• Sonuç bulunamadı

3. ROMANLARIN YAPISAL ÇÖZÜMLEMESİ

5.2. Okuyucu Tipleri ve Katılımcıların Sınıflandırılması

Okuyucu tiplerine yönelik üç temel ayrımın varlığından söz edilebilir. Bunlardan ilki kurgu zeminine yönelik okuyucu ayrımıdır. Geniş bir literatüre dayalı çok çeşitli kavramlaştırmaların yer aldığı bu alanda U. Eco’nun ayrımı özetleyici

İşyeri Sahibi 17% Öğrenci 25% Öğretmen 17% Öğretim Görevlisi 8% Ücretli Çalışan 25% Uzman Psikolog 8% İşyeri Sahibi Öğrenci Öğretmen Öğretim Görevlisi Ücretli Çalışan Uzman Psikolog

176

olacaktır. Eco, temelde örnek okur ve amprik okur olarak iki okuyucu tipi belirler. “Örnek okur”, Eco’nun, Iser’ın The Act of Reading (1976) isimli kitabında oluşturduğu “örtük okur” kavramlaştırmasına paralel olarak geliştirdiği bir kavramdır. Güdelik yaşamda bir varlığı olan “amprik okur” kavramlaştırmasının karşısına yerleştirdiği terimi, Eco, “metnin yüzeyinde, tümceler ya da başka göstergeler biçiminde beliren metinsel talimatlar bütünü” olarak tanımlar (Eco, 2012: s. 30).

Bu çalışmada okuyucu tipleriyle kastedilen şey, bu anlamda amprik okur tipleridir. Bu noktada ise H. S. Daemmrich ve R. Bamberger’in geliştirdiği iki temel ayrım söz konusudur. Daemmrich, Literaturkritik in Theorie und Praxis (1974) isimli eserinde, bilgilenme peşinde olan, yaşantı ve deneyim peşinde olan iki tip ve estetik haz peşinde olan üçüncü bir tip okurun varlığından bahseder (Aktaran: Aytaç, 1999: s. 97). Bunların yapısal özellikleri isimlerinde içkindir.

Bamberger ise göre, okuma malzemelerinin özelliğini göz önüne alarak eserlerde büyüleyiciyi tercih eden romantik tip; her şeyden önce fantastik diye nitelendirilen kitapları reddetmesiyle tanınan gerçekçi tip; bilgilendiren malzemeleri seven ve nedensellik peşinde olan entelektüel tip ve kelimelerin seslerinden, ritminden ve kafiyesinden, özellikle de şiirden hoşlanan estetik tip olmak üzere dört okuyucu tipi üzerinde durmaktadır (Bamberger, 1990: s. 19).

Burada, açık bir şekilde görüleceği üzere, Daemmrich’in ayrımı metne yönelme biçimini dile getirmektedir; Bamberger’in ayrımı bir yöneliden ziyade daha çok metin türü tercihi niteliği taşıdığından, katılımcılar üzerinde yapılan buradaki sınıflandırmada Daemmrich’in tipolojisi baz alınmıştır. Tablo 14’te katılımcılarımızın görüşme metinlerinden yola çıkarak Daemmrich’in tipolojisene göre sınıflandırmasına ilişkin veriler yer almaktadır:

Katılımcı Tip Görüşme Metnindeki İfadeler

Şener Beşkardeş

Yaşantı ve deneyim peşinde olan okur

“İşte, kendi hayatımla

bütünleştiriyorum ya da ‘Ben olsam ne yapardım?’ diye düşünüyorum.” Ayşegül Yiğit

Yaşantı ve deneyim peşinde olan okur

“Profesyonel olarak yazmıyorum fakat okuduğum kitapların bazı yerlerini yaşamayı seviyorum.” Tablo 14: Katılımcıların Okuyuculuk Açısından Tipolojik Sınıflandırılması

177

Katılımcı Tip Görüşme Metnindeki İfadeler

Mehmet Açık Üçüncü tip okur

“Karakterin analizini yapmaya çalışıyorum. Nasıl bir insan, onun üzerinden biraz yazar hakkında fikir sahibi olmaya çalışıyorum.”

Elif Habacı Üçüncü tip okur

“Edebiyata katkıları yönünden sonra roman teknikleri farklı roman teknikleri var mı? Onları tanımak acısından.”

