• Sonuç bulunamadı

Pazarlamacılık Sözleşmelerinde Şekil

5. İŞ SÖZLEŞMESİ TÜRLERİNDE ŞEKİL

5.5 Pazarlamacılık Sözleşmelerinde Şekil

Pazarlamacılık sözleşmesi TBK 448. maddesinde açıklanmıştır. Madde metnine göre; “Pazarlamacılık sözleşmesi, pazarlamacının sürekli olarak, bir ticari işletme sahibi işveren hesabına ve işletmesinin dışında, her türlü işlemin yapılmasına aracılık etmeyi veya yazılı anlaşma varsa, bu anlaşmada belirtilen işlemleri yapmayı, işletme sahibi işverenin de buna karşılık ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir”. Görüldüğü

üzere pazarlamacılık sözleşmesi ile pazarlamacı, işverenin hesabına aracılığı üstlendiği akittir. Pazarlamacı işveren hesabına olmak üzere, işyeri dışında belirlenen her türlü işlemlere aracılık etmeyi üstlenmektedir. Pazarlamacı bu aracılığı, işverenin hizmetini veya çoğu kez ürettiği malını tüketicilere tanıtmayı üstlendiği akittir (Mollamahmutoğlu ve diğerleri, 2014). Yani pazarlamacı, işverenin mallarını veya hizmetini belirli bölgelerde tanıtmak ve satmakla yükümlüdür (Mollamahmutoğlu ve diğerleri (2014)).

Pazarlamacının kendisine ait bir işletmesi olması durumunda pazarlamayı ilgili işletmeden yaparsa artık pazarlamacılık sözleşmesi söz konusu olmayacaktır. Bu durumda bağımsız bir işletme sahibi işveren söz konusu olur. Pazarlamacı sonuç olarak işverenin emir ve talimatları doğrultusunda kendisine verilen görevi yerine getirir. Bu yönüyle de pazarlamacının işverene bağımlı halde anlaşılır (Süzek, 2016).

Pazarlamacının bir takım yükümlülükleri de vardır. Bu yükümlülükler TBK 450. maddesinden kaynaklanmaktadır. İlgili Kanun maddesine göre, pazarlamacı, talimata uymamasını zorunlu kılan haklı bir sebep olmadıkça, kendisine verilen talimata uygun olarak müşterileri ziyaret etmekle yükümlüdür. İşverenin izni olmadıkça, kendisi ya da üçüncü kişiler adına işlem yapamaz ve aracılık edemez. Pazarlamacı, işlem yapmaya yetkiliyse, talimatta belirtilen fiyatlara ve diğer işlem şartlarına uymakla yükümlüdür. Aynı zamanda işveren kabul etmedikçe, bunlarda değişiklik dahi yapamaz. Pazarlamacı, pazarlama işleri ile alakalı düzenli ve ayrıntılı şekilde bilgi vermek, aldığı siparişleri işverene derhâl ulaştırmak ve müşteri çevresini ilgilendiren önemli olayları bildirmekle yükümlüdür (Süzek, 2016).

Pazarlamacılık sözleşmesinde şekle ilişkin herhangi bir hüküm bulanmasa da, ispat kuralı açısından adi yazılı şekilde yapılmalıdır. Aksi halde genel hükümler uygulanmalıdır. Bu açıklamalarımıza dayanak olarak TBK 449. maddesi gereği, pazarlamacılık sözleşmesi, sözleşmenin süresini, sona ermesini, pazarlamacının yetkilerini, ücret ve masrafların nasıl ödeneceğini, taraflardan birinin yerleşim yeri yabancı ülkede ise uygulanacak hukukun ve yetkili mahkemenin hangisi olduğunu içerir (Süzek, 2016). Yukarıdaki fıkra uyarınca sözleşmede yer alması öngörülen hususlar taraflarca belirlenmemişse, genel Kanun hükümleri uygulanır. Dolayısıyla pazarlamacılık sözleşmesine ilişkin olarak Kanunda açıkça yazılı yapılacağı belirtilmese de, açıkladığımız hükme göre, sözleşmenin asgari hususları içerecek

kısımlarının yazılı olarak yapılması gerektiğinin anlaşılması gerekmektedir (Mollamahmutoğlu ve diğerleri (2014)).

