• Sonuç bulunamadı

Motivasyon kelime anlamı hareket olan Latince kökenli “movere” kelimesinden türemiştir. Fizyolojik, bilişsel ve duyusal boyutları içerisinde barındıran karmaşık bir kavram olan motivasyonun kelime anlamı ile ilgili araştırmacılar farklı tanımlamalar yapmıştır (Dörnyei & Ushioda, 2011; Steel & Konig, 2006). En basit anlamda motivasyon, insanları belli davranışları yapmaya yönelten enerji ve güç olarak nitelendirilmektedir.

Gollwitzer ve Oettingen’e (2002) göre insan davranışlarının gerçekleşmesinde motivasyon bir çok seçenek içinden sadece biridir ve geçmişten günümüze motivasyon üzerine yapılan çalışmaların biliş, duyuş ve davranışı motivasyon üzerinden açıklamaya çalıştığını ifade etmektedir. Motivasyon, bu üç kavram üzerinden bağlantıları yapılandırırken iki önemli paradigmanın etkisinde kalmıştır.

9

Bunlardan ilki motivasyona yönelik süreçleri insanın doğasında var olan dürtü ve uyarılmaya bağlı oluşan gerginlik durumu üzerinden açıklamaya çalışması, ikincisi ise düşüncelerin, hislerin ve eylemlerin genellikle kalıcı ya da amaçlı olarak birey tarafından kontrol edildiği ve yönlendirildiği durumlar olarak ifade edilmesidir. Freud’un 1930’larda ortaya attığı Zihin Oluşum Süreci ve Hull’ un Dürtü Azaltma Teorisi birinci paradigmanın motivasyon üzerindeki etkisine, Atkinson’un Beklenti-Değer Teorisi ve Bandura’nın Öz Yeterlik Teorisi ise ikinci paradigmanın motivasyon üzerindeki etkisine örnek olarak gösterilmektedir (Gollwitzer & Oettingen, 2002).

Bu bilgiler ışığında, motivasyona yönelik ilk teorilerin insan davranışlarını şekillendiren daha çok derinlerde var olan bilinçdışı dürtüler, duygular ve sezgiler üzerine odaklandığı, 20 yy. ortalarından sonra ise insan motivasyonuna yönelik teorilerin daha çok ihtiyaçlar ve buna bağlı olarak gelişen davranışların altında yatan bilişsel süreçlerin neler olduğunu açıklamaya çalıştığı görülmektedir. Günümüzde eğitim araştırmaları daha çok ikinci durumu içinde barındıran çalışmalardan oluşmakta ve motivasyonun farklı yöntem, teknik ve stratejiler kullanılmasının öğrenci başarı ve performansına olan etkisini ortaya çıkarmaya çalışmaktadır (Pintrich & Groot, 1990). Yapılan çalışmalar öğrenci deneyim ve performans kalitesinin motivasyon üzerinden içsel ve dışsal nedenlere bağlı olduğu yönündedir (Ryan ve Deci, 2000). Bu açıdan bakıldığında insan motivasyonu iç ve dış nedenleri kaynak olarak kabul eden iki türe ayrılmaktadır.

2.1.1 İçsel Motivasyon

Bu motivasyon türünde, bireyin bir aktiviteyi gerçekleştirme nedeni içsel olarak tatmin olma duygusu ile ilgilidir. İçsel olarak motive olmuş bir birey herhangi bir görevi yerine getirirken dışsal teşvik, baskı ya da ödüller yerine eğlence ya da meydan okuma amacını taşımaktadır. İçsel motivasyonda birey ile yapılacak görev arasında gizli bir bağ vardır. Bu bakımdan bireyin uyguladığı işe ait hedefin dış kaynaklı bir ödüle ihtiyacı yoktur, çünkü ödül etkinliğin içinde saklıdır (Ryan & Deci, 2000). Aynı zamanda bu tarz bireyler iç denetim odağına sahip bireyler olarak ifade edilebilir (Hegarty, 2011).

İçsel motivasyon ilk olarak White tarafından 1959 yılında insanlar ve hayvanlar üzerinde yaptığı gözlemler sonucunda, herhangi bir dış ödül veya ceza olmaksızın keşfetme, çalışma ve çevresini düzenleme olarak isimlendirdiği efektans (effectance) motivasyon ile

10

tanımlanmıştır (Ryan & Deci, 2000). Ona göre tüm organizmalar çevresinde karşılaştığı sorunlara çözüm üretmek ve bu problemleri çözmek için içsel olarak doğuştan motive olmuş durumdadır. 1960 yılında Daniel Berlyne ise bu düşünce yapısını geliştirerek bireylerin yaptıkları aktiviteler ve yaşadıkları olaylar sonucunda o anki anlayış ve beklentilerine ters düşen belirsizlik, uyumsuzluk ve tutarsızlık içeren durumların birer motivasyon kaynağı olduğunu ifade etmiştir. Son olarak, Richar De Charms ise 1968 yılında kontrol ya da öz belirleme motifini içeren üçüncü bir içsel motivasyon formu belirlemiştir (Ryan & Deci, 2000). Bu bakış açısına göre çevresel faktörleri kontrol altına alma hissi insanlara seçim yapma şansı ve kendi hayatlarını kontrol edebilme fırsatı sunmaktadır.

