• Sonuç bulunamadı

2.1 Araştırmanın Kuramsal Çerçevesi

2.1.1 Değer ve Değerler Kavramı

2.1.1.3 Değer Sınıflamaları

Değerlerle ilgili çok sayıda tanımlamanın yapılmış olması değer sınıflandırma çalışmalarında da etkisini göstermiştir (Aslan, 2011:5). Değerler; işlevsellikleri, zorlayıcılık durumları, değer alanları, yönelimleri, veya değerler sisteminin oluşumu

12

gibi farklı sınıflandırmalar yapılmıştır (Keskin, 2016). Farklı bilimsel disiplinlerden kuramcıların değerlere yaklaşımı ve sınıflama çalışmaları şu şekildedir:

Ülkemizde değerler felsefesi alanında önemli çalışmalar yapmış olan Hilmi Ziya Ülken (2001) değerleri üç sınıfa ayırır:

İçkin değerler, doğal unsurları ve içerik özelliği üstün olan değerlerdir. Bunlar teknik, sanat ve bilgi değerleridir. Teknikte madde, sanatta duyumlar ve duygular, bilgi de ise kavramlar özü oluşturur. Fakat bunların ortak özelliği bilinç verilerine dayanmalarıdır. Bu değerlerde temeli oluşturan bilinç verileri, özne ile aşkın nesne arasında ilişki kurma görevi üstlenirler. Sanat eserlerine bakıldığında ilk bakışta maddi yapılar olarak görülebilirler. Fakat bu eserlerin arkasında aşkın bir obje vardır. Bu ilk bakışta görülmez ama sanat eserine karşı duygu ve duyumlar aşkın nesneye götüren içkin değerler olarak ortaya çıkar.

Aşkın değerler, kişinin “başkası” ile ve “başka alem” ile ilişkisine aittir (Yıldırım, 2015:81). Aşkın değerlerde bilinç ve duyu verileri artık bir araçtır. Bir insanın diğer bir insanla ilişkileri yazılı bir sözleşmeye, vefa duygusuna veya gençlik ve aile hatıralarına sadık kalmasına dayanmış olabilir. Bunlar bilinç ve duyu verileridir, araçlardır. Asıl önemli olan benle başkası arasındaki bağlanıştır. Bu bağlanış bir aşkınlık ilişkisidir. Bu sebeple ahlaki olan aşkın bir değer alanıdır. Esas olan dini ve ahlaki sahada aşkınlıktır. Bundan dolayı bu iki değere aşkın değerler denilmektedir. Normatif değerler, aslında birer değer değildir. Diğer bütün değerlerin ölçüleri ve değişim örnekleridir. Bu değerlerin görevi değerleri birbiriyle kıyaslamak ve ölçmektir. Bu ölçü değerler iktisadi, dilsel ve hukuksal alanın değerleridir.

Milton Rokeach 1967 yılında değerler ve değerler sistemini ölçmek amacıyla hazırladığı envanterinde değerleri, birkaç yıllık bir araştırma sonucu, her birinde 18 değer bulunan iki kategoride sınıflandırmıştır. Rokeach 36 değeri amaç (terminal) ve araç (instrumental) değerler olmak üzere kategorize etmiştir (Rokeach, 1973: 27; Çalışkur, A. ve Aslan, E. 2013). Amaç değerler; kişiler tarafından arzu edilen, istenen temel değerleri içerir. Araç değerler ise temel değerlere ulaşmayı sağlayan davranış ve erdemleri içermektedir (Sapsağlam, 2015: 13). Rokeach (1973: 28) değer sınıflaması Şekil 1’de verilmiştir.

13

Şekil 1. Rokeach değer sınıflaması

Değerlerin ölçülmesinde bazı eksiklikler vardı. Bu eksiklikleri gidermeyi hedefleyen en geniş çalışma Schwatrz ve Bilsky (1987) tarafından başlatılmıştır. Rokeach’ın hazırladığı değerler listesine farklı bir kuramsal bakış açısıyla yaklaşan Schwartrz ve Bilsky insan değerlerinin bazı temel boyutlar yardımıyla incelenebileceğini fark etmişlerdir. Takip eden yıllarda Schwartz (1992) Rokeach’ın hazırladı değer listesi esas alınarak 56 değer listesi oluşturmuştur. Bu 56 değerin 30’u amaç değerlerden, 26’sı araç değerlerden oluşmaktaydı. Türkiye’nin de dahil olduğu 54 ülkeden 44 bin kişiden veri toplandı. Bu 44 bin kişinin büyük çoğunluğunu öğretmenler ve üniversite öğrencileri oluşturmaktaydı. Schwartz araştırmanın sonunda bu 56 değeri güdüsel açıdan 10 farklı temel tipe ayırmıştır (Kuşdil ve Kağıtçıbaşı, 2000;Bacanlı, 1999: 599). Aşağıdaki tabloda Schwartz değer sınıflaması bulunmaktadır:

