• Sonuç bulunamadı

Eğitim yönetimi, eğitim hizmetlerinin oluşmasında önemli bir fonksiyona sahiptir (Aslanargun, 2007). Yönetimin eğitime uygulanmasıyla eğitim yönetimi meydana gelirken, eğitim yönetiminin okula uygulanmasıyla da okul yönetimi meydana gelmektedir (Bursalıoğlu, 2015). Okul yönetimi, eğitsel amaçlara ulaşılması amacıyla okulun sahip olduğu maddi kaynaklar ve çalışanların işe koşulması süreçlerini içine alan yönetsel bir faaliyettir. Bu açıdan genel yönetim düşüncesinin dar bir alana uygulanmasını ifade etmektedir (Özdemir, 2016).

Okullar önceden belirlenen eğitsel davranışları öğrencilere planlı bir şekilde kazandırmayı amaçlayan örgütlerdir. Eğitim sisteminin amaçlarına etkili şekilde ulaşması okulun etkili yönetilmesine bağlıdır. Bu nedenle okul yönetiminin elindeki kaynaklara göre doğru planlama yapması, insan ve madde gücünü örgütleyerek eşgüdümlemesi, çalışanların sağlıklı iletişim kurması ve bunların denetlenmesi gerekir (Başaran ve Çınkır, 2013). Bu görevlerin yerine getirilerek okulların yönetilmesinde okul yöneticilerinin sorumluluğu önemlidir.

Yönetim, örgütsel amaçları gerçekleştirmek için insan ve madde kaynaklarının koordinasyonunun sağlanması sürecidir. Okul yönetimi de okuldaki insan ve madde kaynaklarının örgütlenmesini ifade etmektedir (Polat ve Küçük, 2012). Bu anlamda okullarda farklı görevleri yerine getiren bireyleri ortak amaçlar çerçevesinde bir araya getirebilmek amacıyla okullarda yönetime ve yöneticilere ihtiyaç duyulmuştur ve

halen de duyulmaktadır (Ada ve Ercoşkun, 2009). Okul yöneticilerinin temel görevi, okulun amaçlarına ulaşılması için gerekli olan kaynakları sağlayarak yönetim süreçleri ve işlevleri üzerine yoğunlaşmaktır (Baran, 2015).

Okul yönetiminin misyonu, bulunduğu eğitim kademesinin amaçlarını gerçekleştirmeye dönük olarak, eğitim programları, işgören, öğrenci, genel hizmetler gibi işleri etkili şekilde yönetmektir. Bunu sağlayabilmek amacıyla okulun yönetsel yapısını etkin bir yönetim süreci ile çalıştırarak örgütsel amaçları, planlanan biçimde gerçekleştirebilmek için yönetsel işlevleri yerine getirmeye çalışırlar. Bu yönetsel işlevlerin yerine getirilmesinde yöneticinin sahip olduğu deneyim ve yönetim anlayışı, örgütün yapılanması, işgörenin mesleki gelişim düzeyi, maddi kaynaklar ve teknoloji gibi faktörler etkilidir (Akçay ve Başar, 2004). Ayrıca okullar kâr amacı güden örgütler olmadığından yönetim işleri toplumsal yarar gözetilerek yapılmaktadır. Ancak son yıllarda devlet kaynaklarının yanı sıra özel kaynakların da eğitim sistemi içerisine dâhil olduğu görülmektedir (Karakul, 2016).

Küreselleşme, teknolojik gelişmeler ve artan nüfusa bağlı olarak eğitim talebinin artması gibi faktörler eğitim yöneticilerinin geleneksel yönetim becerilerine yenilerini eklemesini gerektirmektedir. Klasik yönetim anlayışı olarak ortaya çıkan planlama, örgütleme gibi yönetim süreçleri, insan ilişkileri yaklaşımları, modern ve post-modern yönetim kuramlarının etkisiyle tekrar yorumlanarak örgüt ortamlarında yerini almaya devam etmektedir. Bu açıdan örgüt ve yönetim bilimindeki gelişmeler okulları da etkilemekte, okul yöneticilerinin toplumsal taleplere cevap verebilmek için bu gelişmeleri takip etmesi gerekmektedir (Aslanargun ve Bozkurt, 2012). Yönetim anlayışlarının değişmesiyle okul yöneticilerinin rolleri de değişime uğramış, farklı yönetim becerileri kazanmalarını zorunlu kılmıştır (Uğurlu, 2016). Bu çerçevede okul yöneticilerinin rolleri 1960’lardan 2000’li yıllara kadar program yöneticisi, eğitimsel lider ve dönüşümcü lider olarak tanımlanmıştır (Vandenberghe, 1995, Akt. Uslu, 2013). Okul yöneticiliğinin rolü yöneticilikten vizyoner liderlik, öğretim liderliği, yönetişim gibi farklı rollere doğru geçiş göstermektedir (Gündüz ve Balyer, 2013; Uğurlu, 2016). Ancak ülkemizde yönetici yetiştirme programları öğretimden ziyade yönetsel konuları içine almaktadır (Korkmaz, 2005).

