• Sonuç bulunamadı

Mustafa Kemal ve Enver Paşa

B. Araştırmanın Amacı

II. BÖLÜM

6. MUSTAFA KEMAL VE SOSYALİZM

6.2. Mustafa Kemal ve Enver Paşa

Mustafa Kemal ve Bolşevizm konusu işlenirken değinilmesi gereken bir başka husus, Mustafa Kemal ve Enver Paşa arasındaki ilişkilerdir. Zira Enver Paşa İT liderleri arasında Milli Mücadeleye liderlik yapabilmesi açısından en yakın kişi olarak gözükmektedir. Artı bir de Bolşeviklerin Enver Paşa’yı Mustafa Kemal’den daha fazla kale almaları durumun ciddiyetini göstermesi açısından önemlidir. Bilindiği gibi Enver Paşa Moskova’da Bolşeviklerle yakın ilişkiler kurmuştu. “İT ve Bolşevizm” başlığı altında anlattığımız gibi Bolşevik liderler Enver Paşa’ya kullanabilecekleri bir lider olarak bakıyorlardı. Bütün bunlara rağmen Mustafa Kemal Enver Paşa’yla iyi ilişkiler kurma çabası içindeydi. Zira Enver Paşa Moskova’da Bolşeviklerle çok yakın ilişkiler içerisine girmişti ve Mustafa Kemal bunu kullanmak istiyordu. Yukarda da değindiğimiz gibi Ali Fuat Cebesoy Moskova sefaretine

370

114

atandıktan sonra Mustafa Kemal Enver Paşa’ya bir mektup yazarak Cebesoy’a yardım etmelerini ve onu yalnız bırakmamalarını istiyordu.371

1920 yılı sonlarına doğru, görünüşte Enver Paşa ile Mustafa Kemal Paşa arasında bir problem yoktur. Bununla birlikte Milli Mücadele’nin önderi Mustafa Kemal Paşa, Enver Paşa’nın Anadolu’ya gelmesiyle oluşabilecek liderlik tartışmalarından son derece rahatsızlık duymaktaydı. O nedenle bir taraftan ittihatçılar aleyhine yayınlar yaptırıyor, diğer taraftan Enver Paşa ile herhangi bir ilgisi olanları pasifize etmeye çalışıyordu.372 Ankara Hükümeti temsilcileri dışında hiç kimsenin Sovyet yönetimiyle görüşme yetkisinin bulunmadığı konusunda Sovyet liderlerini uyararak373 Enver Paşa’nın Anadolu adına hareket etmesine mani olmaya çalışıyordu. Ayrıca Karabekir Paşa’ya emir vererek “Enver Paşa Anadolu’ya

girerse tevkif edin”374

diyerek; Enver Paşa’nın Anadolu’daki faaliyetlerine mani olmaya çalışmıştır. Bu arada Cebesoy, 23 Mart 1921’de Enver Paşa ile ilgili olarak Mustafa Kemal ’e şu telgrafı çekmiştir:

“1- Enver Paşa tarafından Anadolu Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti’ne Almanya’dan esliha, mühimmat, tedarik ve irsali hakkında yazılan mektup İbrahim Tali Bey’le gönderilmiştir. Paşa bu mektubunda Almanya’da parasıyla silah, cephane ve malzeme mübayaasının mümkün olduğunun ve Fiume vasıtasıyla gönderileceğinden bahseyliyor. Sonra en mühim madde sabık şimendiferler müdiriyeti umumiyesinin Almanya’da mübayaa edilmiş takriben on dört milyon liralık ray ve saire gibi malzemesi ayrıca Almanya’da kalmış malzemeler varmış. 2- Enver Paşa sabık levazım reisiyle görüşmüş Hakkı Paşa çok az nazlandıktan sonra Anadolu Hükümeti kendi namına bir vekâletname gönderirse bunlar Anadolu Hükümeti namına devir ve onların parasıyla mühimmat, malzeme mübayaa ettirebileceğini söylemiş, Enver Paşa haizi itimat bir Erkan-ı Harp zabiti salahiyet mektubu ile Hakkı Paşa nezdine göndererek bu işi müştereken tedvir ettirmeyi teklif etti. Anadolu’nun Hakkı Paşa’ya resmi bir vekâletname vereceğini tahmin etmediğim için itimat ve salahiyet- i kamileye haiz vekâletnameyi hamil bir mütehassıs zabitin Hakkı Paşa’ya bir iltimasname hemen İsviçre’ye izamını arz eylerim.”375

Mektuptan da anlaşılacağı gibi Enver Paşa Anadolu’daki Milli Mücadele liderlerinden habersiz işler yapmaktaydı. Her ne kadar bu görüşmeler Anadolu’daki harekete yardım

371

Özçelik, Ali Fuad Cebesoy (1882–10 Ocak 1968), s.225–226.

