• Sonuç bulunamadı

A. Hayatı

4. Osmanlılar Dönemi

Sultan II. Murad döneminde Orta Asya, Kırım ve Hicâz‟dan birçok değerli âlim Osmanlı coğrafyasına gelmiĢtir.312 Osmanlı ilim halkasının geniĢlemesinde Osmanlı sultanlarının ve âlimlerin giriĢimleri etkili olmuĢtur. Bu konudaki önemli isimlerden biri Molla Gürânî‟yi Anadolu‟ya getiren Molla Yegân‟dır. Emir Aydınoğlu vilayetinde bir zattan ilim tahsil eden Molla Yegân, bilahare Molla ġemseddin Fenârî‟den de ilim tahsil etmiĢ, hocasının vefatından sonra (834/1431) Bursa kadılığına getirilmiĢtir. Bu görevi sırasında II. Murat‟ın teveccühünü kazanmıĢ ve bu arada resmî bütün görevlerini bırakarak hac farizası için Hicaz‟a gitmiĢ ve dönüĢünde Gürânî‟yi Anadolu‟ya getirmiĢtir.313

Molla Yegân Hicaz‟a gittiği sıralarda Molla Gürânî Haleb‟e gelmiĢ ve bu arada Molla Yegân ile tanıĢmıĢtır. Gürânî‟nin Molla Yegân ile tanıĢması Hicaz‟a giderken mi yoksa Hicaz‟dan dönüĢte mi gerçekleĢtiği bilinmemektedir. Ancak tarihi açıdan olaya bakıldığı zaman buradaki tanıĢmanın hac dönüĢü olması daha isabetli görünmektedir. Zira Gürâni hac yolculuğuna çıktığı zaman uzun bir dönemi yollarda

311 Bikâî‟ye göre Tûr-u Sînâ‟da Gürânî tutuklandığı zaman hakkında çıkartılan karar öncekilere

nazaran daha katıdır. Ancak Gürânî Lecûn‟a gelince kendisine refakat edenlerden kaçar ve onlara Nâsır‟a gittiği düĢüncesini uyandıracak Ģekilde bir yol çizer fakat o, önce Uyûnu‟t-Tüccâr‟a, oradan Seydî ġuayb‟a yönelir. Sonra da Safed‟e gelip burada birkaç gün kaldıktan sonra Trablus‟a, oradan da Haleb‟e gelir. Bikâî a.g.e., I, 62.

312 Ġnalcık, Halil, “Murad II”, ĠA, VIII, 613, 614.

geçirmiĢ ve Halep‟e döndüğü zaman Anadolu‟dan gelen hacılar Halep‟i çoktan geçmiĢ olmalıdır. Dolayısıyla bu ikilinin tanıĢmasının 844 senesinin hac dönüĢünde 845/1441 yılının baĢında gerçekleĢmiĢ olması muhtemeldir.314

TaĢköprülü‟den baĢlayarak Osmanlı kaynaklarının aĢağı yukarı tamamında Gürânî‟nin Molla Yegân ile Kahire‟de tanıĢtığı zikredilmekte fakat tarihi vesîkalar üzerinde bir takım karĢılaĢtırmalara yer veren Yıldız bunu imkansız görmektedir.315

Ayrıca Mısır menĢeli kaynaklarda, Gürânî‟nin Osmanlı‟ya geliĢinin Kahire‟den çıkarıldıktan sonra gerçekleĢtiği belirtilmekte ve bunun öncesinde Gürânî‟nin Osmanlı âlimleri ile herhangi bir diyaloğundan bahsedilmemektedir.316

