V. ARAŞTIRMA ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALAR
1.3. İSLÂM HUKUKUNDA EVLİLİK VE İDDET NAFAKASI
1.3.10. Nafakayı Hak Etmenin Şartları
1.3.10.15. Nafakasızlık Sebebiyle Ayrılmanın Talep Edilmesi
Nafaka sorumlusu olan kocanın nafaka borcunu ödemekten kaçınması şu sebeplerle olabilir. Koca ğaiptir veya hazırdır.
a. Kocanın Ğâip Olması: Kocanın sağ olduğunun bilinmesi durumunda
evine dönmemesi gaip olarak değerlendirilmiştir.379 Bu durumda kocanın yaşadığı
biliniyor ama yaşadığı yer bilinmiyor. Karısına infâk etmeyen, infâk edilecek mal bırakmayan ve kadına infâk edecek vekil de bırakmayan kocası ğâib olan kadının ayrılma isteğinin hükmünde fukaha ihtilafa düşmüşlerdir. Bu konuda iki görüş ileri sürmüşlerdir:
Birinci görüş: Kadın, ayrılmayı talep edebilir. Bu, Mâlikîlerin meşhur
görüşüne, Şâfiîlerin bir görüşüne ve kocası aleyhine borçlanmaya güç yetirilmemek
şartıyla Hanbelîlerin görüşüne göredir.380 Yalnız Hanbelîler bu gaipliğin bir mazeret
sebebiyle olmamasını şart koşarlar. Mâlikîlere göre gaiplik bir sene veya daha fazla, Hanbelîlere göre altı ay veya daha fazla sürerse hâkim belirli şartlarla boşanmaya
hükmeder. Bu ayrılık Hanbelîlere göre fesih, Mâlikîlere göre bâin talaktır.381
İkinci görüş: Kadının ayrılmayı talep hakkı yoktur. Bu, Hanefîlerin,
Mâlikîlerin, Şâfiîlerin esah olan ve bazı Hanbelîlerin görüşüdür. Varlıklı olan koca
nafakayı vermezse hazır veya ğaib olsun nikâh feshedilmez.382 Çünkü fesih nafakada
fakirlikle sabit olmaktadır. Kocanın fakirliği, kocanın durumunun açıklanması için
379 Aydın, İlmihal, c. 2, s. 236.
380 Heyet/Komisyon, Mevsû’atu’l-Fıkhiyye, c. 41, s. 68. 381 Aydın, İlmihal, c. 2, s. 236.
382 İbn-i Âbidîn, Reddu’l-Muhtâr, c. 5,s. 306; Heyet/Komisyon, Mevsû’atu’l-Fıkhiyye, c. 41, s. 69 Nevevî, Minhâcu’t-Tâlibîn, s. 717; Şirbînî, Muğni’l-Muhtâc, c. 3,s. 579.
ğâib olmasıyla sabit olmamaktadır. Eğer fakirlik sabit olursa hâkim, veli tayin eder
veya kadının talebine göre ayrılma emrine izin verir.383
b. Kocanın Hazır Olması: Kocanın hazır olması durumunda nafakayı
ödemekten kaçınması ise iki ihtimalle olabilir. Koca zengin olduğu halde veya fakirliği sebebiyle nafakadan kaçınmıştır. Cumhura göre: Koca, görünüşte malı olan zengin hazır ise kadın kocasından hakkını alacağı için kadının ayrılmayı talep hakkı yoktur. Koca nafaka konusunda fakir olsa kadın da kocasıyla beraber kalmaya razı
olmuşsa hüküm yine böyledir.384 Zengin kocanın, eşine nafaka vermekten imtina
etmesi, kaçınması durumunda; kadın mahkemeye müracaat eder. Hâkim, aralarını ayırmaz, koca namına kocanın malını satar ve kadının nafakasına harcar. Malı yoksa karısının nafakasını verinceye kadar onu hapseder, nikâhı feshetmez. Kocanın evi ve hizmetçisi satılmaz. Çünkü bunlar asli ihtiyaçlardandır. Asli ihtiyaç da borçlardan
önce gelir.385 Eğer koca karısına nafaka vermekten aciz kaldığı takdirde kadın
sabrederse verilmeyen nafakası kocanın üzerinde borç haline gelir.386 Eğer koca
fakirse yani koca yiyecek, giyecek ve meskenden oluşan üç nevʽi nafakadan acizse kadın da kocasıyla beraber kalmaya razı değilse kadınla kocasının arasının
ayrılmasının talep edilmesi hakkında İslâm hukukçuları ihtilaf etmiştir.387
Bu konuda iki görüş vardır:
Birincisi: Kadının ayrılmayı isteme hakkı yoktur. Kadının kendi nefsine
harcaması amacıyla kocası için çalışmaktan kadın menedilemez. Hanefîlere, Şâfiîlerin ezhar olan görüşünün karşılığı olan görüşe ve Hanbelîlere göre böyledir. Mahkeme nafakaya hükmettiğinde bu, kocanın üzerine bir borç olur ve müddetin geçmesiyle de sâkıt olmaz. Mahkeme eğer kocanın satılacak bir malını da bulamaz
