• Sonuç bulunamadı

E. Süre Bakımından Sınırlama

II. NT HAL KAVRAMI

Arapça bir sözcük olan intihali, Türkçe olarak çalıntı ya da a ırma olarak çevirmek mümkündür. Esasen intihal, ba kasının eserini kendisininmi gibi gösterme eylemidir. Yani faydalanılan bir eserin -sabinin belli olmasıyla birlikte- yayınlanmı bir eserden, eser sahibinin adı belirtilmeden uygun olmayacak bir ölçüde aktarımda bulunulması intihal olarak kabul edilmektedir.203

Hukuk Genel Kurulu’nun 1997 yılında verdi i bir karar ile tecavüzün haksız fiil oldu u vurgulanmı tır.204 FSEK kapsamındaki eser sahiplerinden gerekli izinler alınmadan yapılan müdahalelerde, eser sahiplerinin eserlerine yapılan tecavüzlerdir.

Fikir ve sanat eserlerine yapılan bu tip tecavüzlere, Kanun’da bu kavrama ili kin bir açıklama yapılmamı olmakla birlikte; “intihal” terimi kullanılmaktadır.

203 Eray KARINCA, Fikri Hakkın Biçim ve çerik Olarak Korunması, Ankara Barosu Uluslararası Hukuk Kurultayı 08-11.Ocak.2002, Ankara 2002, s. 631.

204 HGK, 17.12.1997 tarihli, 1997/11-836 E., 1997/1075 K. sayılı kararı; “Marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet esas itibariyle bir haksız fiil olup, ticaret ile u ra an davalının basiretli bir tacir gibi davranması, özellikle bayileri tarafından satı a sunulan davacı ürünlerinin, üstelik taklit edilmi benzerlerinin rast gele piyasadan alıp satı için i yerinde bulundurmaması gerekir.” eklinde açıklanmaktadır. (FKR, C.I, S. 2/2001, s. 199 vd.)

Türk Hukuk Lügati intihali; “ba kasına ait bir telifi, güzel sanatlardan bir eseri kendisine nispet etmek; bir kitabın ibarelerini, musiki bestenin na melerini, takdim ve tehir veyahut aslının ba tanba a hissolunur derecede ifade tarzını tahrif ile kendi namını vermek” 205 olarak tanımlamı tır.

Bunun dı ında intihal kavramının kanunlar tarafından tanımlanmamı olması nedeniyle doktrinde kavram açıklaması açısından bir görü birli i bulunmamaktadır.

FSEK’in mimarı Hirsch; “ … ba ka bir kimse tarafından yaratılan sanat eserinin kendine nispet eden kimse, ‘müntahil’dir.” diyerek intihali yapan kimseyi tanıtma yoluna gitmi ve yine “Bir ba kasının eserini, kendi adına ne retmek Telif Hakkı Kanunun 30. maddesi gere ince, cezayı mucip bir intihaldir.”206 diyerek intihal terimine de inmi tir. Ayrıca ‘Sahte Eserler’ ba lı ı altında; “Her kim bir ba kasının eserini, kendi eseri olarak gösterir veyahut bir kitabın metnini veyahut bir musiki eserin bestesinin melodisini, kelimelerin ve notaların yerlerini de i tirmek suretiyle tadil eder ve bu suretle vücuda gelen bu esere kendi ismini verirse veyahut her kim, bir kitabın veyahut bir melodinin tarzı ifadesini, orijinal a ikar surette belli olacak derecede tahrif eder ve böyle bir esere kendi ismini verirse, bu tarz hareket cezayı mucip bir intihal telakki edilir.”207 eklinde intihal tanımını ele almı tır.

Tekinalp208; “Sahibinin adını hiç zikretmeden bir, eseri kısmen veya tamamen, do rudan veya dolaylı yansıtan her alıntıyı intihal” olarak tanımlamaktadır.

Hamdi Yasaman209; “ ntihalde, sahipli olup sahipli i çeki mesiz aleniyete kavu mu veya yayınlanmı bir eserden, eser sahibinin adı zikredilmeden uygun görülemeyecek ölçüde aktarma vardır. ntihalde bulunan kimse ba kasının eserini kendi eseri olarak göstermi tir.” diyerek hazırladı ı bir bilirki i raporunda intihali tanımlamı tır.

205 Türk Hukuk Lügati, s. 163.

206 HIRSCH, s. 176.

207 Ord. Prof. Dr. Ernst E. HIRSCH, Memleketimizde Mer’î Olan Telif Hakkı Kanununun tahlili, Kenan Basımevi, stanbul 1940, s. 109-110.

208 TEK NALP, s. 147.

209 Prof. Dr. Hamdi YASAMAN, Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukuku Fikir ve Sanat Eserleri, Endüstriyel Tasarımlar, Patentler ile lgili Makaleler, Mütalaalar, Bilirki i Raporları, Vedat Kitapçılık, stanbul 2006, s. 287.