Kaynaklarda Molla Gürânî‟nin Anadolu‟ya geldiğinde doğrudan sultanın yanına çıktığı anlatılmaktadır. Ancak Yıldız‟a göre, Molla Yegân ile önce Bursa‟ya gelen Gürânî, burada kısa bir süre bekledikten sonra sultana yazılan mektubun cevabı gelince refîki ile beraber Edirne‟ye gitmiĢtir.317 Molla Yegân, Gürânî‟yi sultana büyük bir müfessir ve hadis âlimi diye takdim ettikten sonra, Molla Gürânî ile Sultan bir süre sohbet etmiĢlerdir. Sultan Ġkinci Murad, Molla Gürânî‟nin ilmî seviyesini beğenmiĢ ve onu resmî müderris olarak Bursa Hüdâvendigar (Kaplıca) Medresesine atamıĢtır.318

a. Osmanlılarda Ġlk Resmî Görevleri

Molla Gürânî, 845/1441 yılının baĢında Molla Yegân ile beraber Anadolu‟ya geldikten sonra II. Murad onu, Hüdâvendigar Gâzi hazretlerinin Kaplıca‟da yaptırmıĢ olduğu medresenin müderrisliğine atamıĢ ve çok geçmeden Yıldırım Medresesi müderrisliğine görevlendirmiĢtir.319 Gürânî‟nin Hüdâvendigar medresesinde

yetiĢtirdiği talebelerle ilgili elimizde bilgi yoktur. Dolayısıyla onun Hüdâvendigar

314 844 senesinin ortalarında Kahire‟den çıkarılan Gürânî, DımaĢk‟a geldikten kısa bir süre sonra hac

için yola çıkmıĢtır. Hac mevsimi bu yılın sonunda olduğuna göre Gürânî‟nin Molla Yegân ile tanıĢması 845 yılının baĢında gerçekleĢmiĢtir. Ayrıca Mısır sultanının kendisini sıkı takibe almasından dolayı Gürânî‟nin Halep‟de çok fazla kalmıĢ olması da zor görünmektedir. Bu sebeble onun 845 yılının ortalarında Molla Yegân ile beraber Anadolu‟ya geldiğini tahmin ediyoruz.

315 Yıldız, a.g.e., s. 49-50.

316 Sehâvî, a.g.e., I, 201; Bkz. Bikâî, a.g.e., I, 62; ġevkânî, a.g.e., I, 41. 317

Yıldız, a.g.e., s. 51.

318 TaĢköprülü, ġekâik, s. 51; Mecdî Efendi, ġekâik Tercümesi, s. 103; Hoca Sâdeddin Efendi, Tacü‟t- Tevârîh (sadeleĢtiren, Ġsmet Parmaksızoğlu), I-V, 3. bs., Ankara, 1992, V, 71.

medresesinde çok az görev yaptığı veya bu göreve baĢlamadan Yıldırım Medresesi müderrisliğine geçtiği söylenebilir.320

Yıldırım Medresesi müderrisliği konusunda da elimizde fazla kaynak olmamasına rağmen, onun burada Alâaddin el-Arabî‟yi okuttuğuna dair rivayetler vardır.321

Gürânî‟nin bu medresede bir süre görev yaptığı kesindir.322 Fakat Gürânî medreselerdeki görevine uzun süre devam etme Ģansı bulamamıĢtır. Zira ġehzâde II. Mehmed‟in eğitiminden sıkıntı duyan II. Murad yanındaki hocaların da tavsiyesi ile Gürânî‟yi Ģehzâde hocalığına tayin etmiĢtir.

b. Fatih Sultan Mehmed’e Hoca Olarak Tayini

835/1432 tarihinde Edirne‟de doğan Fatih323, ilk eğitimini sarayda aldıktan

sonra, Ģehzâdelerin sancağa çıkma geleneğine uygun olarak 847/1443 yazına doğru Manisa‟ya gönderilmiĢtir.324

ġehzâde sancağa çıkarken lalası Kassabzâde Mahmud PaĢa ve NiĢancı Ġbrahim Beyler‟in ona refakat ettikleri kaynaklarda zikredilmekle beraber Ģehzâde hocası olarak II. Mehmed‟in yanında kimin bulunduğu belirtilmemiĢtir.325