ise bu durumda kocayı hapseder.388 Nafakayı ödeyene kadar mahpus kalır. Karısına
nafaka vermekten imtina eden koca hapsedildiğinde; nafaka yükümlülüğü devam
383 Heyet/Komisyon, Mevsû’atu’l-Fıkhiyye, c. 41, s. 69.
384 Nevevi, Minhâcu’t-Tâlibîn, s. 717; Şirbînî, Muğni’l-Muhtâc, c. 3, s. 579; Heyet/Komisyon,
Mevsû’atu’l-Fıkhiyye, c. 41, s. 66; İbn-i Âbidîn, Reddu’l-Muhtâr, c. 5, s. 293.
385 Komisyon, Nafaka Kanunu, (Haz.) Orhan Çeker, md.122,323-324; İbn-i Âbidîn, Reddu’l-
Muhtâr, c. 5, s. 293.
386 Nevevi, Minhâcu’t-Tâlibîn, s. 717; Şirbînî, Muğni’l-Muhtâc, c. 3, s. 579. 387 Heyet/Komisyon, Mevsû’atu’l-Fıkhiyye, c. 41, s. 66.
eder. Mahkeme bu durumda kadına daha sonra kocasına rucu' etmek üzere kocası adına borçlanması salahiyeti veya eşin kendi malından harcamaya izin verir. Çünkü hâkim, kadına borçlanması için izin verirse bu, kocanın borcu gibi olur. Bu borç kocaya vâcip olur. Alacaklıyı da kadın, kocasına bu vesileyle yönlendirir. Kocanın
buna razı olup olmaması şart değildir artık.389 Kocası olmayan kadının ve küçüklerin
nafakası kardeş ve amca gibi kime vâcib ise borç vermek de bu kişiye vâcib olur.390
Bu görüş sahipleri, Allah Teâlâ'nın " Eğer borçlu darlık içindeyse, ona eli
genişleyinceye kadar mühlet verin" 391 âyetinin manasının umumiliğine dayanıyorlar.
Yüce Allah, fakirin zengin oluncaya kadar beklenmesini emretmiştir. Eş de bu âyetin manasının umumiliği içindedir. Bu durumda kadın kocasını beklemeye memurdur.
Talakı istemeye hakkı yoktur.392 Peygamberimizin elinde olmayan nafakadan isteyen
hanımları hakkında " Ey Peygamber! Hanımlarına de ki: Eğer dünya hayatını ve
onun süsünü istiyorsanız, gelin size mut’a vereyim ve sizi güzelce bırakayım. Eğer Allah’ı, Resûlünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilin ki Allah içinizden iyilik yapanlara büyük bir mükâfat hazırlamıştır”393 âyetlerinin inmesine sebep olduğunu
belirten hadisin son kısmında Hz.Aişe (r.a.), Peygamber’den ayrılmak yerine ahiret yurdunu istemiştir. Bu hadis bize kadının kocasının elinde olmayanı isteme hakkının olmadığını gösteriyor. Böylece kadının talakı talep hakkının olmadığı daha evla bir şekilde anlaşılır. Nafaka, kocası üzerinde kadının bir hakkıdır. Borçtan dolayı nikâhın feshedilmemesine kıyasen kocanın acizliği sebebiyle de nikâh
feshedilemez.394
İkincisi: Eğer hâkim, aralarını ayırmaktan çekinirse nafakadan aciz olan koca
ile eşin arasını ayırmayı talep etmek, kadının hakkıdır.395 Bu, Mâlikîlere, Şâfiîlerin
ezhar görüşüne ve Hanbelîlerin sahih görüşüne göredir. Bu ayırma, Şâfiîlerle Hanbelîlerin yanında bir fesih sayılırken Mâlikîlerin yanında da talak-ı ric'i sayılır.
