• Sonuç bulunamadı

1.1.7. Ekonomik Krizi Çözüm Yolları: İstikrar Politikaları

1.1.7.2. Ekonomik İstikrar Politikaları

1.1.7.2.1. Ortodoks İstikrar Politikaları

İstikrar programları içsel ya da dışsal sebeplerle ekonomide bozulan arz- talep dengesini yeniden kurmayı ve bunun yansıması olarak ortaya çıkan ekonomik problemleri çözmeyi hedeflediği için, programların içerdiği politikalar talep yönlü ve arz yönlü politikalar olmak üzere iki grup altında incelenmektedir. Bu politikalar ekonomik istikrarın talebi kısıtlayarak mı yoksa arzı genişleterek mi sağlanacağı yönünde ayrılır.

Talep yönlü politikalar fazla talep baskısını nihai talep baskısını nihai talebi azaltarak düşürmeye çalışırlar. Bu politikalar geleneksel makro ekonomik politikalar sayılan sıkı maliye, para ve kredi politikalarından oluşmaktadır. Ana hedef nihai talep düzeyini kontrol altına almaktır. Arz yönlü politikalar ise reel mal ve hizmet hacmini arttırmayı hedeflemektedir. Arz yönlü politikalar çok çeşitli olmakla birlikte genel olarak iki grupta incelenebilir; 1- üretim araçlarını daha etkin bir biçimde

kullanıp kapasite kullanımını arttırarak üretim seviyesini arttırmayı amaçlayan politikalar; uygulanan fiyat ve kur politikalarının monopollerin, vergi ve sübvansiyon politikalarının, ticaret kısıtlarının ekonomide yarattığı bozulmayı düzeltmeyi amaçlarlar. 2- yeni kapasite oluşturarak ve uzun dönem tam kapasite- üretim dengesini, toplam talep genişlemesini de kontrol ederek kurmayı amaçlayan politikalar; yatırım tasarruf teşviklerini, eğitim ve teknolojik gelişmeyi içermektedirler71. Kesin bir çizgiyle ayırmak mümkün olmamakla birlikte, arz ve talep yönlü politikalar arasındaki en önemli fark, arz yönlü politikaların çoğunlukla mikro ekonomik özellikler taşıması ve sektörel öncelikleri dikkate alması, talep yönlü politikaların ise makroekonomik karaktere sahip olmasıdır. Ayrıca arz yönlü politikaların talep yönlü politikalara göre daha uzun uygulama sürecine ihtiyacı vardır.

Ortodoks politikaların temelinde ekonomide var olan bütün aşırı talep yaratan unsurların azaltılması gerekliliği bulunmaktadır. Ortodoks politikaların uygulanmasında da vazgeçilmeyen koşul, iktisadi ajanların politikaların hedeflerine güveni yani kredibilitedir72. Ortodoks politikaların özünde sıkı maliye ve para politikaları yatmaktadır. Uygulamada fiyatlar serbest bırakılırken kamu harcamalarını kısıcı, vergi gelirlerini arttırıcı bir politika izlenmektedir. Ayrıca reel ücretlerin düşürülmesi aracılığıyla sert talep yönetimi uygulanır. Bu politikalarla fazla talebin ve böylece enflasyonun düşmesi beklenir. Ancak ekonominin daralması ile birlikte işsizlik durumu da ortaya çıkar. Ekonomi toplam talep azaltılarak dengeye getirilmeye çalışılmaktadır. Reel ücretlerdeki düşüş ve sert talep yönetimi ile toplam talepte oluşan azalma GSMH’ da daralma meydana getirmektedir73. Ancak Bu politikalar reel dengenin kurulmasında ve bütçe açığının kapatılmasında başarılı olmaktadır.

Ortodoks istikrar politikaları, IMF tarafından 1970’li yıllardan itibaren enflasyonla mücadele eden gelişmekte olan ülkelere edilen programdır. Bu

71http://ekutup.dpt.gov.tr/ekonomi/politika/bahcecis/istikra2.pdf ( Erişim: 21.11.2009) 72 Ömer Faruk ÇOLAK, ‘ Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı ve 2002 Yılı Bütçesi Üzerine

Gözlemler’, İşveren Dergisi, Kasım 2001,

http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=402&id=24 (Erişim: 25.11.2009)

programlara getirilen en büyük eleştiri kısa dönemli hedefler üzerine yoğunlaşmasıdır. 1970’li yıllardan sonra programda uzun vadeli önlemlere de yer verilmeye başlanmıştır.

Ortodoks modelde arzı arttırmaya yönelik politikalar üretim kapasitesini arttırıcı politikalar ve ekonomik etkinliği arttırıcı politikalar olarak başlıca iki grupta incelenebilir74.

