• Sonuç bulunamadı

Okuduğunu Anlama Becerisi İle İlgili Araştırmalar

2.12. Okuduğunu Anlama

2.13.2 Okuduğunu Anlama Becerisi İle İlgili Araştırmalar

Yaman (1999) tarafından yapılan “Birleştirilmiş kubaşık okuma ve kompozisyon tekniğinin temel eğitim beşinci sınıf öğrencilerinin Türkçe dersinde okuduğunu ve dinlediğini anlamaya yönelik akademik başarıları ile Türkçe dersine ilişkin tutumları üzerindeki etkisi” adlı araştırmada 5. sınıf öğrencileri ile Türkçe dersinde okuduğunu anlama ve dinlediğini anlama başarılarının arttırmada deney grubuna birleştirilmiş işbirlikli okuma ve kompozisyon uygulanmıştır. Kontrol grubunda ise geleneksel yöntem uygulanarak iki grup arasında akademik başarı ve Türkçe dersine ilişkin tutumlar arasında anlamlı farkların olup olmadığına bakılmıştır. 5. sınıf öğrencilerinden 81 öğrenci ile yapılan araştırma sonuçlarına göre, birleştirilmiş işbirlikli okuma ve kompozisyon tekniği okuduğunu ve dinlediğini anlama ve tutum açısından geleneksel yönteme göre daha etkili olduğu belirlenmiştir.

Güngör Kılıç (2004) yaptığı “İşbirlikli öğrenme, okuduğunu anlama, strateji kullanımı ve tutum” isimli çalışmada, ilköğretim öğrencilerinin okuduğunu anlama başarısı ile okuduğunu anlama başarıları üzerindeki etkilerinin cinsiyet ile ilişkilerini okumaya yönelik tutumlarında işbirlikli öğrenme tekniklerinden “birlikte öğrenme” ve geleneksel yöntemin etkilerini araştırmayı amaçlamıştır. 6. Sınıf öğrencilerinin Türkçe dersindeki okuduğunu anlama başarıları, okuduğunu anlama stratejileri ve okumaya yönelik tutumlarında geleneksel yönteme göre daha etkili olduğu saptanmıştır. Okuduğunu anlamadaki cinsiyete dayalı farklılıkları işbirlikli öğrenmen ile ortadan kalktığı görülmüştür.

“Öğrenme Stratejilerinin Okuduğunu Anlama ve Yazma Becerileri İle Türkçe Dersine İlişkin Tutumlara Etkisi” adlı çalışmada Belet (2005), 5. Sınıf öğrencilerinden 43 öğrenci ile çalıştığı araştırmada deney grubu öğrencilerinde Türkçe dersi öğrenme stratejilerinden not alma, özetleme ve kavram haritalarından yararlanılmıştır. Kontrol grubundaki öğrenciler ile geleneksel yöntemle okuduğunu anlama ve yazma becerileri işlenmiştir.

66

Sınıf içi etkinliklere katılımları yüksek olan deney grubunun Türkçe dersine ilişkin tutumları ile geleneksel yöntem kullanılan kontrol grubu arasında deney grubu lehine anlamlı fark olduğu gözlenmiştir.

Canan Aslan (2006) araştırmasında “Yazınsal nitelikli çocuk kitaplarının çocuğun okuduğunu anlama ve yazılı anlatım becerilerine etkisi”nin olup olmadığını belirlemeyi amaçlamıştır. Araştırma boyunca temelinde yazınsal nitelikli çocuk kitapları kullanılarak okuduğunu anlama ve yazılı anlatım becerileriyle ilgili denenceler test edilmiştir. Ankara Mamak ilçesin Tuzluçayır İlköğretim Okulu 6.sınıf Türkçe derslerinde deney ve kontrol grubu olarak iki grupla yapılan çalışma sonucunda yazınsal nitelikli çocuk kitaplarına göre oluşturulmuş Türkçe öğretimi programının; öğrencilere kompozisyon (yazılı anlatım) yetisini oluşturmada, geleneksel yöntemden daha etkili olduğu belirlenmiştir.

