• Sonuç bulunamadı

DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE ENERJİ POTANSİYELİ VE KULLANIMI

2.2. BİRİNCİL ENERJİ KAYNAKLARI

2.2.1.4.3. Nükleer Enerjinin Planlanan Kullanımı

Günümüzde tüm dünyada 33 ülkede 441 adet nükleer santralde toplam 374.633 Mw kapasite söz konusudur. Bu kapasite ile 2009 yılı itibariyle dünya elektrik üretiminin %14’ü nükleer santrallerde gerçekleştirilmiştir. En çok nükleer santrale sahip ülkeler ABD (104 adet), Fransa (59 adet), Japonya’dır (55 adet), Rusya (31 adet) ve G.Kore’dir (20 adet). Bu kapasitelerle ABD nükleer enerji ile 796,8 milyar Kwh elektrik enerjisi üretirken nükleer enerjinin yakıt payı %20 olarak gerçekleşmiştir. Japonya ise nükleer enerji kullanarak 260,1 milyar Kwh elektrik enerjisi üretmiş ve nükleer enerjinin yakıt payı %28.9 olmuştur. Fransa için aynı değerler sırasıyla 390

milyar Kwh ve %75.2, Rusya için 153 milyar Kwh ve %17.8, G.Kore için 141.1 milyar Kwh ve %34,8, 390 milyar Kwh ve İngiltere için 62.9 milyar Kwh %17.9 olarak gerçekleşmiştir.

Tablo 2.2 Dünya Nükleer Enerji Durumu (2009)

Ülke Santral SayısıNükleer

Nükleer Kapasite (Mw) Nükleer Enerji Üretimi (Milyar Kwh) Nükleer Yakıtın Payı (%) ABD 104 100.683 796,8 20,2 Japonya 54 46.823 260,1 28,9 Fransa 58 63.130 390,0 75,2 Rusya 32 22.693 153,0 17,8 G.Kore 21 18.665 141,1 34,8 İngiltere 19 10.137 62,9 17,9 Hindistan 19 4.189 14,7 2,2 Kanada 18 12.569 85,3 14,8 Almanya 17 20.490 127,6 26,1 Ukrayna 15 13.107 77,8 48,6 Çin 13 10.048 70,1 1,9 İsveç 10 9.303 50,0 37,4 Dünya Toplam 441 374.633 2.559,7 14,0

Kaynak: Nuclear Energy Institute 2010

Günümüz enerji tüketim artış hızı düşünüldüğünde gelecekte de elektrik arz yetersizliği devam edecektir. Mümkün olduğunca çevre kirliliği yaratmayan, yeterli miktarda elektrik enerjisine ihtiyaç vardır. Ayrıca fosil tabanlı yakıtların (pertrol ve doğal gaz gibi) asla eski düşük fiyat seviyelerine inmeyeceği belirtilmektedir, kaldı ki bu kaynaklara biçilen ömür 50–60 yıl ile sınırlıdır. Diğer yandan büyük oranda fosil tabanlı yakıtların kullanımından kaynaklanan küresel ısınma etkisini daha da artıracak ve dünya ülkeleri karbondioksit salınımının azaltılmasına yönelik aldığı önlemleri sertleştirmek zorunda kalacaklardır. Ayrıca nükleer enerji karşıtlarının önemli argümanlarından olan güvenlik zaafı, geliştirilen yeni teknolojilerle önemini kaybedecektir. Uluslar arası Atom Enerjisi Kurumu 2030 yılında nükleer kapasitenin şimdikinin iki katına çıkacağını hesaplamıştır. Şuanda Çin, ABD, G.Kore, gibi ülkeler nükleer enerji çalışmalarını ciddiyetle sürdürmektedirler. Örneğin gelecek yıllara ilişkin olmak üzere Çin 100’den fazla, ABD ise 30 nükleer santral kurmayı hedeflemektedir. ABD nükleer enerji çalışmalarına önemli miktarda Ar-Ge harcaması yapmaya devam etmektedir (Nuclear Energy Instıtute, 2010: http://www.nei.org)

2.2.2. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Dünyada yenilenemeyen enerji kaynaklarının (petrol, doğal gaz, kömür gibi) ömrü sınırlıdır. Dünya enerji tüketiminde büyük oranda pay sahibi olan bu kaynakların fiyatları, artan enerji talebine ve sınırlı arz imkânlarına bağlı olarak sürekli artmaktadır. Diğer yandan hızlı nüfus artışı, ulusal kaynakların değerlendirilesi zorunluluğu, sanayileşme, 21. yy’ın sosyo-ekonomik yapısı ve küresel ısınma söz konusudur. Dolayısıyla dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Gelişen teknoloji, sosyal refah devleti anlayışının gelişmesi, çevre bilincinin kuvvetlenmesi ve giderek düşen maliyet avantajları sunmasıyla birlikte yenilenebilir enerji kaynaklarının, toplam enerji tüketimindeki payı artmaya devam edecektir (Karaosmanoğlu, 2004: 23).

