• Sonuç bulunamadı

3.1. OSMANLI ELİTİ BİR DARPHANE SARRAFI: BEDROS, N Â M-I DİĞER PETRAKİ

3.1.3. Muhallefatı

3.1.3.1. Muhallefatın Zapt ve Tasfiyesi

Devletle çalışmanın bedelini canıyla ödeyen sarraflardan biri olan Bedros’un muhallefatının zapt ve tasfiye işlemlerine, onun, 11 Nisan 1786’da hapse atılmasıyla birlikte başlanmıştır. Dönemin padişahı I. Abdülhamid, hazine-i hümayun kethüdası ve defterdar efendiden, başbakikulu ağa, maliye tezkirecisi ve muhallefat halifesini tayin ederek, Bedros’a ait olan her şeyi tahrir ettirip mühürlemelerini emretmiş

640

; onlar da Fener, Tarabya ve diğer yerlerde olan haneleriyle, Yeni Han ve Valide Hanı'ndaki odalarını mühürleyerek ortakları, akrabaları ve yardımcılarını sorgulanmak üzere bostancılara getirmişlerdir.

641

Yapılan bu sorgulama, yukarıda da belirttiğimiz gibi, Bedros’un katline kadar, yaklaşık bir hafta sürmüş olmalıdır. Bu esnada Fener ve Tarabya’daki haneler ile Yeni Han’daki odaların tahriri de tamamlanmıştır.

642

Bedros'un mal varlığı, borçları ve alacaklarının tespitinin yanı sıra, bunların satışı, tahsili ve iadesini içeren bu meşakkatli iş için defter emini Hasan Efendi yetkilendirilmiştir.

643

Dolayısıyla muhallefatın muhasebesi ve müsadere işlemleri, onun denetiminde darphanede gerçekleştirilmiştir.

644

Ancak Hasan Efendi bu işte tek yetkili değildir. Ona farklı görevliler de eşlik etmiştir. Bu doğrultuda İstanbul'da olan menzil ve odaların tahririne defterdar efendi, yalıya ise hazine kethüdası ağa ile birlikte muhallefat halifesi ve başbakikulu ağa görevlendirilmiştir.

645

Tarabya'daki yalının tahririni de

ser-640 D.BŞM. 6791/113; 6791/114 C.ML. 547/22485; Y. Cezar, “...Osmanlı Devleti’nde Sarraflar”, s. 193.

641 D.BŞM. 6791/114; Rûzmerre..., v. 19b; Taylesanizâde Hâfız Abdullah Efendi Tarihi..., s. 142.

642 D. 2659 (13 C 1200/13 Nisan 1786); D. 6436 (14 C 1200/14 Nisan 1786).

643 D.BŞM. 6791/114. “... fırına kaldırılup emvâl ve eşyâsını ahz ve kabz ve muhâsebelerini rü'yet ve etrâf ü eknâfda olan cemî‘-i emvâlini tahrîr olunması içün bâ-hatt-ı hümâyûn sâbıkâ defterdâr-ı şıkk-ı evvel ve hâlâ defter emîni olan Hasan Efendi ta‘yîn olunup ...” Bkz.: Taylesanizâde Hâfız Abdullah Efendi Tarihi..., s. 142;

Ahmed Vasıf Efendi, Mehâsinü’l-Âsâr..., s. 333; Ahmed Cevdet, Tarih-i Cevdet, c. 3, s. 264.

644 A.SABH.I. 364/25417.

645 AE.SABH.I. 10/897. Belgede de geçtiği şekilde bu başbakikulu, “defterdâr-ı şıkk-ı evvel hazretleri taraflarından vekîl-i şer‛îleri başbakikulu Halil Ağa” olmalıdır. Bkz.: MAD.d. 9742, s. 132.

gulam Nafi Ağa yapmıştır.

646

Bedros’un borçlarının tahsili ve emlakinin satılması için ise hâcegân-ı dîvân-ı hümâyûndan Es-seyyid Numan Bey mübaşir ve memur tayin edilmiştir.

647

Ayrıca Özi valisi ve İsmail canibi seraskeri sadr-ı sabık Ali Paşa’ya da bir hüküm gönderilerek, Bedros’un iki sefinesi, sermayesi, emlaki ve ne kadar alacağı varsa araştırılarak defterinin irsali istenmiştir.

648

Bunlara ilave olarak, İstanbul Rum Patriği

649

Prokopios

650

da Bedros'un mallarının ortaya çıkarılmasında rol almıştır.

