• Sonuç bulunamadı

1.2. HÜKÜMET SİSTEMİ VE BAŞLICA TÜRLERİ

1.2.2. Kuvvetlerin Ayrılığına Dayalı Hükümet Sistemleri

1.2.2.3. Kuvvetlerin Yumuşak Biçimde Ayrıldığı Parlamenter Sistem

1.2.2.3.2. Parlamenter Sistemin Üstün ve Zayıf Tarafları

Parlamenter hükümet sisteminin güçlü ve zayıf tarafları başkanlık sisteminin zayıf ve güçlü yönleri ile zıtlık oluşturmaktadır. Burada başkanlık sisteminde görülen zayıf taraflar parlamenter sistemde üstünlük sayılırken başkanlık yönetiminde görülen üstün taraflar parlamenter yönetimin zayıf tarafları olarak görülmektedir (Gözler, 2017:96).

a) Parlamenter Sistemin Üstün Tarafları: parlamenter yönetim sisteminde

gördüğümüz üstün yanları açıklayacak olursak;

1) Parlamenter sistemde tıkanıkların çözüm yolu vardır: Bu yönetim usulünde yasama ve yürütme erkleri arasında herhangi bir uyuşmazlığın baş göstermesi durumunda güvensizlik oyu veya fesih gibi yollarla bu tıkanıklıkların çözümü sağlanır. Fesih söz konusu olduğunda seçimler yenilenir ve böylece meclis ve kabine arasında baş gösteren kriz durumunun halk yardımı ile çözülmesi amaçlanır. Anlaşılacağı üzere parlamenter yönetim usulünde tıkanıklık yaşanması olasılığı çok düşüktür (Uluşahin, 1999:84-92).

2) Parlamenter yapıda esnek ve yumuşak bir yönetim sistemi mevcuttur. Başkanlık sisteminde olduğu gibi katı ve kazuistik bir yapıda değildir. Sürekli yenileşme hareketleri içerisindedir. Tıkanmış ve gelişime ihtiyaç duyan hükümetleri yenilemek için başkanlık sisteminde görüldüğü gibi 4-5 yıl gibi bir süreyi beklemek zorunlu değildir (Gözler, 2017:96).

33

3) Parlamenter yönetim usulünde tam bir ayrışma ve dışlama olgusu mevcut değildir. Seçim yarışında galibiyet alan parti tam anlamıyla her şeyi elde etmiş sayılmaz. Devamlılığını sağlamak adına meclis güvenine ihtiyaç duyar. Seçimde mağlup olan partiler ise sistem dışı kalmaz ve muhalefet kanadında yer almaya devam ederler (Uluşahin, 1999:126-134).

4) Parlamenter yönetim anlayışında devlet başkanı tarafsızdır. Başkanlık sisteminde görüldüğü gibi bir parti temsiliyeti bulunmaz ve katı, ayrılıkça bir yapıya sahip değildir. Bütün millet üzerinde temsil yetkisini kullanarak arabulucu ve uzlaştırıcı rolünü üstlenir. Devlet başkanı sorumsuz yapıdadır (Gözler, 2017:97).

b) Parlamenter Sistemin Zayıf Tarafları: Parlamenter yönetim usulünün güçlü yanları

olduğu kadar zayıf yanları da bulunmaktadır.

Parlamenter yönetim anlayışında kabinenin meclis güvenine dayanması meclisin her daim görevden alınabileceği anlamına gelmekte bu da istikrarlı olmayan bir yönetim anlayışının ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir (Lijphart, 1986: 79; Turhan, 1993: 66). Parlamenter sistem ile yönetilen 3. ve 4. Fransız Hükümetlerinde, Alman Weimer Hükümetinde, 2. Dünya Harbi’nden sonra İtalya’da, 1980-1990 dönemleri sonrası Türkiye’de yaşanmış olan yönetim istikrarsızlıkları buna örnek teşkil etmektedir. Bu örneklerde görülen hükümetler 1 yıl gibi kısa bir dönem yönetimde kalmıştır. Örnekler dışında kalan parlamenter yönetim anlayışının hâkim olduğu hükümetlerin de uzun bir süre yönetimde kaldığını söyleyemeyiz. Genel anlamda bu yönetim sistemi ile yönetilen ülkelerde hükümet dönemleri kısa ömürlü olmuştur. Belçika, Danimarka, Finlandiya Hollanda, Norveç, İsveç gibi ülkelerde parlamenter seçim sistemi ile yönetime geçen hükümetin yönetimde bulunma süresi ortalama olarak yirmi iki aydır (Uluşahin, 1999: 233).

