• Sonuç bulunamadı

Koordinasyon, beden organları arasında bir uyumun olmasıdır. Psiko-motor etkinliklerin tümü beden organları arasında bir uyum gerektirir (Bilgin, 2007, s.96). Koordinasyon, karşılıklı kas ve duyu sistemlerinin düzenli etkileşimini ifade eder. Motor ve duyu süreçleri arasındaki etkileşimler çift yönlüdür. Örneğin, bir nesneyi avuçlamaya kalkışınca küçük çocuk adım adım eksik tanımlanmış tutma hareketlerinden daha olgun ve görsel olarak güdümlü uzanma ve avuçlama davranışlarına doğru ilerler. Kolların, ellerin ve parmakların hareketlerinin bu ayrımı olgunlaşmamış göz-el koordinasyon ödevlerini yerine getirmek için el hareketleri ile birlikte gözlerin kullanımının koordinasyonunu takiben normal gelişim için çok önemlidir. Motor kontrolü için duyusal bilginin önemi yıllardır bilinmektedir. (Latash, 2012, s.163; Gallahue ve Donnelly, 2003, s.42).

Koordinasyon; düzgün, doğru ve kontrollü hareketler yapabilme yeteneğidir. İnce motor yeteneklerin kullanılmasında, mesleki aktivitelerin gerçekleştirilmesinde, yürüme, koşma, atlama gibi günlük yaşamla ilgili basit ve yardımcı aktiviteleri yapmada motor koordinasyon gereklidir (Balaban vd., 2009, s.134).

Bernstein (1967), koordineli hareketleri, çocuğun kendinden bağımsız olan fazla hareketlerini kontrol etme süreci olarak tanımlamıştır. Bu bağlamda koordinasyon, motor organların kontrolünün düzenlenmesidir (Savelsbergh ve van der Kamp, 1993, s.289). Örneğin, bebek ilk yürüdüğünde, hareket fazlalığı mevcuttur ve bu sadece bacaklarında değil, tüm vücudundadır. Bu adım adım azalır, kolların koordinasyonu bacaklarınkinden önce gelir ve bu daha iyi bir vücut dengesinin devamına yardım eder (Hurlock, 1956, s.149).

Yaşamın ilk ayının bir özelliği olan çaresizlik durumundan çıkması için her bir çocuk kassal mekanizmanın etkili bir koordinasyonunu geliştirmelidir. Bireysel becerilerde ustalaşma ve onları iyi koordine etme bir gecede meydana gelmez, zaman ve tekrarlı pratik gerektirir (Hurlock, 1956, s.136; Kail, 2004, s.164). Okul öncesi dönemde kaba motor hareketleri sağlayan kaslardaki gelişme, ince motor hareketleri sağlayan kaslara oranla daha fazladır; buna bağlı olarak da çocuklar rahatlıkla koşup, zıplayabilmelerine karşın, dar bir tahta üzerinde denge sağlamak gibi daha üst düzeyde

motor koordinasyon gerektiren hareketleri yapmakta güçlük çekerler. İnce motor kasların koordineli bir biçimde, tam olarak işlevlerini yerine getirebilmeleri ancak ergenlik döneminde gerçekleşebilir (Erden ve Akman, 2012, s.49).

Motor koordinasyon, amaçlı, kontrollü, doğru ve çabuk hareketler için gerekli olan, vücudun uygun kaslarını aktifleştirmek olarak tanımlanır. Otizm, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, gelişimsel koordinasyon bozukluğu gibi problemleri olan çocuklar, öğrenme güçlüğü ya da gelişimsel gecikme gibi motor koordinasyon özrü gösterebilirler (Lin ve Wu, 2014, s.110).

Motor koordinasyon ve öğrenme sonuçlarını birbirine bağlayan birçok kanıt mevcuttur. Araştırmalar, motor güçlüğü olan çocukların dilde, okumada, telaffuzda ve aritmetikte önemli sorunlar sergilediklerini ve disleksi gibi öğrenme güçlüğü olan çocukların yüksek oranda motor güçlük sergilediklerini göstermiştir. Dahası, çalışmalar, küçük çocuklarda motor koordinasyonu, çocukların gelecekteki matematik ve okumadaki başarısının tahmin edilmesinde tek ve önemli bir unsur olarak görmektedir. Sonuç olarak motor koordinasyon ile öğrenme ilişkisinin doğası belirsiz olsa da akademik anlamda zayıf başarı riskinde olan çocukların belirlenmesinde motor koordinasyonun çok önemli olabileceği tartışılmaktadır. Son araştırmalarda, motor koordinasyon, işleyen bellek ve öğrenme çıktıları arasında önemli bir bağlantı olduğunu ileri sürmektedir (Rigoli vd., 2012, s. 766).