14

Tablo 1. Schwartz değer sınıflaması

Açıklama Değerler Kaynaklar

Güç (power): Toplumsal konum, insanlar ve kaynaklar üzerine denetim gücü

Sosyal güç sahibi olmak, otorite sahibi olmak, zengin olmak,

Toplumdaki görüntümü

koruyabilmek (insanlar tarafından benimsenmek)a

Etkileşim Grup

Başarı (achievement): toplumsal standartları temel alan kişisel başarı yönelimi

Başarılı olmak, Yetkin olmak, Hırslı olmak, Sözü geçen biri olmak (Zeki olmak)

Etkileşim Grup

Hazcılık (hedonism):

bireysel zevke, hazza yönelim

Zevk, Hayattan tat almak Organizma

Uyarılım (stimulation):

heyecan ve yenilik arayışı Cesur olmak, Değişken bir hayat yaşamak, Heyecanlı bir yaşantı sahibi olmak

Organizma

Özyönelim (self-direction):

düşünce ve eylemde

bağımsızlık

Yaratıcı olmak, Merak duyabilmek, Özgür olmak, Kendi amaçlarını seçebilmek, Bağımsız olmak (Kendine saygısı olmak)

Organizma Etkileşim Evrenselcilik (universalizm): anlayışlılık, hoşgörü ve tüm insanların ve doğanın iyiliğini gözetmek

Açık fikirli olmak, Erdemli olmak, Toplumsal adalet, Eşitlik, Dünyada barış istemek, Güzelliklerle dolu bir dünya, Doğayla bütünlük içinde olmak, Çevreyi korumak (İç uyum)

Grup b Organizma

İyilikseverlik (benevolence): kişinin yakın olduğu kişilerin iyiliğini gözetme ve geliştirme

Yardımsever olmak, Dürüst olmak, Bağışlayıcı olmak, Sadık olmak, Sorumluluk sahibi olmak (Gerçek arkadaşlık, Olgun sevgi, Manevi bir hayat, Anlamlı bir hayat)

Organizma Etkileşim Grup

Geleneksellik (tradition): kültürel ya da dinsel töre ve fikirlere saygı ve bağlılık

Alçakgönüllü olmak, Dindar olmak,

Hayatın bana verdiklerini

kabullenmek, Geleneklere saygılı olmak, Ilımlı olmak (Dünyevi işlerden el ayak çekmek)

15

Açıklama Değerler Kaynaklar

Uyma (conformity):

başkalarına zarar verebilecek ve toplumsal beklentilere aykırı olabilecek dürtü ve eylemlerin sınırlandırılması

Kibarlık, İtaatkâr olmak, Anne-babaya ve yaşlılara değer vermek, Kendini denetleyebilmek

Etkileşim Grup

Güvenlik (security):

toplumun, var olan ilişkilerin ve kişinin kendisinin huzuru ve sürekliliği

Ulusal güvenlik, Toplumsal düzenin sürmesini istemek, Temiz olmak, Aile güvenliği, İyiliğe karşılık vermek (Bağlılık duygusu, Sağlıklı olmak)

Organizma Etkileşim Grup

Not: Organizma: Biyolojik organizma olarak bireylerin evrensel gereksinimleri; Etkileşim: uyumlu bir toplumsal etkileşimin evrensel nitelikteki ön şartları;

Grup: grupların sorunsuz işlev göstermesi ve varlığını sürdürebilmesi için evrensel gereklilikler.

a. Kültürler arası karşılaştırmalarda tutarlı sonuçlar vermediği saptanan değerler parantez içeri-sinde belirtilmiştir.

b. İnsanların asıl gruplarının dışındaki insanlarla ilişkiye geçtikleri, gruplar arası karşılıklı bağımlılığı kabul ettikleri ve doğal kaynakların kısıtlı olduğunun farkına vardıkları zaman ortaya çıktığı varsayılır.

Kaynak:Schwartz (1994) aktaran: Kuşdil ve Kağıtçıbaşı (2000); Schwartz, 2006

Schwartz daha sonraki araştırmalarında yukarıda belirtilen 10 değer tipinin, bireylerin değerlere önem verme sıralamasından yola çıkarak birbirinden bağımsız olarak değil; bütüncül bir şekilde ilişki halinde bulunduğunu söylemiştir. Schwartz’a göre değerler arasında ilişki vardır ve değerler birbiriyle etkileşime girerek bir üst değeri oluşturmaktadır (Gümüş, 2009: 18). Schwartz değerleri zıtlık ve uyumluluk durumlarını göz önüne alarak iki ana boyut üzerine gruplandırmıştır. Bunlar, ‘Yeniliğe açıklık-Muhafazacı Yaklaşım ve Öz aşkınlık ve Öz Genişletim’tir. Çember etrafında her iki yönde, iki değer birbirine ne kadar yakınsa, temel motivasyonları o kadar çoktur (Schwartz, 2006). Schwartz’ın değerler arasındaki ilişkileri gösteren şeması Şekil 2’de verilmiştir.

