• Sonuç bulunamadı

NAMIK KEMAL’ĐN YERLĐLĐK DÜŞÜNCESĐNĐN KAYNAĞI: TARĐH

II. BÖLÜM

6. NAMIK KEMAL’ĐN YERLĐLĐK DÜŞÜNCESĐNĐN KAYNAĞI: TARĐH

Bir milletin geçmişinden hız alarak bugününü ve yarınını inşa etme kararlılığı olarak özetlenebilecek yerlilik kavramının dayandığı temellerden biri de tarih ve onu yeniden anlamlandırma azmidir. Karşılaştığı meselelere çözümler bulmaya çalışan yerli düşünce tarihi toplumun ortak hafıza hazinesi olarak değerlendirir. Bu hazineden yeni pratikler oluşturmak amacıyla faydalandığı gibi aynı zamanda karşılaştığı sorunlar yüzünden özgüveni zedelenmiş toplumu rehabilite etmek amacıyla faydalanmaya çalışır.

Her bir toplumu anlamanın yolu onu kuşatan kültürel öğeleri ve soyut mekânları anlamaktan geçer.480 Tarih bu anlamda soyut bir mekândır. Kendini her ne kadar göze çarpacak şekilde ortaya koymasa da insanın algısının oluşmasındaki payı inkâr edilemez. Somut çevremizi sarmalayan tarihsel unsurlar, insanı “zamanın ruhunu” yakalama konusunda âdeta zorlar. Đçinde bulunduğu durumla, tarihsel çerçeve arasında ilişki kurmaya sevk eder:

“Yerlilik, ıskalanan zamanın ruhuna vakıf olma çabasıdır. Zamanın ruhu şimdiki zaman üzerinde kullanılıyor olsa da zamanın geçmiş zaman içindeki ruhu ile buluşmak ve burada bir yüzleşme yaşamak, nihayetinde o ruha geçmiş zamandan dâhil olarak şimdiki zamana gelmek şeklinde gerçekleşecektir.”481

Bu anlamda tarih yerlilik düşüncesine kök sağlamada önemli faydaları olan bir unsurdur. Önemi sadece düşünce anlamında değildir, şimdiki zamanda yaşayan insanın kendini vurabileceği bir mihenk taşı, toplumsal bir ölçü görevini de ifa eder.

Yerlilik düşüncesi içinde tarihe bu görevleri yükleyen ve tarihi tam da bu anlamda anlayan sanatçıların en başta gelenlerinden biri de Namık Kemal’dir. Namık Kemal, tarihi maddi ve moral unsurlarıyla düşüncesinin temeline yerleştirmiş, buradan hareket ederek hem toplumu rehabilite etmeye çalışmış hem de barındırdığı birikimden faydalanarak günün sorunlarına çözümler sunmayı amaçlamıştır.

Namık Kemal, fikir ve anlayışının temeline Osmanlı’nın ihtişamlı günlerini ve başarılarını koymuş, meselelere Osmanlı gözlüğüyle bakmaya çalışmış ve tarihi güncel duruşunun temeli olarak görmüştür. “Hele kim ne derse desin biz eski

480 Murat Erol, (2010), “Yerlilik için Kavramsal ve Anlamsal Bir Çerçeve”, Hece Dergisi Yerlilik Özel

Sayısı, 162-163-164, s.42.

Osmanlıların yamalı abasını Avrupa(lı) dostlarımızın kuyruklu setresine tercih edenlerdeniz.” 482anlayışı onun düşünce kaynağını bütün açıklığıyla ortaya koyar.

Namık Kemal’in yazıldığı dönemde ilgi gören ve tarihi konu edinen eserlerinin yanında birçok yazısında rastladığımız Đslam ve Osmanlı tarihi vurgusu sanatçının tarihe dayanarak yapmaya çalıştığı sıçramaya örnektir. Tarihsel isimlere yaptığı vurgunun elbette anlaşılabilir sebepleri vardır. Bu sebeplerden en önemlisi evrensel bir başarının ortaya konduğu tarihe göndermeler yaparak toplumun bilinç ve moral düzeyini yüksek tutmaya çalışmasıdır. Yıkılmanın eşiğinde olan ve her gün bir toprak parçasını kaybeden devletin bu hali insanlar üzerinde yıkıcı etkiler bırakmaktadır. Osmanlı insanı kendi vatanının ayrılmaz bir parçası sandığı eyaletlerin, vilayetlerin birbiri ardınca kaybedildiği haberini aldıkça bilincini oluşturan o bütüncül anlayış yıkılıyor, giderek kendinden emin olmayan bir ruh haline bürünüyordu. Bu ruh halinin bir salgın hastalık gibi kol gezdiği bir ortamda Namık Kemal, tarihî kahramanlarla yeni bir toplum mühendisliğine soyunuyordu:

