İNCELENMESİ
ARŞ. GÖR. NADİDE YILMAZ*, DOÇ. DR. İ. ELİF YETKİN ÖZDEMİR*
nadideylmz20@gmail.com, ozdemiry@hacettepe.edu.tr
Shulman (1986)’ın öğretmen bilgisinde önemli yapıtaşlarından biri olan pedagojik alan bilgisine dikkat çekmesiyle araştırmacılar bu bilginin neleri içermesi gerektiği üzerine yoğunlaşmışlar (An, Kulm, Wu, 2004;; Ball, Thames & Phelp, 2008;; Lee, 2006). Alan ve öğrenci bilgisi de pedagojik alan bilgisinin önemli bir bileşeni olarak tanımlanmıştır. Bu bilgi öğretmenlerin, öğrencilerin odaklanılan konuya ilişkin ön bilgilerinin neler olması gerektiği, zorlanacakları noktaların neler olabileceği ve nasıl düşüneceklerine ilişkin sahip olmaları gereken bilgiyi içermektedir (Ball, Thames & Phelp, 2008). Alan ve öğrenci bilgisine sahip olan öğretmenlerin planlama ve uygulamalarını daha etkili tasarlayabildikleri bilinmektedir (Kim, 2011). Bu kapsamda, istatistik gibi belirli bir alanın öğretimi için gerekli öğrenci bilgisinin tanımlanması ve incelenmesi önemlidir. Çünkü istatistik günlük yaşama ilişkin problem durumlarını (finansal kararlar, reklamlar, haberlerle ilgili) doğru bir şekilde analiz etme ve değerlendirmede önemli bir rol oynar (Schwartz, 2008). Bu çalışmada ortaokul matematik öğretmen adaylarının istatistiğe ilişkin alan ve öğrenci bilgilerinin ortaya çıkarılması hedeflenmiştir. Katılımcılar son sınıfta öğrenim gören altı öğretmen adayıdır. Öğretmen adaylarından alan ve öğrenci bilgilerini ortaya çıkarmaya yönelik on bir görevi tamamlamaları istenmiş ve sonrasında bireysel görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Veriler içerik analizine göre analiz edilmiştir. Öğretmen adayları sütun grafiğinin elemanlarına ilişkin öğrencilerin hatalı düşünüş biçimlerini açıklayabilmiş;; ancak ortanca kavramına ilişkin hatalarda öğrencilerin nasıl düşünmüş olabileceklerini anlamakta zorlanmışlardır. Ayrıca, daire grafiklerinin çizimi ve yorumlanması sürecinde öğrencilerin nasıl düşündüklerini anlamada ve yapabilecekleri muhtemel hataları öngörmekte zorlandıkları ortaya çıkmıştır. Öğrencilerin veriye uygun grafik türünü tayin ederken yaptıkları hataları değerlendirmede bazı eksikliklerinin olduğu belirlenmiştir. Benzer durum araştırma sorusu oluştururken öğrencilerin yapabilecekleri hataları öngörme sırasında da gözlenmiştir. Buna ek olarak veriler öğretmen adaylarının farklı yaklaşımlar kullanarak istatistiksel soruların cevaplanabileceğine ilişkin bilgilerinde eksikliklerinin olduğunu göstermiştir. Öğretmen adaylarının histogram ve sütun grafiğine ilişkin öğrencilerin yaptıkları hataları değerlendirmede zorlandıkları gözlenirken, yanlış yorumlara sebep olacak çizgi grafiklerine ilişkin öğrenci cevaplarını değerlendirmede nispeten daha başarılı olmuşlardır. Çalışmanın bulguları öğretmen adaylarına öğrencilerin düşünme biçimlerini anlama ve yaşayabilecekleri zorlukları öngörmelerini destekleyecek fırsatlar (örnek durum senaryoları, sınıf tartışmaları gibi) sunulması gerektiğini göstermektedir.
An, S., Kulm, G., & Wu, Z. (2004). The pedagogical Content Knowledge of Middle School, Mathematics Teachers in China and The U.S., Journal of Mathematics Teacher
Education, 7, 145-172
Ball, D. L., Thames, M. H. & Phelps, G. (2008). Content Knowledge for Teaching: What Makes It Special? Journal of Teacher Education. 59:5, 389- 407
Lee, K. (2006). Teachers’ Knowledge of Middle School Students’ Mathematical Thinking
in Algebra Word Problem solving, Doctoral Dissertation, Oregon State University,
Corvallis.
Kim, J., S. (2011). Preservice Teachers’ Knowledge of content and students in geometry, Doctoral Dissertation, Seoul National University, Georgia.
