• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL ÇERÇEVE

2.5. Alan Yazın Taraması

2.5.4. Okul öncesi eğitiminde öğretmen öz-yeterliği ile ilgili ulusal çalışmalar

olarak çocuklarını takip edebilmeleri gibi birçok açıdan ne kadar önemli olduğu saptanmıştır. Bu bağlamda öğretmenlerin aile katılımı çalışmalarını gerçekleştirebilme konusunda kendilerinin öz-yeterlik inançlarının gelişmiş olması gerekmektedir. Okul öncesi öğretmenlerinin öz-yeterliği ile ilgili çalışmalar literatürde mevcuttur. Fakat okul öncesi öğretmen öz-yeterliği alanında yapılan çalışmalar genellikle matematik, fen bilgisi, akademik ve sosyal duygusal gelişimlerine yönelik öz-yeterlik alanlarına yöneliktir (Akbaş ve Çelikkaleli, 2006). Çalışmaların geneline bakıldığında okul

48

öncesi alanında öz-yeterlik inançları üzerine yapılan çalışmaların çoğunluğu öğretmen adayları ile gerçekleştirilmiştir (Örn: Ateş, 2015; Alaçam, 2015; Biber, 2018). Öğretmen ve öğretmen adaylarının belli bir alan ile ilgili öz-yeterlik inançlarını belirlemeye yönelik pek çok çalışmaya rastlanılmaktadır. Türkeç-Aktaş (2012) çalışmaları kapsamında okul öncesi öğretmenlerinin yeterlik düzeylerini incelemiştir. Nicel yöntem ile gerçekleştirdiği çalışmasında ölçme aracında yer alan alt boyutlar ışığında öğretmenlerin yeterliklerini belirlemeye çalışmıştır. Araştırmadan elde edilen verilerin analizi sonucunda öğretmenlerin meslektaşları ile iş birliği yapabilme yeterliğinde kendilerini alt düzeyde görürlerken, öğrenme sürecini planlamada kendilerini yeterli gördükleri sonucunu elde etmiştir. Okulöncesi öğretmen adaylarının, özel alan yeterliliklerine ilişkin gerçekleştirilen bir araştırmada (Kök, Çiftçi ve Ayık, 2011) öğretmen adaylarının yedi özel alan yeterliliklerini tespit etmeyi amaçlamıştır. Araştırma sonuçlarına göre öğretmen adaylarının gelişim alanları ile ilgili yeterliklerinin çok yüksek ortalamaya sahip olduğu tespit edilirken, aileler ile iletişim, aile katılımı ve aile eğitimi boyutlarının çok düşük bir ortalamaya sahip olduğu belirlenmiştir. Literatürde okul öncesi öğretmen ve öğretmen adaylarının öz- yeterliklerini birlikte inceleyen çalışmalara da rastlanılmıştır. Şenol-Ulu (2012) çalışmasında okul öncesi öğretmen adayları ile okul öncesi öğretmenlerinin öğretmenlik mesleğine yönelik öz-yeterlik inançlarını karşılaştırmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre ise öğretmenlerin öz-yeterlik inançlarının daha yüksek olduğunu tespit etmiştir. Bir başka araştırmada ise Kesgin, (2006) okul öncesi öğretmenlerinin problem çözme becerileri ile öz-yeterlik inançları arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Nicel yöntem ile gerçekleştirilen çalışmada öz-yeterlik inanç düzeyi ortalamanın üzerinde yer alan öğretmenlerin daha fazla olduğu belirlenmiştir. Araştırmanın bir diğer sonucu ise öz-yeterlik inançlarının artması ile öğretmenlerin kendine güvenerek, düşünerek, değerlendirerek ayrıca planlı yaklaşımı kullanarak süreci ilerletme eğilimlerinin arttığı tespit edilmiştir ve bu bağlamda da öğretmenlerin öz-yeterlik düzeyleri ile problem çözme becerileri arasında anlamlı düzeyde fark bulunmuştur. Öğretmenlerin aylık gelir, eğitim düzeyi, hizmet yılı gibi demografik değişkenlerinin ise öz-yeterlik inancını ve problem çözme becerilerini etkilemediği saptanmıştır. Yeşilyurt (2013) araştırmasını öğretmen adaylarının öz-yeterlilik algıları üzerine gerçekleştirmiştir. Araştırma sonucunda öğretmen adaylarının öz-yeterlik algılarının istenilen seviyede olduğu saptansa da ölçeğe vermiş oldukları cevapların neticesinde