“Namık Kemal’in edebiyatını niçin kahramanların tebcili üzerine kurduğu devri düşünülürse pek güzel izah olunur. Devir bir yıkılma devridir. Cemiyetimizde Avrupa’dan geri kalmış olma şuuru ve devamlı muvaffakiyetsizlikler bir aşağılık kompleksi vücuda getirmişti. Millet kendine itimat edemez olmuş, istikbalden de ümidini kesmiştir. Namık Kemal, iyi bir görüşle insanın irade kudretini anlatıyor ve eskiden yetişmiş kahramanların hayatını tebcil ediyordu.”483

Namık Kemal’in yapmaya çalıştığı şey geçmişten hız alarak geleceği inşa etmedir. Moral değerinin yanı sıra bu dönemleri ortaya çıkaran sebepleri incelemek ve günün şartları içinde çözüm adına onları seferber etmeye çalışmaktadır:

“O söz konusu güçlü insanlar hakkında yazdığı yazılarla geçmişe ait bu değerleri, hâle aşılayarak geleceği hazırlamak endişesini taşımaktadır. Tarihi konu edinen eserlerini, bizi biz yapan değerleri hâle taşıyarak geleceği hazırlamak fikri etrafında düşünmek yerinde olur. Gaye tarihî gerçekliği objektif olarak ortaya koymaktan ziyade milli değerlerin tezahürü üzerinde durmaktır. Burada dikkate alınan geçmiş değil, hâlin milli değerlerle zenginleşmesi ve geleceğin bu değerler üzerine inşasıdır.” 484

Namık Kemal’de bir bilim olarak da tarih önemli bir yere sahiptir. Namık Kemal, tarihin bilinmemesi durumunda bugün yapılan bazı işleri yarar vermek bir yana zararlı olacağını ifade eder. Ona göre tarihsel süreç bilinmeden günümüzde yol almak ve yeni teşebbüse kalkışmak mümkün değildir:

482 N.Y Aydoğdu, Đsmail Kara, a.g.e, “Sunuş”, s. 5. 483 Mehmet Kaplan, a.g.e, s.150.

“Memleketin ahval-i tarihiyyesine atf-ı nazar olunmadan ittihaz olunmak istenilen bu tedbir ile aranılan netice arasındaki fark ise ne derece hande-i istihfafa şayan olduğu muhtaç-ı tarif değildir.” 485

Sanatçının düşüncesinde tarih hem düşüncesini üzerine kuracağı bir zemin hem de toplumu tanımanın ve ona yön vermenin gerektiği durumlarda başvuracağı bir kaynaktır. Bu kaynağı doğru okumadan millete yön vermek, onu harekete geçirmek mümkün değildir:

“Her cüz’ü bir insandan mürekkeb bir mevcud-ı manevi olan cemiyyet-i beşeriyye de mevhubât ve müktesabâtından, sevâbık u adâtından birden bire tecrid ederek yeni bir şekil, yeni bir mahiyet peyda edemez. … Đşte bu hallerden dolayı bir milletin sevâbıkı pîş-i nazâra alınmadan veya tabir-i diğerle tarihi bilinmeden istikbâli için ne yapılırsa ekseriyet mazarrat veya mazarrattan şen’i olan haft şaibesinden kurtulamaz.” 486

Namık Kemal’in düşüncelerini anlatmak için zemin olarak kullandığı alanlardan biri olan tarih hem içeriğiyle hem de özgüven yitimi yaşayan toplumun bu eksikliğine cevap vermesi bakımından yazar açısından oldukça önemlidir. Makalelerinde dile getirdiği düşünelerini topluma benimsetmek için tarihi, eserlerinin beslendiği bir kaynak haline getirmiştir. Sanatçı geçmişi hatırlatma, geçmişi yaşadığı günde tekrar kurmaya çalışma ya da geçmişten hız alarak geleceği kurma çabasında bu disiplinin kendisine sunduğu imkânlardan mümkün olduğu kadar faydalanmıştır.

Tarih, Namık Kemal için toplumu sadece moral değerler açısından yeniden ayağa kaldırma aracı olmamıştır. O alternatif bir düşünce bütünü oluşturmak için tarihî kaynaklara birinci elden ulaşmaya çalışmış ve bu kaynaklardan faydalanmıştır. Aynı zamanda Đslam dünyasına karşı sorgulayıcı ve aşağılayıcı bir tavır takınan Batılı yaklaşımlara karşı da tarih biliminin verilerinden faydalanmıştır.