• Sonuç bulunamadı

2.1 Araştırmanın Kuramsal Çerçevesi

2.1.2 Değerler Eğitimi

2.1.2.1 Neden Değerler Eğitimi?

tarafından kabul görmüş değerlerin, çeşitli yöntem ve tekniklerle, bireylere kazandırılma sürecidir denilebilir.

Değerler eğitimi manevi, ahlaki, sosyal ve kültürel gelişim; karakter eğitimi, erdem eğitimi, tutumların ve davranışların geliştirilmesi gibi çok bir geniş terimi kapsar ve pratikte ise sıklıkla yurttaşlık ve ahlaki değerler eğitimi üzerinde yoğunlaştığı görülür (Halstead ve Taylor, 2000: 169).

Değerler eğitimi adlandırması bölgelere ve ülkelere göre farklılık gösterebilmektedir. Örneğin, Amerika’da karakter eğitimi olarak ortaya çıkan değerler eğitimi, İngiltere’de değer eğitimi, Avrupa Birliği alanyazının da ise daha çok vatandaşlık eğitimi şeklinde yer almaktadır (Meydan, 2012: 103). Ülkemizde ise genel olarak değerler eğitimi kavramının benimsendiği söylenebilir.

2.1.2.1 Neden Değerler Eğitimi?

İnsanlar çeşitli değerlere dayanarak davranışlarda bulunduğu için davranışları anlamanın yolu değerleri anlatmaktan geçmektedir. Değerlerin davranışların çıkış noktası olduğu söylenilebilir. Bunun yanı sıra değerlerin sosyal kontrol aracı olma özelliği değerlerin anlaşılmasının ve araştırılmasının önemini arttırmaktadır. Dünyanın tamamında yaşanan davranış bozuklukları ve toplumsal sorunların temelinde, değerlerin erozyona uğraması ve bireyler tarafından içselleştirilememesi gösterilebilir. Değerlerin toplum ve insan davranışları üzerinde büyük bir etkisinin olması, değerlerin öğretimini de gerekli kılmaktadır (Okumuş, 2010).

Köylü (2010) küresel çapta değerler eğitimine olan ihtiyaca dikkati çekmek için bütün bir dünyayı tehdit eden bazı ahlaki sorunlar üzerinde durmuştur. Köylü bu sorunları etki ettiği alanın büyüklüğüne göre 3 ana başlık altında toplamıştır. Bu başlıklar ‘Bireysel Nitelikli Ahlaki Sorunlar, Sosyal Nitelik Ahlaki Sorunlar ve Küresel Nitelikli Ahlaki Sorunlar’ şeklinde oluşturulmuştur.

-Bireysel Nitelikli Ahlaki Sorunlar: Köylü (2010)’ye göre günümüz dünyasında gençler daha önce hiç sahip olmadıkları kadar barınma, eğitim, beslenme ve sağlık şartlarına sahiptirler. Günümüz dünyası gençlere birçok açıdan kolaylıklar sunmasına rağmen birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Bu başlık altında irdelenecek olan sorunlar özellikle gençleri tehdit eden sorunlar olmuştur.

23

Şiddet ve cinayet; günümüzde ırkçılık ve şiddet olaylarının arttığı bilinen bir gerçektir. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olan Amerika’da 1965-1975 yılları arasında cinayet oranları diğer yıllara oranla %200 artmıştır (Lickona, 1992 akt. Köylü, 2010).

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar; evlilik öncesi cinsel ilişkinin pek çok zararı olduğu bilinmektedir. Fakat bu zararların belki de en önemlisi cinsel yolla bulaşan hastalıklar olmuştur. ABD’de her yıl 2,5 milyon kişinin cinsel yollarla bulaşan hastalıklara yakalandığı bilinmektedir (Clouse 1991, Akt. Köylü, 2010). Bundan daha kötüsü ise her yıl bu sayının artması olmuştur. Bu durum özellikle gençleri tehdit etmekte olup cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanan kişilerin %75’inin14-25 yaş arası gençlerin oluşturduğu tespit edilmiştir.

