• Sonuç bulunamadı

III. İBN HİŞÂM’IN YAŞADIĞI DÖNEME GENEL BİR BAKIŞ

III.3. Dini ve Kültürel Hayat

2.4. Şiirleri Açıklaması

İbn Hişâm eserlerinde şiirleri; nahiv kâidelerini açıklama amacına yönelik örnek olarak getirmiş, bu kâidelerin çoğunluğunu da hüccet sayılan dönem şiirlerinden seçmiştir. Ancak, bu dönemin dışındaki şiirlere de yer vermiş, bunları, delil olarak daha kuvvetli ve sağlam bir veri olduğuna inandığı için getirmiştir.362

357İbn Hişâm, el-Muğnî, (thk. Komisyon), II/433; el-Labdî, a.g.e. s. 111. 358

Âl-i-İmrân, 3/115.

359İbn Hişâm, el-Muğnî, (thk. Komisyon). II/685; el-Labdî, a.g.e. s. 136. 360İbn Hişâm, el-Muğnî, (thk. Komisyon), II/433; el-Labdî, a.g.e. s. 156. 361İbn Hişâm, el-Muğnî, (thk. Komisyon), I/40; el-Labdî, a.g.e. s. 196-197. 362İbn Hişâm, Muğnî’l-Lebîb, (thk. Komisyon), s.7-47, 91-126.

İbn Hişâm Katru’n-Nedâ’da 150, Evdâhu’l-Mesâlik’te 583, Şuzûru’z-Zeheb’te 239 tane şiir örneği vermiştir.363

Nâdir olan sözlerden kaçınmış, bunlardan kâide oluşturanları eleştirmiş, söyleyeni bilinmeyen şiirlerden alıntı yaparak bunların genel kurallara uyanlarını sadece örnek olarak zikretmiş, bazılarını da delil olarak göstermiştir. Bazı durumlarda da söyleyeni meçhûl olan kâide dışı şiir örneklerini de şâz olarak nitelemiştir.364

İbn Hişâm şiirleri te’vil’den kaçınmış, Basralıların te’vil yoluyla kâideleri uzlaştırma yolunu uygun bulmamıştır. Bazen şiir’in bir beytinden az bir bölümünü delil için yeterli görmüştür. Aşağıdaki misaller bu guruba örnektir:

/ Kulağı kesik eşek sesi mevsul bahsinde365 /

Deniz suyu içtiler mecrurat bahsinde366 / Ayakkabısını dahi fırlattı

atfu’n-nesak veya hatta harfi cer bahsinde367bu şekilde getirmiştir.368

Bazen İbn Hişâm bir delil için birden fazla şiir örneği getirme gereğini duymuştur. Bunu da delili daha iyi açıklamak veya verilen örneği tamamlamak için yapmıştır. Bu bağlamda Muğnî’l-Lebîb’in birinci bölümünde Ömer b. Rabîa’nın sözünü almıştır. Bu örneği istifham babında hemze elif’in hazf edilebileceğine delil olarak getirilmiştir.

/ Onun bileği kızarmış,

avucunun içini ve el parmaklarını boyalarla süslenmiş gördüm. Bilmiyorum! Senin haberin var mı? yedi veya sekiz ateş topuzundan.369

Şu örnek ise Ömer b. Abdulazîz’in şiiridir ve hemzenin te’kid için geldiğine delildir.

/ Senin faziletin Kureyşi onur- landırmıştır ve sen onları şiddetli kederden kurtardın. Ka’ab b. Ma’ma ve İbnû Sa’d senden daha cömert ve senden daha cesur değillerdir. 370

.

363İbn Hişâm, Evdâhu’l-Mesâlik,(thk. Habbûd Berekât), I/23. 364es-Suyûtî, el-Muzhîr, I/142.

365İbn Hişâm, Muğnî’l-Lebîb, (thk. Komisyon), I/50; es-Suyûtî, Hem’u’l-Hevâmi, I/332. 366İbn Hişâm, Muğnî’l-Lebîb,(thk. Komisyon), I/119; es-Suyûtî, Hem’u’l-Hevâmi, II/418.

367İbn Hişâm, Evdahu’l-Mesâlik, (thk. Dâru’l-Ciil), III/365; İbn Hişâm, Muğnî’l-Lebîb,(thk. Komisyon),

I/167; es-Suyûtî, Hem’u’l-Hevâmi, II/427.

368İmrân Abdusselâm, a.g.e. s.339.

369İbn Hişâm, Muğnî’l-Lebîb, (thk. Komisyon), I/7; el-Bağdâdî, Hizânetu’l-Edeb, IV/447; İmrân

Genel olarak İbn Hişâm şiirlerde delil içeren beyit hangisi ise onu alıp, beyitin kalan kısmını zikretmez. Şair’lerin çoğunlukla isimlerini zikreder. Mesela; Ebî Zueyb el-Huzelî, en-Nâbiğâ, Nasib, Ebî Tâlib, İmru’l-Kays, Esved b. Ya’fer, Ahmed b. Kays gibi şairlerin şiirlerini isim vererek zikreder.

