiraf edecekler. Bir yoruma göre de melekler onlara, “Her Ģey yasak size, her

495 Taberî, Câmiu’l-Beyân, XVII, 466.

496 İbn Kesîr, Tefsîr, III, 313.

497 Fussilet 41/30-32.

498 Râzî, Mefâtîhu’l-Gayb, XXIV, 71. 499 Zuhaylî, Vehbe, Tefsîrü’l-Münîr, X, 49.

Ģeyden mahrum bırakıldınız!” diyecekler. Ayrıca inkar edenler, mahrum edilmekle kalmayacaklar; inkar edenlerin yaptıkları bütün güzel Ģeyler ve iyi ameller değerlendirmeye bile alınmayacaktır.

﴿ ا ًروُثٌَْم ًءاَبَُ ٍُاَيْلَؼَجَف ٍ َ َعَ ْنِم اوُلِ َعَ اَم ىلِٰا اٌَْمِدَكَو

٢٣

“Biz, yaptıkları her iĢin önüne geçmiĢ, hepsini toz duman etmiĢizdir!”500

“Hebâen” sözlükte, “ince toz için ayrıca havaya yayılıp duvardaki deliğe veya

oyuğa güneĢ ıĢığı vurduğunda görülebilen zerreler” için kullanılır.501

“Heba” kelimesi, “delikten giren güneĢ ıĢığında görünen tozdur”. “Mensûren” kelimesi, “heba” kelimesinin sıfatıdır. Yok sayılan, amelleri değersizlik ve iĢe yaramazlık bakımından

toza, sonra da dağılmıĢ toza benzetilmiĢtir ki bir daha toplanması mümkün değildir.502

Onların yaptıkları amele vardık onu saçılmıĢ dağılmıĢ toz yaptık derken, müĢriklerin yaptıkları misafir ağırlama, sıla-i rahim ve darda kalana yardım gibi yaptıkları iyi amele geldik; onu boĢa çıkardık. Çünkü muteber kılacak Ģarttan yoksundu. Bu hallerini ve amellerini bir toplumun haline benzetmedir ki, bunlar hükümdarına isyan eden bir toplumun haline benzetmedir. Bunlar hükümdarına isyan ettiler o da geldi eĢyalarını darmadağın etti, her Ģeylerini yok etti, geriye bir Ģey bırakmadı.

Ġbn Kesîr, der ki: “Bu durum, kıyamet günü Allah Teâlâ'nın kulların iĢlemiĢ

oldukları hayır ve Ģer amellerini hesaba çekeceği zamandır. Allah Teâlâ burada haber veriyor ki; bu, müĢrikler, kendilerini kurtaracaklarını sandıkları amellerinden hiç bir Ģey elde edemeyeceklerdir. Zîrâ amelde ihlâslı olma Ģer'î Ģart, onların amellerinde yoktur. îhlâslı ve Allah'ın hoĢnûd olduğu Ģeriat üzere olmayan her amel bâtıldır. ĠĢte o zaman bunlar kabul edilmekten uzaktır.” Bu sebeple Allah Teâlâ: «Yaptıkları her iĢi ele

alır ve onu toz duman ederiz.» buyurmuĢtur.503

Nitekim Allah Teâlâ bu konuyla ilgili baĢka ayetlerde Ģöyle buyuruyor:

«Rablarına küfredenlerin hali; fırtınalı bir günde rüzgârın Ģiddetle savurduğu küle benzer. Yaptıklarından hiç bir Ģey elde edemezler. ĠĢte bu, uzak bir sapıklıktır.» 504

«Ey

îmân edenler; Allah'a ve âhiret gününe inanmayıp, insanlara gösteriĢ için malını

500 Furkan 25/23.

501 Râğıb Ġsfahânî, age “h-b-e” md. 502 Beydâvî, Envâru’t-tenzîl, II, 519. 503 Ġbn Kesîr, Tefsîr, III, 314. 504 Ġbrahim 14/18.

harcayan kimse gibi sadakalarınızı baĢa kakma ve eziyet etmekle heder etmeyin. O gösteriĢ yapanın hâli, üzerinde toprak bulunan kayanınki gibidir. ġiddetli bir yağmur isabet ettiğinde onu katı bir taĢ halinde bırakır. Onlar kazandıklarından hiç bir Ģey elde edemezler.» 505

“O küfredenlere gelince; onların amelleri engin çöllerdeki serâb

gibidir. Susayan kimse onu su sanır. Fakat yanına vardığı zaman hiç bir Ģey bulamaz.»

506

Amellerin boĢa gitmesi durumunu Ģu rivayet net bir Ģekilde ortaya koyar. Ebu Huzeyfe (r.a)‟ın azatlısı Salim (r.a)‟ın bildirdiğine göre Peygamber (s.a.v.): “Kıyamet

gününde Tihame Dağı kadar amelleri olan bir kavimle gelinecek. Bunlar getirildiği zaman Allah, onların amellerini dağılmıĢ zerreciklere çevirecektir. Sonra bu kiĢiler, cehenneme atılacaklardır.” buyurdu. Salim radıyallahu anh : “Annem babam Sana

feda olsun ya Rasûlullah! Bu kavmin özelliklerini bana anlat” deyince, Peygamber (s.a.v.) Ģöyle buyurdu: “Bunlar namaz kılar, oruç tutar ve az da olsa gece vakti ibadet

ederdi. Fakat bunlar, kendilerine haram bir Ģey sunulduğu zaman üzerine atlayarak onu kabul ederlerdi. Allah‟ta onların amellerini çürüttü.” buyurdu.507

ġu bir gerçektir ki kâfir de olsa her insanın, bu yeryüzünde yaptığı güzel davranıĢlar bulunmaktadır. Ancak bu yapılan güzel davranıĢların, Allah katında bir değer ifade etmesi için Allah‟ın rızası gerekmektedir. Bu rızanın gerçekleĢmesi için de Allah‟a iman edilmelidir. Yapılan okumalarda görülen gerçek ise bütün müĢriklerin ve inkâr edenlerin ortaya koyduğu güzel davranıĢların ya da iyiliklerin temelinde benlik iddiası ve gurur tatmini vardır. Dolayısıyla yapılan bütün güzel davranıĢların hiç bir değeri olmayacak ve rüzgârın önündeki toz gibi oluverecektir.