• Sonuç bulunamadı

Oyun her şeyden öte çocukların kendilerini ifade ettikleri, neşeyle uğraştıkları bir alan olması bakımından önemlidir. Çocukların yoğun bir çoşku yaşamaları da eklendiğinde oyun, psikolog ve eğitimcilerin üzerine eğildikleri önemli bir alan olmuştur. Günümüzde özellikle oyunun eğitim açısından kullanılması konusu özel bir inceleme alanı olarak dikkat çekmektedir. Bu bağlamda acaba Russell’ın oyun konusundaki görüşleri nelerdir? Oyuna kazandırdıkları yönüyle mi değer vermektedir? Çocukların hangi tür oyunlara yönlendirilmesini istemektedir? Bu vb. sorulara cevap olacak şekilde Russell’ın konuyla ilgili görüşüne değinmek istiyoruz.

Russell’a göre oyun ve rol yapma çocuğun eğitimi açısından çok önemli ve gereklidir. Bu yönüyle mutluluk ve sağlık için başka yararının olup olmadığının sorgulanmasına bile gerek yoktur.477 Fakat Russell kısa da olsa oyunun faydalarına; oyunun önemi ve oyunda amaç

belirlenmesi yönüyle değinmektedir. Bu bağlamda onun belirttiği şekliyle oyunun faydalarını şöyle sıralayabiliriz;

 Oyun, çocukta yeni yeteneklerin kazanılmasında etkilidir.

 Çocuk için oyun, hayatın gerçekliğiyle aradaki bir dengeleyicidir.  Oyun, yara ve bereye alışmayı, yorgunluklara neşe ile girmeyi öğretir.  Oyun çocuğun sosyalleşmesinde önemli bir rol oynar.

 Çocuk oyunda dehşete düşme rolüyle kendi güvenlik bilincini artırabilir.478

Kısaca yukarıda sayılanları ‘Oyun, hayata hazırlayan bir araç olması yönüyle değerli ve gereklidir’ biçiminde özetleyebiliriz.

Faydalarıyla birlikte Russell, oyunda dikkate alınması gerekenleri bir diğer ifadeyle oyunun taşıması gereken nitelik ve amaçları da belirlemeye çalışmaktadır. En başta oyunun gelecek hayatla bağlantısına dikkat çeker. Özellikle hayvan yavrularının oyunlarında gelecekte

476 Russell, Eğitim Üzerine, s.81.

477 Russell, Eğitim Üzerine, s.83. Locke da çocukların oyun oynamalarının teşvik edilmesini ve eğitimin de çocuğa bir oyun gibi olduğu hissinin uyandırılmasını istemektedir. (Locke, Eğitim Üzerine, s.82) Günümüz eğitim anlayışında da oyuna büyük değer verilmektedir. (Oktay, a.g.e., s.140). Oyunun yararları için bkz. Oktay, a.g.e., s.255; Yavuzer, Çocuk Psikolojisi, s.177; Gander-Gardiner, a.g.e., s.279.

478 Russell, Eğitim Üzerine, s.83-91. Ayrıca oyunun çocuk gelişimine katkıları için bkz. Pehlivan, Hülya, Oyun ve Öğrenme, Anı Yayıncılık, Ankara, 2005, s.12.

yapacakları etkinliklerin deneme ve alıştırmasını yaptıklarını, çocukların ise taklit yoluyla oynamayı sevdiklerini yani anne ve babalarının yapıp ettiklerini taklit ederek oyunlar geliştirdiklerini belirtir. Bu yönüyle oyunun çocuk için -bilinçli olmasa da- hayatının sonraki yıllarına bir hazırlık amacı taşıdığı sonucunu çıkarır. Buna göre çocuk, anne babasının yaptığı kendisinin de ileride yapacaklarını şimdiden taklit ederek bir anlamda deneme ve alıştırmalar yapmakla gelecek hayata hazırlanmaktadır.479

Diğer yandan geleceğe hazırlık belli yönleriyle mücadele gücünü gerektirecektir ki Russell’a göre zaten oyunun temelinde savunulduğunun aksine ’sadist’ duygular değil ‘güçlü olma isteği’ yatmaktadır. Bu yönüyle çocukların hikayelerde zalim, katil vb. kötü nitelikleri taşıyan insanları modellemeleri, kendilerini onların yerlerine koymaları bu güçlü olma duygusunun bir sonucudur. Russell, bunu çocuğun büyüklerden güçsüz olması sebebiyle yaptığını ve yanlış bir yönünün olmadığını ayrıca çocuktaki bu güçlü olma isteğinin onu ileride bir zorba da yapmayacağını düşünmektedir. Çünkü ona göre bu şiddet duygusu sadece o dönem için geçerli olan bir tutumdur. Dolayısıyla bu duygu, gelecekte başka alanlara kaydırılarak yaratıcı sanat eserlerinin, bilimsel keşiflerin ortaya konmasında görevler üstlenebilecektir.480

