V. ARAŞTIRMA ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALAR
2.7. USULÜN FURUʽA İNFAKI
2.7.1. Evlatların Nafakasının Vâcib Olmasının Şartları
Evlatların nafakasının vâcip olmasının dört şartı vardır:
4.9.1.1. Çocuğun fakir ve malsız, kazanmaya da kudretsiz olması
Yeterli malı veya geliri olmayan çocukların nafakaları ergenlik dönemine kadar babalarınca, baba yoksa diğer usulleri veya yakınlarınca karşılanır. Malı varsa nafaaksı kendi malından karşılanır. Çünkü nafaka, yardımlaşma için vâcip olur.
Zengin olan da yardıma ihtiyacı yok demektir.626 Ergenlik çağına girmiş olan erkek
füru', değişik sebeplere binâen gelir temininden acizse ya da çalışıp kazanamıyorsa yine bu çağa ulaşmış kız evli değilse -gelir temininden aciz olmasa bile- nafakası 623 Heyet/Komisyon, Mevsû’atu’l-Fıkhiyye, c. 41, s. 78; Behnesî, Mut’anın Nafakası, s. 10; Râzî,
Tefsîr-i Kebîr Mafâtîhu’l-Gayb, c. 21, s. 542.
624 Hassâf, Kitâbu’n-Nafakât, s. 48.
625 Heyet/Komisyon, Mevsû’atu’l-Fıkhiyye, c. 41, s. 78-79.
626 Erbay, "Nafaka", DİA, c. 32, s. 283; Heyet/Komisyon, Mevsû’atu’l-Fıkhiyye, c. 41, s. 79; Komisyon, Nafaka Kanunu, (Haz.) Orhan Çeker, md.54.
yine usulü veya hısımları tarafından karşılanır.627 Ergenlik çağına giren oğul,
kötürüm değilse oğlunun nafakası için baba zorlanmaz. Çünkü O, babasının velâyetinden çıkmıştır. O'ndan nafakası sâkıt olmuştur. Yatalak olmayan ancak herhangi bir iş de yapamayan oğul, yine nafakayı hak eder. Çünkü O, yatalak
gibidir.628 Hanbelîler Cumhur'a muhalif olarak sağlıklı da olsa fakir olan büyük
çocuk ve ebeveyn için nafakayı vâcib sayarlar.629 Baba, oğluna ilim öğretmiş ve oğlu
da ilim talebesi olmuş ama oğlu bir iş tutup kazanamıyorsa oğlun nafakası yine
babasına gerekir. Bu oğul, yatalak ve dişi hükmündedir.630 Öğrenci olan çocuk,
çalışmaya ve kazanmaya gücü yetse bile nafakasını babası karşılar. Zira ilim tahsili farz-ı kifayedir. İlim talebeleri çalışmaya zorlansalar ümmetin zarar görmesi söz konusudur. Ama bu, talebenin ciddi ve başarılı olması şartıyladır. Bu şartı taşımayan
ilim talebesinin kendisine yetecek meslek öğrenmesi gerekir.631
Hanefîlerin bazısı şunu da ilave ederler: “Şöhreti ve eşrafın çocuğu olması sebebiyle bazı işleri yapamayacak olan çocuk da babasından nafakaya hak kazanır.” Şundan dolayı bu görüşe katılamıyoruz. İnsanların bazısının ayrıcalığı yoktur. Hem Hz.Ebû Bekir ve Hz.Ali gibi sahabeler şöhretli ve halkın eşrafından değiller miydi? Böyle büyük sahabeler çalışmakta hiçbir utanç duymamışlardır. Ayrıca kişinin kendisinin ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılaması için çalışması farzdır. Bazı kişilerin insanların genelinden ayrı tutularak imtiyazlı sayılmalarının haklı gerekçesi olamaz. Tüm insanlara tanınan haklardan tabi ki şöhreti olan eşrafın çocukları da faydalandırılır. Çocuk meşhur kişilerin çocuklarından olur ve insanlar da onu ücretle çalıştırmak üzere tutmazlarsa o zaman iş bulmasında farklı bir takım zorluklar olduğu için elbette nafakayı hak eder. Yukarıda "…işsizliğin çoğalıp kazanma imkânının olmayışından…" ifadeleri geçmişti. Artık bu şöhreti olan eşrafın çocukları
için kazanma imkânları yok demektir.632
627 Erbay, "Nafaka", DİA, c. 32, s. 283; Komisyon, Nafaka Kanunu, (Haz.) Orhan Çeker, md.65, 110.
628 Hassâf, Kitâbu’n-Nafakât, s. 70-71
629 Zuhaylî, İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, Komisyon (Çev.), c. 10, s. 116.
630 Hassâf, Kitâbu’n-Nafakât, s. 71; Bilmen, Hukûki İslâmiyye ve Istılâhâtı Fıkhiyye Kâmûsu, c. 2, s. 446.
631 Zuhaylî, İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, Komisyon (Çev.), c. 10, s. 117; Bilmen, Hukûki İslâmiyye
ve Istılâhâtı Fıkhiyye Kâmûsu, c. 2, s. 446.