TaĢköprülü‟nün anlattığına göre, Sultan Murad, oğlu II. Mehmed‟i Manisa Sancakbeyliği‟ne gönderdiği zaman Ģehzâdenin eğitimi için birçok hoca göndermiĢtir. Fakat Ģehzâde Mehmed hocaların sözünü tutmamıĢ, hatta onlardan hiçbir Ģey okumamıĢtır. Bunun üzerine Sultan II. Murad yanındakilerden sert mizaçlı ve heybetli bir hoca bulmalarını istemiĢ, onlar da Molla Gürânî‟yi tavsiye etmiĢlerdir. Sultan, tavsiyelere uyarak onu Ģehzâde hocası olarak tayin etmiĢ ve bir değnek vererek ders çalıĢmadığı zaman oğlunu dövmesi için izin vermiĢtir. Molla Gürânî sopa ile Ģehzâde Mehmed‟in yanına girince Ģehzâdeye Ģöyle demiĢtir: “Babanız beni hoca olarak gönderdi ve emirlerime karĢı çıktığında dövmem için bu

320 Bkz. Baltacı, Osmanlı Medreseleri, I, 479; Bilge, a.g.e., s. 98. 321

TaĢköprülü, ġekâik, s. 92.

322

Bkz. Baltacı, Osmanlı Medreseleri, II, 824; Bilge, a.g.e., s. 114.

323 Fatih sultan Mehmed‟in doğduğu zaman konusunda kaynaklarda farklı tarihler zikredilmekle

beraber bunların en muteberi 834/1431veya 835/1432 tarihleridir. Ġnalcık, ikinci tarihin (835/1432) Fatih devrine ait üç eserde zikredildiğini belirtmektedir. Ġnalcık, Halil, Fatih Devri Üzerinde Tetkikler

ve Vesikalar I, TTK., 4. bs., Ankara, 2007, s. 55-56 (dipnot.); UzunçarĢılı, Osmanlı Tarihi, I, 452

(dipnot).

324 Ġnalcık, Fatih Devri, s. 55. 325 Ġnalcık, a.g.y.

sopayı verdi.” Bu cevaba karĢılık Ģehzâde gülmeye baĢlamıĢ, Molla Gürânî de bu Ģımarıklık karĢısında Ģehzâdeyi dövmüĢtür. Bu dayağın tesiriyle hocasından korkan Ģehzâde kısa sürede Kur‟ân-ı Kerîm‟i hatim etmiĢtir. ġehzâde Mehmed‟deki bu değiĢimi gören Sultan II. Murad çok sevinmiĢ ve Molla Gürânî‟ye değerli hediyeler göndermiĢtir.326

ġehzâde Mehmed‟in tehdit üzerine okuyup okumadığı noktasında bir takım farklı düĢünceler vardır. Yıldız, Molla Gürânî‟nin iyi bir eğitimci olduğunu ve Ģehzâdeye dayak attığı yönündeki haberlerin doğru olmadığını düĢünmektedir.327

Ancak Namık Kemal, Ģehzâde Mehmed için kullandığı Ģu ifadelerle buradaki eğitimi güzel bir Ģekilde açıklamıĢtır: “Avcı elinde muztar kalmıĢ arslan yavrusu gibi bir Ģeye muktedir olamayarak çaresiz derse baĢlamıĢ, fakat nefsince bir eziyet bildiği tahsili ilerlemiĢ, fıtratında gizli isti‟dât inkiĢâfı lezzet ve haz duymuĢtur.”328

TaĢköprülü‟nün ifadelerinden Molla Gürânî‟nin Ģehzâde hocalığına Manisa‟da baĢladığı anlaĢılmaktadır. Ancak Ġnalcık ve Oğuz tarafından yayımlanan

Gazavât-ı Sultan Murad adlı eserin sonundaki Mahmud PaĢa Menâkıbnâme‟sinde;

