• Sonuç bulunamadı

1.1. Yeni Dünya AnarĢisinin Dizayn Parametreleri

1.1.3. Yeni Dünyanın Stratejik Dizaynı: Hakimiyet Teorileri

1.1.3.4. Büyük Satranç Tahtası

Kıtaların sosyo-politik iliĢkide bulunmaya baĢlaması ile Avrasya dünya iktidarının merkezi haline gelmiĢtir. Dünya tarihine damga vurmuĢ iki lider olan Adolf Hitler ve Joseph Stalin, küresel güç olma arzusunu Avrasya merkezli bir

18 temele oturtmuĢ, Avrasya‟yı kontrol etmenin küresel bir kontrol gücü vereceği tezi üzerine yoğunlaĢmıĢtır. Bu bağlamda Amerikalı siyaset bilimci Brzezinski‟ye göre, tarihsel süreçten günümüze politikalar pergelinde bakıldığında; Avrasya, küresel rekabet mücadelesine sahne olan bir satranç tahtasıdır ve bu tahta üzerinde ounanan oyun, jeopolitik çıkarlar hizmetinde oluĢturulan jeostratejilerdir (Brzezinski, 1997, s.

2).

Avrasya siyasi pergelden küresel sistemin en iddialı ve devimsel devletlerine ev sahipliği yapan yer olarak dikkat çekmektedir. Avrasyalılar, Dünya düzleminde en yüksek nüfuslu bölgesel güç ve küresel güç talepkarlarıdır. ABD‟den sonra en güçlü sayılan altı ekonomi ve altı silah ithalatçısı Avrasya‟dadır. Dünyada resmiyette olan ve olmayan tüm nükleer güçlerin biri hariç geri kalan hepsi Avrasya‟da yer almaktadır. Dolayısıyla Amerikan hegemonyasına meydan okuyabilecek güce sahip, siyasi veya ekonomik potansiyeli yüksek olanlar Avrasyalılardır(Brzezinski, 1997). Tüm bunlar perspektifinde Avrasya‟nın coğrafi gücünün yanında yükselen siyasi gücü ve sosyolojik potansiyeli, Amerika‟yı büyük ölçüde geride bırakmaktadır. Bu sebeple Avrasya Küresel güç mücadelesinin sürdürülebileceği bir satranç tahtası olarak tasvir edilmektedir. Bu satranç tahtasında farklı güçlerde bir çok oyuncu yerini almaktadır. Ancak bu Büyük Satranç Tahtasının esas oyuncuları bu bölgenin doğusunda, batısında, ortasında ve güneyinde yer almaktadır. Satranç Tahtası olarak tasvir edilen bölgeyi kıskaçlayan bir yoğunlaĢma içine girmiĢlerdir.

Bu bölgede oynanan bu akıl ve strateji oyununun baĢ rolü olma gayretinde olan Amerika, Sovyet Döneminden günümüze yumuĢak güç tavrını ılık ılık hissettirerek, destek-kontrol dengesini bir arada tuttuğu ulus-devlet yönlendirmeleri ile Sovyetlerin gücünü kıran, dağılmayı tetikleyen güç olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Nitekim Sovyetlerin sosyo-politik bir baskı ve kültürel inĢa politikası bastırılmaya çalıĢılan milli duyguları tetiklerken, Amerika‟nın bölgede emperyalist hedefler ile uyguladığı demokratik destek bölgede Sovyet rüzgarlarını kıran bir dalga olmuĢtur.

Bu stratejik akıl oyunu ile bölgede varlık gösteren Amerika‟nın kısaca amacı;

jeostratejik pergelden devimsel devletlerin amaç bağlamında yönetimini ele almak ve jeopolitik kapsamda katalizör olan devletleri de el altında tutmaktır. Bu yayılmacı

19 stratejilerin en temel koĢulları; gizli anlaĢmalara engel olmak, güvenlik bağlamında güdümü devletlerin bağımlılığını devamlı kılmak, tebaaların itaatkar olmasını sağlamak, korumacılığı üstlenmek ve barbarların yani Türklerin birliğini önlemektir(Brzezinski, 1997). Burada barbar yaftası elbette ki Türk tarafını ifade eden bir tanımlama olarak karĢımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla stratejik güç politikalarında büyük bir satranç tahtası olarak ifade edilen Avrasya bölgesinde, yoğunluk gösteren Türk varlığı ve bu varlığın tarihi ve etnik bağını pekiĢtirme arzusu, bir birlik tezahürü diğer oyuncular özellikle Amerika için ġah-Mat tehlike kodunu vermektedir. Emperyalist hedeflerini demokratik politikalar ve söylemlerle süsleyen Amerika, coğrafya yönetim sanatını konuĢtururken o coğrafyanın aidiyet bağlarını ve bu bağların yayılmacı arzularına engel teĢkil etmesini barbarlık olarak tasvir etmektedir. Bu da Uluslararası sistemin kavramsal ve söylemsel çatıĢmasını ortaya koymaktadır.