Araştırmalar, zayıf motor koordinasyonu, dikkat dağınıklığına, düşük benlik algısına ve zayıf öz-kavrama bağlamaktadır. Düşük motor koordinasyonu olan çocukların, eğitimsel olarak beklenenden daha az başarı gösterdiği ve akran ilişkilerinde güçlükler yaşadığı bulunmuştur. Motor koordinasyonu düşük olan çocuklar, başarısızlığı engellemek için sosyal durumlardan kendilerini çekme eğilimindedir. Araştırmalara göre, akranlardan olumsuz tepki almakla, düşük motor koordinasyonu olan çocuklarda, sosyal ilişkilerinde düşük yetiye sahip oldukları algısı oluşmaktadır (Skinner ve Piek, 2001, s.73-74).

2.3.1. Motor Koordinasyon Konusunda Yapılan Araştırmalar

Zhu vd. (2010), çalışmalarını gelişimsel koordinasyon bozukluğu olan ve olmayan çocuklarda motor koordinasyon ve obezite arasındaki ortaklığı araştırmak için yapmışlardır. Bu araştırma için Tayvan’daki 14 ilkokuldan 9-10 yaşlarında 2029 çocuğu (1078 erkek ve 951 kız) rastgele seçtiler. Araştırmacılar çocuklarda vücut yağ yüzdeliğini ölçmek için biyoelektrik direnç analizini ve motor koordinasyon becerisini değerlendirmek için Çocuklar için Hareket Değerlendirme Batarya testini (M-ABC) kullandılar. Geçmiş çalışmalardan vücut yağ yüzdeliklerine dayalı olarak sona erme noktalarını kullandılar ve böylece erkekleri ve kızları sırasıyla obez, aşırı kilolu ve normal kilolu gruplara böldüler. Erkeklerde, Çocuklar için Hareket Değerlendirme Batarya testindeki denge alt testi puanlarının ve toplam özürlülük puanının, normal kilolu grupla kıyasladıkları zaman obez ve aşırı kilolu grupta önemli oranda daha fazla olduğunu ortaya koydular. Obez ve aşırı kilolu gruptaki kızların normal kilolu gruptakilerden daha yüksek denge özürlülük puanların sahip olduklarını açığa çıkardılar. Erkekler arasında, gelişimsel koordinasyon bozukluğu olan ve normal gelişim gösteren sınırdakilerle kıyasladıkları zaman obezite yaygınlığının gelişim koordinasyon bozukluğu grubunda en yüksek olduğunu buldular. Araştırmacılar ayrıca gelişimsel koordinasyon bozukluğu olan kızların normal gelişim gösterenlerden daha aşırı kilolu ve obez olduklarını buldular. Sonuç olarak, araştırmacılar obezitenin özellikle de denge becerisiyle alakalı olarak erkekler ve kızlar arasında eksik motor koordinasyon becerisiyle bağdaştırılabileceğini belirtmişlerdir. Gelişimsel koordinasyon bozukluğu olan çocukların daha yüksek obez ve aşırı kilolu olma riskinde bulunduklarını bildirmişlerdir.

Li vd. (2011), araştırmalarında üç yıllık dönemde gelişimsel koordinasyon bozukluğu olan ve olmayan Tayvanlı çocukların motor koordinasyon ve sağlıkla ilgili beraberinde gelen değişiklikleri değerlendirmek için yapılmıştır. Çocukların motor koordinasyonlarını değerlendirmek için Hareket Değerlendirme Batarya Testi (Movement ABC) ve fiziksel zindelik testi uygulamışlardır. Yaş ve cinsiyet bakımından eşitlenmiş 25 gelişimsel bozukluğu olan ve 25 normal gelişim olan çocukla çalışmışlardır. Araştırmacılar, ulaşılan genel sonuçlara göre, gelişimsel koordinasyon

bozukluğu olan çocuklar ilk yıldan sonra esneklik, kas gücü ve kas dayanıklılığına dair ögelerde daha kötü performans sergiledikleri bulgusuna ulaştılar.