Okul yöneticilerinin görevleri çalışanların motivasyonunu artırma, okulun çevresiyle iletişim geliştirme, öğretmenlerin mesleki gelişimlerini sağlama ve performanslarını değerlendirme, öğrencilerin eğitimsel ve öğretimsel gelişimlerini sağlama ve başarıyı artırma gibi çok farklı alanlara yayıldığı görülmektedir (Nsw Det 2005, Akt. Balyer ve Gündüz, 2011). Bu açıdan okul yöneticilerinin eğitim yönetimi bağlamında örgüt kültürü ve iklimi, motivasyon, iletişim, çatışma yönetimi, işbirliği ve takım çalışması, denetim, performans yönetimi, farklılık yönetimi, yerinden yönetim ve planlama, kalite yönetimi, birey ve grup davranışı, medya yönetimi ve liderlik gibi alanlarda bilgi birikimine sahip olması gerektiği vurgulanmaktadır (Cemaloğlu, 2005; Korkmaz, 2005; Özmantar ve Sincar, 2017; Özmen ve Batmaz, 2006). Bu bağlamda dünyadaki değişme ve gelişmelere okulların uyum sağlayabilmesinde en büyük sorumluluk okul yöneticilerinde bulunmaktadır.

Okul yönetimi, okulun amaçlarını gerçekleştirmek için başkalarıyla birlikte işbirliği içinde çalışma sürecidir. Okul müdürleri, okulların gelişim ve iyileştirme sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu açıdan başarılı okul müdürlerinin, etkili liderlik özellikleri gösterme, iyi iletişim kurma, grup etkinliğini sağlayabilme, öğretmenlere öğretimsel rehberlik yapma, örgütleme ve plânlama gibi görevleri yapması beklenmektedir (Turan, Yıldırım ve Aydoğdu, 2012). Eğitim örgütleri sahip oldukları işlevler doğrultusunda bireylerin ve toplumun ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla sürekli bir gelişim içinde bulunmaktadırlar. Bu gelişimi sağlayabilmek için örgütsel işleyiş, yapı ve süreçlerinde değişiklikler gerçekleştirmektedirler (Terzi, 2011). Bu bakımdan okul yöneticileri, okulun geleceğini planlayan ve değişim çabalarını yönlendiren kişiler olmaları nedeniyle okulun etkililiği bakımından önemli konumdadırlar (Garies ve Tschannen-Moran, 2005, Akt. Ağaoğlu vd., 2012). Yapılan çalışmalar etkili bir yönetimin olduğu okullarda öğrenci öğrenmesinin daha yüksek olduğuna işaret etmektedir (Özmen ve Batmaz, 2006).

Okul yönetimi, hedeflenen başarıya ulaşabilmek için yönetim süreçlerini uyumlu şekilde çalıştırmalıdır. Yönetim süreçleri, yöneticilerin okulda yürüttükleri tüm faaliyetleri kapsamaktadır (Polat ve Küçük, 2012). Bu çerçevede yöneticilerin, yönetim süreçleri kapsamında planlamaları yapmaları, bu planların uygulanması

sırasında öğretmenler ve diğer çalışanlarla etkili iletişim ve eşgüdüm sağlamaları ve planlara uygun şekilde faaliyetlerin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesini sağlamaları okulu amaçlarına ulaştırmada önemli bir role sahiptir. Bu süreçlerin birinde yaşanılacak bir sorunun diğer süreçleri de olumsuz etkilemesi muhtemeldir (Büte ve Balcı, 2010).

Örgütler açısından bakıldığında eğitim sisteminin üretim yerleri olan okulların yönetimi ayrı bir önem taşımaktadır. Okulun yönetim yapısında okul müdürü, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı olmak üzere üç yöneticiden söz edilebilir. Okulun yönetim sorumluluğu büyük oranda okul müdürüne ait olmakla birlikte yardımcılarıyla iyi bir takım oluşturarak yönetim sorumluluğunu paylaşması yönetimin etkililiğini artırmak açısından önemlidir. Okul yöneticisi örgütün gerçekleştireceği faaliyetlere yönelik işlevleri gerçekleştirmeye çalışır. Bu faaliyetlerin istenilen nitelikte gerçekleşmesi için yönetim süreçlerini başarıyla uygulaması beklenir (Zencirci, 2013). Bu bağlamda Fayol’a (1917) göre yönetim konusundaki eğitimin, ilköğretimden başlayarak yüksekokullara kadar öğretilmesi ve yüksekokullarda en geniş şekilde incelenmesi gerekmektedir (Şengül, 2007).

