• Sonuç bulunamadı

2.2. Görsel Algı

2.2.3. Görsel Algı Konusunda Yapılan Araştırmalar

Allen, Haupt ve Jones (1965), devlet okulu özel eğitimi sınıfına devam eden 65 eğitilebilir mental reterdasyonluyla yaptıkları çalışmada, Frostig Gelişimsel Görsel Algı Testindeki puanları Weschler zeka testi sonuçlarıyla kıyaslayarak reterdasyonlu bir kitlede algısal becerilerin zihinsel işleyişe katkılarını araştırmışlardır. Araştırma sonucunda elde edilen verilere göre Weschler performans alt testlerinde, bozulmamış görsel algısal becerilere sahip çocuklar, bozuk algısal becerilere sahip çocuklardan daha etkindir. Bu veriler ışığında araştırmada zihinsel reterdasyonlularda algısal becerilerin önemli oranda bilişsel işleyişe katkıda bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Mangır ve Çağatay (1987), yaptıkları çalışmada anaokuluna giden ve gitmeyen 4- 6 yaş çocuklarının görsel algılamalarını incelemişlerdir. Araştırmada 20’si anaokuluna giden 20’si anaokuluna gitmeyen, anne ve babaları lise ve üniversite mezunu olan 40 çocukla çalışmışlardır. Çalışmanın bulgularına göre; anaokuluna giden çocuklarda da anaokuluna gitmeyen çocuklarda da cinsiyete göre görsel algı puanları karşılaştırıldığında önemli bir farkın saptanmadığı ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra Frostig görsel algılama testinde anaokuluna giden çocuklar, gitmeyen çocuklardan genelde daha yüksek puanlar almışlardır.

Kaya (1989), yaptığı araştırmada Frostig Görsel Algılama Eğitim Programının uygulanmasının anaokuluna giden 4-5 yaşlarındaki çocukların görsel algılama alanlarına ve zeka gelişimlerine etkisini incelemiştir. Araştırmacı, çocukların zeka düzeylerini saptamak için “Columbia Zihni Olgunluk Ölçeği”, görsel algılamayı ölçmek için “Frostig Görsel Algı Testi” ve görsel algı eğitimi için “Frostig Görsel Algılama Eğitim Programını” uygulamıştır. Araştırmacı, anaokuluna giden 4-5 yaş grubundaki 20’si deney, 20’si kontrol grubu olan 40 çocukla çalışmıştır. Araştırmacı, deney grubuna iki ay süreyle Frostig Görsel Algılama Eğitim Programını vermiş, kontrol grubuna ise eğitim programı uygulanmamıştır. Araştırmacının elde ettiği bulgulara göre, deney grubundaki çocukların ön-test ve son-test puanları arasında önemli derecede fark

gözlenirken, diğer grupta bir fark olmadığı görülmüştür. Ayrıca, eğitim uygulamasının çocukların görsel algılama düzeyine etkisinin önemli olduğu saptanmıştır.

Mangır ve Çağatay Aral (1990), yaptıkları çalışmada 6 yaşında anaokulu ve anasınıfına devam eden çocukların görsel algılamalarıyla zeka düzeylerinin ilişkili olup olmadığını incelemişlerdir. Araştırmaya anne ve babası lise ve üniversite mezunu olan, 10’u anasınıfına, 10’u anaokuluna devam eden 20 çocuk katılmıştır. Araştırmada çocukların görsel algılama düzeylerini belirlemek için Frostig Görsel Algı testi ve zeka düzeylerinin belirlenmesi için de Stanford-Binet Zeka testi uygulanmıştır. Araştırma bulgularına göre, görsel algılama ile zeka arasında olumlu yönde önemli bir ilişki bulunduğu, kız ve erkek çocukların ve de anaokulu ve anasınıfı çocuklarının aldıkları puan ortalamaları arasındaki farkın ise önemli olmadığı görülmüştür.