16

Şekil 2. Değerler Arasındaki İlişkileri Gösteren Yapısal Model (Schwartz, 2006)

Değerlerin dairesel düzenlemesi güdüleyici bir sürekliliği temsil eder. Mesela başarı değerini arzulamak iyilikseverlik değerini arzulamakla çelişki oluşturabilir. Çünkü kişinin kendisi için başarı araması, ihtiyacı olan birinin refahını arttırmaya yönelik davranışlarda bulunmasına engel teşkil edebilir. Bununla birlikte, başarı değerlerinin peşinde koşma, güç değerlerinin peşinde olma ile uyumlu olabilir. Çünkü kişi başarıya ulaşırken sosyal konumunu arttırmaya ve diğerleri üzerinde otorite kurmaya yönelik eylemlerde bulunacaktır. Sosyal konumu arttırma ve başkaları üzerinde otorite kurma davranışları güç değerinin yansımalarıdır (Schwartz, 2006).

Psikolojide ilk değer testi uygulaması Spranger (1928) tarafından yapılmıştır. Spranger uygulama yaptığı kişilerin sahip olduğu değerlerinden yola çıkarak şahsiyet tiplerine ayırmaya çalışmış ve tüm kişilerin altı temel değer tipinden birine girebileceğini savunmuştur (Güngör, 1993:84). Spranger değer sınıflaması Tablo 2’de verilmiştir.

17

Tablo 2. Spranger değer sınıflaması

1.Bilimsel Değer

Gerçeğe, bilgiye, muhakemeye ve eleştirel düşünceye önem verir. Bilimsel değerleri olan insan deneysel, eleştirici, akılcı ve entelektüeldir.

2.Ekonomik Değer

Yararlı ve pratik olana önem verir.

Ekonomik değerlerin hayatta

önemsenmesi gerektiğini belirtir.

3.Estetik Değer

Simetri, uyum ve forma önem verir. Birey hayatı olayların bir çeşitliliği olarak görür. Sanatın toplum için zorunluluk olduğunu düşünür.

4.Sosyal Değer

Başkalarını sevme, yardım ve bencil olmama esastır. En yüksek değer insan sevgisidir. Bu insan sevgisini insanlara sunar. Nazik ve sempatiktir, bencil değildir.

5.Politik Değer Her şeyin üstünde kişisel güç, etki ve şöhret vardır. Esas olarak kuvvetle ilgilidir.

6.Dini Değer

Evreni bir bütün olarak kavrar ve kendisini onun bütünlüğüne bağlar. Dini uğrunda dünyevi hazları feda eder.

Kaynak: Akbaş, 2004:56 Türk Milli Eğitim Sisteminin Duyuşsal Amaçlarının İlköğretim II. Kademedeki Gerçekleşme Derecesinin Değerlendirilmesi

Graves (1970), değer sınıflamalarına farklı bir yöntemle yaklaşarak değerleri varoluşçu bir bakış açısıyla kademeli bir sistem içerisinde incelemiştir. Her seviyenin kendine özgü değerleri vardır ve bu değerleri denge durumda kazanan bireyler bir üst değer seviyesine geçerler. Kişiler her seviyenin gerektirdiği varoluş problemlerini çözdükçe karşılarına yeni seviyenin problemleri çıkacaktır. Ortaya çıkan bu problemler aslında bireyin varoluşuna aittir. Kişi içinde bulunduğu varoluş

18

seviyesine uygun davranışlar ve değerler sistemi geliştirecektir (Aktaran Karababa,2015:12).

Graves(1970) varoluş düzeylerini aşamalı bir sistem içerisinde yedi aşamada sınıflandırmıştır:

 Tepkisel Var Olma: Burada bireyin öncelikli hedefi temel fizyolojik ihtiyaçlarını gidermektir. Bu seviyede acıyı ortadan kaldıran şey değerdir.  Geleneksel Var Olma: Bu düzeyde bilinçsiz bir var olma çabası vardır. Bu

var olma çabasının sonucu olarak güvenlik bir değer olarak bu seviyede ön plana çıkar.

 Ben Merkezli Var Olma: Kişi, bu seviyede, benliğinin farkına varır. Birey var oluş için başkaları üzerinde egemenlik kurmaya çalışır. Mülkiyet, asil davranma bu seviyenin değerleri olarak ortaya çıkar.

