• Sonuç bulunamadı

Mutlak TURAN için Anadolu‟dan Türk Dünyası‟nı Aydınlatacak Doktrin: DOKUZ IġIK

1.3. KÜRESEL BĠR AKTÖR: TURAN

1.3.3. Mutlak TURAN için Anadolu‟dan Türk Dünyası‟nı Aydınlatacak Doktrin: DOKUZ IġIK

“Türk milleti cihanĢümul bir hayatı kıtalar üzerinde cihan devletleri kurarak yüzyıllar boyu sürdüregelmiĢtir. …BuluĢma yerimiz ne doğudur, ne batıdır, ne kuzeydir, ne güneydir. BuluĢma yerimiz Büyük Türkiye‟dir.

BuluĢma noktamız Türk‟ün kafası, Türk‟ün kalbi, Türk‟ün imanı, Türk‟ün cevheriaslisidir. Bu yer ve noktada milletçe asgari müĢtereklerde değil, azami müĢtereklerde birleĢeceğiz ve mutlaka birleĢeceğiz. Çünkü bu buluĢma yeri ve noktasının genel karakteri budur..” Alparslan TÜRKEġ( Bahar, 2015, s. 193).

Türk Milletinin habitusu olan Türk Milliyetçiliğini ülküleĢtirerek milli Ģuura, fikri ve fiili mecrada ideolojik bir ivme kazandıran Alparslan TürkeĢ; Türk‟ün yeri ve göğü Dokuz kat olarak tasvir etmesine ve uygarlığına Dokuz Tuğ‟u timsal kılmasına ithafen Dokuz Doktrin ile cihan deryasında Türk Milletine bir pusula çizmiĢ Kızılelma yolunda bir rota tayin etmiĢtir. TürkeĢ Dokuz Doktrin ile Türk Uygarlığının yönetim felsefesi olan refah arzını, çağın gereklilikleri ve gelecek

142 tezahürü ile harmanlayarak sosyal-siyasal-ekonomik nirengide milli menĢeili bir kalkınmayı formülize etmiĢtir.

Birinci Dünya savaĢı ardından iki kutuplu bir denge alan uluslararası sistemde, iki kurup arasında esen Soğuk SavaĢ rüzgarları küresel bir dizayna savururken Alparslan TürkeĢ, bu çift kutuplu ideolojiye teslimiyeti reddeden üçüncü bir yol iĢaret etmiĢtir. Bu üçüncü yol Türk Milletine, kapitalizm ve Marksizmin sömürüsüne karĢı yerli ve milli mahreçli ideolojiyle ittihat ve terakki vadeden, sosyal adalet ve refah sağlayıcı rolünü anımsatan bir öneridir. Türk Milletine, Türk Milletinin yönünü gösteren ve bu yolda BaĢbuğluk lafsı ile Türk tarihine iz bırakan TürkeĢ bireyden topluma formülüze ettiği Dokuz Doktrinin mihrabını “Her Ģey Türk Milleti için Türk‟e göre, Türk‟e doğru ve Türk tarafından” ilkesi üzerinden tasvir etmiĢtir (TürkeĢ, 1975, s. 37-38).

TürkeĢ bloklaĢtırılan uluslararası sistemde, bu küresel dizaynı hürriyete kast etmekle itham ederek Türk Milletini, doğu-batı, güzey-kuzey bloklarında değil büyük Türkiye‟de buluĢmaya davet etmiĢtir. Batı veya doğu menĢeili yabancı politikaları, Türk Milletine uyarlamaya çalıĢmanın bir intihar olacağını vurgulayarak öze dönüĢün reçetesini yazmıĢtır. Bu reçeteyi 14 sayfa halinde 1964‟te ilk kez yayınlamıĢ ve ardından 1967‟de Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi‟ne tekraren Genel BaĢkan olarak seçilmesi ile Dokuz IĢık Doktrinini milli bir doktrin olarak ilan etmiĢtir. Böylece Türk Milletinin siyasi ve içtimai mezhebi olan Türk Milliyetçiliği, karakter kodlarından türeyerek kavramsal serüvenini Türk siyasi hayatındaki yerini alarak nihayetlendirmiĢtir.

TürkeĢ‟in çizdiği rotada, ne kapitalizme ne komünizme ne de liberalizme ve bunların özdeĢleĢtirilmesine yer vermemiĢ, Nazizm ve faĢizm yabancı ve vahĢi düĢünce sistemlerini de bunlar kadar tehlikeli sayarak bunların Türkiye için felaket getireceğini vurgulamıĢ ve maneviyatın çerçevesinde milli bir sistemi iĢaret etmiĢtir (TürkeĢ, 1975, s.45). Batı uygarlığı dayatmasıyla sürdürülen batılılaĢma faaliyetleri ve o dönemde Avrupa Ekonomik Topluluğu olan günümüz adıyla Avrupa Birliği‟ne girme teĢebbüslerine karĢı TürkeĢ, Türk Milleti‟nin özünü muhafaza eden ve özden yükselerek Türk Dünyası çatısı altında birliği sağlayacak bir güzergah çizmiĢtir.