Ferah (1996), çalışmasında, ilk okuma-yazma öğretimi sırasında öğrencilerin karşılaştıkları tespit ederek, ilk okuma-yazma, görsel algılama ve gelişim arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırmacı, okul öncesi eğitim almış olan ve almamış olan 60 birinci sınıf öğrencisiyle çalışmıştır. Araştırmacı, veri toplama amacıyla Gessel Gelişim Figürleri Testi, Frostig Görsel Algılama Testi, öğrencilerin bir yıl boyunca tuttuğu defterler ve dikte parçalarını kullanmıştır. Bu araçlarla ulaştığı verilerle yaptığı istatiksel analizler sonucunda çocukların ilk okuma yazma problemlerini ve bu problemlerin sebeplerini tespit etmiştir. Araştırmacı, araştırmasının sonucunda okul öncesi eğitim almış çocukların görsel algı testi puanlarının Gessel Gelişim Figürleri Testinde de Frostig Görsel Algılama Testinde de okul öncesi eğitimi almamış olan öğrencilere göre biraz daha yüksek olduğunu tespit etmiştir. Araştırmacı, Frostig Görsel Algılama Testinin birinci ve ikinci uygulamaları arasındaki ilişkiye bakarak çocukların ikinci uygulamadan daha çok puan aldığını tespit ederek bir aylık okuma-yazma eğitiminin etkili olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Aral ve Erturan (1999), yaptıkları çalışmada, Frostig Görsel Algılama testi ve eğitim programına dayalı olarak 4-8 yaş arası serebral palsili çocuklarda görsel algılama davranışını incelemişlerdir. Araştırmada Ankara ve İstanbul Yeni Doğuş Spastik Çocuklar Rehabilitasyon Merkezine devam eden, dört-sekiz yaş arasında olan, serebral palsi teşhisi konan, serebral palsiden başka bir özrü olmayan, direktifleri anlayan ve bir elini kullanabilen tüm çocuklar araştırma grubunu oluşturmuştur. Araştırmacılar,

araştırma grubundaki çocukların gelişimsel düzeylerini ve zeka düzeylerini belirlemek için bir takım testler uygulamış ve gelişim düzeyleri 4 yaştan aşağı olmayan ve zeka düzeyleri 69’dan aşağı olmayan çocuklar araştırma kapsamına alınmıştır. Araştırmaya 20 çocuk katılmış ve bu çocukların 10’u deney, 10’u kontrol grubu olarak belirlemişlerdir. Araştırma bulgularına göre araştırmacılar, deney ve kontrol grubundaki çocukların ön test puan ortalamaları arasında önemli bir fark olmadığını, son test puan ortalamaları arasında anlamlı farklılıklar olduğunu tespit etmişlerdir. Ayrıca kontrol grubundaki deneklerin ön test ve son test puanları arasındaki farklılık az iken, deney grubundaki deneklerin ön test ve son test puanları arasındaki farklılık yüksek düzeydedir.

Tuğrul, Aral, Erkan ve Etikan (2001), anaokuluna giden, normal gelişim gösteren altı yaşındaki çocukların görsel algılama becerilerini belirlemek ve algısal becerilerin gelişimine “Frostig Gelişimsel Görsel Algı Eğitim Programının Etkisi”ni incelemek amacıyla yaptıkları çalışmada “Denver Gelişimsel Tarama Testi” ne göre yaşının özelliklerini gösteren, anne babasıyla yaşayan ve herhangi bir fiziksel sorunu olmayan 127 çocukla çalışmışlardır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Frostig Gelişimsel Görsel Algı Testi ve Eğitim Programı kullanılmıştır. Araştırma sonuçları, çocukların görsel algı becerilerinin geliştirilmesinde anaokulu eğitim programı dışında verilen Frostig Gelişimsel Görsel Algı Eğitim Programının çocukların gelişimini desteklediğini göstermiştir.

Cengiz (2002), yaptığı araştırmada anaokuluna devam eden 5.6-6 yaş çocuklarının görsel algılamaları üzerinde kendisi tarafından geliştirilen Görsel Algı Gelişimini Destekleyici Eğitim Programının etkisini tespit etmek amacıyla çalışmıştır. Çalışmaya 15’i deney, 15’i kontrol grubu olmak üzere 30 çocuk katılmıştır. Çalışmada görsel algı alanlarının her birine yönelik ayrı ayrı eğitim programları hazırlanmış ve çocukların görsel algı becerileri Frostig Görsel Algı Testi ile ölçülmüştür. Çalışma sonucunda elde edilen veriler ışığında eğitim programının her bir görsel algılama alanında etkili olduğu sonucuna varılmıştır.