Sonuç olarak içsel motivasyon ile ilgili yaşanan gelişmeler sonucunda içsel motivasyonu besleyen en önemli üç kaynağın mücadele, merak ve kontrol etme düşünceleri etrafında geliştiği düşünülmektedir (Lepper, Sethi, Dialdin & Drake, 1997).

2.1.2 Dışsal Motivasyon

Bu motivasyon türü bireyin bir aktiviteyi gerçekleştirme nedeninin dışarıdan gelecek olan teşvik, baskı ya da ödül ile ilişkili olduğu durumları ifade etmektedir (Ryan & Deci, 2000). İçsel motivasyonun tersine motivasyonun kaynağı dışarıdan gelmekte ve bu tür motivasyon türüne sahip bireyler dış denetim odağına sahip olduğu bilinmektedir (Hegarty, 2011). Genel olarak, Ryan ve Deci (2000) motivasyonu motive olamama, dışsal motivasyon ve içsel motivasyon olmak üzere üç başlık altında incelenebileceğini ifade etmektedir. Motive olamama araştırmacılar tarafından bireyin yaptığı işte yetkinlik düzeyinin düşük olması, yaptığı işe karşı duyduğu ilgisizlik ve amaçsızlık gibi durumlar ile ifade edilirken, dışsal motivasyon bireylerin dışsal düzenleme, içe atma, tanımlama ve bütünleştirme gibi özellikleri kullandıkları durumlar ile açıklanmaktadır.

2.1.3 Motivasyon ve Öz-düzenleme Arasındaki Bağ

Motivasyon öğrenme süreci ve bu süreç sonunda elde edilen başarıda önemli bir etkiye sahiptir (Graham & Weiner, 1996; Pintrich & Schunk, 2002). Bu süreçte motive olan bir birey öğrenme sürecinde belirlediği hedeflere ulaşmak için harekete geçmeye hazırdır. Her

11

ne kadar, bireyin hazır olması önemli bir husus olsa da, bireyin süreç içerisinde izleyeceği yolu bilmesi de oldukça önemli bir durumdur. Hedeflerin belirlenmesi, öğrenme stratejilerinin seçilmesi, zamanın etkin bir biçimde yönetilmesi ve süreç sonunda kendi kendini değerlendirmesi gibi öz-düzenleme içerisinde yer alan bilişsel ve üst-bilişsel süreçler bireyin öğrenme sürecinde izleyeceği yolu belirlemesine yardımcı olmaktadır. Bu süreçte motive olan birey öğrenme sürecinde ve süreç sonundaki performansına göre kullanacağı farklı bilişsel ve üst-bilişsel stratejileri belirler, seçer, uygular ve izler. Bu açıdan bakıldığında, motivasyon sadece öğrenci başarısını artırmada bir araç değil, aynı zamanda bireyin kendi seçimlerini, çabasını ve sürekliliğini yönetebildiği bilişsel süreçleri de etkileyen bir unsurdur (Winne & Marx, 1989).

Ayrıca, Baumeister ve Vohs (2007)’a göre etkili bir öz-düzenleme süreci için standartlar, izleme süreci, irade ve motivasyon gibi 4 bileşen gereklidir. Motivasyon olmadan öz- düzenleme sürecinin anlaşılır ve iyi tanımlanmış standartlara, etkin bir izleme sürecine veya bol kaynaklara sahip olmasının tek başına bir anlamı yoktur. Bu üç bileşen maksimum düzeyde etkin kullanılsa da, motivasyon olmadan bireyin kendi davranışlarını düzenleyebileceği anlamına gelmemektedir. Başka bir ifade ile motivasyon diğer üç bileşenin etkinliğini doğrudan etkilemektedir.

Zumbrunn, Tadlock ve Roberts (2011) öz-düzenlemeli öğrenmenin birbirine bağlı, kendi gelişimini ve devamlılığına karar verebilen faktörlerden oluşan bir omurga tarafından kontrol edildiği ve motivasyonun bu omurgada belirleyici faktör niteliğinde olduğu görüşündedir. Bu açıdan ele alındığında, motivasyon olmadan öz-düzenlemeye yönelik öğrenmeye ulaşmak zorlaşmaktadır.

Tüm bu bilgiler dikkate alındığında, etkili bir öz-düzenleme sürecinin gerçekleşmesinde motivasyonun oldukça önemli bir bileşen olduğu ortaya çıkmaktadır (Pintrich, 2000a; Winne, 2001; Zimmermann, 2000).