Hristiyan asıllı zeki bir genç olan Mammud PaĢa‟nın Edirne sarayındaki hocasının Molla Gürânî olduğu anlatılmaktadır. Gazavât‟daki ifadelerin bir kısmını burada nakledeceğiz: “Ammâ ol zaman Hazret-i Monla Gürânî Sultan Mehemmed‟in hocası

idi. PadiĢah hocaya emr edüp buyurdu kim, bu oğlan Ġlm-i Ġncil‟de ziyade mehâreti vardır. Dilerim ki, Furkan-ı muhyîden daha ta‟lîm edesin deyü buyrulmağın Hoca dahi emir PadiĢahın deyüp Mahmud‟a bir hücre tayin olunup okuyup yazmağa meĢgul oldu. Amma iki yıl tamam çalıĢup Allah emrile iki yılın içinde ulûm-i Furkan‟dan daha funûna lahik oldu. Günlerden bir gün PadiĢah, hocaya Mahmud‟un ahvalinden sual edicek, Hoca cevap verüp eyidür kim, PadiĢahım Mahmûd henüz oldu ve eyle anlarım ki Ģimdi ana mânend var ise de azdır” diyerek,

Mahmud PaĢa‟nın eğitiminin tamamladığını ve imtihana hazır olduğunu belirtmiĢtir.

326

TaĢköprülü, ġekâik, s. 51-52; Mecdî Efendi, ġekâik Tercümesi, s. 102-103.

327 Bkz. Yıldız, a.g.e., s. 54.

328 Ünver, A. Süheyl, “Ġlim ve Sanat Tarihimizde Fatih Sultan Mehmet”, Türkler, (ed. Hasan Celal

Mahmud PaĢa, Molla Gürânî‟nin kontrolündeki iki yıllık sürede güzel bir Ģekilde eğitilmiĢ ve girdiği imtihanı baĢarıyla geçmiĢtir.329

Gazavât‟ta anlatılan ifadelere göre, Mahmud PaĢa Edirne sarayındaki iki

yıllık eğitimine Ģehzâde Mehmed ile beraber Gürânî‟nin yanında baĢlamıĢtır. Her ne kadar TaĢköprülü Gürânî‟nin Ģehzâde hocalığına Manisa‟da baĢladığını söylese de, bu bilgiler Gürânî‟nin ġehzâde Mehmed‟in hocalığına Manisa sancağına çıkmadan önce Edirne sarayında baĢladığını göstermektedir. Ayrıca Mahmut PaĢa‟nın eğitiminin iki yıl sürmesinden Gürânî‟nin sarayda Ģehzâde hocası olarak baĢladığı müderrislik görevine uzun bir süre devam ettiği anlaĢılmaktadır.

Gürânî‟nin saraydaki müderrislik görevine uzun bir süre devam ettiği yönündeki mülâhazaları Eflak ve Boğdan‟dan rehine olarak getirilen Vlad TepeĢ ve kardeĢi Radu ile ilgili verilen bilgiler de teyid etmektedir. Kaynaklarda Eflak ve Boğdan‟dan rehine olarak getirilen Vlad TepeĢ ve kardeĢi Radu‟nun II. Murat‟ın sarayında ġehzâde Mehmed ile birlikte Molla Gürânî‟den ders aldıkları nakledilmektedir.330 Vlad TepeĢ ve kardeĢi Radu, 1442‟de rehin olarak Osmanlı sarayına getirilmiĢ ve sırasıyla Kütahya Eğriöz kalesi, Tokat ve Edirne Sarayında bulunmuĢlardır. Vlad TepeĢ 1448, kardeĢi Radu‟da 1462 yılına kadar Osmanlı topraklarında kalmıĢlardır.331

Vlad TepeĢ‟in Osmanlılarda kaldığı tarihleri dikkate alınca onun Edirne sarayında Molla Gürânî‟den eğitim aldığı dönemin 1442 - 1448 arasındaki bir tarihte olduğu söylenebilir.