 Özverili Var Olma: Birey burada evreni tehdit edici bir varlık olarak görür ve onunla mücadele etmesi gerektiğine inanır. Dünyanın geçici zevkleri değil ölümden sonraki yaşam önemlidir. Tanrının belirlediği değerler ön plandadır.  Materyalist Var Olma: Kişi kendini dünyanın efendisi olarak görme

eğilimindedir. Bilimsellik, objektiflik, rekabetçilik, şöhret, sahip olma gibi değerler ön plandadır.

 Toplumsal Var Olma: Kişi diğerleriyle vardır. Toplum önemlidir ve saygınlık, hoşgörü gibi değerler baskındır.

 Varoluş: Bu seviyede değer sistemleri gerçekliğe dayalı olarak vardır. Toplumun çıkarı, bağımsızlık, farklılıklara saygı gibi değerler ön plandadır (Karababa, 2015: 12).

Bir sosyolog olan Joseph H. Fichter (2001), değer sınıflamaları yapmış olan psikologların aksine, değerleri sosyal kişilik, toplum ve kültür temelinde ele almış ve sınıflandırmıştır. Fichter değerlerin bu üç temelle iç içe ve çakışık olduğunu söylemektedir. Fichter’e (2001: 148-149) göre değerler şu şekilde sınıflandırılabilir:

 Zorlayıcılık Derecelerine Göre Değerler: Burada değerler sosyal kişiliği etkileme derecesine göre ele alınır. Kişinin bilinçli olarak kabul edip içselleştirdiği değerleri içerir. Neyin yapılıp neyin yapılmayacağını söyleyen değerler vardır. Toplum yurtseverlik, tek eşlilik gibi değerleri ölçüt olarak işaret eder.

19

 Süreklilik Gösteren Ortaklaşa İşlevlerine Göre: Kişi ve gruplar arasında iş birliğinin sağlanması ve işlerin yürütülmesinde bazı değerler diğerlerinden daha üstündür. Bu değerler kamu refahı ve toplumun sürekliliği için neyin istendiğine işaret eder. İş birliği, özümseme ve uyarlanma gibi değerler bu grupta yer alır.

 Kurumsal İşlevlerine Göre: Değerlerin en anlamlı sınıflandırmasıdır. Kurumların temelinde bulunan değerlerdir. Değerlerin kurumsallaşmasını da ifade eder.

Ülkemizde yapılan değer sınıflama yaklaşımlarına baktığımızda sınırlı sayıda çalışma karşımıza çıkmaktadır (Keskin, 2016). Bu çalışmalardan bir tanesi Acat ve Aslan (2012) tarafından yapılmıştır. Acat ve Aslan 59 değerden oluşan “Yaşayan Değerler Tablosu” oluşturarak 1726 aile ve 575 öğretmen ile uygulama yapmıştır. Katılımcılardan 59 değeri hayatlarındaki önem sırasına göre puanlamaları istenmiştir. Yapılan analizler neticesinde 5 değer sınıfı ortaya çıkmıştır. Bu sınıflama şu şekildedir:

 Muhafazakâr-Geleneksel Değerler: Sorumluluk, dürüstlük, Allah’a inanma, büyüklere saygı, dindar, güvenilir, iffetli/namuslu olma, aileye bağlı olma gibi değerler.

 Ulusal-Milli Değerler: Vatansever, milliyetçilik, Türk kültürüne sahip çıkma, ulusal simgelere duyarlı olma gibi değerler.

 Öze Dönük-Kişisel Değerler: Farklı olabilme, özsaygı, öz kontrol, tefekkür etme, bağısız olma, açık fikirli olma gibi değerler.

 Sosyal-Toplumsal Değerler: Titiz, misafirperver, tutumlu, esnek, bağışlayıcı olma, alçak gönüllü, minnettarlık, kibar, ağırbaşlı olma, duygusal, merhametli ve cömertlik gibi değerler.

 Bilimsel-Yenilikçi Değerler: Azimli, eleştiriye açık olma, akılcı, disiplinli, kararlı, çalışkan, yaratıcı, yenilikçi, işbirliğine açık olma, araştırmacı olma gibi değerler.

Özen (2015) yaptığı çalışmasında Türk kültürüne özgü bir değer sınıflaması yapmayı amaçlamıştır. Özen yaptığı çalışmasında üç kuşak annelerin çocuklarında görmek istedikleri değerlerden yola çıkarak değerleri kategorize etmiş ve 6 değer tipine ulaşmıştır. Bunlar; Toplumsal, Geleneksel, Bireysel, Kariyer/Bilimsel, Demokratik ve Ekonomik değer tipleridir. Özen araştırması kapsamında üç kuşak anneler