389 İbn-i Âbidîn, Reddu’l-Muhtâr, c. 5, s. 308; Komisyon, Nafaka Kanunu, (Haz.) Orhan Çeker, md.323; Erbay, İslâm Hukukunda Evlilik ve Hısımlık Nafakası, 68; Komisyon, Nafaka
Kanunu, (Haz.) Orhan Çeker, md.58.
390 İbn-i Âbidîn, Reddu’l-Muhtâr, c. 5, s. 309. 391 Bakara, 2/280.
392 Heyet/Komisyon, Mevsû’atu’l-Fıkhiyye, c. 41, s. 67-68. 393 Ahzab, 33/28-29.
394 Heyet/Komisyon, Mevsû’atu’l-Fıkhiyye, c. 41, s. 67.
395 İbn-i Âbidîn, Reddu’l-Muhtâr, c. 5,s. 306; Nevevî, Minhâcu’t-Tâlibîn, s. 717; Şirbînî, Muğni’l-
Bunlar, Yüce Allah'ın "(dönüş yapılabilecek) boşama iki defadır. Sonrası, ya iyilikle
geçinmek, ya da güzellikle bırakmaktır"396 âyetine dayanırlar. Allah, "güzel
geçinmeyi" veya "güzellikle bırakmayı” emretmiştir. Kocanın eşine infâkta
bulunmaması, maruf üzere olan geçinmeyi ihlal etmektir. Bu durumda "güzellikle bırakmak" olan ikincisi belirlenmiş olur. Bu görüş sahipleri, Ömer b Hattab(r.a.)'ın eşlerinden uzakta olan askerlerin işleri için Medine ehlinin görüşüne göre onlara (eşlerinden uzakta olan askerlere) eşlerine dönmelerini ya eşlerini boşamalarını ya da nafakalarını göndermelerini ve onlardan kim eşlerini boşarsa boşama nafakalarını göndermelerini emrettiği yazısına dayanıyorlar. Ebuzzennad şöyle demiştir: "Said b. Müseyyib'e " karısına sarfedecek nafaka bulamayan kişi ile karısı ayrılır mı?" dedim. "Sünnete göre" dedi. Said, "sünnet" ile Rasulullah'ın sünnetini kastediyor. Ve Ebu Hureyre’den rivâyeten Hz Peygamber kadına infâk edecek bir şey bulamayan adam için “…araları ayrılır…” dediği hadisine dayanıyorlar. Zararı az olmasına rağmen cinsel ilişkiden kocanın aczi sebebiyle fesih oluyorsa nafakadan koca aciz olursa fesih, öncelikle gerçekleşir. Çünkü nafaka olmadan bedenin selameti söz konusu değildir.397
Mâlikî mezhebinde ise, koca fakirliğinden dolayı karısının yeterli nafakasını
temin edemez ise karısını boşar.398 Koca karısının nafakasını ödemezse Şâfiî
mezhebine göre aralarını ayırmada mahkeme yetkilidir. Hanefî mezhebine göre hâkim bu yetkiye sahip olmadığından Hanefî hâkimin böyle bir durumda kendi
yerine Şâfiî hâkimi halef kılabileceği belirtilmiştir.399
Görüldüğü üzere Hanefîler hariç diğer mezhepler kocanın fakir olup kadına bu sebeple nafaka ödeyememesi durumunda aralarının ayrılabileceğine hükmetmişlerdir. Bu sebeple karı ile kocanın arasının ayrılamayacağını söyleyen Hanefî mezhebi ise son tahlilde; Hanefî mahkeme yerine Şâfiî bir kadı tayin eder ve bunları ayırır diyerek diğer üç mezhebin görüşüne pratikte bir hayli
yaklaşmışlardır.400 Nafakadan aciz kalındığında eşlerin arasının ayrılabileceğine
396 Bakara, 2/229.
397 Heyet/Komisyon, Mevsû’atu’l-Fıkhiyye, c. 41, s. 67-68. 398 Erbay, İslâm Hukukunda Evlilik ve Hısımlık Nafakası, s. 69. 399 Erbay, "Nafaka", DİA, c. 32, s. 282-283.
400 İbn-i Âbidîn, Reddu’l-Muhtâr, c. 5, s. 306-307; Erbay, İslâm Hukukunda Evlilik ve Hısımlık
hükmeden Cumhur'un görüşü, kadının hakkının korunması bakımından daha uygundur.