İntihar; günümüz insanlarının en büyük sorunlarından bir tanesi de bir kurtuluş yolu olarak görülen intihardır. Yine ABD’de yapılan bir araştırmada son 30 yıl içinde intihar oranlarının %300 arttığı tespit edilmiştir. Her yıl 500 bin genç intihara teşebbüs etmiştir (Lickona, 1992). Ülkemizde ise Türkiye Psikiyatri Derneği’nden (2014) yapılan açıklamaya göre intihar oranları son 40 yılda %50 artmıştır (WEB3). Alkol ve uyuşturucu kullanımı; dünya gençliğini tehdit eden bir diğer sorun alkol ve uyuşturucu kullanımı olmuştur. ABD eğitim bakanlığı bugün çocuklar ve gençler için en büyük tehdidin uyuşturucu kullanımı olduğunu açıklamıştır (Lickona, 1992). Ülkemizde ise alkol ve uyuşturucu madde kullanım yaşı 10’a kadar inmiştir (WEB4). Dışlanmışlık ve yalnızlık; günümüzde gençleri bekleyen en sorunlardan bir diğeri dışlanmışlık ve yalnızlıktır. En başta aileden dışlanmak üzere toplum tarafından dışlanan çocuklar daha fazla cinsel istismara maruz kalmaktadırlar (Köylü, 2010) Bunun yanı sıra aileden ve toplumdan dışlanan çocukların ve gençlerin ihtiyaçları olan ilgiyi akran çete grupları ve terör örgütlerinde aradıkları bugün herkesin bildiği bir gerçek haline gelmiştir.

Sosyal Nitelikli Ahlaki Sorunlar: Sosyal nitelikli ahlaki sorunların başında geleneksel aile yapısının yok oluşu gelmektedir (Köylü, 2010). İçinde yaşadığımız çağ hız ve haz çağı olarak tanımlanabilir. Hız ve haz çağına ait küresel değerler en çok aile yapısını tehdit etmektedir. Problem çözme becerileri kazanamamış ve değerlerden uzaklaşmış aile bireyleri sorunlardan çıkış yolu olarak boşanmayı tercih etmektedirler. Bu durum aile birliğini sonlandırarak en çok çocukları etkilemiştir.

24

Aile ikliminden uzak büyüyen çocuklar yeteri kadar sevgi ve merhamet alamadıkları için çeşitli davranış bozuklukları geliştirmişlerdir. Bu durum bütün bir toplumu tehdit etmektedir.

Yabancılaşma; çağımızın en büyük sorunlarından bir tanesi de hiç şüphesiz topluma ve kendine yabancılaşmadır. Küresel değerleri milli ve manevi değerleri silip süpürdüğü bir çağda özellikle gençler değer çatışmaları yaşamakta ve olumlu bir kimlik geliştirememektedirler.

Küresel Nitelikli Ahlaki Sorunlar: Bu sorunların başında savaş, çatışma ve şiddet gelmektedir. Günümüzde bu konunun önemiyle ilgili en çarpıcı sonuçlardan birini Eckhardt (1993) vermiştir. Onun hesaplamalarına göre MÖ. 3000 yılından beri savaşlarda ölen insanların yaklaşık %73’ü 20.yüzyılda ölmüştür (akt. Köylü, 2010).

Sosyo-ekonomik adaletsizlik; küresel ölçekteki bir diğer ahlaki sorundur. Dünyada pek çok alanda büyük gelişmeler kaydedilirken sosyal adalet ve gelir dağılımı konusunda tersi yaşanmakta, uçurum giderek açılmaktadır (Köylü, 2010). Kapitalizm ve sömürgecilik bu durumun en büyük sebeplerinden birkaçıdır.

Ekolojik denge ve çevre kirliliği; dünyadaki endüstri kuruluşları her yıl dünyaya binlerce ton atık ve kirli hava bırakmaktadırlar. Bu durum havayı, toprağı ve suyu kirletmekte dolayısıyla dünyada yaşayan bütün canlı türlerini tehdit etmektedir. Sadece son 100 yılda bu kirlenmelerden dolayı 30 bin bitki türü yok olmuştur. Bugün kirlenmeden dolayı ozon tabakasının incelmesi neticesinde ortaya çıkan küresel ısınma dünyanın en büyük tehditlerinden biri olarak kabul edilmektedir (Köylü, 2010). Tüm bu sorunlardan yola çıkarak var olan durumun bu şekilde devam edemeyeceği söylenebilir.

Okulların bireyi, toplumu ve yaşadığımız gezegeni tehdit eden bu sorunlara seyirci kalmaları beklenemez. Okullar bu tehditlere ve sorunlara karşı gençlerin ve toplumun değerlerini geliştirmeye gücü ölçüsünde bulunmalıdır (Meydan, 2014: 95). Son yıllarda, eğitimciler, hükümetler ve toplum tarafından okullarında değer öğretimi için artan bir talep vardır (Etherıngton, 2013). Ateş (2013: 123) bu sorunların üstesinden etkili yapılacak değerler eğitimiyle üstesinden gelinebileceğini söyler. Singh (2011) değerler eğitimi uygulamaları yapan kurumların genel niteliklerinde artış olduğu tespit etmiştir. İşcan (2015) uyguladığı değerler eğitimi programının öğrencilere olumlu nitelikte değer ve davranış özellikleri kazandırdığını tespit etmiştir. Günümüz