Parlamenter yönetim anlayışında birden fazla muhalefet partisinin yer aldığı koalisyon hükümetleri yer alır. Burada zıt kutupta ve rakip konumunda yer alan partilerin aynı hükümet içerisinde yer alarak yönetimde olması durumunda, verilen kararlar arasında uzlaşı sağlamak zordur. Bunun için öncelikle parti liderlerinin anlaşması gerekmektedir. Bu da koalisyon ile yönetilen ülkelerde yönetim ile ilgili kararlar almanın zaman aldığını ve güçlüğünü gözler önüne sermektedir. Uzun

34

tartışmalar ve yapılan pazarlıklar sonucunda karar almak mümkün hale gelmektedir. Böylece yönetimdekiler verimli bir yönetim anlayışı sergilemekten ziyade başta kalma zamanlarını uzatma gayreti içinde bulunmaktadırlar (Sartori,1997:152). Sartori, koalisyon ile yönetilen ülkelerde göz boyamak ve yönetimin hemen devrilmesine mahal vermemek amaçlı altı ay gibi kısa bir icraat döneminin olduğundan bahsetmiştir. Bu süre sonunda herhangi bir icraat sergilenmemekte ve batık bir geminin oluşmaması amacıyla hareketsiz bir yapı oluşturulmaktadır. Bu da kısa zamanda koalisyon yönetim anlayışının tükenmesine yol açmaktadır (Gözler, 2017:98).

Rasyonelleştirilmiş Parlamentarizm: Parlamenter yönetim usulü ile yönetilen ülkelerin çoğunda siyasal istikrarsızlıklar ve zayıflıklar görülmüştür. Görülen bu karmaşıklık ve istikrarsız yapı güçlendirilmek ve düzeltilmek istenmiş, bunun sonucunda birtakım kuralları içine alan rasyonelleştirilmiş parlamentarizm adında bir yönetim olgusu ortaya atılmıştır. Güçlü bir meclis çoğunluğu bulunmayan devletlere uygulanabilir bir yönetim sistemi empoze edilmesini sağlayan teorilerden oluşan mekanizmadır (Gözler, 2000: 25-47). 1958 Fransız Anayasası, 1949 Alman Anayasası ve 1982 Türk Anayasası rasyonelleştirilmiş parlamentarizmin uygulama alanı bulduğu anayasalardır. Güvensizlik önergesi verme olgusunun kısıtlanması ve önerge verilirken nitelikli çoğunluk aranması, serinleme süresi istenmesi, sadece güvensizlik oylarının dikkate alınması, yapıcı ve fesih tehdidi altındaki güvensizlik oyları gibi araçlar rasyonelleştirilmiş parlamentarizm mekanizmasının ortaya atmış olduğu kurallardan başlıcalarıdır. Bunlar hükümetin düşmesini zorlaştırıcı araçlardır (Gözler, 217: 100).

Rasyonelleştirilmiş parlamentarizmde, meclisçe düşürülemeyen hükümet parlamentoda çoğunluk elde etmek zorunda değildir. Mecliste çoğunluğu elde edememiş hükümet rasyonelleştirilmiş parlamentarizm sayesinde düşürülmeyebilir ancak bu hükümet mecliste yasa çıkaramaz. Çıkarılan yasa tasarıları büyük ihtimalle meclisçe kabul görmeyecektir. Yalnızca hükümeti yönetimde tutacak önlemler yeterli olmamakla birlikte hükümete mecliste üstünlük sağlayabileceği yetkiler verilmesi önem arz etmektedir. “Giyotin” yöntemi veya teşrii zorunluluk durumu gibi uygulamalar rasyonelleştirilmiş parlamentarizm mekanizmasından yola çıkarak oluşturulan ve mecliste çoğunluğu elde edememiş hükümetlerde oluşabilecek

35

istikrarsızlıkları önlemek ve sunulan kanun tasarılarının kabul görmesini sağlamak amaçlı oluşturulan kanuni araçlardır (Turhan, 1993: 57-58, 68-69; Özbudun, 2018).