• Sonuç bulunamadı

ÖĞRETİMİ İLGİ ÇEKİCİ KILMAK

Öğretimi ilgi çekici kılmak eğitim açısından çok mu önemlidir? Bütün öğretimi ilgi çekici kılmak ne ölçüde mümkündür? Bunun için harcanacak zaman ve emeğe acaba karşılık alınabilecek midir? Eğitime yarar ya da zararları acaba nelerdir? Sorulara Russell’ın görüşlerinden yararlanarak cevap vermeye çalışacağız.

Russell’ın belirttiğine göre eski görüş, öğretimin büyük bir bölümünün sıkıcı olmak

zorunda olduğunu ve ortalama bir erkek çocuğun sebatlı olmasının ancak katı bir otoriteyle sağlanabileceğini savunmaktadır. Diğer yandan çağdaş görüş, öğretimin tümüyle zevkli bir hale getirilebileceğini ve getirilmesi gerektiğini savunmaktadır.565 Russell, kendisini çağdaş görüşe

eskisine olduğundan daha yakın bulduğunu, ama yine de yükseköğretimde bu görüşün bazı kısıt- lamalara bağımlı olacağını belirtmektedir. Çünkü bir insanın bir konuyu öğrenmeye ne kadar istekli olursa olsun, bazı kısımların sıkıcı bulmasının kaçınılmaz olduğunu düşünmektedir. Bununla birlikte uygun bir rehberlikle, sıkıcı bölümleri öğrenmenin öneminin çocuğa hissettirilebileceğine ve bir zorlama olmadan bunların öğretilebileceğine inandığını belirtmektedir.566

Ayrıca Russell bir çocuğu çalışmaya yöneltmek için bir dış otoriteye gerek duyuluyorsa, bunun tıbbi bir neden de yoksa, ya öğretmenin hatalı ya da önce verilen ahlak eğitiminin kötü olmasından kaynaklandığını düşünmektedir.567

Russell kişilik eğitiminden hareketle öğretimle ilgili bir tespitte bulunmaktadır. Onun belirttiğine göre çağdaş psikologlar; hiçbir zaman çocuğa uyuması ya da beslenmesi konusunda endişe duyulduğu fikrini verilmemesini istemektedir. Aksi takdirde çocuk hemen kendisinden bir iyilik beklenildiğini düşünecektir. Bu da ona bir güç duygusu verecek ve giderek daha çok tatlı sözle kandırılma ya da ceza verilmeden o işi yapmaz bir duruma yol açacaktır. Bu sebeple çocuk kendi istediği için yemeli ve uyumalıdır, başkasını memnun etmek için değil. Russell bu noktada bu psikolojinin geniş ölçüde öğretim için de geçerli olduğunu düşünmektedir. Bunu şu şekilde ifade eder; “Eğer bir çocuğa bir şeyler öğretmekte direnirseniz, sizi memnun etmek için kendisinden hoşa gitmeyen bir şey yapılması isteniyor sonucuna varacaktır ve psikolojik bir direnç geliştirecektir. Eğer bu başlangıçta böyle olursa durum sürecektir; daha sonraki bir yaşta sınavları geçip bitirmenin istenişi açıkça belli olabilir ve o amaçla çalışabilir, fakat çalışma bilgiye duyulan ilgiden olmayacaktır.”568

Russell sonucun bu olmaması için önce çocuğun öğrenme isteğinin uyarılmasını ve sonra onun istediği bilgiyi bir iyilik olsun diye veriyor izlenimi oluşturulmasının durumu bütünüyle değiştireceğine inanmaktadır.569 Ona göre bu durumda çok daha az dış disiplin gerekmekte ve

dikkat, zorluk çekmeden sağlanabilmektedir.

Russell bu yöntemde başarılı olmak için belli koşulların sağlanmasının gerekliliğinden söz etmektedir. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz;

565 Russell, Eğitim Üzerine, s.173. 566 Russell, Eğitim Üzerine, s.173. 567 Russell, Eğitim Üzerine, s.173. 568 Russell, Eğitim Üzerine, s.173-174. 569 Russell, Sorgulayan Denemeler, s.138.