Kovacıoğlu (2006) tarafından gerçekleştirilen “İlköğretim ikinci sınıflarda aile çevresi ve çocuğun okumaya karşı tutumu ile okuduğunu anlama becerisi arasındaki ilişkiler” isimli araştırmada ilköğretim ikinci sınıfta okuyan öğrencilerin okuduğunu anlama becerisine aile ve çevrenin etkisini belirleyerek okuma tutumları ile okuduğunu anlama düzeyleri arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı amaçlamaktadır. 2.sınıf öğrencileriyle gerçekleşen araştırma sonucuna göre öğrencilerin okumaya yönelik tutumu ve okuduğunu anlama düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Öğrencilerin okuma alışkanlıkları ve ilgileri okuduğunu anlamayı olumlu yönde etkilediği görülmüştür.

Toraman (2006) yaptığı “Öğrenci merkezli öğretim uygulamalarında yer alan ve almayan farklı başarı amaç yönelimli öğrencilerin okuduğunu anlama becerilerinin karşılaştırılması” adlı araştırmada, dördüncü sınıf öğrencilerinin “Okuduğunu anlama gücü”nü ölçen PIRLS ve OKAT başarılarında, yeni ilköğretim programının yapıldığı ve yapılmadığı okullardaki başarı farkını araştırmayı amaçlamıştır. 104 Öğrenci ile yapılan merkezli öğretim deneme uygulamasının öğrencilerin okuduğunu anlama başarısında etkili olmadığı belirlenmiştir. Ünal (2006) tarafından yapılan “İlköğretim öğrencilerinin eleştirel okuma becerileri ile okuduğunu anlama ve okumaya ilişkin tutumları arasındaki ilişki” adlı araştırmada 5.sınıf öğrencilerinin eleştirel okuma beceri düzeyleri ile okumaya ilişkin tutumları ve okuduğunu anlama düzeyleri arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. 5.sınıf öğrenciyle gerçekleşen 1012 öğrenci ile yapılan araştırmada okumaya ilişkin tutum ile eleştirel okuma becerisi arasında yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Eleştirel okuma becerileri ile sözcüklerin anlamını bilme düzeyi, cümlelerin ilettikleri yargıları

67

belirleyebilme düzeyi, paragraflardaki düşünceleri belirleyebilme düzeyleri, okuduğunu anlama toplam düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.

Karakuş (2006) “Çocuk edebiyatı ürünlerinin okuma gelişimine etkisi” adlı çalışmasında Ankara’nın Kızılcahamam ilçesindeki farklı sosyoekonomik çevrelerdeki dokuz ilköğretim okulundan 360 öğrencinin karşılaştıkları çocuk edebiyatı metinlerinin okuma yetisine etkisini araştırmıştır. Öğrencilere “Bilgi Toplama Anketi” uygulanarak öğrencilerin sosyoekonomik durumları, çalışma ortamları ve okuma becerilerine ilişkin veriler elde edilerek, öğrencilerin okuma becerileri ile okuduklarını anlama başarıları arasındaki ilişki; karşılaştıkları çocuk edebiyatı metinlerinin okuma becerilerine etkisi değerlendirilmiştir. Araştırmada çocuk edebiyatı metinleri ve okuma becerisi arasındaki ilişkinin belirlenmesi için altı metin kullanılmıştır. Birinci gruptaki parçalarda çocukların yaş gruplarına, anlama ve anlatma becerilerine yönelik metinlere dikkat edilmezken öbür gruptaki parçalarda çocukların yaş gruplarına, anlama ve anlatma becerilerine uygun parçalar seçilmiştir. Birinci grup metinlerdeki öğrencilerin okuduğunu anlama puanlarının genel başarı ortalaması % 46 iken ikinci grup metinlerdeki öğrencilerin okuduğunu anlama puanlarının genel başarı ortalaması %80 olduğu görülmüştür. Yapılan analizlerde öğrencilerin cinsiyetleri, sosyoekonomik düzeyleri ve çalışma ortamlarının okuma yetilerinde anlamlı farklılıklar olduğu belirlenmiştir. Araştırmanın sonunda “Çocuk edebiyatı ürünlerinin okuma gelişimine etkisi” değerlendirilip araştırmada ulaşılan bulgular ışığında önerilerde bulunulmuştur.