Çağrı üzerine çalışma, işin niteliği gereği her zaman yoğun tempoda geçmediği veya sezonun belirli dönemlerinde yoğun işin olduğu zamanlarda ortaya çıkan ve çalışma saatleri de değişkenlik gösteren bir çalışma çeşidini ihtiva eden sözleşme olarak karşımıza çıkmaktadır. Çağrı üzerine çalışmalar, genellikle ekonomik buhranların ya da durgunlukların olduğu anlarda ortaya çıkmaktadır. Bir diğer şekliyle de bakılacak olursa, işverenlerin aniden artan iş yoğunluklarının belirli kısa süreli de olsa işçiler tarafından yerine getirilmesinde çağrı üzerine çalıştırma usulünün uygulanacağı belirtilmelidir (Şen, 2005). Açıklamalardan hareketle, çağrı üzerine çalışmada mevcut sabit işçinin yanında ekstra işçi ihtiyacının doğması anında istihdamın sağlandığı bir iş türüdür (Centel, 2002).

Çağrı üzerine çalıştırılan işçiler kısmi süreli olarak çalışmaktadırlar. Hükümleri uygun düştüğü ölçüde kısmi süreli sözleşmelere ilişkin hükümlerin, çağrı üzerine çalışmalara ilişkin sözleşmelere de uygulanacağını belirtmek gerekir (Süzek, 2016). Çağrı üzerine çalışmaya ilişkin iş sözleşmesinin şekline ilişkin olarak yazılılık şekil şartının arandığını belirtmek gerekmektedir. Bu şarta ilişkin olarak İş Kanunu 14/1. maddesine göre yazılı sözleşme ile işçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine ihtiyaç duyulması halinde iş görme ediminin yerine getirileceğinin kararlaştırıldığı iş ilişkisi, çağrı üzerine çalışmaya dayalı kısmi süreli bir iş sözleşmesi olarak belirtilmiş olup, görüldüğü gibi iş bu sözleşmelerde yazılı şekil şartı aranmaktadır. Yazılı şekil şartının varlığına yukarıda da değinmiş bulunmakla birlikte, tarafların ispat bakımından elinde en önemli verilerden biri olduğunu belirtmek hiç de abartılı bir ifade olmayacaktır (Centel, 2002). Madde hükmünde yazılı şeklin şekle ilişkin özel bir usul öngörülmemiş olmasından dolayı sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılması yeterlidir (Akyiğit, 2014).

Bu sözleşme tipinde yazılılık unsuruna uyulmadan yapılan bir sözleşmede, işçi ile işveren arasında ki iş ilişkisi geçersizlik yaptırımına tâbi tutulmayacak olup, kısmi süreli iş ilişkisine ilişkin hükümlerin uygulanacağı düşünülebilir. Çağrı üzerine çalışma da İş Kanunu 14/2. maddesinde hafta, ay veya yıl gibi bir zaman dilimi içinde işçinin ne kadar süreyle çalışacağını taraflar belirlemedikleri takdirde, haftalık çalışma süresi yirmi saat kararlaştırılmış sayılır. Çağrı üzerine çalıştırılmak için belirlenen sürede işçi çalıştırılsın veya çalıştırılmasın ücrete hak kazanır şeklinde belirtildiğinden dolayı, süreninde ispatı aksi mümkün değilse Kanun metnindeki gibi

haftalık iş süresi yirmi saat olarak kabul edilip işlemlerin yapılması gerekmektedir (Çelik ve diğerleri (2018)). İş Kanunun da işçiye yapılacak çağrının şekline ilişkin bir düzenleme bulunmaktadır. Ancak İş Kanunu madde 109 hükmü İş Kanununda öngörülen bildirimlerin yazılı şekilde yapılması gerektiğini düzenlemektedir (Süzek, 2016). Uzaktan çalışma sözleşmeleri de çağrı üzerine çalışma sözleşmelerinde olduğu gibi yazılı şekilde yapılma şartına bağlı tutulmuştur. Dolayısıyla her iki sözleşme de yazılı şekil şartına tâbidirler. Bu sözleşme tipinde de yazılı şekil şartına uyulmaması sözleşmeyi geçersiz kılmamaktadır. Yazılı şekil uzaktan çalışma iş ilişkisi için ispat kolaylığı sağlamaktadır.