651

Gerek Bedros gerekse yakınları ile ortaklarının sorgulanması ve yapılan incelemeler sonucu 3 adet defter oluşturulmuştur. Bu üç adet deftere göre, Bedros'un nükûd, zimem ve akar olmak üzere 2.100 keselik malı ortaya çıkarılmıştır.

652

Ancak bu, sadece, ilk inceleme üzerine yapılan bir hesaptır. Asıl iş bundan sonra başlayacaktır. Çünkü borçların iadesi, alacakların tahsili, mülklerin tahrir ve satışları zaman alacak ve bunlarla ilgili çok sayıda işlem yapılacaktır. Mülklerin çocuklarına geri iadesi, Prusya tercümanının alacağı ve bakaya kalan zimmetler; bu işlemlerin, Bedros'un ölümünden 5-6 yıl sonra bile çözülemediğinin açık göstergesidir.

653

Dolayısıyla bu tarz kapsamlı müsaderelerin, C.

Neumann’ın da vurguladığı gibi

654

, ne kadar meşakkatli ve her birinin kendine münhasır bir vaka olduğu ortadadır.

646 TSMA.d. 2659/1; D.BŞM. 6791/113; D.BŞM. 6791/114.

647 MAD.d. 9742, s. 78, 79, 80, vd.

648 C.ML. 751/30604; Y. Cezar, “...Osmanlı Devleti’nde Sarraflar”, s. 193.

649 İstanbul Rum Patrikliği’nin 18. yüzyıldaki durumu için bkz.: Elif Bayraktar Tellan, The Patriarch and The Sultan: The Struggle for Authority and the Quest for Order in the Eighteenth-Century Ottoman Empire, Bilkent Üniversitesi Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara 2011.

650 Prokopios, 1785-1789 yılları arasında patriklik yapmıştır.

Bkz.: http://www.ec-patr.org/list/index.php?lang=en. Erişim tarihi 20.07.2018.

651 Patrik Prokopios, Bedros'un ve ailesinin çeşitli piskopos ve metropolitlerden olan alacaklarını bir liste halinde bildirmiştir. Bkz.: D.BŞM. 6808/92. O. Jamgoçyan, Patrik Prokopios'un servetin dökümünü yapmak zorunda kaldığını ve ölen kişinin alacaklarını garanti altına aldığını belirtmektedir. Bkz.: O.

Jamgoçyan, Osmanlı İmparatorluğu’nda Sarraflık..., s. 78.

652 AE.SABH.I. 370/25876. (Bu belge yırtık ve bozuktur. Ancak yine de bu rakamlar okunabilmektedir.) Bir başka belgede de Bedros'un zimematından 1.300 kese ve ortakları taahhüdünden 900 kese olmak üzere 2.200 kese tahsil edildiği ve geri 419 kese fazla kaldığı yazılıdır. Bkz.: C.DRB. 4/167.

653 D.BŞM.MHF. 90/81 (11 CA 1205/16 Ocak 1791); D.BŞM.MHF.12994 (15 L 1207/19 Temmuz 1788);

C.BH. 257/11903 (14 ZA 1206/4 Temmuz 1792); MAD.d. 9746, s. 131, 171.

654 C. K. Neumann, “Birey Olmanın Alameti...”, s. 14.

Hasan Efendi'nin ortaya çıkardığı 2.100 keselik mal, darphanede görülen 1.780.5 keselik açığı kapatmaya fazlasıyla yetmiş, ilaveten, sefer masrafı için 150 kese bile harcanmıştır.

655

Fakat bu miktar, Bedros'un tüm mal varlığı olmasa gerektir. Her ne kadar Bedros'un bazı mülkleri nâ-füruht (satılamamış)

656

ve bazı zimmetleri de 5-6 yıl sonra bile tahsil edilememiş olsa da

657

, aşağıdaki tabloda da görüldüğü üzere, Bedros'un, mülkleri ve eşyalarının satışı ile tahsil olunan alacaklarından, toplam 1.180.757,22 kuruşluk mal varlığı ortaya çıkmıştır.

Darphaneye ve kişilere olan borçlar düşüldüğünde bu miktar 202.903,72 kuruş civarında olacaktır. Ancak bu rakamları, yaklaşık olarak ele almak gerekir. Çünkü Bedros'un eşi ve çocuklarının kullanımlarına bırakılan eşyaların haricinde, birtakım eşyaları da Tırnakçı Yalısı'na nakil olunmuştur.

658

Dolayısıyla Bedros’un servetinin daha yüksek olması olasıdır.