Emre Gökyayla, “ba kasının eserini kendine mal etme durumunda, eserin eser sahibinin özelli ini ta ımasından ve ba ımsız bir fikri çalı manın sonucu ortaya çıkan bir üründen söz edilmeyece i için, ortada bir eser olmayacaktır. Böyle bir ürün, telif hakkının devri sözle mesine konu olmayaca ı gibi, Fikir ve Sanat eserleri Kanunu’nun sa ladı ı korumadan da yararlanamaz.”210 diyerek intihal yapmak suretiyle meydana gelen yapıtların eser olarak korunmayaca ını vurgulamı tır.

ntihal ngilizce ‘plagiarism’ teriminin Türkçe kar ılı ı olup “bir çe it akademik yolsuzluk” olarak ifade edilir ve “ba ka birisine ait kelime, ürün veya fikirlerin orijinal kayna ına gerekli ekilde referans verilmeden kullanılması, sanki kendine aitmi gibi gösterilmesidir.”211-212 eklinde tarif edilmi tir.

Yargıtay uygulamasına bakıldı ında “ba kasına ait eserlerin önemli bir kısmının alınması” intihal olarak de erlendirilmektedir.

Kanımızca intihal; “ba kasına ait bir eserin belli bir parçasını, bir na mesini, bir paragrafını, bir sahnesini vb. bazen de tamamının kaynak göstermeksizin; asıl eser sahibine ait eserden yararlanmakla birlikte, asıl eser sahibinin haklarını çi neyerek ondan izin almadan ba kasına ait bir eseri, kendi eserine aktararak esere ve eser sahibinin haklarına yapılan tecavüzdür.”

Bu tanımlardan anla ılaca ı üzere; intihal, eserlerin sadece bazı ibarelerinin, na melerinin veya bazı pasajlarının alınması eklinde kısmen de yapılabilir. ntihalin ortaya çıkması için eserin aynen alınması artı yoktur; eserde bölümlerin, figürlerin, namelerin diziminde de i iklikler yapılması halinde de intihal vardır.213 Hirsch; “…

‘parça’ deyince tek bir söz veya tek bir cümle de il, sadece bir manzume vücuda getiren bir fikir silsilesini orijinal bir ekilde ifade eden yani artık ba lı ba ına eser olarak vasıflandırılabilen bir ‘fıkra’ anla ılır.”214 diyerek bu konuya böyle bir ölçü getirmi tir.

210 GÖKYAYLA, s. 70.

211 http://en.wikipedia.org/wiki/Plagiarism (16.Mayıs.2008)

212 SERENG L, ntihal, www.universite-toplum.org/text.php3?id=264 (16.Mayıs.2008).

213 TEK NALP, s. 147.

214 HIRSCH, Fikri Say II, s. 18.

Hukuk Genel Kurulu’nun 29.01.2003 tarihinde verdi i bir kararında215 “ ntihal tam veya kısmi nitelikte olabilir. Açıktır ki, ister tam, ister kısmi nitelikte olsun, intihalin (a ırmanın, çalıntının) varlı ı halinde, buna maruz kalan eser sahibi, hukukun kendisine tanıdı ı yasal yollara ba vurma ( ikayet) hakkına sahiptir.” diyerek kısmi intihalin olabilece i, bir kez daha vurgulanmı tır.

Tüm bunların yanında bir kimsenin kendi eserinden alıntı yapmasının suç te kil edip etmedi i üzerinde de durulması gerekmektedir. Buna göre bir kimsenin kendi eserinden alıntı yapması intihal olarak de erlendirilmemelidir. Çünkü ki i zaten kendine ait olan bir dü ünceyi fikri ürüne dönü türmü tür ve yine kendi fikrinden yaralanmasında bir mahsur bulunmamaktadır. Kaldı ki kendi eserinden yararlanma hakkını hiçbir hukuk sistemi yasaklayamaz. Örne in, bir Yardımcı Doçent Doktor, doçent olabilmek için kendi doktora tezinde önemsiz nitelikte bazı de i iklikler yapmak suretiyle doktora tezini, doçentlik tezi olarak sundu unda, kendi eserinden intihal yapmı olacaktır. Fakat ikinci bilimsel eserin, öncekinde yer almayan ve özgün unsurlar içermesi halinde ortada bir intihalden ziyade bir i leme eser oldu u sonucuna varılabilir.216 Ancak ki inin ba kasıyla; örne in, basım eviyle bu konuya ili kin yapmı oldu u bir sözle me varsa (yani ba ka bir basım evince verdi i eserin yayınlanmayaca ı konusunda veya kendi tarafından bile yayınlanamayaca ı konusunda); o zaman eser sahibinin bu hakkı sınırlanacak ve atıf yapmadan kendi eserinden yararlanması mümkün olamayacaktır.

III. NT HAL KAVRAMI LE BENZER KAVRAMLARIN