İmam Şâfiî'ye göre baba çocuklarının nafakalarını hayız veya ihtilam oluncaya kadar karşılamak zorundadır. Bundan sonra çocuklarının nafakalarını
babanın karşılaması vâcip olmaz ancak nafile olur.633 Kızı da erkek gibi
değerlendirmiştir İmam Şâfiî(r.a.). Bize göre kız çocuğunun evlenmediği müddetçe nafakasının babasının üzerine olması daha uygundur. Çünkü kız erkek gibi değildir. Ayrıca küçük erkek çocuğun malı varsa bu çocuğun da nafakası babasının üzerine vâcip olmaz. Bu malı olan küçüğün nafakası malından karşılanır. Yine İmam Şâfiî'ye göre malı olmayan kız ve erkek çocuk yatalak olursa nafakaları babanın üzerine gerekir. Çünkü çocuklar nasıl ki küçük oldukları için kendilerine bir faydaları olamıyordu buna kıyasen bu çocuklar büyüdüklerinde malı olmayan yatalak iseler
nafakaları baba üzerine gerekir. Malları varsa nafakaları mallarından karşılanır.634
Biz de İmam Şâfiî'nin bu görüşlerine aynen katılıyoruz.
4.9.1.2. Baba veya dede gibi aslın zenginlik ya da kazanmaya muktedir bulunması sebebiyle infâka kadir olması
Onlara infâk yapacak olan usulün, kendi nefsine harcadığından fazla bir malının olması. Bu fazlalığın usulün malından olması ile kazancından olması aynıdır. Eğer fazlalık yoksa onun üzerine herhangi bir sorumluluk da yoktur. Çünkü Allah Rasulü(s.a.v.), şöyle buyuruyorlar: "Evvelâ kendinden başla ve kendine sadaka ver.
Şâyet bir şey artarsa onu ailene, ailenden de bir şey artarsa akrabana ver. Akrabandan da bir şey artarsa şöyle ve şöyle yap...” buyurdu. Ve “önünde, sağında, solundaki muhtaçlara ver” diye işaret etti.635 Çünkü akrabaların nafakası,
yardımlaşmadır. Zekât alacak kadar muhtaç durumda olanların, akrabaların nafakasını karşılaması vâcib olmaz. Fukaha, yukarıda geçen iki şartta ittifak
halindedirler.636 Çalışıp kazanma imkânı olan ama aynı zamanda da fakir olan bir
babanın büyük çocuklarının nafakası için çalışmasının “ihsan” kavramının kapsamına girmediği kanaatindeyiz. Ancak küçük çocuklarının nafakası için babanın çalışmasını vâcib kabul ediyoruz.
633 Şâfiî, el-Ümm, c. 6, s. 226. 634 Şâfiî, el-Ümm, c. 6, s. 226.
635 Müslim, Sahîh, c. 2, Zekât, 13, 41, (997).
636 Nevevî, Minhâcu’t-Tâlibîn, s. 720; Heyet/Komisyon, Mevsû’atu’l-Fıkhiyye, c. 41, s. 79; Komisyon, Nafaka Kanunu, (Haz.) Orhan Çeker, md.55.
4.9.1.3. Din ayrılığı olmaması
Din birliği. Bunu bir rivâyete göre Hanbelîler demiştir. Hanbelîlerce itimad
edilen bir rivâyette farklı dinlerden oldukları zaman ʽumudun-neseb olana637 nafaka
vermek vâcip değildir. Çünkü nafaka, iyilik ve sıla yolunda bir yardımlaşmadır. ʽUmudun-nesebin dışındakilerin nafakasında dinleri farklı olursa ʽUmudun-nesebe de nafaka vâcip olmaz. Çünkü o ikisi(dinleri farklı olanlar), mirasçı değildirler. Diğerinin nafakası, onlardan birisine yakınlık dolayısıyla gerekmez. Hanbelîlere göre evlatların nafakası eşlerin nafakasına kıyas edilmez. Çünkü eşin nafakası, bir karşılıktır. Kocanın fakirliğinde bile yine vâcip olur. Dinlerin farklı olması mehir ve
ücret gibi buna münafi değildir. Bu hükmü ortadan kaldırmaz.638
Cumhur, Hanbelîlere muhalefet ederek çocukların nafakası için din birliği şartı getirmemişlerdir. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: "Onların (annelerin)
yiyeceği, giyeceği, örfe uygun olarak babaya aittir. "639 Bu âyetin delaleti şudur:
Doğum, çocukların nafakasının babanın üzerine olmasının sebebidir. Din birliği olsun veya olmasın doğum sabittir. Bu âyet, dinleri aynı da olsa farklı da olsa evlatların nafakasının babalar üzerine vâcip olmasının sebebinin vilâdet yani doğum olduğuna delalet ediyor. Nafaka hayat vesilesidir. Küfürle de olsa hayat istenmiştir. Gerçekten de malın kıymeti yoktur. Allah Teâlâ, mü'mini ve kâfiri aynı şekilde
rızıklandırmaktadır.640
4.9.1.4. Vâris olunması
Nafaka verenin vâris olması. Bu, Hanbelîlere göredir. Allah Teâlâ'nın "Vârise
de bunun misli vardır”641 âyetiyle hüküm çıkarmışlardır. Birbirlerine mirasçı olanlar
arasındaki yakınlık, vârisliği gerektirir. Nafaka, vâris olana özel olmalı. Eğer vâris
olmazlarsa yakınlık olmadığı için ona nafaka vermesi de gerekmez.642
637 Asl veya fer'i bulunan nesebi ayakta tutan kimse; Komisyon, Nafaka Kanunu, (Haz.) Orhan Çeker, md.21.
638 Heyet/Komisyon, Mevsû’atu’l-Fıkhiyye, c. 41, s. 79-80. 639 Bakara, 2/233.
640 Nevevî, Minhâcu’t-Tâlibîn, s. 722; Zuhaylî, İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, Komisyon (Çev.), c. 10, s. 117.
641 Bakara, 2/233.