372

Mahmut Goloğlu, Cumhuriyete Doğru 1921–1922, s.268.

373

Aruç, Kurtuluş Savaşı’nın Zorlu Yılları, s.138.

374 Jaesckhe, Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi (30 Ekim 1918–11 Ekim 1922), s.152. 375

115

mahiyetinde de olsa bu olayın sonucu Milli Mücadele’nin çift başlılığa doğru gitmesine neden olabilirdi ve bu durum sakıncalıydı.

Zira bu görüşü destekleyen bir olay da yaşanmıştı 1921 Temmuz’unda Eskişehir- Kütahya Savaşlarında Türklerin galip gelememesi üzerine Yunanlılar, Bursa ve Eskişehir’i işgal etmiştir. Bunun üzerine Rusların desteğiyle Anadolu’ya geçmek üzere Enver Paşa Batum’a gelmiştir. Enver Paşa’nın amacı; kısa sürede yapılacak Sakarya Savaşı’nı Türkler kaybederse komutayı ele almaktı. Ruslar Enver Paşa’yı Mustafa Kemal’in yerine geçirmekle Bolşevizm’in yayılmasında daha münasip biri olduğunu düşünüyorlardı.376 Bütün bunlar üzerine Ankara’nın aldığı tedbirler artmıştır. Trabzon’da çalışan Enver Paşa’nın amcası Halil Paşa Rusya’ya gönderilir.377 Mustafa Kemal Paşa İT’nin Anadolu’daki sempatizanlarının ve Halil Paşa’nın pasifize edildiğini 10 Mayıs 1921’de Ali Fuat Paşa’ya bildirmiştir.378

Mustafa Kemal Paşa’nın bu ve diğer tedbirleri üzerine Enver Paşa ona meşhur 16 Temmuz 1921 tarihli mektubunu gönderir. Bu mektupta Enver Paşa Mustafa Kemal’e sitemkar bir dille seslenir. Kendisi hakkında, “Avrupa’da Anadolu hükümeti adına konuşuyor” şeklindeki sözlerin bir iftiradan ibaret olduğunu belirtir. Enver Paşa, kendisinin asla komünizmi benimsemediğini ve hatta Bakü Konferansında da bunu alenen söylediğini yazar. Enver Paşa bu mektubunda uzun uzun kendisi hakkındaki yanlış yargılardan bahsetmekte ve Mustafa Kemal’e bu yargıların yanlışlığını anlatmaktadır. Enver Paşa, Mustafa kemal’in kendisini neden düşman olarak gördüğünü anlayamadığını belirtmektedir. Bu mektubun ilginç taraflarından birisi de, Enver Paşa’nın, Mustafa Kemal’e hitaben, mektubun birkaç yerinde diktatörlüğünden söz etmesidir. Enver Paşa, mektubun sonunda ise kimsenin kendilerini vatanlarından ayırmaya hakkı olmadığını belirterek, gerekli gördükleri anda vatana geri döneceklerini yazar. Mektubu “gözlerinizden öperim” diyerek bitiren Enver Paşa, tahminimizce bu sözüyle de Mustafa Kemal’i tecrübesiz olarak gördüğünü anlatmaya çalışmıştır.379

376

Enver Paşa’nın 28 Eylül 1920 tarihinde Kazım Paşa’ya yazdığı mektuba bakılırsa Anadolu’ya gelmeyi cidden düşünmüştür. Çünkü mektupta “Bolşevik ordusunun Anadolu’ya gelmesi” gibi düşüncesini dile getirmiştir. Bunun bir gafletle yazıldığı da düşünülebilir. Mektubun ayrıntıları için Bkz. Kazım Karabekir, İstiklal Harbimizde İttihat Terakki ve Enver Paşa, s.89–90.

377

Kafkas, Milli Mücadele’de Öncüler (2), s.103.

378 Cebesoy, Moskova Hatıraları, s.187. 379

116

Enver Paşa’nın bu mektubu gönderdiği gün “Moskova Sefiri Ali Fuat Paşa’dan Mustafa Kemal Paşa’ya” başlıklı bir telgraf da yine Mustafa Kemal Paşa’ya ulaşmıştır. Ali Fuat Paşa’nın gönderdiği 16 Temmuz 1921 tarihli telgraf şu şekildedir:

“Ankara’da TBMM Reisi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine

Enver ve rufekasının Berlin’den avdet etmeden güya muhtelif Đslam memleketlerinden gelen murahhasların iştirakıyla Berlin ve Roma’da akdetmiş oldukları kongrede mukarreratı atiyenin ittihaz olunduğu istihbar kılınan resmi malumat ve vesikalarına müsteniden berai malumat arz olunur.