Hristiyan asıllı Mahmut PaĢa‟nın ve Eflak ve Boğdan‟dan getirilen Vlad TepeĢ ve kardeĢi Radu gibi rehinelerin saraydaki eğitimlerinde hoca olarak Gürânî‟nin ismine yer verilmesi, onun saraydaki önemli müderrislerden biri

329

Ġnalcık, Halil ve Oğuz, Mevlûd, Gazavât-ı Sultân Murâd Ġbn Mehemmed Hân Ġzladi ve Varna

SavaĢları (1443-1444) Üzerinde Anonim Gazavâtnâme, TTK., Ankara, 1978, s. 74. Yukarıda Mahmut

PaĢa Menâkıbnâme‟sinin baĢ tarafında Kassâbzâde Mahmud Bey‟le ilgili bir takım haberler nakledilmiĢtir. Ġnalcık, Kassâbzâde Mahmut Bey hakkındaki bu haberlerin Mahmut PaĢa

Menâkıbnâme‟sindeki Sadrazam Mahmud PaĢa ile karıĢtırıldığına dikkat çekmiĢtir. Ġnalcık ve Oğuz, Gazavât, s. VIII; Bkz. Ġnalcık, Fatih Devri, s. 71 (dipnotta). Kassâbzâde Mahmud Bey, II. Mehmed

Manisa sancağına çıktığında onun yanında lala olarak bulunmuĢ, Çandarlı taraftarı bir kiĢidir. Bkz. Ġnalcık ve Oğuz, Gazavât, s. 79 (not, 2) Yukarıda kendisiyle ilgili bazı haberler naklettiğimiz Mahmud PaĢa, II. Mehmed‟e ders arkadaĢlığı yapan ve ileride Sadrazam olan Mahmut PaĢa‟dır.

330 Sözen, Zeynep, “Osmanlı Kültürünün Eflak ve Boğdan‟ın YaĢamına Etkisi”, Türkler, (ed. Hasan

Celal Güzel vd.), Ankara, 2002, XII, 16.

olduğunu göstermektedir. Bu da ġehzâde Mehmed‟in 847/1443 baharında Manisa sancağına giderken Molla Gürânî‟nin Edirne‟de kaldığı yönünde bir ihtimali akla getirmektedir.

Sultan II. Murat Ģehzâde Mehmed‟i 847/1443‟de Kassâbzâde Mahmut PaĢa ve NiĢancı Ġbrahim Beyler‟le beraber Manisa sancağına göndermiĢ fakat çok geçmeden 1444 ilkbaharında yanına almıĢ ve Karamanoğlu üzerine düzenlediği seferden sonra Ağustos ayında II. Mehmed‟i tahta çıkarıp Molla Hüsrev‟i (885/1480) de kazasker olarak tayin etmiĢtir.332

1444‟den 1446‟ya kadar iç ve dıĢ siyasetteki bazı sorunlardan dolayı II. Murat Edirne‟ye gelerek birkaç defa idâreyi eline almıĢ fakat kesin olarak 1446 Ağustos‟unda ikinci defa tahta çıkmıĢ ve II. Mehmed‟i de tekrar Manisa‟ya göndermiĢtir.333

ġehzâde Mehmed‟in 1446-1451 tarihleri arasındaki ikinci dönem sancak beyliği döneminde Molla Gürânî‟nin onun yanında mı Edirne‟de mi bulunduğu hususunda açık ve net bir tarihi bilgi bulunmamaktadır. Bununla beraber II. Murat‟ın 1446‟da ikinci defa tahta çıktığı zaman, Kazasker Molla Hüsrev‟in Ģehzâde ile beraber Manisa‟ya döndüğü hususunda bazı rivayetler vardır.334 ġayet Molla Hüsrev Ģehzâde ile beraber Manisa‟ya gitmiĢse, Molla Gürânî‟nin Manisa‟da bulunmuĢ olması ihtimali zayıftır. Ġnalcık 850/1446 tarihli II. Murat‟a ait bir vâsiyetnâmenin kazasker sıfatıyla Molla Hüsrev tarafından tasdik olunmasına dayanarak Ģehzâde Mehmed‟in Manisa‟ya dönerken Molla Hüsrev‟in mevkiini muhafaza ettiğini belirtmiĢtir.335

Ayrıca 852-854/1448-1450 tarihleri arasındaki bazı vakıf kayıtlarında da Edirne kadısı olarak Molla Hüsrev‟in tasdikleri bulunmaktadır. Vakıf kayıtlarındaki bu tarihler, ġehzâde Mehmed Manisa sancağına çıktığında Molla Hüsrev‟in Edirne‟de kaldığını göstermektedir.336

Molla Hüsrev‟in Edirne‟de kalmıĢ olması öte yandan Sultan II. Mehmed‟in 1451‟de tahta çıktığı zaman Molla Gürânî‟yi Kazasker olarak tayin etmesi, onun

332

UzunçarĢılı, Osmanlı Tarihi, I, 428-430. Molla Hüsrev‟in Kazasker olarak tayini için bkz. NeĢrî,

Cihannümâ, II, 646-647.