™ Üretim Kapasitesini Arttırıcı Politikalar: Toplam arzın artması, teknolojik gelişmeyle beraber sermaye birikimiyle yakından ilgilidir. Sermaye birikimi gelişmekte olan ülkelerde tasarruf yetersizliği nedeniyle istenen boyuta ulaşamamaktadır. Bu ülkelerde tasarruf eğilimi, mali sektörün gelişmişlik düzeyi, faiz oranlarının serbest bırakılması ve ekonomik performans gibi unsurlara bağlıdır. Eğer iç ve dış tasarruflar faiz oranlarına karşı dolaylıysa mali tasarrufların getirisini arttıracak reformlar ( mevduatlar üzerinden alınan vergilerin azaltılması, para ve sermaye piyasalarının serbestleştirilmesi gibi) toplam tasarrufları çoğaltır. Faiz oranının dışında tasarruf eğilimini etkileyen diğer unsurlar içinde en önemlisi tasarrufları arttırma stratejisi ve hükümetin harcama politikasıdır. Tasarrufların artması üretim kapasitesini arttıran yatırımlara kaynak oluşturacağından yatırımlar da artar.

™ Ekonomik Etkinliği Arttırıcı Politikalar: Gelişmekte olan ülkelerde piyasalarda

monopollerin ve aksak rekabet koşullarının varlığı, kamu sektörünün izlediği fiyat politikaları ve fiyat kontrolleri, sübvansiyonlar, gümrük tarife kotaları, ithalat yasakları, sanayi kesimindeki idare, kontrol ve yasaklamalar gibi pek çok unsur vardır. Bunlar mal ve faktör piyasalarında çarpıklığa neden olmaktadır. Üretimde etkinliğin artması ve kaynak dağılımının iyileştirilmesi için üretim yapısındaki çarpıklıkların giderilmesi bazen işsizliğin artmasına ve toplumun genel refah düzeyinin azalmasına yol açar. Alınan önlemler piyasa etkinliğini arttıracağı için piyasa mekanizmaları yoluyla kaynak dağılımında iyileşme olacaktır.

1.1.7.2.2. Heterodoks İstikrar Politikaları

1950’li yıllardan 1980’li yılların ortalarına kadar gelişmekte olan ülkelerde özellikle Latin Amerika ülkelerinde uygulanan istikrar programları, Ortodoks İstikrar Programları olarak adlandırılmaktadır. Heterodoks istikrar programları, 1985 yılı ortalarında Ortodoks istikrar programlarının, uygulandığı ülkelerde başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle Ortodoks yaklaşıma alternatif olarak ortaya çıkmıştır75. Bu programlar Arjantin, Brezilya, Meksika ve İsrail gibi ülkelerin yüksek enflasyonla mücadele amacıyla kullanılıştır. Bu programların amacı üretim ve istihdam düzeyinde gerileme yaratmadan enflasyonu kısa bir sürede ani olarak aşağıya çekmektir. Sıkı para ve maliye politikasını içeren geleneksel ekonomi politikası araçlarının yanında gelirler politikasını da içerir.

Heterodoks istikrar programları ücret ve fiyat kontrollerini içeren gelir politikalarından oluşmaktadır. Heterodoks programları Ortodoks programlardan ayıran en önemli özellik, gelir politikalarının belirli bir süre içinde geçici olarak kullanılmasıdır. Heterodoks programların amacı, enflasyonu hızla ve kalıcı olarak düşürmektir76. Bu programlar genellikle yüksek kronik enflasyonun yaşandığı ekonomilerde tercih edilmektedir.

Heterodoks istikrar politikalarında, geçici bir toplumsal uzlaşma çerçevesinde ücret, faiz ve döviz kurunda artışlar dondurulmakta ve bir gelirler politikası uygulamaya konulmaktadır. Bu yaklaşımın amacı kısa zamanda hiperenflasyonu durdurmaktır. Bunun için hızlı şok politikalar uygulanmaktadır. Politikaların ilk döneminde ücret dondurulmalarına ve fiyat kontrollerine gidilmesi gereklidir. Heterodoks politikalar sıkı maliye politikalarını hedeflemektedirler. İkinci aşamada daha genişletici para politikalarına izin verilmektedir. Çünkü para arzı artışı ile enflasyon oranı arasında sıkı bir ilişki vardır. Bu politikalar sonucunda daha büyük bir büyüme oranı ve daha az işsizlik görülmektedir. Burada gelir politikalarının desteği ve bunun sonucunda yurt içi talebin canlılığı önemli rol oynamaktadır. Politikaların başarısı için ise mutlaka halkın bekleyişlerinin değişmesi

75http://sosyalbilimler.cu.edu.tr/tez/549/ekonomik%20istikrar ( Erişim: 25.11.2009) 76http://ekutup.dpt.gov.tr/ekonomi/politika/bahcecis/istikra2.pdf ( Erişim: 01.12.2009)