Temel, Çiftçibaşı ve Ünal (2003), anaokuluna giden altı yaş çocuklarının görsel algıları üzerinde proje yaklaşımının etkisinin olup olmadığını incelemek amacıyla yaptıkları çalışmada 20’ si deney, 20’si kontrol grubu olmak üzere 40 çocukla

çalışmışlardır. Araştırmada deney grubunda bulunan çocuklara 10 hafta boyunca eğitim verilirken, kontrol grubundaki çocuklara okul programlarının dışında herhangi bir uygulama yapılmamıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Frostig Görsel Algılama Testi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgularda, deney ve kontrol grubunda bulunan çocukların Frostig Görsel Algılama Testi’nin şekil sabitliğinin algılanması boyutunda kontrol grubunda bulunan çocuklar lehine anlamlı bir farklılık olduğu, diğer boyutlarda ise istatiksel olarak anlamlı bir farklılık olmadığı saptanmıştır.

Aral ve Bütün Ayhan (2003), bilgisayar destekli eğitim alan ve almayan altı yaş grubundaki çocukların görsel algılama davranışlarını bazı değişkenlere göre incelenmesi amacıyla yaptıkları çalışmada, üç aydır bilgisayar destekli eğitim alan 41 ve aynı koşulları sağlayan bilgisayar destekli eğitim almayan 43 çocuk olmak üzere toplam 84 çocukla çalışmışlardır. Araştırmacılar çocukların görsel algılama düzeyini tespit etmek için “Frostig Gelişimsel Görsel Algı Testi” kullanmışlardır. Araştırmacı araştırmanın sonucunda göre; bilgisayar destekli eğitim alan ve almayan çocukların görsel algılama puanları arasında önemli farklılıkların olduğu; araştırmaya dahil edilen çocukların görsel algılamalarında cinsiyetin, anne-baba öğrenim düzeyinin, evde bilgisayar olma durumunun, çocukla aktif ilgilenme süresinin etkili olmadığı ortaya koymuştur.

Erdem (2006), yaptığı çalışmada anaokuluna devam eden 5-6 yaş çocuklarının matematik yetenekleri ile görsel algılama becerilerinin karşılaştırılmasını amaçlamıştır. Araştırmaya 68’i 6 yaş, 32’si 5 yaş grubunda olan anaokuluna devam eden toplam 100 çocuk katılmıştır. Araştırmacı çocukların görsel algılama becerilerini ölçmek amacıyla Gelişimsel Görsel Algılama Testi-2 ve matematik becerilerini ölçmek için de Bracken Temel Kavram Ölçeği (Gözden geçirilmiş formu) kullanmıştır. Araştırmanın sonucunda, araştırmacı, çocukların matematik becerileri ile görsel algı becerileri arasında korelasyon katsayının yüksek ve istatiksel olarak önemli olduğu sonucuna varmıştır.

Turan (2006), araştırmasında alt sosyo-ekonomik düzeyde anasınıfına devam eden ve etmeyen çocuklarda görsel algılama davranışını incelemek ve anasınıfına devam eden ve etmeyen çocuklarda bazı değişkenlerin görsel algılamada farklılık yaratıp yaratmadığını belirlemeyi amaçlamıştır. Araştırmacı, çalışmasını 60-71 aylar arasında anaokuluna devam eden ve etmeyen 300 çocuk üzerinde yürütmüştür, çocukların kendileri ve aileleri hakkında bilgiler edinmek için “Kişisel Bilgi Formu”, çocukların

görsel algılama düzeylerini belirlemek için de “Frostig Görsel Algılama Testi” kullanmıştır. Araştırmacı, çalışma sonucunda anasınıfına devam eden ve etmeyen çocukların görsel algılama testi alt boyutları arasında önemli farklılıklar olduğunu tespit etmiştir. Ayrıca anne yaşı dışındaki cinsiyet, doğum sırası, kardeş sayısı, baba yaşı, anne öğrenim durumu, baba öğrenim durumu ve aile yapısı gibi diğer değişkenlerin ise görsel algılama toplam puanlarında farklılık yaratmadığını belirlemiştir.

