• Sonuç bulunamadı

OBEZİTEDE FİZİKSEL AKTİVİTE / EGZERSİZ Fiziksel Aktivetinin Obezite Üzerine Etkileri

Kanserin Farklı Evrelerinde Fiziksel Aktivitenin Etkileri

OBEZİTEDE FİZİKSEL AKTİVİTE / EGZERSİZ Fiziksel Aktivetinin Obezite Üzerine Etkileri

Düzenli fiziksel aktivite/egzersizlerin kanda adiponektin oranlarını düzenlediği, leptini azalttığı, insülin duyarlılığını arttırdığı bilinmektedir. Yakın dönem araştırmalar egzersizin, abdominal adipoz dokuda anjiogenezde önemli rol alan “vascular endothelial growth factor- VEGF” oranlarını da arttırdığını, hepatik yağ miktarını azalttığını, karaciğer fonksiyonu ve enzimlerini düzenlediği ve kilo kaybından bağımsız olarak perilenfatik inflamasyonu, lokal, sistemik inflamatuvar sitokinleri ve perilenfatik nitrik oksit sentez ekspresyonunu azaltarak, obeziteye bağlı gelişen lenfatik disfonksiyonu da tersine çevirebileceğini kanıtlamıştır. Egzersiz subkutan yağ dokusunun azalmasını ve kaslarda lipolizisin artmasını sağlar. Ayrıca kas kütlesinde artışa ve bazal metabolik hızda iyileşmeye yol açar.

Düzenli fiziksel aktivite yapan kişilerde BKİ’nin daha az aktif kişilere göre daha düşük olduğu popülasyon çalışmalarında gösterilmiştir. Fiziksel aktivite obez hastalarda tıbbi beslenme tedavisi ile birlikte uygulandığında kilo kaybına ek katkı sağlar. Bununla birlikte fiziksel aktivitenin en önemli etkisi kilo veren obez hastalarda tekrar kilo alımını önlemesidir. Egzersiz obez hastalarda depresyon ve anksiyeteyi azaltır böylece kişinin kendisini iyi hissetmesini ve benlik algısının iyileşmesine yardımcı olur.

Obezitede Fiziksel Aktivite/Egzersiz Programının Yapılandırılması

Egzersiz programı; obez bireyin birincil sağlık sorunları kontrol altına alındıktan sonra düzenlenmelidir. Egzersiz ile kilo kaybında maksimum başarı için egzersiz şiddetini kademeli olarak arttırmak ve düzenli olarak egzersiz yapmaya odaklanmış olmak şarttır.

Obezite egzersiz programları aerobik egzersizler, direnç egzersizleri ve fleksibilite egzersizlerini içerir.

Aerobik egzersiz programları büyük kas gruplarının çalıştırıldığı uzun süreli, düzenli, hafif, orta, yüksek şiddetli fiziksel aktivitelerden oluşur. Yüksek volümlü olmak kaydıyla aerobik egzersiz programları kalori kısıtlaması olmaksızın kilo kaybı sağlayabilir. Şiddetli aerobik egzersizlerin orta

114 BÖLÜM - 6

yoğunluklu egzersize göre viseral yağ, glukoz/insülin metabolizması ve kardiyak risk faktörleri için yararlı etkileri bulunmasına karşın kilo kaybına etkileri bakımından her iki egzersiz tipinin benzer etkileri olduğu görülmektedir.

İzometrik egzersiz ve direnç egzersizleri ise sarkopeniyi engelleyip yaşlılığa bağlı kas gücü kaybını engelleyici ve kemik mineral yoğunluğunu koruyucu etkileri nedeniyle önemlidir.

Direnç egzersizlerinin tek başına kilo kaybına etkisi düşük düzeydedir. Ancak aerobik egzersizlerle kombine edildiğinde yalnızca aerobik egzersiz programlarına göre daha fazla kilo kaybı sağladığı görülmüştür. Direnç egzersizleri kas kütlesini arttırarak enerji harcanmasını dolaylı yolla arttırmaktadır.

Egzersiz programını yeterli derecede tolere edemeyen bireylerde günlük yaşam aktivitelerini arttırmak hedeflenir.

Obezite tedavisi ve yeniden kilo alımının önlenmesinde orta şiddette uzun süreli egzersiz programları önerilir. Egzersiz şiddetinin arttırılması ilave yarar sağlamakla beraber kişiye verilecek egzersiz türü, eklemlere binen yük ve bunun gibi özellikler mutlaka göz önüne alınmalıdır. Haftada 150-250 dakika orta yoğunluklu fiziksel aktivite 1200-2000 kcal harcanmasını sağlayarak %3’ün üzerinde kilo kaybı sağlayabilir.

American College of Sports Medicine (ACSM), erişkinlerde kilo alımının önlenmesi için haftada 150-250 dakika fiziksel aktivite önermektedir. Haftada 150 dakikanın altında fiziksel aktivitenin ağırlık kaybı üzerine etkisi minimaldir. Haftada 150 dakika fiziksel aktivite 2-3 kg ağırlık kaybı sağlasa da, klinik olarak anlamlı ağırlık kaybı için haftada 225-420 dakika fiziksel aktivite gereklidir. Ağırlık kaybı sonrasında koruyucu olarak haftada 200-300 dakika egzersiz yapılması önerilmektedir. Bu çerçevede günlük egzersiz süresinin 30-60 dakika olduğu, haftada en az 5 günlük bir egzersiz önerilmelidir.