333 Ġnalcık, Fatih Devri, s. 101, 102, 104.

334 Bkz. Ġnalcık, Fatih Devri, s. 103 (dipnotta). Bkz. TaĢköprülü, ġekâik, 70. 335

Ġnalcık, Fatih Devri, s. 103.

336 Molla Hüsrev‟in Edirne Kadısı olarak tasdikleri için bkz. Gökbilgin, M. Tayyib, XV. ve XVI. Asırlarda Edirne ve PaĢa Livası Vakıflar – Mülkler – Mukataalar, 2. bs. Ġstanbul, 2007, s. 266, 279.

1446-1451 yılları arasında Manisa‟da Ģehzâde ile beraber olduğu yönünde bir düĢünce uyandırmaktadır.337

ġu an itibariyle elimizde bunu destekleyen bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak ġehzâde Mehmed‟in tahta çıkınca hocasına kazaskerlik görevini tevcih etmesi, Edirne‟de kalmıĢ olsa bile Gürânî‟nin Ģehzâde ile samîmî diyaloglarının devam ettiğinin açık bir göstergesidir.338

c. Kazaskerlik ve Bursa Kadılığı

ġehzâde II. Mehmed, babası II. Murad‟ın vefatı üzerine 16 Muharrem 855/18 ġubat 1451 tahta oturmuĢtur. Sultan II. Mehmed, ilk cülûsundan sonra 1446‟da tahttan uzaklaĢtırılmasına sebeb olan bazı vezirleri azlederek onların yerine kendisiyle beraber hareket eden devlet adamlarını atamıĢtır.339

Ġdârî görevlerdeki bu değiĢikler sırasında 855/1451 tarihinde Molla Gürânî kazasker olarak tayin edilmiĢtir.340

Molla Gürânî‟nin kazaskerliğe atanmasını TaĢköprülü Ģöyle anlatmıĢtır: “Fatih 1451‟de tahta çıktığında Gürânî‟ye vezirlik teklif etmiĢti. Fakat Gürânî: “Kapınızdaki hizmetçiler ve kullarınız, bir gün vezir olabilmek için hizmet ediyorlar. Kendilerinden baĢkası vezir olursa, gönülleri kırılır ve bu sebeble saltanatız sarsılır” diyerek bu teklifi kabul etmemiĢtir. Bu defa Sultan II. Mehmed hocasının bu gerekçesini yerinde bularak ona kazaskerlik teklif etmiĢ, Molla Gürânî de bu görevi kabul etmiĢtir.”341

1451 yılında kazaskerlik görevine baĢlayan Molla Gürânî bu tarihten itibaren Ġstanbul‟un fethiyle ilgili hazırlık çalıĢmalarına bilfiil iĢtirak etmiĢ, fetih karĢıtı Çandarlı Halil ve taraftarlarına karĢı fethin destekçisi olarak sultanın yanında yer almıĢtır. Özellikle Ġstanbul‟un muhasarası baĢladıktan sonra 20 Nisan‟da Venedik gemilerinin Türk gemilerini mağlup ederek Haliç‟e girmesi Bizans tarafında sevinç, Türk askeri arasında da ümitsizliğe yol açmıĢtır. Genç sultan bu durum karĢısında

337

ġehzâde Mehmed, 1446‟da Manisa‟ya dönerken özellikle Çandarlı Halil PaĢa baĢta olmak üzere bazı vezirlere karĢı kırgın ayrılmıĢ ve bunların bir kısmını tahta çıkınca bir kısmını da Ġstanbul‟un fethinden sonra görevden almıĢtır. Bkz. Ġnalcık, Fatih Devri, s. 112, 133.