Görener (2006), görsel algı becerilerinin gelişimine yönelik bir sanat eğitim modeli hazırlanması ve bu sanat eğitim programının çocukların görsel algı gelişimine etkisinin incelenmesi amacıyla yaptığı çalışmada Denver Gelişimsel tarama testi kullanarak normal gelişim gösterdiği tespit edilen 50’si kız 50’si erkek ve 5-6 yaş grubunda olan 100 çocukla çalışmıştır. Araştırmacı, çocukların görsel algılamalarını belirlemek için ön –test ve son-test olarak “Frostig Görsel Algı Testi” kullanmıştır. Araştırmacı, çocukların görsel algı testinin tüm alt boyutlarında gelişimini sağlamak için bir görsel sanat eğitim programı tasarlamış ve bu programı haftada 3 gün olmak üzere 12 hafta boyunca çalışma grubuna uygulamıştır. Araştırmacı, çalışma sonucunda, çalışma grubunda bulunan çocukların Frostig Görsel Algılama Testi’nin tüm alt boyutlarında anlamlı bir gelişme gösterdiği sonucuna ulaşmıştır.

Özhamam (2007), yaptığı çalışmada az gören öğrencilerin eğitimi için hazırlanan bilgisayar destekli eğitim programının, öğrencilerin görsel algı becerilerine etkisini incelemiştir. Araştımacı, Ankara’ da Mitat Enç Görme Engelliler İlköğretim Okulu’ndan seçilen 10’u deney grubu, 10’u kontrol grubu olmak üzere toplam 20 öğrenciyle çalışmıştır. Araştırmacı, araştırmada çocuklara ön test ve son test olarak Frostig Görsel Algılama Testi’ni uygulamıştır. Araştırmada eğitim materyali Frostig tarafından belirlenen 5 görsel algı basamağına uygun olarak araştırmacının kendisi tarafından tasarlanmıştır. Araştırmacı, araştırma sonucunda test genelinde alınan puana göre iki grubun son testleri arasında anlamlı bir fark olmadığını fakat görsel algının alt basamakları olarak Frostig tarafından tanımlanan 5 bölüm için alınan alt test puanlarını karşılaştırdığında göz-motor koordinasyon gelişimiyle ilgili alt testin son testleri arasında anlamlı bir fark bulmuştur.

Şahin Arı (2007), yaptığı araştırmada anaokulu ve anasınıflarına devam eden 5-6 yaş çocuklarında cinsiyet, doğum sırası, kardeş sayısı, anne-baba öğrenim durumları,

anaokulu- anasınıfı öğretmenlerinin yaşı, öğretmenlerin öğrenim durumları, hizmet süresi gibi değişkenlerin çocuklardaki görsel algılama davranışlarında farklılık yaratıp yaratmadığını ve öğretmen davranışlarının çocukların görsel algılamalarında etkili olup olmadığını incelemiştir. Araştırmacı, araştırmasında 100 öğretmen ve 300 anasınıfı- anaokulu öğrencisiyle çalışmıştır. Araştırmacı araştırmasında çocuklar hakkındaki bazı bilgileri elde etmek amacıyla “Kişisel Bilgi Formu” ve görsel algılamalarını belirlemek amacıyla da “ Frostig Görsel Algı Testi” uygulamıştır. Öğretmenlere ise öğretmenlerin bilgilerini öğrenmek amacıyla “Kişisel Bilgi Formu” ve “Okul Öncesi Hedeflerine Dönük İzleyici Değerlendirme Aracı” uygulamıştır. Araştırmacı, araştırma sonucunda elde ettiği veriler ışığında, öğretmen davranışlarının, çocuklardaki görsel algılama davranışlarına küçük ölçekte pozitif bir etkisinin olduğunu ancak bu etkinin anlamlı düzeyde olmadığını belirlemiştir.

Yüksel (2009), yaptığı araştırmada Frostig Görsel Algı Eğitim Programı’nın eğitilebilir zihinsel engeli olan çocukların görsel algı gelişimlerine olan etkisini incelemeyi amaçlamıştır. Araştırmacı, zeka bölümleri 50-75 arasında olan eğitilebilir düzeyde zihinsel engelli ve başka bir engeli bulunmayan, 10’u deney, 10’u kontrol grubu olan 20 çocukla çalışmıştır. Araştırmacı, araştırmasında deney ve kontrol gruplarına ön-test, son-test olarak Frostig Görsel Algı Testi’ni uygulamıştır ve eğitim programı olarak deney grubuna 8 hafta boyunca Frostig Görsel Algı Eğitim Programı’nı uygulamıştır. Araştırmacı, araştırmanın sonucunda deney grubunun alt testlerde anlamlı bir gelişme gösterdiğini tespit etmiştir.