143 Bu ifadeyi Alparslan TürkeĢ‟in kendi izahı ile sunar isek:

Bağımsız son Türk Devletini koruyabilmek için, milli bir görüĢ etrafında birleĢmek zorundayız. Bu görü Dokuz IĢıkçı görüĢtür. Dokuz IĢıkçılık, Türk milletine tarih ve kültürüne dayanan, ona inanan bir doktrindir:

Bunun nasyonal sosyalizm ile hiçbir ilgisi yoktur. Türkiyemizin hızla kalkındırılması, çağlar üzerinden sıçrayarak Türk milletinin atom ve uzay çağına sokulması ile mümkündür. Bu da her Ģeyden önce dünya çapında çok üstün kaliteli ilim adanılan ve yüksek teknisyenler kadrosu meydana getirmeye bağlı bulun-maktadır. Bizim inancımıza göre, yabancı memleketlerin Ģartlan altında meydana getirilmiĢ bulunan yabancı doktıinler ve yönetim sistemleri taklit edilerek Türkiye'nin kalkındırılması sağlanamaz.

Ne kapitalizm ve liberalizm, ne de komünizm, Türkiye için yararlı olamaz.

Türkiye'yi kalkındıracak sistem ve görüĢ ancak Türk milletinin özelliklerine uygun, Müslüman Türk n1illeti realitesini göz önünde bulunduran ve modern ilim ve tekniği yol gösterici kabul eden milli bir görüĢ olmalıdır. Bunun kısaca formülü Türk emek potansiyelinin, milli üretim faktörlerine rasyonel bir Ģekilde bağlanması, devletin vatandaĢlara üretim yollarını açarak bütün tedbirleri alması ve kolaylıkları temin etmesi ve milli gelirin artmasında kendisine düĢen esas rolü oynamasıdır( TürkeĢ, 2017, s.16).

Bu bağlamda TürkeĢ, “Milliyetçilik, Ülkücülük, Ahlakçılık, İlimcilik Toplumculuk, Köycülük, Hürriyet ve Şahsiyetçilik, Gelişmecilik ve Halkçılık,Endüstricilik ve Teknikçilik” olmak üzere 9 parola ile müreffeh medeniyetler seviyesine Türk mahreçli dokuz ıĢık yakmaktadır. Bu 9 Doktrin, sırası ile milletin en küçük yapı taĢı olan bireyin Ģahsiyetçi yaklaĢımlar bütününü sergilemesinden devletin Ģahsiyetçi politikalar bütününe eriĢmesini ön gören 9 kalkınma atağı, sosyal refah sağlayıcı 9 ana hatı oluĢturmaktadır. Bireyin Ģahsiyetini, aidiyet sorumluluğunu ve bu sorumluluk merkezinde yaĢam standardını açıklayan 9 ıĢık, bireysel ülkülerin birleĢimi sonucu devletin ülkü ile ideal formatı yakalamasını ve dolayısıyla milli birlik içerisinde bir huzurun sağlanmasını ön görmektedir. Bu bağlamda Türk Dünyası‟nın birlik ülküsünde, Uygarlıkların merkezi kabul edilen Kafkasya, Anadolu ve Türkistan nirengisinde gerçekleĢtirilecek bir adım küresel bir

144 etki alanına sağıp olacaktır. Bu adımın 9 ıĢıkçı sistem uygulaması ile Anadolu‟yu refah seviyesine geçirmekle baĢlayacak ve Türk Dünyasını saracak bir refah sistemini sağlayacaktır.

Turan hülyasının, Dilde Fikirde ĠĢte Birlik mottosu üzerinden çağa revize edilmiĢ, realist yaklaĢımlarla hayata dökülmesi ve Türk Devleti olarak küresel sistemin bir aktörü formatında TURAN modeli olarak yer alması, Türkiye‟nin iç politikasında yakalayacağı milli ivmeler ile olacaktır. Ġç politikada sağlanması arzulanan bu milli atağın gerçekleĢmesi de ancak Anadolu‟da baĢ gösteren emperyalizmin oluĢturduğu kültürel erozyonlara karĢı milliyetçi bir tavrın sergilenmesi ile mümkündür. Türk Devletlerinin TÜRKSOY ile ortak amaç edindiği kültür koruma gayreti, Türk Devletlerinin iç politikalarında da aynı kararlılığı sergilemesi ile sağlam bir zemine kavuĢacaktır. Modernizmin etkisine Türk Dünyası içerisinde en çok kapılan ve Türk Dünyası‟nın coğrafi ve siyasi açıdan öncü rolünü üstlenen Türkiyedir, bu bağlamda Türkiye‟de gerçekleĢtirilecek Türk atağı, küresel bir ses getirme kabiliyetine sahiptir. Türkiye Cumhuriyetini yükselterek, Türk Dünyasına kurulacak köprünün sağlam olmasını ve Türkiye merkezli bir aydınlanma ile Türk Birliği modellemesini dolaylı olarak yapmaktadır.

145

1.3.4. Milli Entegrasyon: Ġçtimai Alandan Siyasal Tasarrufa ve