Russell, çocukların içinde bulununulan dönem itibariyle potansiyellerinde çok baskın olan isteklerini481 oyunlar vasıtasıyla sergilediklerini belirtmektedir.482 Bu anlamda

psikanalizciler oyunun temelinde cinselliğin yattığını, Russell da güçlü olma isteğinin varlığını savunarak bu görüşü desteklemektedir. Bu mantıkla düşünüldüğünde çocuğun oyun esnasında sürekli olarak önplana çıkmaya, arkadaşlarını yönlendirmeye çalışması aslında o çocuğun liderlik yönünde çok güçlü isteklerinin varlığıyla açıklanabilir. Farklı bir örnekle ifade edilecek olursa, çok ama mantıklı konuşan bir çocuğun, bu yönde yetiştirilmesi; gelecekte siyaset, avukatlık veya halkla ilişkiler gibi konuşmanın daha doğrusu ikna kabiliyetinin önplanda yer aldığı alanlarda başarılı olma ihtimalini yükseltecektir. Kısaca oyun, eğitim açısından çocuğun ilgi ve yeteneklerinin tespit edilmesinde önemli bir yer tutmaktadır diyebiliriz.

Russell’a göre oyunların çocukta potansiyel olarak bulunan birçok beceriyi geliştirdiği için çocuğun oyuna teşvik edilmesi kendi başına doğru bir başlangıç noktası değildir. Çünkü beceri kazandırmanın ötesinde oyun, çocuğa birçok kazanım sağlamaktadır. Bu kazanımların

479 Russell, Eğitim Üzerine, s.83. 480 Russell, Eğitim Üzerine, s.84-85.

481 İçtepi veya tepi: Bir işi yapmak, harekete geçmek için duyulan ve bireyin engelleyemeyeceği kadar güçlü istek, içtepi, itki. (Püsküllüoğlu, a.g.e., s.478)

doğru bir biçimde şekillendirilebilmesi için de bazı husulara dikkat edilmesi gerekmektedir. Russell bunları şöyle sıralamaktadır; öncelikli olarak yeni yeteneklerin bir geliştiricisi olmasıyla oyunlar zorlaştırılmamalı, aşırı uzmanlık gerektirmemelidir. Çünkü böyle bir planlama bazı çocukları aşırı zorlarken bazı çocuklara da sadece kenardan izleme görevi verecektir. Bu anlamda gerek yeteneklerin geliştirilmesi gerek diğer amaçlarla tasarlanan oyunlara aşırı görev yüklemesi yapılmamalıdır. Nihayetinde oyun, içeriğinde eğlence unsuru olan bir faaliyet olarak düşünülmelidir.483

Russell günümüzde hayatın her alanında yaşanan rekabet unsurunun oyunlara girmesini de istememektedir. Bu yönüyle yenen ve yenilenlerin yer aldığı biçimde oyunlar değil de, ona göre fiziksel doğayı ‘düşman’ olarak alan ortak girişimler anlayışını geliştirmek önemlidir. Okullarda oynanan veya oynatılan oyunlarda ağırlıklı olarak yarışma ruhunun somutlaşması dikkat çekmektedir. Oysa ki, Russell’a göre olması gereken bu değildir.484

Son olarak Russell, oyuna değer vermenin aşırılığa kaçırıldığından söz etmektedir. Ona göre okul programlarının oyuna göre düzenlenmesi bu yönüyle programın en önemli ögesi olarak görülmesi çok doğru değildir.485 Biz bu düşünceyi, oyun amaç değil eğitim için bir

araçtır sözüyle ifade edebiliriz.

Russell’ın yukarıdaki düşüncelerinden onun, oyunu eğitimde kullanmak istediğini söyleyemeyiz. O, daha çok oyunun taşıması gereken nitelikleri üzerinde durmaktadır. Bu anlamda Russell, oyunun kolay olması gerektiği, beraber oynanan oyunları tercih edilmesi vb. hususlarla sanki oyun metodolojisi belirlemeye çalışmaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi günümüz eğitim anlayışında pragmatik kaygılarla oyuna yaklaşılmakta fakat Russell’da bu düşünce yer almamaktadır. Bu bağlamda oyunun eğitim açısından kullanılması bununla birlikte taşıması gereken nitelikler bağlamında iki yönlü incelenmesi ve uygulamaya geçirilmesi kanaatimizce daha uygun bir anlayış ayrıca metot olacaktır.