III. İBN HİŞÂM’IN YAŞADIĞI DÖNEME GENEL BİR BAKIŞ
III.3. Dini ve Kültürel Hayat
3.3. İbn Hişâm’ın Tenkidleri
3.3.2. İsim, Fiil, Harf’in Alametleri
3.3.2.3. Harfin Alametleri
Harfin alameti, isim ve fiil için zikredilmiş alametlerden hiçbirisini kabul etmemesidir.541İbn Hişâm fiil-i-mâzi ve fiil-i-emir kısımlarında izlemiş olduğu yolu harf kısmında da takip ederek harf olması hakkında ihtilâf bulunanları belirleyip, onlar hakkındaki görüşlerini aktarmıştır.
Bu harfler; yani ihtilâf edilenler dört tanedir: /
Ne zaman, nasıl, mastar görevi yapan( ma ), bağlaç görevi yapan ( ma ) Sîbeveyh ve başkaları kelimesi üzerinde ihtilâfa düştüler. Sîbeveyh harf olduğunu gibi şart
konumundadır demiştir. / Ne zaman kalkarsan kalkacağım.demen ile
/ Kalkarsan kalkarım. demen arasında bir fark yoktur. Müberrid, İbn Sirâc, el-Fârisî
ise zarf-ı zaman’dır demişlerdir. Misallerdeki mana ise /Ne zaman kalkarsan
kalkarım, gibi olur ve harfinin harfine bitişmeden önceki hali isimdir ve asıl olanın bitişme ile değişikliğin olmamasıdır.542
Sibeveyh ve onun takipçileri harfinin harfiyle bitişmesiyle zaten
değişiklik oluştuğunu savunup harfinin mâzi için kullanılma hükmü kalkmış, ile birlikte müstakbel için kullanılmaya başlamış ve manasından kesin sıyrılmıştır görüşünü savunmuşlardır. İbn Hişâm bu görüşlere bir açıklık getirmek ve delillerin yanlışlığını belirtmek için şu izâhı yapmıştır:
Cumhur nın isim olduğunu iddia ederek şu âyeti delil olarak getirmiştir:
. /...her ne getirirsen getir…543ifâdesinde kelimesindeki ha zamîri kelimesine döner. Zâmir ise isimden başka bir şeye dönmez.
Süheylî ve İbn Ya’sun ise harf olduğunu iddia edip Züheyr b. Ebî Sülmâ’dan şu beyti zikrederler:
./
Bir kişi ahlakını veya huyunu başkalarından ne kadar gizlese de onu gizleyemez. Mutlaka açığa çıkar. 544.
541İbn Hişâm, Şerhu Katr, (thk. Muhammed Hayrî), s.30; İbn Hişâm, Evdah , (thk. Habbûd Berekât), I/47;
İbn Hişâm, Şerhu Şuzûr, (thk. Komisyon), s.50.
542İbn Hişâm, Şerhu Şuzûr, (thk. Abdulğanî Dıkr), I/434; İbn Hişâm, Şerhu Katr, (thk. Abdulhamîd), I/37. 543A’râf, 7/132.
544Zuheyr b. Ebî Sülmâ, Dîvân, Mevkiu’l-Verrag, Mektebetu’ş-Şamile, s.32; el-Murâdî, el-Cinnu’d-Dânî,
(thk. Fahreddîn Kabâve), s.612; es-Suyûtî, Şerhu Şevâhidu’l-Muğnî, (thk. Abdurrahmân b. Kemâl), Menşûrâtu Dâru’l-Hayat, Beyrût, trs, s.386; İbnû Hişâm, Şerhu Katr, (thk. Abdulhamîd), s.37; İbn Hişâm,
Muğni, (thk. Mâzin Mubârek), s.330; es-Suyûtî, Hem’u’l Hevâmî, II/35-58; el-Bedii, el-Mu’cemu’l- Mufassâl, II/944.
Burada / huy kelimesi / ne yapsan, ne halde olsan fiilinin ismidir.
harf-ı zâid’tir. Fiilin zâmiri olmadığı ortada olduğuna göre ‘nın bu durumda irab’ta
yeri olmaz. Olsa bile mübtedâ olurdu. O ise mahzurlu olurdu. Çünkü kendisini cümleye bağlayan bir bağdan yoksundur. Bundan dolayı cümlede mahalli de yoktur. Sonuç olarak harf olduğu anlaşılır.
İbn Hişâm bu açıklamalardan sonra sonucu şöyle bağlamış ve doğru olan görüşün de bu olduğunu belirtmiştir: fiilinin ismi müstetirdir /gizlidir . bu
fiilin tefsiridir ve aynı şekilde kelimesi ise harfinin tefsiridir.545
kelimesinin harf olduğunda icmâ vardır ve mürekkep değildir. Ancak Halîl b.