Aerobik egzersizlerin yoğunluğu belirlenirken doğrudan maksimal kalp atım sayısı yerine, kalp atım sayısı yedeğinin kullanılması dinlenim kalp atım sayısında görülen bireysel farklılıkların önüne geçilmesi açısından daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Buna göre 220 sabit sayısından hastanın yaşı ve dinlenim kalp atım sayısı çıkarılarak kalp atım sayısı yedeği elde edilir. Daha sonra bu rakamın %40 ile

%60’ı hesaplanarak bu sonuca dinlenim kalp atım sayısı ilave edilerek egzersiz sırasında ulaşılmak istenen hedef kalp atım sayısı belirlenmiş olur. Bir örnek verilecek olursa dinlenim kalp atım sayısı 60/dk olan 40 yaşında bir bireyin kalp atım sayısı yedeği; 220-40-60= 120’dir 120 rakamının %40’ı 48 iken %60’ı 72 olacaktır. Dolayısı ile bu kişiye önerilecek egzersiz şiddeti kişinin fiziksel uygunluk düzeyine göre dinlenim kalp atım sayısının bu rakamlara ilave edilmesinden oluşan 108-132/dk aralığında olacaktır. Önceleri düşük yoğunlukla egzersiz yapılması önerildiğinden yeni başlayanlarda 108/dk kalp atım sayısı hedef olarak seçilir ve ilerleyen aylarda bu rakamın 132’lere doğru giderek arttırılması beklenir. Bu hedefe ulaşmak için acele edilmemeli, egzersiz süresi giderek arttırılarak kişinin haftada 225-420 dakika egzersiz yapacağı uygun şiddete doğru yavaş yavaş ilerlenmelidir.

115 BÖLÜM - 6 Sedanter bireylerde egzersizlere gün aşırı başlanıp, her gün yapabilecek uygunluğa gelmesi amaçlanmalıdır. Sonuç olarak egzersiz şiddet süre ve sıklığı giderek arttırılarak mümkün olduğunca haftanın çoğu günleri 30-60 dakika arası orta şiddette bir egzersiz yapabilecek duruma gelmek ve bunu sürdürmek yeterli olacaktır. Egzersiz programında giderek yapılacak bu değişiklikler sırasında hastanın zamanı, hangi tip egzersizden memnun kalacağı dikkate alınmalı, değişim o yönde olmalıdır.

En iyi egzersizin hastanın sürdürebileceği egzersiz olduğu unutulmamalıdır.

Aktivite öncesindeki ısınma ve germe egzersizlerini aktif egzersiz periyodu bitiminde soğuma süreci takip etmelidir.

Komplikasyonlar

Obez hastalarda özellikle bel, kalça, diz ve bilek gibi ağırlık taşıyan eklemlerde dejeneratif problemler olabilir veya egzersiz sırasında ortaya çıkabilir. Bu hastalarda fiziksel aktivitenin buna göre düzenlenmesi önerilir. Özellikle su sporları bu tür hastalarda daha uygundur.

Sedanter bireylerin program öncesinde kardiyovasküler değerlendirmelerinin yapılması egzersize bağlı problemleri önleyebilir. Özellikle morbid obez hastalarda egzersize bağlı yaralanma riskine dikkat edilmeli, egzersiz programına başlamadan önce kilo kaybı hedeflenmelidir. Egzersiz başlanacaksa kardiyak risk nedeniyle egzersizin şiddetine dikkat edilmelidir.

Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi ) ve Egzersiz

Bariatrik cerrahi uygulanan hastalarda egzersiz ve fiziksel aktivite; kalori kısıtlaması süresince kilo kaybı ve kas kütlesini korur, metabolik açıdan karaciğer insülin duyarlılığını, glukoz etkinliğini ve kardiyovasküler fitnesi arttırır, iskelet kasları bakımından kapiller dansite, yağ oksidasyonu, mitokondriyel içeriği arttırır, lipotoksisiteyi azaltır.

Preoperatif ve postoperatif dönemde uygulanabilecek hafif ve orta şiddette egzersiz programları hedeflenen vücut ağırlığı bazında bireysel planlanmalıdır.

 Preoperatif dönemde haftada 3-4 gün 20-30 dakika süreli hafif şiddette egzersizler yararlıdır.

 Cerrahi sonrası egzersiz kilo kaybı ve vücut kompozisyonunda düzelme elde etmeye yardımcıdır. Haftada en az 3 gün 30 dakikalık egzersiz yüksek seviyede yağ kaybını destekleyebilmektedir.

Bariatrik cerrahi sonrası elde edilen kilo kaybının korunabilmesi amacıyla özellikle orta yoğunlukta egzersizler önerilmekte ve daha yüksek dozdaki egzersizlerin yararı da bildirilmektedir.

Dirençli egzersizlerin kardiyorespiratuvar fitness, kas gücü, fleksibilite, fonksiyonel gücü geliştirdiği gösterilmiştir.

116 BÖLÜM - 6