Kerem Toker Üçüncü tip okur

“Dostoyevski demiş ya; ‘Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.’ Ben benzerlik kurdum Dostoyevski’nin Yer Altından Notlar’la. Ordaki kahramanı da küçük bir insan, hatta insancıklar romanı da

Dostoyevski’nin öyledir. Yokluk çeken, küçük şeylerle mutlu olmasını bilen, geçim sıkıntısı çeken, hayatı pek belli olmayan insanları hayatını anlatır. Gogol’un Palto’sundaki insan da yine sıradan insandır ve Rus romanlarında da ben genellikle bunu görüyorum. Özellikle 1880’li

yıllardaki koşulları gereği olabilir. Sürekli bir yokluk var mesela. Çok fazla para geçer Rus romanlarında. Para imgesi çok yoğundur ve Türk romanlarında o kadar yoktur.”

Şahin Eren Karaman Bilgilenme peşinde olan okur

“Ne kadar çok kitap bilirsem o kadar çok satışa odaklı olabilirim, gelen insanlara daha çok bilgi verebilirim. Satıştan çok bilgi vermek daha önemli ve bu noktada da insanların içerikli kitaplar okuması gerektiğini düşünüyorum.”

Fatih Abacıoğlu Bilgilenme

peşinde olan okur

“Evet, genellikle bu yüzden bazen de işte mesleğimle ilgili işte konuları farklı bir şekilde nasıl ifade edebilirim sorusuna yönelik kendime cevaplar bulmaya çalışıyorum kitap okumayla ilgili.”

Selçuk Çelebi Bilgilenme

peşinde olan okur

“Her okuduğum kitaptan da kendimce bir şeyler öğrendiğimi düşünüyorum.”

Eyüphan Dağkuş Üçüncü tip okur

“Kitap bittikten sonra kendinizce fikir yürütüyorsunuz, yorumluyorsunuz. Burayı neden böyle yazmış falan?” Tablo 14: Katılımcıların Okuyuculuk Açısından Tipolojik Sınıflandırılması (Devam)

178

Katılımcı Tip Görüşme Metnindeki İfadeler

Bekir Bıçak

Yaşantı ve deneyim peşinde olan okur

“Daha çok o amaçla kullanıyorum. Yani, öyle çok aman bilimsel bilimsel bakayım diye bakmıyorum.”

Merve Akar

Yaşantı ve deneyim peşinde olan okur

“Mesela bu hani başkarakter kimse hani onun yerinde de görüyorum kendimi. Ben olsam ne yapardım diye. Hani atıyorum; “Kocasından dayak yiyen bir kadın varsa, yine de onu bırakmıyorsa bırakamıyorsa, ben ne yapardım acaba?” falan diye düşündüğüm oluyor.”

Sema Karabulut Gül

Yaşantı ve deneyim peşinde olan okur

“Okuduğum kitapları ya da öyküleri genelde dediğiniz gibi sinema perdesinde hayal ederek okuyorum aslında. Yani onları sadece yazı olarak okumuyorum. Benim kafamda renkleniyor, canlanıyor onlar. O yüzden biraz yavaş okuyorum belki de. Çünkü yaşayarak okumaya

çalışıyorum ya da bu şekilde bilinçsiz olarak yapıyorum. Bilmiyorum ama daha çok böyle okuduğum kitapları sonrasında film izlemiş gibi zihnimde canlandırıyorum.”

Tablo 14: Katılımcıların Okuyuculuk Açısından Tipolojik Sınıflandırılması (Devam)

Tablo 14’te katılımcının ismi, dahil olduğu okuyucu tipi ve bunu düşünmemize neden olan görüşme metni ifadesi yer almaktadır. Katılmcıların sınıfsal olarak oranlaması ise Grafik 12’de yapılmaktadır:

Grafik 12: Örneklemin Okuyucu Tiplerine Göre Dağlımı

Bilgilenme peşinde olan okur 25% Üçüncü tip okur 33% Yaşantı ve deneyim peşinde olan okur 42%

179

Grafik 12’de açık bir şekilde görüldüğü üzere, katılımcıların yüzde kırk ikisi yaşantı ve deneyim peşinde olan, yüzde otuz üçü estekik haz peşinde olan ve yüzde yirmi beşi ise bilgilenme peşinde olan okurlardan oluşmaktadır. Oranlar arasındaki bu farklılık romanların metinsel özelliklerinden ileri gelmektedir. Bununla birlikte, herhangi bir okuyucu tipi konusunda bir eksiklik olmadığının altını çizmek gerekmektedir. Toplamda beş kişilik bir örneklem grubunun yeterli olduğu teamülen kabul edilen derinlemesine görüşme tekniğine göre gerçekleştirilmiş olan araştırmada, her okuyucu tipinden en az üç katılımcı mevcuttur ve bu sayının asgari düzeyin çok üstünde olduğunun altı çizilmelidir.