Kokstejn vd. (2012), çalışmalarının amacını okul çağındaki çocuklarda fiziksel etkinlik ve motor beceri seviyeleri arasındaki dikkat üzerine olası etkiyi açığa çıkarmak için motor güçlüğü olmayan çocuklara kıyasla motor güçlüğü olan okul yaşı çocuklarının fiziksel etkinlik seviyelerini ortaya koymak olarak belirtmişlerdir. Araştırmacılar motor güçlüğü olan 15 çocuk ve motor güçlüğü olmayan 27 çocuktan oluşan 2 katılımcı grupla çalıştılar. Motor fonksiyonları ölçmek için MABC-2 test bataryası, haftalık fiziksel etkinlikleri ölçmek için Actigraf ivme ölçer, dikkati değerlendirmek için de d2 test bataryasını kullanmışlardır. Çalışmacılar, araştırma sonunda fiziksel etkinliğin göstergesi olan pek çok beceride motor eksikliği olmayan çocukların daha başarılı olduğunu; dikkat becerilerini ölçen d2 testinde ise toplam performansta motor güçlüğü olan ve olmayan çocuklar arasında anlamlı farklılığın olmadığını tespit etmişlerdir.

Vandorpe vd. (2012), yaptıkları araştırmada motor koordinasyon sabitliğini ve zaman içerisinde motor koordinasyon ve düzenli sporlar arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. 6-9 yaşlar arasındaki 371 çocuk üç yılda art arda motor koordinasyonu ölçen bir test bataryası ve testin ilk ve üçüncü yıllarında kulüp sporlarına katılıma dair bir soru anketi uygulamışlardır. Araştırmacılar, araştırma sonucunda 0.662’den (6-8 yaş), 0.837’ye (7-9 yaş) kadar değişen çocukların motor koordinasyonunun oldukça sabit bir faktör olduğunu açığa çıkartmışlardır. Ayrıca, araştırmacılar, araştırma sonucunda üç yıllık test döneminde bir kulüp çevresinde sporları tutarlı bir şekilde uygulayan çocukların, bir spor çevresine kısmen katılan ya da hiç katılmayan çocuklara kıyasla daha iyi koordinasyon seviyeleri sergilediklerini bulmuşlardır.

Ayaz vd. (2013), araştırmalarında dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı konulan çocuklarda motor koordinasyon becerilerini ve motor koordinasyon sorunlarının sosyal sorunlarla ilişkisini incelemeyi amaçlamışlardır. Araştırmacılar, deney grubunu dikkat eksikliği ve hiperaktivite tanısı konmuş 12-15 yaş arasında bulunan 64 çocuk, kontrol grubunu ise benzer yaş ve cinsiyet aralığında bulunan 69 çocuktan seçmişlerdir. Çocukların değerlendirilmesinde Çivili Tahta El Becerileri Testi (ÇTEBT), Çocukluk Çağı Davranış Değerlendirme Ölçeği ve Okul Çağı Çocukları İçin

Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi kullanmışlardır. Araştırmacılar, araştırma sonucunda, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu grubunda olan çocukların sosyal sorunların motor becerilerle ilişkili olduğu, kontrol grubunda kız çocukların motor becerileri erkek çocuklardan daha iyi olmasına rağmen, kontrol grubunda anlamlı fark olmadığı sonuçlarına ulaşmışlardır.

Rigoli vd. (2013), yaptıkları araştırmada 5-11 yaşlarındaki çocuklarda motor koordinasyon ve görsel işleyen bellek arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamışlardır. Araştırmacılar, çalışmada hareket güçlüğü olan 18 çocuk ve kontrol grubu olan 41 çocukla çalışmışlardır. Çalışmada motor becerilerin değerlendirmesi için McCarron Sinir-Kas Gelişim Değerlendirme Testi ve görsel-işleyen belleği değerlendirmek için de Cog-State One–Back görevi kullanılmıştır. Çalışmacılar, çalışma sonucunda hareket güçlüğü olan çocukların ince motor beceri puanlarıyla görsel-işleyen bellek puanlarının olumlu anlamda ilişkili olduğunu ortaya çıkarmıştır. Kontrol grubunda ise One-Back testindeki keskinlik ve hızın ince motor becerilerin tahmin edicisi olmadığı sonucuna ulaşmışlardır.