Alekso (2011), çalışmasında, görsel algının gelişiminde oyun materyalinin etkisini incelemiştir. Araştırmacı 2-3 yaşlarındaki 60 çocukla çalışmıştır ve çocukların görsel algı becerilerini ölçmek için “Frostig Görsel Algı Testini” kullanmıştır. Araştırmacı, araştırma sonucunda çocukların Frostig Görsel Algı alanlarının her birinde ilerleme gösterdiği ve oyun programının çocukların görsel algı gelişimi üzerinde olumlu etkisi olduğu sonucuna varmıştır.

Vlok, Smit ve Bester (2011), yaptıkları çalışmada dinamik görsel işlemenin okumada belirli bilişsel süreçleri etkileyip etkilemediğini incelemişlerdir. Araştırmacılar, 100 beşinci sınıf öğrencisini görsel algı ve okumayla ilgili ödevlerle test

etmiştir. Araştırma sonucunda okuma gelişiminin kısmen görsel algı gelişimine etkisi olduğu sonucuna ulaşmışlardır.

Demirci ve Tepecik (2012), yaptıkları araştırmada görsel algı eğitiminin 5-6 yaş çocuklarının görsel algı gelişimlerine etkisini saptamayı amaçlamışlardır. Araştırmacılar, anasınıfına devam eden 29’u deney, 29’u kontrol grubu olmak üzere 58 çocukla çalışmışlardır. Araştırmacılar, araştırmalarında çocukların eğitimi için “Beery VMI” eğitim materyalini ve çocukların görsel algılama düzeylerini ölçmek için de “Beery VMI Görsel-Motor Entegrasyon Testi’ni” kullanmışlardır. Araştırmacılar, araştırmanın sonucunda, Beery Görsel-Motor Entegrasyon Eğitimi’nin çocukların görsel algı gelişimine etkisinin deney grubunda bulunan çocuklar lehine istatiksel olarak anlamlı olduğunu tespit etmiştir.

Yıldırım, Akman ve Alabay (2012), okul öncesi dönem çocuklarına sunulan montessori ve mandala eğitiminin görsel algılama davranışlarına etkisini incelemek amacıyla yaptıkları çalışmada, 5-6 yaş grubu bağımsız anaokuluna devam eden 36 çocukla çalışmışlardır. Araştırmacılar çalışmalarında kontrol grupsuz ön-test, son-test modelini kullanmışlardır ve ön-test, son-test olarak “Frostig Görsel Algılama Testini” uygulamışlardır. Araştırmacılar, araştırmanın sonunda, montessori eğitiminin, çocukların görsel algılama alt boyutu olan şekil zemin ayrımı ve mekan zemin algılaması puanları lehine, mandala eğitiminin ise şekil-zemin ayrımı ve mekan ilişkileri lehine anlamlı bir farklılık oluşturduğu sonucuna ulaşmışlardır. Ayrıca araştırmacılar montessori eğitimi ile mandala eğitimini kıyasladıklarında mekan ile zemin algılanması alt boyutunda montessori eğitimi lehine anlamlı bir farklılaşma olduğu sonucuna ulaşmışlardır.

Pittorf, Lehmann ve Huckauf (2013), yaptıkları çalışmada çocukların görsel çalışan belleği ve algısal hızını incelemişlerdir. Çalışmaya 3-6 yaş arası 60 çocuk katılmıştır. Araştırmacılar, yaşa dayalı ve kullanımı kolay “Matrix Film Battery Testini” kullanmışlardır. Araştırmacılar, araştırma sonucunda görsel çalışan belleğin yaşa bağlı olduğunu, erkeklerin görsel çalışan belleği ile kızların görsel çalışan belleği arasında yaptıkları karşılaştırmada erkeklerin daha başarılı olduğunu ve erkeklerin görsel bilgiyi kızlara göre daha hızlı işleyebildiklerini belirlemişlerdir. Ayrıca görsel olarak sunulan nesneye uzun süre maruz kalmanın hatırlamayı kolaylaştırdığını ve görsel çalışan belleğin, algısal hıza önemli oranda bağlı olduğunu tespit etmişlerdir.

Benzer Belgeler