• Sonuç bulunamadı

A- Anonim Şirket Birleşmelerinde Şirket Değerlemesi

1. Genel Olarak Şirket Değerlemesi

Birleşmeye katılacak ortaklıkların değerlerinin tespiti, birleşmenin en önemli ve bir o kadar da değişken özelliğe sahip işlemidir. Zira her bir ortaklığa ait tespit edilen gerçek değerin, birleşmeye katılan ortaklıkların pay sayısına bölümüyle birleşmede kabul edilecek bir payın gerçek değeri tespit edilecek, ortaklıklara ait her bir payın gerçek değerinin birbirine oranlanmasıyla da değişim oranı bulunacaktır. Ardından bu değişim oranı sayesinde de, devreden şirket ortağına devralan veya yeni kurulan şirkette ne kadar oranda pay verileceği belirlenecektir.78 Yine değerleme sonucu ortaya çıkan değer üzerinde yapılacak oranlama ile birleşme oranı tespit edilerek, devralan şirkette ne kadar sermaye artırımı yapılacağı veya yeni kurulan ortaklığın kuruluş sermayesinin hangi miktarda tespit edileceği ortaya çıkarılacaktır.

Görüldüğü üzere birleşme işleminin en teknik ve en kritik işlemini şirketlerin değerlemesi oluşturmaktadır. Bu sebeple çalışmamızın bu kısmında anonim şirket birleşmelerindeki değerleme yöntemleri incelenecek, böylece değerlemelerde önem arz eden hususların neler olduğu, uygulanması gereken yöntemin nasıl belirleneceği, değerlemenin adil olmasından neyin anlaşılması gerektiği netleştirilerek, bu çerçevede olası tartışma doğuracak meselelere de değinilecektir.

Anonim şirket birleşmelerinde değerlemenin ne şekilde yapılacağı, değerleme yöntemlerinin neler olduğu, 6762 sayılı kanunda ve de TTK ‘da açık bir şekilde

77

Cevat SARIKAMIŞ, Şirket Birleşmeleri, Satın Almalar ve Yeniden Yapılandırma (“SARIKAMIŞ, Şirket Birleşmeleri”) , 1. Baskı İstanbul, 2003, s.149.

78

Nevzat AKBİLEK, Türk ve Avrupa Birliği Hukukunda Anonim Şirket Birleşmelerinde Pay Sahipliğinin Korunması,(“AKBİLEK, Pay Sahibinin Korunması”) 1. Baskı, Ankara, 2009, s.

düzenlenmemiş ve bu konu doktrin ve uygulamaya bırakılmıştır.79 Anonim şirket birleşmelerinde şirket değerlemesi konusuna ilişkin yeni kanunda bir hüküm bulunmamasına karşılık, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK)’nda ve Seri: I, No:31 sayılı Birleşme İşlemlerine İlişkin Esaslar Tebliğinde80 şirket değerlemesine ilişkin hükümler düzenlenmiştir.

Değerleme kavramından neyin anlaşılması gerektiğine dair mevzuatta yeterince bir düzenleme bulunmadığından ötürü, konuya ilişkin kapsayıcı bir tanımın yapılması da güçlük yaratmaktadır. Bu konuda doktrinde yapılan bir tanımda, VUK’nda yer verilen tanım temel alınmıştır. Buna göre değerleme, değişim oranının hesaplanmasında temel alınacak iktisadi değerlerin takdir ve tespitidir.81 Bir başka tanıma göre ise değerleme, bir ekonomik varlığın belirli bir süreyi kavrayan dönemde veya sonsuza kadar devam edecek gelecek dönemlerde sahibine sağlayacağı bugünkü faydanın tespit edilmesidir.82

Değerlemenin tanımına ek olarak değerlemenin ne şekilde yapılacağı ve değerleme yöntemlerinin neler olduğu da TTK’da belirtilmemiştir. Birleşme işlemlerinde taraflardan en az birinin halka açık anonim ortaklık olması durumunda uygulanacak olan Birleşme Tebliği’nde ise, birleşme oranının hesaplanmasında kullanılacak yöntemler düzenlenmiş ve yöntemin belirlenmesi hususunda taraflar, kısmen serbest bırakılmıştır. Tebliğde yöntemlerin neler

