III. İBN HİŞÂM’IN YAŞADIĞI DÖNEME GENEL BİR BAKIŞ
III.3. Dini ve Kültürel Hayat
3.3. İbn Hişâm’ın Tenkidleri
3.3.11. Nahve Ait Bazı Bölümler
Tabi olanın yani metbu’un manasını pekiştirmek, kuvvetlendirmek için gelen kelimelere denir.653
Şu âyetteki isim te’kid için gelmemiştir. / Hayır, yeryüzü
(kıyâmet sarsıntısıyla) parça parça olup dağıldığı zaman.654 Çoğu nahivci
/ parça parça kelimelerinin tekrar için geldiğini savunmuştur. Çünkü âyetin tefsiri manasının / parçalanmadan sonra tekrar parçalanma dır. fiili o kadar
çok tekrarlandığından dolayı / .dağılıp toz duman haline dönüşmüştür
ise meleklerin bütün yönden semâdan inmesine delâlet eder ve bazısı sâf dururken, diğer bir yerde tekrar sâf yapılıp tekrarlanır. Bundan dolayı, birincisi, ikincisinin te’kidi değildir.
Buna benzer şu örnek verilebilinir: / matematiği bölüm bölüm
öğrettim aynı şekilde müezzinin sözü olan / Allah büyüktür. Allah büyüktür te’kid değildir. İbn Cinnî ise te’kid olduğunu söyler. Ancak ikincisi birincisinin te’kidi için değildir. Aksine yeni bir cümledir.
/ Namaz yaklaştı, namaz yaklaştı ise ikinci cümle
birincisinin te’kidi içindir ve ikinci cümle ise haberdir.655
/ .kendi kendilerine üç ay hali beklerler…656âyetine ilişkin bazı
kişilerin nefs kelimesiyle te’kid yapılmıştır görüşünün incelenmesi gerekir. Çünkü merfû muttasıl zamîrin nefs veya ayn ile te’kid edilmesi için öncelikle munfasıl bir
653İbn Hişâm, Şerhu Şuzûr, (thk. Abdulhamîd).s.432; Talu, a.g.e. III/235. 654Fecr, 89/21.
655İbn Hişâm, Şerhu Katr, (thk. Muhammed Hayrî), s.251. 656Bakara, 2/228.
şekilde te’kid edilmesi gerekir. / Siz kendiniz kalktınız,buna örnektir.
Zira te’kid burada yitirilmiş olur.
Tarabbus ile emir edilenlerin kendileri dışında olanların olduğu zannı oluşmasın diye te’kidi munfasıl getirmek gereklidir. Muttasıl olur ise bu zan ortaya çıkar. Ancak
/ halifenin bizzat kendisi beni ziyaret etti cümlesinde bu zan yoktur ve
bu kuralın dışındadır. Âyette / onların kendileri kelimesi olarak zikredilmesi
tarabbus / bekleme haline daha önem verilmesi gerektiğinin işaretidir ve erkeklere olan meylin önüne geçilsin diye direk onların nefislerini hitap almıştır.657
Te’kid lafızlarından / hepsi Herevî’nin Zevâhir kitabında / kavmin hepsi geldi cümlesinde cemii kelimesi hâldir. Ancak Herevî kelimesini
te’kid olarak kabul eder. Çağdaşlarımızın bazıları ise şu âyette
/ O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı658geçen kelimesi mevsûlün
te’kidi’dir demişlerdir.
Burada mevsûlün te’kidi olmuş olsa idi / onun hepsi denilmesi
gerekirdi. şeklindeki te’kid ise azdır. Kur’ân buna dayandırılamaz. İbn Hişâm'a
göre doğru olanın hâl olarak gelmesidir. Ferrâ’nın ve Zemahşerî’nin
/…doğrusu hepimiz bunun içindeyiz….659şu kırâat için
kelimesini te’kid’tir
demişlerdir. Sahih olan bedel olduğudur.
İbn Mâlik âyetteki kelimesini hâl olarak almıştır. Bu görüşünde iki zayıf noktası vardır. Birincisi: kelimesinin nekire kılınıp izâfeden lafzen ve manen sıyrılması nâdir bir durumdur. İkincisi: Hâl’in âmili olan zarfa takdimi yanlıştır.660
ve / müzekker ve müennes için gelip müsennayı işaret yoluyla bildiren
kelimelerdendir. / hepsi, tümü, geneli kelimeleri ise çoğul içindir.
Bunların müekked bir zamîre muttasıl olması vâciptir. Bundan dolayı /…yerde ne varsa tümünü sizin için yarattı.661âyetindeki kelimesini İbn
Akîl’in te’kid olarak kabul etmesi İbn Hişâm'a göre yanlıştır. Bu kelime hâl’dir.662 İbn Hişâm, Müberrid’in nehiy ve nefiy’den sonra gelen harfinin kendisinden sonra gelen cümleye nehiy ve nefiy manasını intikâl görevinin câiz olduğuna ilişkin görüşünü yanlış olduğunu şu şekilde reddeder: / Zeyd gelmedi. Aksine
657İbn Hişâm, Muğnî, (thk. Mâzin), s.300-301. 658Bakara, 2/29.
659Ğâfir, 40/48.