Schwartz, J. E. (2008). Elementary mathematics pedagogical content knowledge: Powerful ideas for teachers. Prentice Hall
Shulman, L,S. (1986). Those who understand: Knowledge growth in teaching,
Educational Researcher, 15, 4-14
Anahtar Kelimeler: ÖĞRETMEN ADAYLARI, ALAN VE ÖĞRENCİ BİLGİSİ,
İSTATİSTİK
İLKÖĞRETİM 5. SINIF ALAN ÖLÇME KONUSUNDA
ÖĞRENME AMAÇLI YAZMA ETKİNLİKLERİNİN
ÖĞRENCİLERİN AKADEMİK BAŞARISI ÜZERİNE ETKİSİ
DOÇ. DR. RECAİ AKKUŞ*, PELİN ÖZKAN*
piagora@yahoo.com, plnzkn@hotmail.com AMAÇ
Sınıf ortamında kullanılan temel dil becerilerinden en çok göz ardı edilen yazmadır. Yazma, bize öğrendiğimiz bir konu hakkında yeniden düşünme, düşüncelerini geliştirme ve yeni fikirler üretme olanağı sağlar. Kişinin kendisiyle baş başa kalıp özgürce düşünebildiği, bilgilerini organize edebildiği bir düşünme sürecidir. Yazmanın bu süreci öğrenmeyi destekler. Bu araştırmanın amacı 5. Sınıf alan ölçme konusunda öğrenme amaçlı yazma etkinliklerinin öğrencilerin akademik başarısına bir etkisi olup olmadığının incelenmesidir.
YÖNTEM
Bu araştırmada nicel ve nitel yöntemlerin birlikte kullanıldığı karma yöntem benimsenmiştir. Araştırmanın nicel boyutunda ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılmıştır. Nitel kısmında ise, öğrencilerin yazdıkları ödev ve günlükler içerik analizine tabii tutulmuştur. Araştırmaya, Bolu ilindeki bir İmam Hatip ortaokulunda bulunan 5.sınıf öğrencileri katılmıştır. Çalışma öncesinde, çoktan seçmeli 20 sorudan alan konusuna ilişkin başarı testi uygulanmıştır. Deney grubu (15 kız öğrenci) ve kontrol grubu (14 erkek öğrenci) sınıflarında genel olarak benzer şekillerde dersler işlenmiş (sunuş yolu ve grup tartışması ile desteklenmiş), ancak, deney grubu öğrencileri ders öncesi ve sonrasında işlenen konu ile ilgili yazma etkinlikleri yapmışlar ve günlük tutmuşlardır. Alan ölçme konusu 3 hafta toplam 15 saatlik dersle tamamlanmıştır. Bu sürede toplam 6 senaryo problemine cevap yazma ve 9 günlük yazma uygulaması gerçekleşmiştir.
Nicel veriler, örneklem büyüklüğü göz önünde bulundurularak, Mann-Whitney U ilişkisiz ölçümler iki grup karşılaştırma testine tabii tutulmuştur. Nitel veriler ise içerik analizine tabii tutulmuş olup öğrencilerin yazdıkları ortak temalar altında birleştirilmiştir. İki araştırmacı analiz sürecini birlikte yürütmüş ve bütün kodlamalarda fikir birliği sağlamışlardır.
BULGULAR
Betimsel istatistiklerde ön ve son başarı testi ortalamaları deney grubu için 34,667 (11,255) ve 56,667 (17,365) iken kontrol grubu için 31,786 (11,026) ve 31,786 (8,459) olarak bulunmuştur. Mann-Whitney U analizleri sonucunda ön-test puanlarında deney ve kontrol grupları arasında anlamlı bir fark bulunmazken (Z=0,598;; p<0,550) son-test puanlarında deney grubu lehine istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu görülmüştür (Z=3,711, p<0,000).
Öğrencilerin günlükleri analiz edildiğinde tekniksel, duyuşsal, kavramsal çıkarım ve üst bilişsel kategorileri oluşturulmuştur. Dersin işleyişine ilişkin görüşler (gruplara ayrıldık, tartıştık) tekniksel kategoriye girerken, dersin işlenişinden memnun olanların görüşleri (tartışma etkinliğinden zevk aldım, ders eğlenceliydi) duyuşsal kategori olarak kodlanmıştır. Bunların yanı sıra, öğrenciler kavramsal çıkarımlarda da bulunmuşlardır. Örneğin, alanın ne demek olduğu, ölçü biriminin özelliklerinden söz ettiklerinde kavramsal bağlantılar öne çıkmaktadır. Ayrıca öğrenciler daha önce alan ve alan ile ilgili temel kavramlar hakkında neler düşündüklerini ve ders sonrası tartışmalarda neler öğrendiklerini yazılı olarak ifade etmişlerdir. Bu karşılaştırmalar üstbiliş olarak ele alınmıştır.
Diğer taraftan, yazma yönergeleri dahilinde senaryolardan oluşan problem durumlarına
birimlerin eşit büyüklükte olmasına dikkat etmedikleri gözlemlenmiş olup, bu durum dersler sırasında her iki grupta da gündeme getirilip tartışılmıştır. Bu tartışmalar, bazı öğrencilerin ödevlerde dikkat çektiği fikirler (ölçme biriminin düzgün olması, ölçüm yaparken boşluk kalmaması) üzerine kurulmuştur. Dolayısıyla, yazma öğrencilerin kendi öğrenme süreçlerini gözlemlediği bir süreç olmasının yanı sıra öğretmen için de etkili bir değerlendirme ve dersi yeniden yapılandırma aracıdır.
Anahtar Kelimeler: ÖĞRENME AMAÇLI YAZMA, ALAN ÖLÇME, AKADEMİK BAŞARI