Şekil 2.42 Dünya Yenilenebilir Enerji Potansiyeli (Gw, 2009)

0 20 40 60 80 100 120 140 160 180 200 220 240 260 280 300 ny a G.O . AB-27 Çin A.B. D. Alman ya İspan ya Hindi stan Japony a Güneş Jeotermal Biyokütle Küçük Hidro Rüzgar

Kaynak: REN21, Renewable Energy Global Status Report 2009, p.12

Şekil 2.42’de görüldüğü gibi dünya yenilenebilir enerji potansiyeli 2009 itibariyle toplam 280 gw’dir. Bu toplam içinde rüzgarenerjisi ilk sırada gelmektedir. Ancak şu an itibariyle yenilenebilir enerji kaynaklarında teknoloji seviyesi yeterli değildir ve ölçek ekonomilerinden faydalanılamamaktadır. Dolayısıyla devletlerin teşvik vermesi şarttır. 2009 yılında dünyada verilen teşvik tutarı 57 miyar $’dır ve 2035 yılında bu rakamın 200 milyar $’a çıkması beklenmektedir. Verilen teşviklerinde yardımıyla tüm dünyada yenilenebilir enerji sektörüne yapılan yatırım tutarı 2009’da 160 milyar dolar, 2010 yılında ise 211 milyar doları bulmuştur. Verilen teşvikler ve yapılan yatırımlara bağlı olarak yenilenebilir enerji kapasitesi de artmaktadır. Örneğin

2006 yılında, hidro santraller dahil dünya yenilenebilir enerji kapasitesi 1020 Gw’den 2008 yılında 1140 Gw’ye (hidrolik enerji hariç 280 Gw ) çıkmıştır. (REN21, 2009: 11-12). Türkiye jeolojik oluşumunun göstermiş olduğu bazı özellikler nedeniyle petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtlar bakımından zengin bir ülke değildir, ancak yenilenebilir enerji kaynakları açısından oldukça zengin bir coğrafyaya sahiptir.

Tablo 2.3 Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Potansiyeli (2009)

Kaynak Türü Potansiyel Miktar

Rüzgar Çok verimli; 8000 Mw, Orta verimli, 40.000 Mw Jeotermal 31.500 MW (1500 Mw'ı elektrik üretimine elverişli)

Biyokütle 8,6 Mtep

Güneş Enerjisi 80 Mtep (380 Milyar Kwh/yıl) Kaynak: ETKB (2009) Yenilenebilir Enerji Genel Bilgi

Türkiye güneş enerjisi potansiyeli bakımından dünyada dördüncü, Avrupa’da birinci, jeotermal enerji açısından dünyada beşinci, sahip olduğu 8500 km’lik kıyı şeridi, sürekli ve düzenli rüzgâr alan bölgeleri ile dünyada rüzgar enerjisi potansiyeli yüksek ülkelerden biridir.

2.2.2.1. Güneş Enerjisi

Güneşe 150 milyon km uzaklıkta olan dünyamız hem kendi çevresinde, hem de güneş çevresinde eliptik bir yörüngede dönmekte, böylelikle güneşten gelen enerji sürekli değişmektedir. Dünyaya güneşten saniyede yaklaşık 4×1026 J’lük enerji, ışınımlarla gelmektedir. Bu miktar güneşin yaydığı toplam enerji göz önüne alındığında küçük bir miktar olsa da, insanoğlunun bugün için kullandığı toplam enerjinin 15–16 bin katıdır. Dünyanın dışına, yani havakürenin (atmosfer) dışına güneş ışınlarına dik bir metrekare alana gelen güneş enerjisine Güneş Değişmezi (S) denir ve bunun değeri S=1373 W/m2 dir. Güneş ışınımının tamamı dünyaya ulaşmaz, %30 kadarı dünya atmosferi tarafından geriye yansıtılır, %50'si atmosferi geçerek dünya yüzeyine ulaşır. Güneşten gelen ışınımının %20'si ise, atmosfer ve bulutlarda tutulur. Dünya'ya gelen bütün güneş ışınımı, sonunda ısıya dönüşür ve uzaya geri verilir. Ayrıca dünyanın şekli nedeniyle de farklılıklar oluşur. Dolayısıyla dünyaya gelen ortalama güneş enerjisi 0 ila 1100 W/m2 arasında değişir ve bu enerjinin soğurma ve yansıma olaylarından dolayı 832 W/m2 lik kısmı net olarak dünyaya ulaşır (Alaçakır: http://www.nukte.org).