49

algı düzeylerinin çok üst seviyede olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca öğretmen adaylarının cinsiyet, öğretmen olarak görev yapma-yapmama ve öğrenim görülen program türü bağımsız değişkenlerinin öz-yeterlik algı düzeylerini etkilediği fakat akademik başarı notu değişkeni açısından ise anlamlı bir fark olmadığı tespit edilmiştir. Literatürde aile katılımına yönelik öz-yeterlik inançlarını inceleyen çalışmalar oldukça sınırlıdır. Literatürde yer alan araştırmaların çoğunluğu da öğretmen adayları ile gerçekleştirilmiştir. Ateş(2015) çalışmasında okul öncesi öğretmen adaylarının aile katılım çalışmalarına ilişkin öz-yeterlik inanç düzeylerinin orta düzeyde olduğunu tespit etmiştir. Ayrıca öğretmen adaylarının öz-yeterlik inançlarına ilişkin algıladıkları faktörlerin dışsal faktörler ve kişisel faktörler olarak ayrıldığı sonuçlarını elde etmiştir. Alaçam (2015) da öğretmen adayları ile bir çalışma gerçekleştirmiştir. Çalışması kapsamında öz-yeterlik inançlarının genel öz-yeterlik inançları ve aile katılımına yönelik bariyer algıları ile ilişkisini araştırmıştır. Bu bağlamda araştırma sonucunda öğretmen adaylarının genel öz-yeterlik inançlarının orta düzeyde olduğunu tespit ederken aile katılımına yönelik yüksek öz-yeterlik inancı ve bariyer algılarına sahip olduğu sonuçlarına ulaşmıştır. Öğretmen adaylarının aile katılımına yönelik öz-yeterlik inançları yüksek çıksa da aile katılımı uygulamalarına ilişkin becerileri orta düzeyde değerlendirdikleri tespit edilmiştir.

Arslan ve Çolakoğlu (2019) öğretmen adaylarının öz-yeterlik inancı kaynaklarını belirlemeye çalışmışlardır. Nicel yöntem kullandıkları araştırmalarının sonucunda performans başarıları, dolaylı yaşantılar, duygusal durum gibi kaynakların öğretmen adaylarının mesleğe ilişkin öz yeterlik inançları ile tutumlarının ve öz-yeterlik inancı kaynaklarını arttırdığını tespit etmişlerdir. Biber (2018) gerçekleştirdiği çalışmada sınıf öğretmenliği ve okul öncesi öğretmen adayları ile çalışmıştır. Araştırma kapsamında öğretmen adaylarının aile katılımına ilişkin öz-yeterlik inançlarını belirlemeyi amaçlamıştır. Elde edilen bulgulara göre öğretmen adaylarının çok düşük bir sonuç ile yalnızca% 15'inin öz-yeterlik inanç düzeyi yüksek bulunmuştur. Ayrıca aile katılımına yönelik akademik faaliyetlere katılma durumları değişkenine göre bölüm türünün anlamlı farklılaşmaya yol açtığı tespit edilmiştir.

Öğretmen ve öğretmen adaylarının aile katılımı alanında öz-yeterlik inançlarını belirlemenin ve elde edilen sonuçlara göre öneriler sunabilmenin literatür açısından büyük önem arz ettiği söylenebilir. Yüksek öz-yeterliğe sahip olarak mezun olan öğretmen adayları göreve başladıklarında yeni atılımlar yapmakta ve farklı bakış

50

açılarını hayata geçirmekte kendilerine güveneceklerdir. Düşük öz-yeterliğe sahip olarak göreve başlayan öğretmen adayları ise çocukların yararına adım atmakta, aile ile iletişim kurmakta ve eğitim sürecini yönetmekte kendilerinde yeterli güveni bulamayacaklardır. Bu sebeple aile katılımı ve öz-yeterlik alanlarını bir arada incelemenin ve araştırmaları genişletmenin hem öğretmenler hem de aileler açısından yol gösterici olacağı söylenebilir. Literatür kapsamında gerçekleştirilecek