Eğitim sisteminin belirli bir düzen içinde işlemesi ve yaşamını sürdürmesinde hukuk sisteminin önemli payı bulunmaktadır. Türk eğitim sisteminin hukuksal dayanakları kapsamına anayasa, uluslararası antlaşmalar, yasalar (kanun), kanun hükmünde kararnameler (KHK), tüzük ve yönetmelikler girmektedir (Erdoğan, 2016). Türk eğitim sistemiyle ilgili yapılan bazı hukuksal düzenlemeler içerisinde anayasanın 10, 24 ve 42. maddesi, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu bulunmaktadır.

Okullar diğer örgütlerden farklı olarak öğretmen, öğrenci, veli ve çalışanlar gibi farklı rollerdeki paydaşların yer aldığı bir örgüttür (Gedikoğlu, 1997). Bu nedenle okul yöneticilerinin görevlerini etkili şekilde yapabilmeleri için örgüt ve yönetim bilgisinin yanı sıra insan ilişkileri konusunda da bazı becerilere sahip olması gerekmektedir (Ağdelen ve Ağdelen, 2007; Peker ve Selçuk, 2011). Yönetici, belirsizlikleri azaltan, farklı kişi ve gruplar arasında birlik sağlayan, çatışmaları

yöneten, yapı ve süreçleri düzenleyen, örgüt kültürü oluşturmaya çalışan kişidir. Bunları bazen tek yetkili olarak, bazen de farklı kişi ve grupları dâhil ederek yapar (Öztaş, 2017).

Farklı ülkelerde okul müdürlerinin yetiştirilmelerini inceleyen Balyer ve Gündüz (2011), müdürlerin genellikle öğretmenlikten gelmelerinin koşul olarak arandığını, ülkemizde de “meslekte esas olan öğretmenliktir” anlayışından dolayı yönetici yetiştirme konusuna önem verilmediğini belirtmektedir. Eğitim yöneticiliğinin bir uzmanlık alanı olarak kabul edilerek kişilerin bu doğrultuda yetiştirilmemesi ve yöneticiliğin tecrübe kazanılarak öğrenilebilecek bir iş olarak algılanmasının önüne geçilmesi gerekmektedir (Özmantar ve Sincar, 2017). Cemaloğlu (2005), ise “meslekte esas olan öğretmenliktir” anlayışının nitelikli okul yöneticisi yetiştirme önünde bir engel teşkil etmediğini, kurum dışından okul yöneticisinin seçilmesi durumunda ortaya çıkabilecek olumsuz gelişmelere dikkat edilmesi gerektiğini ifade etmektedir.

Okul yöneticisi yetiştirme politikalarına gereken önemin verilmemesi, okul yöneticiliğinin bir meslek olarak kabul edilmemesi, okul yöneticisi eğitim programının olmaması ve okul yöneticilerine yönelik hizmet içi eğitim eksikliği bu alandaki problemlerin temel kaynağı olarak görülmektedir (Recepoğlu ve Kılınç, 2014). Bu noktada uzmanlık eğitimi almadan, deneyim ve kıdem kriterlerine göre yöneticilik görevi üstlenen kişilerin, eğitim ve okul yönetimi için sahip olması gereken bilgi birikiminin zamanla oluşacağı kabul edilmelidir. Ancak bu durum zaman ve emek bakımından oldukça pahalı bir süreç anlamına gelmektedir (Özmantar ve Sincar, 2017).

Örgütlerin yaşamlarını devam ettirebilmesi için, yöneticilerin örgütlerini başarılı şekilde yönetebilmeleri gerekir. Bu da yönetici konumunda olanların bazı yeterliklere sahip olmasını gerektirir (Taş, 2002). Eğitim sistemi içindeki okulların öğrencilere istenen yönde davranışlar kazandırma görevini yerine getirebilmesi için etkili bir yönetim sürecinin oluşturulması gerekmektedir (Başaran ve Çınkır, 2013). Sonuç itibariyle okul yöneticisi örgütün en başında bulunan lider olarak okulun amaçlarına ulaşmasını sağlayacak faaliyetleri yürütme sorumluluğunu üstlenmektedir.

Bunu başarabilmesi için yönetim süreçleri kapsamında bazı yeterliklere sahip olması gerekmektedir.