Ahmed mürekkeb olduğunu iddia eder ve nâfiye ile nasb harflerinin bitişmesi sonucu oluşmuştur der. Ferrâ ise kelimesindeki nun harfinin elif harfinden
geldiğini söylemiş ve kelimenin aslının olduğunu savunur. harfi ise nefy-i mustakbeli içindir ve daima nasb eder.546
İbn Hişâm harftir ve nefiy ifade eder ve mustakbel içindir, devamlılık, ebedilik ifade etmez. Zemahşerî ise bunun aksini savunur ve ona göre harfi te’kid bildirmez. Zemahşerî Keşşâf’ta bunun aksine delil getirmiş / Kesinlikle
kalkmayacağım. cümlesini ihtimal olarak ebedi kalkmayacağına veya gelecekte bazı zamanlar kalkmayacağına dair nefiy bildirir diye izâh etmiştir. Şu söz onu doğrular niteliktedir: / Kalkmayacağım. Burada te’kid manası yoktur.
İbn Hişâm’a göre harfi dua için gelmez. İbn Sirâc bunun tersi bir
düşüncededir. Delili ise şu âyettir: / Rabbim!
Bana verdiğin nimetle asla suçlulara arka çıkmayacağım dedi.547İbn Sirâc burada dua manasını taşıdığını iddia eder. Manası: / Beni onlardan kılma.dır. Ancak
bu takdîr veya tağyîr ile âyetin manası bozulur ve yanlış hüküm verilmiş olur.548
harfinin nasb gelmesi için harfinden sonra bir harfi gizli olduğu
düşünülür. nın kendisinde böyle bir harfi yoktur. Ancak Kûfeliler nın
kendi aslında bir gizlidir derler ve bu harfin cer görevinde de geldiği görülür.
545İbn Hişâm, Şerhu Katr, (thk. Muhammed Hayrî), s.31,32; İbn Hişâm, Şerhu Şuzûr, (thk. Abdulğanî
Dıkr), I/434; İbn Hişâm, Şerhu Katr, (thk. Abdulhamîd), I/37; İbn Hişâm, Muğni, (thk. Mâzin Mübârek),
I/420.
546İbn Hişâm, Şerhu Şuzur, (thk. Abdulhamîd), s.306. 547Kasas, 28/17.
/ ..tan yerinin ağarmasına kadar…549veya /şimdiye
kadar. Kûfelilerin bu iki misaline göre harfi fiil ve isimde amel etmiştir. Bir âmil
iki farklı konumda amel etmiş olur. Bu ise Arab gramerinde rastlanmamıştır.550
harfinin /..muhakkak ikisi sihirbazdır…551bu âyette geçen harfinin diye okuyup harfini manasında kullanan Müberrid’e İbn Hişâm iki
itiraz ile karşı çıkmıştır. Birinci itirazı: harfinin manasında gelmesi şâzdır.
Bazıları duyulmadığını da söylemişlerdir. İkinci itirazı: Lam harfi mübtedâ’nın haberine dâhil olmaz.552
İbn Hişâm harfinin icab bildirip manasında kullanıldığını savunmuştur.
Örneğin: / Ancak bunu yaparsan sana gelirim. Yani
/ Sadece senden şu fiili yapmanı istiyorum. Bu durumda harf olduğunda ittifâk
vardır. rabıta için /bağlaç gelmiş ve mevcut olan bir şeyin başka bir şeye bağlama görevini yerine getirmiştir. Misal: / Bana geldiğinde ikram edeceğim.
Burada ikramın mevcut olmasını gelmeye bağlamıştır. Bu kısım bağlaçta ihtilâf vardır. Sîbeveyh burada bağlaç görevi gören ya harf demiş ve manasında
geldiğini savunmuş ve şu âyeti de buna örnek vermiştir: /
Süleymân’ın ölümüne hükmettiğimiz zaman…553Eğer bu âyette
harfinin zarf
olduğunu kabul edersek o zaman manasına gelir ve âmili olan mahallinde amel etmesi gerekir. O mahal ise nasb mahallidir. Bu âmilin / Hükmettiğimizde
olmasını veya / Onlara rehberlik ettiğinde olması gerekir. Bunlardan başka da bir
âmil görülmemektedir.
Eğer âmilini seçersek bu merdûdtur. Çünkü ‘nın isim olduğunu
söyleyenler onun kendisinden sonrakine muzâf olduğunu kabul etmiş olurlar. Ancak Muzâfun ileyh muzâfta amel edemez. Âmilinin olduğunu söyleyenlerin görüşü de
merdûdtur. Çünkü nefiy bildiren kendisinden sonrasına ve öncesine tesir etmez. Bu şekilde ‘nın âmili olmadığı görüldükten sonra bunun i’rabta yeri olmadığı ve harf olup mebnî olduğu ortaya çıkmış olur.554
549Kadr, 97/5.
550İbn Hişâm, Şerhu Katr, (thk. Abdulhamîd), s.55. 551
Tâ-Hâ, 20/63.
552İbn Hişâm, Muğni, (thk. Mâzin Mubârek), I/57. 553Sebe, 34/14.