1921 kongre mukarreratı İslam ihtilal cemiyetleri ittihadı 1921 senesi kongresi ittihadına dâhil muhtelif memleketlerden gelen murahhasların iştirakıyla Berlin ve Roma’da akdetmiş mukarreratı atiyeyi ittihaz etmiştir. Madde 1- İslam İhtilal Cemiyetleri ittihadı hakkındaki nizamname aynen kabul edilmiş ve nizamnamenin birinci maddesini teyiden emperyalizmle mücadeleye her şekil ve surette devam edilmesi kararlaştırılmıştır.

Madde 2- Emperyalizmle mücadeleyi idame ettirebilmek üzere bu tarz mücadeleyi kabul eden Müslim ve gayri-müslim bütün milletlerle ve kezalik maksadımıza hadim bütün sınıflarla teşriki mesai edilmesi esası kabul olunmuştur. Teşkilata dâhil olmayan siyasi veya içtimai ihtilal programları takip eden millet ve sınıflarla teşriki mesaide yalnız emperyalizmle mücadelede tevhid ve iştiraki mesai esası kabuledilmiş olup her taraf kendi milli veya içtimai programını aynen muhafaza etmek hakkını haiz olacaktır.

Madde 3- Anadolu’daki Hükümeti hazıra bugünkü şekil ve mücadelesi itibarıyla emperyalizm ile ihtilafta bulunduğundan Anadolu bugünkü mücadelesinde ve istiklalini müdafaada devam ettiği müddetçe İslam memleketlerindeki bilcümle teşkilatı ihtilaliye ile kendine yardım edilmesi esası kezalik kabul edilmiştir.

Madde 4- Merkezi Umumi tarafından tahrir ve kongreye teklif edilmiş olan ihtilal nizamname-i dâhiliyelerin ve muhtelif memleketlerdeki usulü ihtilali tayin ve irae eden izahnamelerin aynen kabul ile bunların serian ittihada dâhil memleketlerde tatbikle devam ederek her memleketteki teşkilatı ihtilaliyeyi tensip etmek ve bu memleketlerde ihtilal hareketlerinin takviye ile çarelerinin temini merkezi umumiyeye tebliğ olunmuştur.

Madde 5- Fırka Teşkilatı vücuda getirebilecek veya meclisi teşriiyesi olmayan memleketlerde cemiyetler maksadımıza göre çalışarak kuvvai icraiye ruesa ve azasıyla

117

anlaşarak kanunen… çalışmak mümkün olan memleketlerde bu suretle ve mümkün olmayan memleketlerde dahi çalışması esas itibariyle kabul olunmuştur. Bu cümleden olmak üzere Türkiye’de makam-ı saltanat ve hilafetin muhafaza ve komünist olmamakla beraber halk hâkimiyetine istinat etmekle emperyalizm ile mücadeleyi esas meslek etmek ve sulhu müteakip yapılacak dâhili kongrede şekli katiyi almak üzere geçen sene programını tanzim etmiş olan Halk Şuralar Fırkası namı altında bulunan İttihat ve Terakki Fırkası’nın dâhilinde İslam

İhtilal Cemiyetleri İttihadının hukuk ve menafii mahsusasını müdafaa etmesi itibariyle bunun hükümeti hazıra ile münasebatının tanzimi ayrıca teemmül edilmiştir. bu cümleden olmak üzere Hükümet-i hazıra maksada hadim oldukça kendisine mücadelekar bir vaziyet alarak ona yardım etmesi Anadolu münasebetinden de maksada göre azami istifadenin temini tensip olunmuştur…”380

Her iki yazıdan da anlaşılacağı gibi Enver Paşa’nın Anadolu’da ne ikilik çıkarma gibi bir niyetinin olduğu ne de yönetimi ele alacağı söylenebilir. Zira Enver Paşa’nın yegâne emeli vatanın selameti milletin halasıdır. İlk mektupta da görüldüğü üzere Enver Paşa Mustafa Kemal’e çok fena kızmıştır. Enver Paşa asla ikilik çıkarmak gibi bir niyetinin olmadığını söylemektedir. Ve arkadaşlarının bu yönde bir fikirleri olmadığını belirtmektedir. Bütün bu açıklamalara rağmen Mustafa Kemal Enver Paşa’yı neden kendine rakip olarak görmüştür bilemiyoruz. Ancak şu kadarı var ki Enver Paşa özellikle saf niyetli olmasının kurbanı olmuştur diyebiliriz. Zira Bolşeviklerin kendisine verdikleri taahhütleri de gerçek zannetmiştir. Oysaki durum çok farklı olmuştur. Bu konuda Mustafa Kemal’in veya Enver Paşa’nın niyetlerini sorgulamak ve ne kadar ve kimin haklı olduğunu tespit etmek bilimsel bir araştırmanın görevi değildir.