Shoemaker vd. (2013), ciddi motor koordinasyon güçlüğü olan 7-9 yaş çocuklarının, normal motor koordinasyon güçlüğü olan çocuklardan günlük yaşamdaki, akademik becerilerdeki dikkat ve sosyal becerilerde fazladan güçlük riskinde olup olmadıklarını araştırmak amacıyla çalışmışlardır. Araştırmacılar, kontrol grubu, ciddi motor güçlüğü olan çocuklar ve normal motor güçlüğü olan çocuklardan oluşan 3 grupla çalışmışlardır. Araştırmacılar, araştırma sonucunda ciddi motor güçlüğü olan çocukların günlük yaşam etkinliklerinde, el yazısında, dikkatte, okumada ve sosyal bilişte normal motor güçlüğü olan çocuklardan daha yüksek güçlük riski sergiledikleri sonucuna ulaşmışlardır, Ayrıca, normal motor güçlüğü olan çocuklar yedi alanın beşinde kontrol grubu çocuklarından daha yüksek güçlük riskinde bulunduklarını ortaya koymuşlardır.

Yasumitsu ve Nogawa (2013), çalışmalarında, 7-8 yaş grubundaki okul çocuklarının çevikliğini geliştirmeye dayalı kısa dönem koordinasyon programının etkisini test etmiştir. Araştırmacılar, normal gelişim gösteren 26 çocuktan oluşan deney grubu ve 20 çocuktan oluşan 20 çocukla çalışmışlardır. Araştırmacılar 26 gün boyunca haftada 1-3 kez oturum düzenleyerek 10 koordinasyon programı oturumu düzenlediler.

Araştırmacılar, araştırma sonunda, programın 7-8 yaş çocuklarının çevikliğini artırmada etkili olduğu sonucuna ulaştılar.

Lin ve Wu (2014), yaptıkları araştırmada 4-6 yaş arasındaki çocuklarda iki yönlü motor koordinasyonun bilgisayarlı ölçüm geçerliliğini araştırmışlardır. Araştırmacılar, araştırmalarında 5 yaş 2 ay (standart sapma= 6 ay) yaş ortalamasında bulunan 290 kız, 333 erkek öğrenciden oluşan Tayvan’daki devlet ve özel anaokuluna devam eden çocuklarla çalışmışlardır. Araştırmacılar, çift yönlü motor koordinasyon hareketleri ve projelendirilmiş eylemden oluşan iki alt testi içeren “Çift Yönlü Motor Koordinasyon Testi” ni kullanmışlardır. Konum imleme ve şekil hareketiyle birlikte, alt testlerden önemli değişkenleri elde etmek için hareket analizini kullandılar. Uzmanların değerlendirmelerini kriter standartları olarak kullanarak aracın doğruluğunu, hassasiyetini ve belirginliğini, Çift Yönlü Motor Koordinasyon Testinin geçerliğini değerlendirmek amacıyla hesapladılar. Çift Yönlü Koordinasyon Hareket Alt Testinin doğruluğu, hassasiyeti ve belirginliği sırasıyla ortalama olarak % 83.9, % 86.4 ve % 83.1’dir. Öngörülen Eylem Alt Testinin doğruluğu, hassasiyeti ve belirginliği sırasıyla ortalama olarak % 90.5, % 88.1 ve % 90.4’tür. Çift Yönlü Motor Koordinasyon Testi % 86.3’lük bir doğruluk ortalaması, % 87.0’lık bir hassasiyet ortalaması ve % 85.8’lik bir belirginlik ortalaması gösterdi. İki yönlü motor koordinasyon problemlerini belirlemek ve bu problemlere çözüm bulmak için Çift Yönlü Motor Koordinasyon Testinin erken müdahaleye müsaade etmede kullanılırken motor koordinasyon testinin değerli bir araç olabileceği sonucuna vardılar.

Benzer Belgeler