Yine de bunlara rağmen Bedros’un hatırı sayılır bir servet edindiği açıktır. Zira Bedros’un serveti, 18. yüzyıl Edirne ve Bursa terekeleri üzerine yapılan çalışmalarda belirtilen 833.33

─ 8.333,33 kuruşluk (100.000 ─ 1.000.000 akçe)

659

zenginlik eşiklerinin çok üzerindedir. Bir karşılaştırma yapmak gerekirse; Bedros’un serveti, Vezir Daltaban Mustafa Paşa’nın 132.313,175 (15.877,581 akçe) kuruşluk servetinin yaklaşık dokuz katıyken, Amcazâde Hüseyin Paşa’nın 60.870,541 kuruşluk (7.304.465 akçe) servetinin yaklaşık yirmi katıdır.

660

Bu da onun zenginliğinin boyutlarını daha anlaşılır kılmaktadır.

655 AE.SABH.I. 15/1304.

656 Bedros'un satış dışı kalan mülkleri için bkz.: AE.SABH.I. 29/2244.

657 Bedros’un tahsil edilemeyen 75.787 kuruş alacağı bulunmaktadır. Bkz.: D.BŞM.MHF. 12994.

658 Eşi ve çocuklarına bırakılanlar ile Tırnakçı Yalısı’na nakil olunan eşyalar hakkında bkz.: D. 6436.

Taylesanizâde Hâfız Abdullah Efendi Tarihi’nde Tarabya’daki yalıda görülmemiş türlü eşyalar ile hükümdarlara yaraşır birkaç yüz adet aynanın çıktığını ve bunların tümünün Tırnakçı Yalısı’na nakledildiği belirtilmektedir. Bkz.: Taylesanizâde Hâfız Abdullah Efendi Tarihi..., s. 28, 142-143. T. Blancard ve O.

Jamgoçyan da çalışmasında Bedros’un zengin mobilyalarının I. Abdülhamid’in kızlarından biri için yapılan saraya gönderildiğine dikkat çeker. Bkz.: T. Blancard, Les Mavroyéni…, s. 167; O. Jamgoçyan, Osmanlı İmparatorluğu’nda Sarraflık..., s. 78. Tırnakçı Yalısı, Tırnakçı Hasan ya da kardeşi Hüseyin Paşa tarafından yaptırılmış olan 17. yüzyılda kalma bir yalıdır. Bu yalı, 18. yüzyılın ortalarında Büyük Esma Sultan’a geçmiştir. Esma Sultan’ın ölümünün ardından ise yalı, yeğeni Küçük Esma Sultan’a tahsis edilmiştir.

Dolayısıyla Esma Sultan Yalısı olarak da bilinmektedir. Geniş bilgi için bkz.: T. Artan, "18. Yüzyıl Başlarında Yönetici Elit...", s. 307-308; Tülay Artan, “Esma Sultan Sahilsarayı”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, c. 3, İstanbul 1993, s. 211-212.

659 G. Oğuz, 18. yüzyılın ilk yarısına ait Edirne terekelerinden yola çıkarak yaptığı servet analizinde zenginlik eşiğini 100.000 akçe olarak belirlemiştir. Ona göre 100 bin akçe ve üzerindekiler toplumun zengin kesimini oluşturmaktadır.

Bkz.: G. Oğuz, …Edirne Örneği, s. 89. C. Reyhan’ın 1768-1800 yılları arasındaki Bursa terekelerini değerlendirdiği çalışmasında ise bu eşik 1.000.000 akçedir. Bkz.: C. Reyhan, …Kapitalizmin Kökenleri, s. 254.

660 Oğuz, a.g.t., s. 85; aynı yazar, “Tereke Kaydından Hareketle Bir Osmanlı Vezirinin 18. Yüzyıl Başlarındaki Yaşam Tarzı: Amcazâde Hüseyin Paşa”, Milli Folklor, S. 88, 2010, s. 94.

Tablo 1: Belgelere Göre Bedros'un Mal Varlığı

Miktar (Kuruş) Yüzde Olarak Oranı (%)

Mülklerin satışından elde edilen 99.940661 9

Eşyaların satışından elde edilen 39.582,22662 3

Tahsil olunacak alacaklar 1.041.234663 88

Toplam 1.180.757,22664 100

Ödenecek borç (Darphane'ye ve kişilere olan) 890.250 (1.780,5 kese) + 87.603,5 =977.853,5

Toplam (Kalan) 202.903,72

Bedros’un bu servetinin oluşumunda elbette ki darphane sarrafı olmasının payı büyüktür. Ancak Bedros’un darphane sarrafı olması, servetinin tek kaynağı değildir.

Aşağıda da görüleceği üzere, o, bu servetini farklı kaynaklardan besleyecek, girişimci

ruhu da bunu pekiştirecektir.