İbn Hişâm bazen şiirin söyleyenini zikretmez, o bölümü mübhem bırakır. Araplar dediler, Huzelî söyledi gibi ifadeler kullanır. Bu tarz da olanların genelini bir zâmir ile yapmıştır. 371

Bazen şairlerin isimleri yerine müzekker ğaib siğasını tercih etmiş, kadın şairleri de bu siğanın içine almıştır. Bir şairin lakabını verip, o lakapla meşhur diğer şairleri ayırt edici ek bir bilgi vermemiş, şiir sahibi hakkında okuyucuyu zor durumda bırakıp, bu yönüyle de eleştirilere maruz kalmıştır.

Örnek olarak; bahsinde harfinin ancak nekirelerde amel ettiğini söylemiş ve İbn Cinnî, İbn Şecerî’ye muhalif olarak Nâbiğâ’dan şu beyti delil olarak getirmiştir:

/ Kalbim siyahlaştı. Ama ben

ondan başkasına yönelmedim ve benim ona olan sevgimde hiçbir gevşeme de olmadı.372 Fakat bu beyit meşhur Nâbiğâ ez-Zubyânî’ye ait olan bir beyit olmayıp, Nâbiğâ el-Ca’dî’ye aittir. Okuyucuda bu durumdan dolayı yanlış bir bilgiyle karşı karşıya gelebilmektedir.

İbn Hişâm şiirlerin bazılarında istemeden de olsa bazı değişiklikler yaparak delil göstermiştir. Bu değişiklikler çoğu zaman delil çıkarımında yanlışlığa sebep olmamış, nadiren de olsa yanlış hükümlere de sebebiyet vermiştir. Örneğin:

/ Bütün yol arkadaşlığının sonu

ayrılma ile son bulur. Ancak biz onları kardeşlerimiz olarak kabullenmişiz.373

bahsinde İbn Hişâm manayı gözeterek kelimesine muzâfu’n-ileyh hükmü vermiştir. Aslında kelimesi zâit olup kelimesi okunacağı yerde

yanlış alıntıdan dolayı okunmuş ve doğru olan müsennâ hükmüne varamamıştır.374

370İbn Hişâm, Muğnî’l-Lebîb,(thk. Komisyon), I/14,el-Bağdâdî, Hizânetu’l-Edeb, II/254,İmrân

Abdusselâm Menhec, s.340.

371İmrân Abdusselâm, a.g.e. s.340,341.

372İbn Hişâm, Şerhu Ebyâtu Muğnî,(thk. Abdulazîz Ribât, Ahmet Yûsûf Dakkâk), Matbaatu Zeyd b.

Sâbit, Dimeşk, trs. IV/378; es-Suyûtî, Şerhu Şevâhidu’l-Muğnî, Dâru’’l-Mektebetu’l-Hayât, Beyrût, trs.

II/613; İmrân Abdusselâm, a.g.e. s.343,344; el-Murâdî, el-Cene’d-Dânî, (thk. Komisyon), s. 293; el-

Bağdâdî, Hizânetu’l-Edeb, III/337; es-Suyûtî, Hem’u’l-Hevâmi, I/125.

373es-Suyûtî, Hem’u’l-Hevâmi, I/599; İbn Hişâm, Muğnî’l-Lebîb,(thk. Komisyon), I/259. 374İbn Hişâm, Muğnî’l-Lebîb, (thk. Komisyon), I/215; İmrân Abdusselâm, a.g.e. s.344.

Bazı nahiv tenkitçileri İbn Hişâm’ın şiir örneklerini sadece temsil amacıyla getirdiğini, hüküm vermede delil olarak kullanmadığını iddia ederler. Bu ise yanlış bir algıdır. Çünkü İbn Hişâm’ın hüküm vermede delil olarak şiirlerden örnekler verdiği kitaplarında görülmektedir. Muğnî’l-Lebîb’de ve onu şerh eden kitaplarda bu duruma örnekler çokça verilmiştir. Meselâ / Azlık veya çokluk için gelen kelime bahsinde

şöyle bir ibare kullanılır: ‘nin müstakbel için geldiğine dair Ca’der el-Aklî’nin şu

şözü delildir:375

/ Şayet ölürsem bazı fakir, zavallı

kişiler benim ardımdan samimi bir şekilde ağlarlar.376

İbn Hişâm şiirleri mana ve şekil uyumluluğuna dikkat ederek açıklamış, i’rabın manaya hizmet ettiğini, mana ve i’rab bütünlülüğünü bozan şiire has yazım ruhsatlarını genişçe kullananları eleştirmiştir. Bazı muğlâk kelimeleri kısaca açıklamış, kelimelerin beyitteki yerlerine göre i’rabını da bazen yapmıştır. Şiirleri bir bütün olarak şerh etme gayretine girmemiştir. Bundan dolayı şiir şerhleri azdır.377