Avrasya bölgesinin merkezinde yer alan ve Avrasya Balkanları olarak tanımlanan bölge, yer yer de yayılmacı siyasetin Orta Asya tanımlaması ile niyet belirttiği bölge olarak karĢımıza çıkmaktadır. Bölgede 9 ülke bulunmaktadır ve bu dokuz ülke için otoriter ve aidiyet unsuru ekseninde dolaylı talip iki ülke bulunmaktadır. Bu dokuz ülke; Sovyet Çatısı altında bulunmuĢ ve Türkistan bölgesi olarak iĢgal altında kalıp özerkliğini bağımlı-bağımsız olarak kazanan Kazakistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan, Azerbaycan ve Ermenistan Ġle Gürcistan‟dır.

Haliyle oyuna doğrudan dahil olan iki güçten biri Türkiye‟dir ve etkin aynı samanda tehditkar bir varlık oluĢturmaktadır.

Moskova‟nın Türkistan Coğrafyasından 5 özerk devlet çıkarma stratejisi buradaki milliyetçi rüzgaraları kesmeyi amaçlaması ile iliĢkilidir. Moskova, Orta Asya iĢaretlemesi ile belirttikleri bölgenin milliyetçilerinin, Orta Asya‟dakileri asıl adı olan “Türkistan” diye adlandırmasını ve buna yönelik tek bir politik birimde birleĢme giriĢimlerini reddedilmiĢtir, daha doğrusu yıkmıĢ ve sonrasında yeni bir birlikteliği engellemiĢtir. Klasik böl-parçala-yönet politikası ile Türkistan‟nı beĢe bölen ve bir birliktelikten beĢ farklı cumhuriyet çıkaran yıkıcı bir politika tercih etmiĢtir. Bu durumda, Sovyetler Birliği‟nin yıkılıĢında etkin ve ayaklandırmacı bir rol alan Amerika‟nın yayılmacı eksenli stratejileri de; Moskova‟nın parçaladığı birlik

20 yapısını Moskova yönetiminden kurtarıp kendi stratejik hedeflerine müsait hale getirmek Ģeklinde açıklanabilir. Dolayısıyla bölgede ulus-devlet ve özerklik desteğinde bulunan ve demokratik bir uzaklaĢtırma tavrı takınan Amerika, bu tavrı tamamiyle satranç tahtası üzerindeki stratejik hamleleri olarak yapmıĢtır. SSCB‟nin dağılıĢı ardından, Kafkasya bölgesindeki devletlerin de, Orta Asya olarak adlandırılan Türkistan Bölgesindeki parçalanmıĢ beĢ cumhuriyetin de yeni bağımsız durumlarına istinaden yeni iĢ birliklerine açık olması, Amerika‟nın stratejik hamlesinin Türkiye tarafından pas alınması tehlikesini doğurmaktadır. Bir Türk Devleti olan Azerbaycan, siyasi-etnik desteği olan Türkiye‟den geçen boru kanalı sebebiyle Rusya‟nın bölge üzerinde tek hakimiyetine ve bölgeye giriĢi tekelinde bulundurmasına engel teĢkil etmektedir. Bu durumda Rusya da Orta Asya olarak iĢaretlenen bölgedeki Türk varlığının yapacağı siyasi manevralardan mahrum kalacaktır. Nitekim Türk Dili KonuĢan Ülkeler Birliği diğer bir adı ile Türk KeneĢi de Türkiye ve Kalpgah olarak nitelendirilen bölgenin göz bebeyi ve Ortaya alınmıĢ Türkistan için Büyük Satranç Tahtasında Türkiye güçlü taraf olmaktadır. Bu durum da Türkiye- Türkistan iliĢkilerinde sekteler oluĢturacak bazı hamleleri beraberinde getirmektedir. Rekabet nirengisinde Türkiye aksi yönlü bir rakip olarak tehlike arz etmektedir ve tarihsel ve etniksel birliği, olası bir birleĢmeyi engelleyecek inĢa çalıĢmaları ve yaptırımlar bölgede oyuncu devletler tarafından uygulanmıĢ ve uygulanmaktadır

.