660Emin Abdusselâm, Hâşiye, III/137,138. 661 Bakara, 2/29
Amr geldi cümlesinin Müberrid’in görüşüne göre manası, ve
/Zeyd ve Amr gelmemiştir olur. Bu görüş cumhûrun görüşüne terstir. Çünkü kelimesi nehiy ve nefiy’den sonra gelir ise kendisinden öncekini takrir ile hâlinin devamını ve kendisinden sonra gelenin ise birincisinin zıddı olduğunun isbatı içindir görüşünü belirtir.663
İbn Hişâm sahibini te’kid edenlere /…eğer Rabbin
dileseydi yeryüzünde bulunanların hepsi elbette topyekün iman ederlerdi…664 İbn Mâlik
yukarıda zikredilen Yûnus suresi 99. âyetindeki te’kidin âmilini te’kid için geldiğini savunmuştur. İbn Hişâm bunun bir yanılgı olduğunu, ancak; âmilini te’kid’e şu örneklerin verilebileceğini söylemiştir: / Cennet, Allah’a
karşı gelmekten sakınanlara uzak olmayacak şekilde yaklaştırılacak665
âyetinin
/ Zeyd tek olarak, Amr ise kavminin akrabalarıyla geldi ifadesinin
örnek olarak verilebileceğini söylemiştir. Çünkü âyette / takrîb, yakınlaştırmak
içindir. Her muzlef olan yakındır. Her yakın olanda uzak değildir.
/…(Ey Muhammed!) Seni insanlara bir peygamber olarak
gönderdik666 / Süleymân, onun bu sözüne tebessüm ile gülerek667 / ….dönüp ardına bakmadan…668 / Yeryüzünde bozgunculuk
yaparak karışıklık çıkarmayın669
âyetleri de bu kısım te’kid’e örnektir.670
3.3.11.2.Nidâ
Nidâ harflerinden biriyle kişiye yönelmesi istenen isme denir. Nidâ harfleri ise şunlardır: Hemze elif, ey, eyya, ya, heyya, vav.671
Münâda müfred elif harfiyle iki şekilde gelir: Yakın yer için nidâ harfidir.
/ Şair sevdiğine karşı hissettiği duyguları bastıramadığı için yaptığı bütün
fiillerin kendi iradesi dışında olduğunu belirtmek için şöyle söylüyor: “Ey Fâtıma! Sakin ol. Ben hislerimden dolayı sana eziyet etmiş olabilirim, ama bu kalbim bana her
663İbn Hişâm, Şerhu Şuzûr, (thk. el-Cevceri), II/813. 664 Yûnus, 10/99. 665Kâf, 50/31. 666Nisâ, 4/79. 667Neml, 27/19. 668 Neml, 27/10. 669Şu’arâ, 26/183.
670İbn Hişâm, Şerhu Şuzûr, (thk. el-Cevceri), I/319.
şeyi yaptırıyor. Benden sana ulaşacak kötülüğü sen engelle. Çünkü ben yaptığım bütün fiilleri kalbimin emriyle yapıyorum.672
İbn Habbâz hocasından rivâyetle hemzenin orta mesafe için münâda olduğunu savunur ve harfini ise yakın mesafe için kabul eder. İbn Hişâm bunun icmaya ters bir görüş olduğunu belirtir.673
Müfred münâda tekrar edilirse o zaman üç görüş ortaya çıkar. Birincisi: Zamme gelmesidir. Bu durumda ise müfred münâda takdir edilir. İkincisi: Münâda’dan nidâ harfi hazf edilir, tekrar edilen nidâ atfı beyân olabilir veya ikinci münâda mef’ûlü bih olur ve fiili olarak takdir edilir.
Üçüncü görüş ise: Müfred münâda fetha gelir ve bu asıldır.
/ Ey Zeyd’in hızlı atı, ey Zeyd’in hızlı atı. Ancak burada ihtilâfa düşülmüştür.
Sîbeveyh ikinci kelimesini hazf etmiş, birincisinin ona delâlet ettiğini belirterek,
muzâf ve muzâf-u ileyh arasında kelimesini gizlemiştir.
Müberrid ise, birinciyi hazf edip ikinciyi ona delâlet ettirmiştir. İbn Hişâm'a göre bu iki görüşten ikincisinin çıkış noktası zayıftır. Sîbeveyh’in görüşü mûzaf ve muzâf-u ileyh’in arasını ayırmak olduğundan bir kelimeyi iki kısma ayırmak manasına gelir. Müberrid’in görüşü ise, birincisini hazf edip ikincisinin ona delâlet etmesi gibi bir şey oluşur. Bu durumda nâdir görülür. Aksi olan ise çok kullanılan olmasıdır.674
bunlar nidâya mülâzımdırlar. Manaları / kadın ve erkek’ dir.
İbn Mâlik ve bir gurup nahiv âlimi manasının isimleri gibi olduğu
görüşündedir. İbn Hişâm'a göre bu görüş bir yanılgıdan ibarettir. Manası: / o
adam, o kadın’dır. İbn Mâlik / ey filân kişi! o dalgadan o filân
kişiyi koru sözüyle bunlara açıklık getirmiştir.
Buradaki kelimesi nidâya has olan kelimedir. Mecrûrluk ise zarûretten
dolayıdır. Kelimenin aslı ‘ dir. Elif ve nun ise burada zarûret için hazfedilmiştir. Misâl: / evi yerden yüksek yapmaya çalıştı. Ancak karşı çıktılar
burada iki harf kelimesinden hazfedilmiştir. Aslı ’ dir.675
672İmru’l Kays, Dîvân, s.12; el-Murâdî, el-Cene’d-Dânî, s.35; es-Suyûtî, Şerhu Şevâhidu’l-Muğnî, (thk.
Abdurrahmân b. Kemâl), I/20; es-Suyûtî, Hem’u’l-Hevâmî, I/17; Ya’kûb Emîl, el-Mu’cemu’l-
Mufassâl, II/792.
673Emîn Abdusselâm, Hâşiye, I/32,33.
674İbn Hişâm, Şerhu Katr, (thk. Muhammed Hayrî), s.176,177. 675İbn Hişâm, Evdah, (thk. Habbûd), II/175,176.
3.3.12.İbn Hişâm'ın Bazı İlim Talebelerinin Sordukları Sorulara Karşılık