Kaya (2006) “İlköğretim dördüncü sınıf Türkçe dersinde bazı öğrenme stratejilerinin tutum ve okuduğunu anlamaya etkisi” isimli araştırmasında deneysel yöntem kullanarak ilköğretim dördüncü sınıf Türkçe dersinde, bazı öğrenme stratejilerinin, geleneksel yöntemin okuduğunu anlama ve Türkçe dersine karşı tutumuna etkisini araştırmayı amaçlamıştır. Çalışma ön test-son test kontrol gruplu deneme modelinde yapılmıştır. Yansız olarak seçilen deney ve kontrol grupları ile yapılan araştırmada, deney grubuna bazı öğrenme stratejilerinin uygulanırken, kontrol grubuna geleneksel yöntem uygulanmıştır. Elde edilen verilere göre, Türkçe dersinde okuduğunu anlamaya yönelik bazı öğrenme stratejilerinin okuduğunu anlamaya etkisine bakılmıştır. Analiz yapılırken bağımsız gruplar t testi, kay-kare analizinden yararlanılmıştır. SPSS paket programı ile çözümlenen veriler sonucunda deney grubuyla kontrol grubu arasında bazı öğrenme stratejilerinin uygulandığı deney grubu lehine anlamlı fark oluşurken, tutumlarında bir fark oluşmamıştır.

68

Karatay (2007) tarafından yapılan “İlköğretim Türkçe öğretmeni adaylarının okuduğunu anlama becerileri üzerine alan araştırması” isimli çalışmasında Türkçe öğretmeni adayları 4.sınıf öğrencilerinden oluşan 350 kişilik bir grubun okuduğunu anlama başarısı ve okuma stratejilerini kullanma seviyeleri ne bakılmıştır. Çalışmanın sonunda kız adayların okuduğunu anlamada öyküleyici metin ve şiirde erkek adaylara göre daha başarılı iken bilgilendirici metinlerde erkek adayların daha başarılı olduğu görülmektedir.

Çiftçi & Temizyürek (2008) İlköğretim 5.sınıf öğrencilerinin okuduğunu anlama becerilerinin ölçülmesi adlı makalesinde ilköğretim beşinci sınıf öğrencilerinin, Türkçe Öğretimi Programı’ndaki okuduğunu anlamayla ilgili kazanımlara toplu olarak, sosyoekonomik durumlarına ve cinsiyetlerine göre durumları incelenmiştir. Öğrencilerin kazanımlara ulaşma düzeylerini belirlemek için okuduğunu anlamayla ilgili kazanımlardan 34’ü için her kazanıma yönelik dört soru hazırlanmıştır. Araştırma sonucunda, sosyoekonomik düzeyde başarı sıralaması üst sosyoekonomik, orta sosyoekonomik ve alt sosyoekonomik düzey şeklinde iken cinsiyet değerlendirmelerinde kız öğrenciler erkek öğrencilere göre daha başarılı olduğu görülmüştür.

Demirci (2008) “Okuma becerisini ses temelli cümle yöntemi ile kazanan ilköğretim okulu ikinci ve üçüncü sınıf öğrencilerinin okuduğunu anlama, okuma hızı ve okumada doğruluk düzeyleri” araştırmasında okuma becerisini ses temelli cümle yöntemiyle kazanan ilköğretim okulu ikinci ve üçüncü sınıf öğrencilerinin okuduğunu anlama, okuma hızı ve okumada doğruluk düzeylerini saptamayı amaçlamıştır. Bununla birlikte öğrencilerin okuma becerisi düzeyinin cinsiyet, anne babanın eğitim durumuna, anne babanın çalışma durumuna ve anne babanın mesleğine göre değişip değişmediği de ortaya konmuştur. Araştırmadaki probleme ilişkin veriler, araştırmacı tarafından hazırlanan, okuduğunu anlama düzeyine ilişkin geliştirilmiş okuduğunu anlama testi, okumada doğruluk düzeyini saptamak için okuma parçası, okumada hız düzeyini belirlemek için kısa metin ve ailenin eğitim düzeyi, çalışma durumu ile ilgili verileri elde etmek için hazırlanan formdan sağlanmıştır. Araştırma verileri çözümlemede; düzeyleri belirlemek için aritmetik ortalama, frekans ve yüzde yöntemleri; okuma becerileri düzeyinin cinsiyet, ailenin eğitim, gelir durumu farklılıklarına göre değişip değişmediğini ortaya koymak içinde anova ve post–hocScheffe testi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; okuma becerisini ses temelli cümle yöntemi ile kazanan ilköğretim okulu ikinci ve üçüncü sınıf öğrencilerinin doğru okuma düzeyleri; yüksek düzeyde, okuduğunu anlama düzeyleri; ortalama düzeyde; ancak okuma hızı orta düzeyin altında olduğu sonucuna