79

AKBİLEK, Pay Sahibinin Korunması s. 169 orada dn 46. TTK’da bu konuya ilişkin yalnızca 202. maddenin 2. fıkrasında hissenin değerlemesine ilişkin bir düzenleme bulunmaktadır. Söz konusu fıkraya göre : “Hâkimiyetin uygulanması ile gerçekleştirilen ve bağlı şirket bakımından

açıkça anlaşılabilir haklı bir sebebi bulunmayan, birleşme, bölünme, tür değiştirme, fesih, menkul kıymet çıkarılması ve önemli esas sözleşme değişikliği gibi işlemlerde, genel kurul kararına red oyu verip tutanağa geçirten veya yönetim kurulunun bu ve benzeri konulardaki kararlarına yazılı olarak itiraz eden pay sahipleri; hâkim teşebbüsten, zararlarının tazminini veya paylarının varsa en az borsa değeriyle, böyle bir değer bulunmuyorsa veya borsa değeri hakkaniyete uygun düşmüyorsa, gerçek değerle veya genel kabul gören bir yönteme göre belirlenecek bir değerle satın alınmasını mahkemeden isteyebilirler. Değer belirlenirken mahkeme kararına en yakın tarihteki veriler esas alınır.” Söz konusu düzenlemede yalnızca hisse değerlemesi esas

alındığından genel şirket değerleme yöntemlerine ilişkin madde herhangi bir düzenleme içermemektedir.

80

Çalışmamızın devamında Birleşme Tebliği olarak anılacaktır.

81

AKBİLEK, Pay Sahibinin Korunması s. 169. Yazar VK m.258’de yer alan vergi matrahının hesaplanmasına esas teşkil eden kıymet takdiri tanımından hareket etmiştir.

82

olabileceği açıkça belirtilmemekle birlikte özkaynak yönteminin uygulanması

halinde sadece bu yönteme göre, özkaynak yöntemi dışında bir yöntemin uygulanması halinde ise hem özkaynak yöntemi hem de seçilen diğer yönteme göre hesaplanacak birleşme oranlarına, değiştirme oranlarına ve birleşme sonrası sermaye tutarına bilirkişi raporunda yer verilmesi gerektiği

düzenlenmiştir. Bu sebeple özkaynak yönteminin her hâlükârda kullanılması zorunlu olduğundan değerleme yönteminin belirlenmesi açısından birleşme tarafları kısmen serbest bırakılmışlardır.

Anonim şirket birleşmelerinde değerlemenin yapılmasında yetkinin kime ait olduğunu hususunun incelenmesinde de fayda bulunmaktadır. TTK m. 146 çerçevesinde değerleme yöntemlerinin ve bu yöntemler sonucu ortaya çıkan veriler birleşme sözleşmesinde bulunması zorunlu tutulmuş ve ayrıca TTK m. 147’de ise, düzenlenen ve yönetim organları tarafından hazırlanan birleşme raporunda, şirket paylarının değişim oranı, değişim oranının belirlenmesi

yönünden payların değerlemesine ilişkin özellikler, devralan şirket tarafından yapılacak artırımın miktarı gibi verilere yer verilmesi gerektiği düzenlenmiştir.

Bu hükümlere ek olarak TTK m. 148/II e bendinde, değişim oranının

belirlenmesine yönelik payların değerlemesine ilişkin özelliklerin neler olduğunun

da birleşme raporunda belirtilmesi zorunlu tutulmuştur. Tüm bu hükümler ışığında anlaşılacağı üzere kanun koyucu tarafından, değerleme yönteminin seçimi ve kontrolü konusunda yetki, birleşme raporunu hazırlayan ortaklıkların yönetim organlarına verilmiştir.

Durum bu olmakla birlikte, TTK nezdinde şirket değerlemelerinin kimin tarafından yapılması gerektiğine dair doğrudan bir hüküm düzenlenmemiştir. Bu sebeple, birleşmelerde temel rolün yönetim organlarına ait olduğu sonucu doğmuş olsa da, değerleme bakımından yönetim organlarının serbestçe hareket edebilecekleri yönünde yanlış bir izlenim oluşmamalıdır. Zira TTK m 148/I’de yönetim kurulu tarafından hazırlanan birleşme sözleşmesinin ve birleşme raporunun genel kurul onayından önce, TTK m. 400/IV uyarınca atanan işlem

denetçisi tarafından denetlenmesi zorunlu tutulmuştur. Dolayısıyla da değerlemenin sonuçları bakımından yönetim organının bağımsız işlem denetçisi tarafından denetlendiği ve bu sayede pay sahibinin korunduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede genel kurul öncesi, yönetim organları tarafından veya onların kontrolünde83 şirketlerin ayrı ayrı değerlemeleri yapılacak ve ardından da elde edilen veriler ışığında hazırlanan birleşme sözleşmesi ve birleşme raporu imzalanıp işlem denetçisinin denetime sunulacaktır.

2. Değerleme Yöntemlerine Konu Olan Çeşitli Değer Kalemleri ve