338 ġehzâde II. Mehmed1446‟da ayrıldığı Edirne‟ye bazı savaĢlara katılmak için birkaç defa gelmiĢ

gitmiĢtir. Ġnalcık, Fatih Devri, s. 107. Kaynaklarda bu geliĢ gidiĢlerde Gürânî‟nin Ģehzâdenin yanında bulunduğuna dair bilgi verilmemiĢtir.

339 Ġnalcık, Fatih Devri, s. 112.

340 Bkz. Müstakimzâde, Devhatü‟l-MeĢâyih, s. 10; Ahmed Refik Bey, Ġlmiyye Sâlnâmesi, s. 334. 341 TaĢköprülü, ġekâik, s. 52. Bkz. Ahmed Refik Bey, Ġlmiyye Sâlnâmesi, s. 334.

dîvan üyelerini toplamıĢ burada fetih karĢıtı olan Çandarlı ve taraftarları muhasaranın kaldırılması yönünde çaba sarf etmiĢler, ancak muhasaranın baĢından beri sultanın yanında olan Zaganos PaĢa‟yla beraber AkĢemseddin ve sultanın hocası Molla Gürânî, muhasaranın devamı kararında sultanı desteklemiĢler ve savaĢ azmini yenilemeye muvaffak olmuĢlardır. Bu toplantıdan sonra AkĢemseddin ve Molla Gürânî ordunun arasında teĢcî edici sözleriyle askerin cesaretini artırmıĢlardır. Sonuçta 29 Mayıs 1453‟de Ġstanbul fethedilmiĢ ve fetihten bir gün sonra fetih karĢıtı olan Çandarlı Halil PaĢa tevkif edilerek, Bizans‟dan rüĢvet aldığı iddiasıyla idam edilmiĢtir.342

Fatih Sultan Mehmed, merkezî otoriteyi kuvvetlendirmek için fetihten sonraki birkaç yıl içerisinde idâri kadrolarda ciddî değiĢiklikler yapmıĢtır. Hatta Çandarlı‟dan sonra vezîrazamığa getirdiği Zaganos PaĢa‟yı fetihte büyük payı olmasına rağmen azlederek sürgüne göndermiĢ, Molla Gürânî‟yi de bir bahaneyle kazaskerlik görevinden uzaklaĢtırma yoluna gitmiĢtir.343 TaĢköprülü‟nün verdiği bilgilere göre, Molla Gürânî kazaskerliği sırasında müderrislik ve kadılık görevlerine ehliyetli kimseleri atamakta fakat tayin ve terfîlerde sultanla istiĢâre etmemektedir. Gürânî‟nin bu davranıĢını yadırgayan sultan, hocasını doğrudan görevden almaktan çekinmemiĢtir. Sultan durumu vezirleriyle istiĢâre ettikten sonra Gürânî‟ye: “Dedelerimin Bursa‟daki vakıflarının dirlik ve düzenin bozulduğunu iĢittim. Bunun bir an önce düzeltilmesi gerekmektedir” der. Molla Gürâni de: “Emir buyurursanız ben oraları ıslah ederim” der. Sultan: “Bu iĢ uzun zaman ister” diyerek Gürânî‟yi kazaskerlikten azledip, Bursa kadılığı ve oradaki vakıfların idâresi ile görevlendirmiĢtir.344

Fatih‟in vezirler arasında yaptığı ve hocası Molla Gürânî‟ye de yansıyan idari kadrolardaki değiĢikliklerde iki sebeb üzerinde durulmaktadır. Bunlardan birincisi Çandarlı Halil PaĢa‟nın idamından sonra asker ve halk arasında yaĢlı vezirin hazin sonundan dolayı bir hüzün ortaya çıkmıĢtır. Bu düĢüncenin ortadan kaldırılması için

342 Ġnalcık, Fatih Devri, s. 127-128, 133. Ayrıca Fatih‟in Ġstanbul‟a girdiği sırada yanında bulunan

ulemâ ve meĢâyıh arasında Molla Gürânî‟nin de bulunduğu nakledilmektedir. Bkz. Ayverdi, Ekrem Hakkı, “Fâtih”, Türkler, (ed. Hasan Celal Güzel vd.), Ankara, 2002, IX, 344.