  

 Verilen görevler çekici olmalı, çok zor olmamalıdır. 

 

 İleri düzeydeki öğrenciler örnek olarak gösterilmelidir. 

 

 O anda çocuğun yapabileceği başka güzel bir şey bulunmamalıdır. 

 

 Çocuğun yapabileceği şeyleri seçme hakkı olmalı ve seçtiği konuda tek başına çalışabilmelidir.570

Russell savunduğu görüşün bir ispatı olarak; yukarıda verilen maddelerin Montessori Okulları’nda uygulanabildiğini, bu sayede çocukların hemen hepsinin son derece mutlu olduklarını ve hiçbir baskı olmadan okuma yazmayı beş yaşından önce öğrenebildiklerini belirtmektedir.571

Russell konuyla ilgili son olarak şunları söylemektedir: “Tüm eğitim süresi boyunca, ilk günden son güne dek, bir düşünsel serüven duygusu bulunmalıdır. Dünya yeterli bir çabayla anlaşılabilecek şaşırtıcı şeylerle doludur. Şaşırtıcı olanı anlama duygusu neşe ve zevk verir; her öğretmen bu duyguyu yaşatabilmelidir. Ayrıca girişim ve bireysel çalışma, çocuğa keşif yapma olanağı sağlar, böylece zihinsel serüven duygusunu her şeyin sınıfta öğretildiği durumda mümkün olabileceğinden daha sık ve yoğun yaşatır. Mümkünse bırakın çocuk edilgen kalmak yerine etkin olsun. Eğitimi bir işkence olmaktan çok bir mutluluk haline getirmenin sırlarından biri budur.”572

Russell bu görüşleriyle öğretimin ilgi çekici hale gelmesi için uğraşılmasını, bunun birçok kazanımları olacağını fakat öğretimi tamamıyla ilgi çekici kılmanın da mümkün olmadığını savunmaktadır diyebiliriz.

Bu görüşleriyle günümüz eğitim anlayışı arasında da bu yönüyle bir yakınlık arz etmektedir. Şöyle ki günümüz eğitim anlayışında çok farklı metot, yöntem ve tekniğin bulunması ve sürekli bunların yenilerinin bulunmaya çalışılması, özel öğretim yöntemlerinin uygulanmasına özel önem verilmesi ayrıca eğitime başlangıçta oyun ağırlıklı eğitim ve sonraki süreçte oyunlaştırılmış eğitim uygulamalarıyla bu meselenin eğitimde önemli bir yer ettiği söylenebilir.573

Bu bağlamda Russell öğretimin ilgi çekici kılınması meselesinde gerçekçi ayrıca eğitim yönüyle kolaylaştırıcı bir anlayış geliştirmektedir diyebiliriz.

570 Russell, Eğitim Üzerine, s.174. 571 Russell, Eğitim Üzerine, s.174. 572 Russell, Eğitim Üzerine, s.176.

573 Ergin Akif; Birol, Cem, Eğitimde İletişim, Anı Yayıncılık, Ankara, 2005, s.197-198; AB’nin 2010 yılına kadar gerçekleştirmeyi öngördüğü eğitim hedefleri arasında vurgulu bir biçimde ‘öğrenmeyi daha çekici hale getirmek’ yer almaktadır. (Tuzcu, a.g.e., s.249-250)

Russell eğitim görülecek okulun niteliğiyle ilgili olarak da bazı konulara değinmektedir. Bunların başında çocuğun eğitim göreceği okulun yatılı olup olmaması konusu gelmektedir. Günümüzde pansiyonlu ya da yatılı okulların belli bir ağırlığı olması, bu hususun başarıyı etkilemesi, fırsat eşitliği sağlaması, toplumdan kopuk bir yaşamı beraberinde getirmesi gibi getiri ve götürüleri olması sebebiyle üzerinde durulmaya değer bir konu olduğunu düşünmekteyiz. Russell’ın yatılı okullar hakkındaki düşünceleri nelerdir? Yatılı okulları yararlı görmekte midir? Bu okulların götürüleri de var mıdır? Varsa bunlar nelerdir? Bu vb. sorulara gündüzlü ve yatılı okullar başlığı altında cevaplar bulmaya çalışacağız.