69

ulaşılmıştır. Öğrencilerin okuma becerisi düzeyi; cinsiyet, anne – babanın eğitim seviyesi ve ailenin gelir durumuna göre değişmemektedir.

Kaya (2008) “Öğrencilerin okuduğunu anlamalarının çözümleme yöntemi ve ses temelli cümle yöntemine göre karşılaştırılması” isimli araştırmasında dördüncü sınıf öğrencilerinin Çözümleme Yöntemi ve Ses Temelli Cümle Yöntemine göre okuduklarını anlamaları karşılaştırılmıştır. Tarama modelindeki araştırmada tesadüfi olarak üç farklı sosyoekonomik düzeyde sınıf seçilerek, dördüncü sınıf öğrencileriyle çalışılmıştır. Araştırma verileri araştırmacının geliştirdiği “Okuduğunu Anlama Testi” ile sağlanmıştır. Verilerin çözümlenmesinde ortalama, standart sapma, t-testi, tek yönlü varyans analizi ANOVA ve Scheffe testi kullanılmıştır. Araştırma sonunda; Çözümleme Yöntemi ile veya Ses Temelli Cümle Yöntemi ile okuma yazma öğrenen öğrencilerin okuduğunu anlamaları arasında farklılık olmadığı, kız ve erkek öğrencilerin okuduğunu anlamaları arasında farklılık olmadığı belirlenmiştir. Araştırma bulgularına göre Ses Temelli Cümle Yöntemi ve Çözümleme Yöntemiyle okuma yazma öğrenen kız öğrencilerin ve erkek öğrencilerin okuduğunu anlamaları birbirine göre farklılık göstermezken öğrencilerin okuduğunu anlamaları sosyoekonomik seviyelerine göre farklılık gösterdiği, sosyoekonomik seviyesi artan öğrencilerin okuduğunu anlamalarının yüksek olduğu saptanmıştır. Sosyoekonomik seviyesi üst düzeydeki öğrenciler arasında Ses Temelli Cümle Yöntemiyle okuma yazma öğrenenlerle, Çözümleme Yöntemiyle okuma yazma öğrenen öğrencilerin okuduğunu anlamaları arasında farklılık bulunmaz iken, orta ve alt sosyoekonomik seviyelerdeki öğrencilerden Çözümleme Yöntemiyle okuma yazma öğrenen öğrenciler okuduklarını Ses Temelli Cümle Yöntemiyle okuma yazma öğrenen öğrencilere göre daha iyi anladıkları görülmüştür.

Yukarıda özetlenen araştırmalar incelendiğinde, öğrencilerin okumaya ilişkin tutumlarıyla okuduğunu anlama başarı seviyeleri arasında kimi çalışmalarda düşük kimi çalışmalarda yüksek seviyede anlamlı ilişki olduğu belirlenmiştir. Bunun yanında kız öğrencilerin okumaya yönelik tutumları erkek öğrencilere göre daha yüksek olduğu için kız öğrencilerin okuduğunu anlamada erkek öğrencilere göre daha başarılı oldukları görülmektedir. Bu araştırmalarda görüldüğü gibi okumaya ilişkin tutum ve okuduğunu anlama başarı seviyeleri arasındaki anlamlı ilişki, cinsiyete bağlı değişken kontrol altına alınarak değerlendirilmesi araştırmanın önemini artırmaktadır.

70