343 Ġnalcık, “Mehmed II”, ĠA, VIII, 511, 512. 344 TaĢköprülü, ġekâik, s. 52.

de Fatih üst düzey bazı vezirleri görevden almıĢtır. Gürânî de askeri ve idari mahkemin en tepesindeki kiĢi olarak görevinden uzaklaĢtırılmıĢtır.

Ġkincisi de fetihten sonra merkeziyetçi bir yönetim tarzını yerleĢtirmeye çalıĢan Sultan Mehmed, bütün devlet yetkilerini elinde toplamıĢ ve iktidara karĢı koyan ve koyabilecek bütün unsurları ortadan kaldırmıĢtır. Bu yeni politikanın yürürlüğe konulmasıyla, Ġstanbul‟un fethinde Sultan Mehmed‟e destek olan Zaganos PaĢa baĢta olmak üzere bazı vezirler fetihten birkaç yıl sonra görevden alınmıĢtır.345

Gürânî‟nin görevden alınması konusunda Ġnalcık, ikinci ihtimali daha kuvvetli bulmakta ve bazı atamalarda mutlak otoriteyi benimseyen Fatih‟e danıĢmadığı için Gürânî‟nin kazaskerlikten uzaklaĢtırıldığını söylemektedir.346

Doğrusu, Mısır‟dan tanıdığımız kadarıyla Gürânî, pervasız ve boyun eğmeyen bir kiĢiliğe sahiptir. Onun bu yapısı Ġstanbul‟un fethinin ilk yıllarında izlenen siyaset anlayıĢı ile uyuĢmadığı için Fatih, çeĢitli bahanelerle bir süreliğine hocasını yanından uzaklaĢtırmak istemiĢ olabilir.

Gürânî‟nin kazaskerlikten uzaklaĢtırılarak Bursa kadılığına tayin edilmesi ve bu görevinden de azl edilmesinin tarihleri kesin olarak bilinmemektedir. Ancak dönemin tarihçilerinden NeĢrî, Gürânî‟nin kazaskerlikten azlini Ģöyle anlatmaktadır: “...Hünkar anın-çün gelip Sivrice Hisar‟ı feth edip bunca malı dahi feth etti. Andan kalelerin mesalihin görüp yine devletle Edirne‟ye gelip Gürânî‟yi kazaskerlikten azl edip, Mecdüddin‟i347 kazasker edip, Mahmud PaĢa‟yı da vezir edindi.... ol kıĢı Edirne‟de geçirdi.”348

NeĢrî‟nin naklettiği, Sivrice Hisar‟ın fethi ve akabinde padiĢah‟ın Edirne‟ye dönüĢü 858/1454 senesindedir.349

Bu yılın kıĢında II. Sırbistan seferine hazırlandığı

belirtilen Fatih, Sivrice Hisar seferinden Edirne‟ye dönüĢünde Gürânî‟yi

345 Ġnalcık, Halil, “Osmanlı Tarihinde Dönemler”, Osmanlı Uygarlığı (yayına haz. Halil Ġnalcık ve

Günsel Renda), I –II, Ġstanbul, 2003, I, 87.

346

Ġnalcık, “Osmanlı Tarihinde Dönemler”, Osmanlı Uygarlığı, I, 87.

347 Kaynaklarda Molla Mecdüddin hakkında kayda değer bilgi verilmemiĢtir. Yalnızca NeĢrî‟nin

naklettiği bilginin benzeri nakledilmiĢtir. Bkz. TaĢköprülü, ġekâik, s. 55; Hoca Sâdeddin, a.g.e., V, 80.

348 NeĢrî, Cihannümâ, II, 716-717; Bkz. Hoca Sâdeddin, a.g.e., III, 5. 349

Tansel, Selâhattin, Osmanlı Kaynaklarına Göre Fatih Sultan Mehmed‟in Siyasî ve Askerî Faaliyeti,